İçeriğe atla

Kahvehane

Eski İstanbul kahvehanesi
21 Şubat 1924 tarihli Resimli Gazete'de Seyyar Kahveci Hüseyin Ağa

Kahvehane veya kıraathane; kahve ve çay yanı sıra çeşitli meşrubatların ve nargile gibi tütün ürünlerinin servis yapıldığı, masa oyunlarının oynandığı, sohbet edilen ve yine birçok farklı aktivitenin yapıldığı mekân.

Kafeteryalardan ve barlardan farklı olarak genellikle yemek servisi yapılmaz ve alkollü içeceklere ağırlıklı olarak yer verilmez. Özellikle Müslüman toplumlarda[1] kahvehaneler oldukça yaygındır. 16. yüzyıldan beri, kahvehane Orta Doğu ülkelerinde erkeklerin toplandığı kahve gibi içecekler tükettiği, sohbet ettiği, kitap okuduğu ve çeşitli masa oyunları oynadığı yerlerin başında gelir.

Kahvehaneler, edebi, siyasi ve sanat ile ilgili bazı oluşumların doğuşuna da zemin hazırlayan; toplumsal sorunların tartışıldığı kültür mekânları olarak da işlev görmüşler ve bu nedenle "kıraathane" olarak da isimlendirilmişlerdir.[2]

Etimoloji

Kahvehanede bir meddah.

Kahve sözcüğü Türkçeye Arapçaقهوة ḳahwa(t) sözcüğünden geçmiştir[3] ve aslen Etiyopya'daki Kaffa bölgesinden geldiği düşünülür.[4] Hane (ev) sözcüğü ise Farsça kökenlidir.

Osmanlı tarihçisi İbrahim Peçevî'nin notlarından anlaşıldığına göre İstanbul'da ilk kâvehane'nin açılmasının ardından[5] sözcük pek çok dilde şekil değiştirerek kullanılmıştır: Fransızca, Portekizce: café, İspanyolca: cafetería ya da café; İtalyanca: caffè, Almanca: café vb.

Tarihçe

İngiltere'de bir kahve, 17. yüzyıl

Habeşistan'daki yüksek yaylalarda yetiştirilen ve yiyecek olarak tüketilen, Orta Çağ sonlarında ise gezici dervişler tarafından Habeşistan'dan Yemen'e götürülüp orada içecek haline getirilen kahvenin[6] Osmanlı'ya gelmeye başladığı tarih 16. yüzyıldır.[7] Kahve başlangıçta tüccarlar tarafından İstanbul, Bursa, Edirne'ye getirilmiş ve üst tabakalar tarafından tüketilmiştir. Osmanlıların, 1517'de Mısır'ı fethinden sonra kahve ticareti arttı ve kahve içme alışkanlığı alt tabakaya indi.[6]

On altıncı yüzyılın ikinci yarısında Halep'ten Hakem ile Şam'dan Şems adında iki kişinin İstanbul'un Tahtakale semtinde birer kahvehane açmalarıyla başladığı söylenen süreç günden güne gelişmiş;[8] kahvehaneler imparatorluğun diğer yerlerine başka ülkelere yayılmıştır. 17. yüzyılda, kahvehane Osmanlı Devleti sınırlarının dışında, Avrupa'da görülmeye başlandı ve kısa zamanda popüler oldu.

Kahvehanelerin yaygınlaşmasıyla kahve içmek ve yarenlik etmek amacıyla buralarda toplanan muhtelif zümrelerden ve değişik kültür seviyelerinden insanlar, çok hızlı gelişen bir kültürel birikim ortamı, sosyalleşme mekânı, siyasi iktidar karşısında seslerini duyurabildikleri bir kamusal alan meydana getirdiler.

