
Batum, Gürcistan'ın Özerk Cumhuriyeti Acara'nın başkenti olan Karadeniz kıyısındaki liman kenti. Nüfusu 169.100 olan Batum, önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak hizmet vermektedir. Subtropikal bir bölgede yer almaktadır. Narenciye ve çay gibi tarımsal ürünler bakımından zengindir.

Kahaber "Kaha" Kaladze, Gürcü siyasetçi ve defansta görev yapan eski millî futbolcudur.

Lazlar (Lazca: Lazepe, Lazi Güney Kafkas dillerinden Lazca konuşan ve Türkiye ve Gürcistan'ın Karadeniz kıyısındaki bölgelerinde yaşayan bir etnik gruptur.

Bağlıca, Artvin ilinin Ardanuç ilçesine bağlı bir köydür.

Raça, Gürcistan'ın dağlık kuzeybatı bölümünde tarihsel bölge adıdır. Bugün Raça-Leçhumi ve Kvemo Svaneti bölgesindeki (mhare) Oni ve Ambrolauri ilçelerini kapsar. Kuzeyde ve doğuda Büyük Kafkaslar, güneyde İmereti, batıda Leçhumi ve Svaneti yer alır.

Bu madde Gürcistan'ın özerk bölgesi Acara'nın tarihini anlatmaktadır. Ancak tarihsel Acara bölgesi bugünkü Acara Özerk Cumhuriyeti'nin küçük bir bölümünü oluştuyordu. Merkezi Keda olan bölgeye Aşağı Acara, merkezi Hulo olan bölgeye de Yukarı Acara deniyordu. Osmanlı döneminde de Acara bölgesi benzer biçimde Acara-ı Süfla ve Acara-yı Ulya şeklinde adlandırılmıştır.
Lazistan, Lazların yaşadığı coğrafi ve tarihi bölgedir. Karadeniz'in güneydoğu kıyısı boyunca ince bir şerit halinde uzanır ve Güney Kafkasya'nın güneybatı ucu ile Anadolu'nun kuzeydoğu ucunu kapsar.
II. Kahaber, Gurieli hanedanından bir eristavi idi. 1469'dan ölümüne kadar Guria'nin düklüğünü yapmıştır.

Gurieli hanedanı güneybatı Gürcistan'daki Guria özerk bölgesini yöneten hanedandır.
I. Kahaber, Gurieli hanedanından bir eristavi idi. Guria Prensliği'nin bilinen ilk düküdür.
I. Mamia Gurieli 1512'den öldüğü tarihe kadar Guria'nın prensliğini yapmış Gurieli hanedanı üyesidir. Babası I. Giorgi'nin ölümüyle tahta geçen Mamia, Doğu Gürcistan'daki Kartli ve Kaheti krallıklarının çatışmalarında yer almıştır; silah zoruyla, Kartlili X. Davit'i damadı Kahetili Levan ile barıştırmıştır. 1533'te Megrelya prensi olan adaşıyla beraber Çerkes korsanlarının ana üssüne karşı düzenlediği sefer fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Rehin alınan Mamia Gurieli, fidye karşılığında serbest bırakılmıştır.
II. Giorgi Dadiani 1345'ten öldüğü tarihe kadar Megrelya'nın eristaviliğini ("dük") yapmış Dadiani hanedanı üyesidir.

Tsotne Dadiani, Dadiani hanedanından asilzade ve Gürcistan'daki Moğol yükselişi döneminde öne çıkan siyasi figürlerden biridir. 1246 yılında Moğol hegemonyasını devirmeyi amaçlayan başarısız bir komplonun parçası olmuştur. Komplo planlarının Moğollara götürülmesiyle tutuklanan Tsotne, gördüğü işkencelerden sağ kurtulmuştur. Orta Çağ Gürcü yıllıklarında, Tsotne'nin suç ortaklarıyla aynı kaderi paylaşma konusundaki ısrarın Moğolları merhametli davranmaya ittiği yazmaktadır. Bu olayla popüler bir tarihi şahsiyete dönüşen Tsotne, Gürcü Ortodoks Kilisesi'nin azizlerinden biri olmuştur.
I. Giorgi Gurieli 1483'te öldüğü tarihe kadar Guria'nın eristaviliğini (dük) ve daha sonra mtavariliğini (prens) yapmış Gurieli hanedanı üyesidir.

Raça Düklüğü, Orta Çağ ve Erken Modern dönemde Batı Gürcistan'ın Raça eyaletinde var olmuş bir düklüktür. Büyük Kafkas Dağları'nın eteklerinde ve Rioni Nehri'nin kuzeyinde yer alan düklük, 1050'den 1789'a kadar eristaviler ("dük") tarafından yönetilmiştir.
Pekraşeni Kilisesi, tarihsel Çrdili bölgesinde, bugün Kars ilinin Arpaçay ilçesine bağlı Pekraşeni köyünde Orta Çağ'dan kalma Gürcü kilisesidir.

Karçhali Vadisi veya Karçhala Vadisi, tarihsel Klarceti bölgesinde, günümüzde Artvin ilinde Karçhali Deresi'nin oluşturduğu vadidir. Adını Karçhali Dağı’ndan alır. Karçhali (კარჩხალი) ise, Gürcüce bir yer adı olup “çıplak dağ” veya “kayalık dağ” anlamına gelir.

Gürcü göçleri, Osmanlı Devleti egemenliğindeyken 19. yüzyılda Rusya'nın eline geçen tarihsel Gürcü topraklarından bugünkü Tükiye sınırlarına yapılan göçlerdir. Göçmenlerin büyük bölümü Müslüman Gürcüler, küçük bölümü de Katolik Gürcülerden oluşuyordu. Müslüman Gürcülerin kitleler halindeki göçleri, 1828-1829 ve 1877-1878 savaşlarının ardından Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan antlaşmalara bağlı olarak gerçekleşmiştir. Müslüman Gürcülerin göçü Gürcü literatüründe Muhaciroba (მუჰაჯირობა) olarak adlandırılmıştır. Muhaciroba, Arapça "muhacir" kelimesinden türemiş olup Türkçedeki "muhaceret" kelimesiyle karşılanabilir.