Osmanlı'da kahvehane

Osmanlı ülkesinde ilk kahvehaneler camilerin yanında açılmış, sosyal işlevleri olan imaret kahveleri idi. Namaz vakitleri arasındaki boşluğu insanlar kahvehanelerde doldurmuş, küçük kulübeler biçiminde olan bu yerlerde çay içip sohbet etmişlerdir.[2]

İstanbul'da ilk kahvehaneler ise 1555 yılında İstanbul'a Halep ve Şam'dan gelen kişilerce, Tahtakale'de açılmıştır. Burada özellikle okur yazar kesimden insanlar toplanıp kitap okur, satranç veya tavla oynarlardı. Davetler vererek arkadaş toplantıları düzenlemek pahalıyken, kahvelerde bir araya gelmek daha uygun bir seçenek haline gelmiş, haliyle kimi zaman kahvelerde oturacak boş yer dahi bulunamamıştır. Kahvelerin sayısı hızla artmıştır. 1630 yılında İstanbul'u adım adım dolaşan Evliya Çelebi şehirde 55 kahve olduğunu sayarken; II. Selim, III. Murat döneminde İstanbul'da 600'ü aşkın kahvehane vardır.[9]

Osmanlı geleneksel toplum kültürünü şekillendiren saray, medrese ve cami dışında, "sivil" bir anlayışla ortaya çıkan kahvehane, 16. ve 17. yüzyılların İstanbul'unda, pek sık rastlanmayan bir tepkiyle karşılaştı. Ulema tarafından ‘Miskinlerin buluşma mekânı ve fitne yuvası’ olarak görülen kahvehanelere "şarapsız meyhaneler", "tanrısız tapınaklar" gibi isimler yakıştırıldı.[8]

Osmanlı'da kahveyle ilgili ilk yasak Kanuni Sultan Süleyman devrinde Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından getirildi. Kömür derecesinde kavrulan maddelerin tüketilmesinin İslamiyet'e aykırı olduğu gerekçesiyle kahve haram sayılmış, verilen fetva üzerine İstanbul'a kahve getiren gemiler, dipleri delinerek batırılmıştı.[8] II. Selim devrinde, 1567 yılında başta Suriçi İstanbul olmak üzere İstanbul'daki bütün kahvehaneler kapatıldı. III. Murad ve I. Ahmed dönemlerinde de kısa süreli ve etkisiz yasaklar uygulandı.

17. yüzyılda IV. Murat, kahvehaneleri top yekûn kapatmaya yönelik şiddetli ve kapsamlı girişimlerde bulundu. 1633 Cibali Yangını bahanesine bağlanan bu yasağın arka planında yönetim aleyhtarı düşünce ve hareketlerin çoğunlukla kahvehanelerde şekilleniyor olması vardı.[8] Sadece Eyüpsultan ve çevresinde 120 kahvehane kapatıldı. 16. yüzyılın ikinci yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında ‘tehlikeli yerler’ olarak görülen kahvehaneler ‘külliyen’ kapatılırken 17. yüzyılın ortalarından itibaren otorite, ‘tehlikeyi’ önlemek için toptan kapatmak ve yıkmak yerine, benzerlerine ‘ibret olsun’ babında tek tek bazı kahvehaneleri kapatarak bir tür yıldırma siyaseti takip etti.

Yasaklamalara rağmen İstanbul'daki kahvehanelerin sayısı artmaya devam etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlığının son dönemlerinde İstanbul'da 50 kahvehane bulunduğu belirtilirken, bu sayı, 16. yüzyılın sonunda altı yüze ulaştı. Esnaf, ulema, azınlıklar ve yeniçeriler gibi toplumun farklı zümrelerinin devan ettiği farklı kahvehane türleri doğdu.[6]

Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağı'nın düzeninin bozulmasından sonra yeniçeri kahvehaneleri yeniçerilerin sığındıkları, türlü yolsuzlukları planladıkları yuvalar haline geldi. Zorba olarak bilinen bazı yeniçeri üyeleri çeteler kurmuşlardı. Bağlı bulundukları ortalardan üyeler toplayan zorbalar, kahvehaneler satın alarak çetelerinin "mafya mekanı" olarak kullandılar. İşlerini buradan yönettiler. Bu zorbalardan bazıları lüks kahvehaneler kurmakla nam salmıştı. Bu zenginliğin kaynağı kanun dışı yollarla topladıkları paralardı.[10] Dönemin kahvehane sahibi ünlü zorbalarından: Kahvecioğlu Burunsuz Mustafa Kuledibi Kahvehanesi'ne, Darıcalı İbrahim Çavuş Hendek Kahvehanesi'ne, Galatalı Hüseyin Ağa Çardak İskelesi Kahvehanesi'ne, Tiflisli Ali Toygar Tepesi Kahvehanesi'ne sahipti.[11] Yeniçeri kahveleri saz ve sözle, afyon ve esrarla eğlenilen mekanlar idi. II. Mahmud, 1826 yılında Yeniçeri Ocağını kapattıktan sonra kahvehanelere de el atarak özellikle Boğaziçi kıyılarındaki Yeniçeri kahvelerini toptan yerle bir etti.[7] Yıkılmayanlar, yerini berber dükkanlarına bıraktı ya da "bekar odaları" olarak kullanıldı.[7] Daha sonra tulumbacıların işlettikleri ve devam ettikleri, "Semai Kahvehaneleri" denilen çalgılı kahvehaneler ortaya çıktı.[7] Bu kahvelerde yeniçeri kahvelerinin mirasını mahalle raconuyla kaynaştıran kabadayılar devam etmekteydi.[6]

İstanbul'da bir kahvehane, 1905.

Kahvehane saysı 19. yüzyılın başlarında ikibinbeşyüzlere kadar çıktı. Hem sayı olarak, hem de itibar olarak gittikçe önemi artan kahvehaneler, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid devirlerinde altın çağlarını yaşadı. Basın başta olmak üzere pek çok yasak uygulamada iken kahvehaneler bundan ayrı tutuldu.[8] 19. yüzyılın ikinci yarısında kahvehanelerin kimisi edebiyatçıların, aydınların toplantı yeri haline geldi. Kültürün üretildiği ve tüketildiği bu mekanlar birçok değişikliklere uğrayarak hayatiyetini devam ettirdi.

20. yüzyılın ilk yirmi yılında kahvehaneler toplumun hemen her kesiminin uğradığı yerler haline geldi. Bunların arasında esrarcıların toplanıp esrar içtikleri "esrar kahveleri" ile horoz dövüşlerinin yaptırıldığı "horozcu kavheleri" de vardır.[7] Zamanla okur yazar insanların elini ayağını çekmesiyle her türlü içkinin ve afyonun içile- bildiği, kavga ve dövüş mekânları olarak anımsanan kahvehaneler, Türk aydınların yazılarında zararlı kurumlar olarak gösterildi.[2] Bununla birlikte I. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkenin işgal edildiği yıllarda birçok mahalle kahvehanesi ülkenin durumunun tartışılıp, kötü gidişattan nasıl kurtulabileceği konusunda fikirlerin üretildiği birere mekan olma özelliği gösterdi.[2] Türk Kurtuluş Savaşı'ndan sonra gerçekleştirilen inkılâpların halka inmesinde, halk arasında yayılmasında kahvehanelerin önemli bir rolü oldu. Kimi yazarlara göre bu dönemde kahvehaneler önemli bir propaganda ve telkin vasıtası haline geldi.[2]

Kaynakça

  1. ^ Bir Başka Kahve Hikâyesi 1 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Yazar: Doç. Dr. İsmail Albayrak, Yayınlayan: Yeni Ümit. Temmuz-Ağustos-Eylül 2008
  2. ^ a b c d e Ulusoy, Kadir. "Türk Toplum Hayatında Yaşatılan Kahve ve Kahvehanenin Yeri" (PDF). Millî Folklor, Sayı 89, Yıl:2011. 29 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2017. 
  3. ^ "kahve". Nişanyan Sözlük. Sevan Nişanyan. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  4. ^ "coffee." 16 Şubat 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Online Etymology Dictionary. Erişim: 16 Şubat 2015.
  5. ^ Alıntı: Bernard Lewis, Istanbul and the Civilization of the Ottoman Empire, Oklahoma Üniversitesi Basın (yeni baskı, 1989), p. 132 Google Kitap 6 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. ISBN 978-0-8061-1060-8.
  6. ^ a b c d "Osmanlı'da Kahvehaneler". Mimarizm Mimarlık ve Yapı Platformu, 18 Eylül 2007. 1 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2016. 
  7. ^ a b c d e Göktaş, Erbil. "Osmanlı Döneminde Kahvehaneler, Kıraathaneler ve Bunların İşlevleri". Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı 11, Yıl 1999. 1 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2017. 
  8. ^ a b c d e Emeksiz, Abdülkadir. "İstanbul Kahvehaneleri (Karaların ve Denizlerin Sultanı İstanbul Cilt II)" (PDF). Yapı Kredi Yayınları, 2009. 27 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2017. 
  9. ^ Birsel, Salah (1983). Kahveler Kitabı (2 bas.). Ankara: Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları. ss. 9, 364. 
  10. ^ I.B. Tauris Publishers, Ottoman Tulips Ottoman Coffee, Leisure and Lifestyle in the 18th Century (2007), p.129
  11. ^ I.B. Tauris Publishers, Ottoman Tulips Ottoman Coffee, Leisure and Lifestyle in the 18th Century (2007), p.132

Ayrıca bakınız

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kahve</span> kahve çekirdeklerinden elde edilen içecek

Kahve, kökboyasıgiller (Rubiaceae) familyasının Coffea cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılan içecektir.

<span class="mw-page-title-main">II. Osman</span> 16. Osmanlı padişahı (1618–1622)

II. Osman ya da Genç Osman, divan edebiyatındaki mahlasıyla Farisî, tahttan indirildikten sonraki adıyla Osman Çelebi ; 16. Osmanlı padişahı ve 95. İslam halifesidir. Babası I. Ahmed, annesi genel kanıya göre Mahfiruz Hatice Sultan'dır. II. Osman 13 yaşında iken, amcası Sultan I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi üzerine Osmanlı tahtına oturdu. Annesi onun yetişmesi için çok titiz davrandı. II. Osman iyi bir terbiye ve tahsil gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. Bazı batı kaynaklarında Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi batı dillerini öğrendiği kaydedilirse de bunun doğru olma ihtimali olmadığı iddiasına karşın yabancı asıllı olan annesi tarafından bu dillere eğitildiği söylenir. Osmanlı şehzadeleri arasında en kültürlüsü olduğu belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">IV. Murad</span> 17. Osmanlı padişahı (1623–1640)

IV. Murad, dîvân edebiyatındaki mahlası Murâdî, 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan ve Bağdat fatihidir. IV. Murad İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi II. Osman'ın Yedikule Zindanları'nda bir grup isyancı tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. Aklî dengesi bozuk olan amcası I. Mustafa'nın yerine 11 yaşındaki IV. Murad padişah yapıldı.

<span class="mw-page-title-main">II. Süleyman (Osmanlı padişahı)</span> 20. Osmanlı padişahı (1687–1691)

II. Süleyman, 20. Osmanlı padişahı ve 99. İslam halifesidir.

<span class="mw-page-title-main">Türk kahvesi</span> Türk usulü kahve

Türk kahvesi, daha çok Türk kültüründe önemli yere sahip Osmanlı İmparatorluğu'dan günümüze kadar gelmiş bilinen en eski kahve hazırlama ve pişirme metotlarındandır. Kendine has tadı, köpüğü, kokusu, sunuluş biçimiyle özgün bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür.

Yemişçi Hasan Paşa III. Mehmed saltanatı döneminde 10 Temmuz 1601 - 24 Eylül 1603 tarihleri arasında toplam iki yıl üç ay yedi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Ohrili Hüseyin Paşa, II. Osman saltanatı döneminde 9 Mart 1621-17 Eylül 1621 tarihleri arasında altı ay dokuz gün ve 20 Mayıs 1622'de bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Nevesinli Salih Paşa, Osmanlı Padişahı İbrahim saltanatında 17 Aralık 1645 - 16 Eylül 1647 tarihleri arasında bir yıl dokuz ay sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yeniçeri</span> Osmanlı Devletinde askerî bir sınıf

Yeniçeri Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda padişaha bağlı kapıkulunun en büyük birimiydi. Kesin kuruluş tarihi bilinmese de, on dördüncü yüzyılın son yarısında I. Murad döneminde (1362-1389) kurulduğu kabul edilir. Avrupa'nın ilk modern daimi ordusudur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı ordusu (klasik dönem)</span> 15-19. yüzyıllarda Osmanlı Ordusuna genel bakış

Klasik Osmanlı Ordusu, Osmanlı ordusunun 1451'de II. Mehmed'in yapılandırmasından başlayıp 1826 Vaka-i Hayriye biten kısmına verilen isimdir. Dönemin ordusu, 1606 sonrasında yenilmeye başlamış ve 17. ve 18. yy itibarıyla geçirdiği reformlar ardından 1826 yılında lağvedilmiştir. Bu dönemde birçok ocaklardan birisi olan Yeniçeri ocağı olarak adlandırılan ve devşirmelerden kurulan ocağın ordu ve siyasette büyük yeri ve etkisi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Viyana Kahveleri</span>

Viyana Kahveleri Viyana kültürünün bir parçasını oluşturan tipik Viyana kurumlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kafe</span> genellikle sıcak içecek ve yiyecek servisi yapan küçük işletme

Kafe veya Fransızca orijinal yazımıyla café, müşterilere yiyecek ve içecek servisi yapılan küçük işletme. Genellikle kısıtlı bir menüye sahiptir. Aslen kahve servisi yapılan mekanlar olan kafeler zamanla basit yiyeceklerin ve her türlü sıcak-soğuk içeceğin sunulduğu yerler hâlini almıştır. Öncelikle çeşitli türlerde kahve, örn. espresso, latte ve cappuccino servis eder. Bazı kafeler buzlu kahve, buzlu çay, kafeinsiz içecekler gibi soğuk içecekler sunabilir. Kıta Avrupası'nda kafeler alkollü içecekler de sunmaktadır. Bir kahvehane ayrıca hafif atıştırmalıklar, sandviçler, kekler, tatlı, meyveler veya hamur işleri gibi yiyecekler de sunabilir. Kahvehaneler, sahibi tarafından işletilen küçük işletmelerden çok uluslu büyük şirketlere kadar çeşitlilik gösterir. Bazı kahvehane zincirleri, dünya çapında çeşitli ülkelerde çok sayıda şubesi bulunan bir franchise iş modeliyle çalışır. Bir kahvehane, bir bar, pub veya restoranın bazı özelliklerini paylaşabilir, ancak kafeteryadan farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu</span> Güneydoğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrikada hüküm sürmüş eski bir imparatorluk (1299–1922)

Osmanlı İmparatorluğu ya da Osmanlı Devleti, resmî olarak Devlet-i Aliyye ve yine resmî olarak antlaşmalarda ve uluslararası kullanımlarda Türkiye, Batı kroniklerindeki kullanımlarda ise Türk İmparatorluğu, 1299 yılında Oğuz Türklerinden Osman Gazi'nin kurduğu Osmanoğlu Hanedanı'nın hükümdarlığında Orta Çağ'dan Yakın Çağ'a kadar varlığını sürdürmüş bir imparatorluktur.

İslamiyet öncesi ve sonrasında Türklerde devam eden içecek kültürü çeşitli maddelerle sürdürülmüştür. Dîvânu Lugâti't-Türk'te "içkü" kelimesi alkollü veya alkolsüz tüm içilen sıvılarla ilgili kullanılır. İslamiyet öncesi kımız, suci gibi isimlerle anılan içeceklerin yanı sıra şarap, rakı, boza, ayran, kahve ve en son çay Anadolu ve Rumeli Türklerinin içecekleri arasında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da keyif verici maddeler</span>

İslamiyet ile alkollü, alkolsüz olan içecekler ve tütün vs. mamüllerin ilişkisi İslam toplumları tarihi içinde dini olduğu kadar da sosyo-ekonomik ilişkiler ile bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ilişki ilgili coğrafya, etnik-kültürel çeşitlilik çerçevesinde bakıldığında çeşitlilik arz etmektedir. İslamiyet bir din olduğu kadar aynı zamanda çeşitli kültürel öğelerin bir arada etkileşim içinde olduğu toplumların diğer kültürel ögelerinden birini oluşturmaktadır. İslam toplumlarının tarihi geçmişlerinin sosyal katmanlarına yönelik mikrotarihsel analizler ekseninde incelenmesi keyif verici maddelerle İslam toplumlarının ilişkisini açığa çıkarmak adına gereklidir. Bu yapıldığında İslam hukukunun maddeleri dışında İslam toplumlarındaki yaşantıların sunduğu veriler İslamiyet ile keyif verici maddelerin ilişkisinin derin analizleri gerektiren ve sanıldığından çok daha karmaşık bir ilişki olduğunu ortaya koyacaktır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda yasaklar, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki yasakları ele almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Paris kafesi</span>

Paris kafeleri Fransa'nın başkenti Paris'te 17. yüzyıldan beri sosyal ve mutfak yaşam merkezi olarak hizmet vermektedir. O zamandan beri şehrin sosyal ve politik nabzı olarak buluşma yeri, mahalle merkezi, konuşma matrisi ve ağ kaynağı, rahatlamak ya da yakıt ikmali yapmak için bir yer olarak hizmet ediyorlar. Paris kafeleri, birkaç saat boyunca rahatsız edilmeden insanların dinlenmeleri ve rahatlanmalarının kolay yolunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Asmaaltı Meydanı</span>

Asmaaltı Meydanı, Lefkoşa'da, ticaret ve konaklama merkezi olarak işlev görmüş tarihi bir meydandır. Meydanın çevresinde üç han bulunmaktaydı; bunlardan ikisi, Büyük Han ve Kumarcılar Hanı günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiştir. Tarihi bir türbe olan Kurt Baba Türbesi, meydanın köşesinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kahve kültürü</span>

Kahve kültürü, kahve tüketimini çevreleyen gelenekler ve sosyal davranışlar dizisidir. Terim ayrıca kahvenin yaygın olarak kültürel yayılımı ve benimsenmesi anlamına gelir. 20. yüzyılın sonlarında, espresso, özellikle Batı dünyasında ve dünyanın diğer merkezlerinde, giderek daha popüler bir içecek haline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Kahve içecekleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu, kahve içeceklerinin bir listesidir. Kahve içecekleri, sıcak su ve bazen soğuk su ile öğütülmüş kahve çekirdeklerinin demlenmesiyle yapılır. Kahve hazırlama işlemi kahve kavurma ve kafeinsizleştirme ile yapılır. Evde kahve kavurma da popüler işlemlerden biridir. Gaggia makinesinin icadıyla, espresso, cappuccino ve latte gibi içecekler, 1950'lerde popülerlik kazandı. Daha sonra Amerika'ya geldi. 1980'lerde İtalyan kahve kültürünün popülaritesinin artmasıyla kahvehaneler ve kahvehane zincirleri aracılığıyla dünya çapında yayılmaya başladı.