İçeriğe atla

Kadastro

1842 yılına ait Norveç kadastro kayıtları, her arsanın ismi, sahipleri, eski ve yenikayıt numaralarını göstermektedir.
1825 yılına ait Çekoslovak kadastro haritası
Lézignan, Hautes-Pyrénées civarında Napolyon kadastrosu için toprak kullanımını gösteren kadastral harita (1809). Etiketler, yukarıdan aşağı, kır, kullanılabilir toprak, otlak, bağ/bahçe, maki, orman, kestane ağaçları, kayalık, bataklık.

Kadastro, bir bölgedeki özel arsaların kaydıdır;[1] bu arsalar sistematik şekilde numaralandırılır, her birinin çevresi ve parsel tanımlayıcısı büyük ölçekli haritalarda gösterilir, hem haritada hem de kayıt defterinde bu arsanın niteliği, büyüklüğü, değeri ve onunla ilgili hukukî haklar belirtilir.[2] Gündelik dilde kadastronun birkaç anlamı vardır: Birincisi, özel arsaların bir kamu kuruluşunda tutulan kayıtlarıdır. İkinci anlamı bu kayıtları tutan ve onları idare eden kuruluşun adıdır. Üçüncü anlamı bu kuruluşun yaptığı işlerdir. Türk Dil Kurumu kadastroyu "bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülk yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi" olarak tanımlar.[3] Türk Kadastro Kanunu'nda kadastro "taşınmaz malların sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilerek hukuki durumlarının ve üzerindeki hakların tespit edilmesi işlemi" olarak tanımlanmıştır.[4] Sıfat hali "kadastral"dir. Kadastral haritalara güncel dilde tapu haritası veya kadastro paftası da denir. Kadastrolar dünyada çoğu ülkede, tapu sicili gibi başka belgelerin eşliğinde kullanılır.

Etimoloji

Kadastro, Fransızca "Cadastre", o dile de İtalyanca "catastro" sözcüğünden gelmiştir. Catastro sözcüğünün kaynağı Yunanca κατάστιχον ([katastikhon], defter veya kayıt) ve ondan önce κατά στίχον ([kata stikhon] "çizgi üzerinden") sözcükleridir; yani kadastro arsa sınırlarını belirleyen köşe taşları arasındaki düz çizgiler ve mesafeler boyunca ilerlemek kavramından türetilmiştir. Bizans İmparatorluğunda toprak vergisinin adı katastikon olmuş, Venedik Cumhuriyeti kendi vergi sistemi için Bizans sistemini uygulamış ve bu adı catasticon olarak yeniden İtalyancalaştırmıştır.[5]

Amaç

Kadastro kayıtlarının üç amacı vardır: 1) ödenecek emlak vergisi miktarını belirlemek için bir toprağın değerini kaydetmek, 2) mülkiyet haklarının korunması için toprağın boyutlarını ve sınırlarını belirlemek, 3) imar planlaması ve kırsal kalkınma için bir temel oluşturmak. Farklı ülkelerde bu amaçların hangisinin önde geldiğine bağlı olarak kadastronun farklı anlamları, farklı kurumlaşmaları olabilir. Örneğin eski Doğu Bloğu ülkelerinde özel mülkiyet olmamasına rağmen kadastro daireleri vardı, bunların amacı beş yıllık kalkınma planlarına destek olmaktı; bu ülkelerin kadastro kayıtlarında toprak kalitesi, su kaynakları ve yollara yakınlık, iklim şartları gibi bilgiler bulunurdu. Batı Avrupa'da kadastronun amacı toprak vergisinin toplanmasını sağlamakken, Büyük Britanya'da esas amaç mülkiyet haklarının korunmasıdır.[6]

Bu amaçlara hizmet eden üç tip kadastro bilgisi olabilir: 1) malî kadastro: toprağın değeri, 2) hukuki kadastro: toprak üzerindeki haklar. 3) geometrik kadastro: toprağın ölçümleri, parçaları, gösterimi ve konumu hakkında bilgiler. Çoğu ülkede bu bilgilerin üçü de kaydedilir.

Toprak değeri genelde alım-satım bilgilerine dayalıdır ama ihtiyaca göre bazen toprağın değeri yeniden belirlenebilir.

Hukuki kadastro bilgilerinde örneğin ipotekli bir arsada hem arsanın sahibi hem de ipotek sahibi belirtilebilir, bir derebeylik sisteminde hem toprağın sahibi hem de üzerinde çalışan çiftçi belirtilebilir, başka durumlarda geçiş veya kullanım hakları, mülkiyetten ayrı olarak kaydedilebilir. Geometrik kadastro bilgilerini elde etmek için haritacılık ve yazılı metinlerdeki arazi tariflerine dayanılır. Yazılı kayıtların olmaması halinde yerel yetkililerin sözlü ifadesine de dayanılabilir.

Tarih

Fransa'da Maine-et-Loire'da 1750'den kalma bir derebeylik arazi planı.

Kişilerin topraklarının sınırlarının bilinmesi gereği çok eskilere dayanır. MÖ 3000 yıllarında Nil vadisindeki tarım haklarının düzenlenmesi için kayıtlar mevcuttur.

Girsu'da (Mezopotamya'da) M.Ö. 2300 yıllarına ait bir kil tablette bir grup toprak parselinin planları, yüzölçümleri ve tasvirleri bulunmuştur. Etrüsk medeniyeti hakkındaki Etrusca disciplina belgelerinde, şehirlerin kurulmasında kadastro işlemlerinin dinî ve töresel bir bağlam içinde yapıldığı yazılıdır.

Sümer kralı Şulgi, Ur şehri için bir toprak kayıt sistemi kurmuştur.

Roma eyaletlerinde toprak vergisi capitatio terreno nun toplanmasında vergi amaçlı toprak birimlerine "capitatio" (veya capist) denirdi. Bu toprak birimlerin kaydına (bir başka görüşe göre, bir bölgedeki toprak sahiplerinin kaydına) Capitastrum denirdi. Orta Çağlarda bu kayıtlar capitastrum olarak adlandırılırdı ve bu sözcük sonra catastrum olarak değişmiştir.[7]

Orta Çağlarda Avrupa'da kadastronun amacı, vergi toplamak amacıyla kilise topraklarının, derebeylerinin, çiftçilerin toprakların büyüklüğünü belirlemekti. Bu kayıtlar mülkü tasvir edip yaklaşık büyüklüğünü belirtmenin yanı sıra, bazen basit planlar da içerirdi. Derebeyi için çalışan vasallar durumunda toprağın sahibi olan derebeyi ve onu çalıştıran çiftçinin adları da kaydedilirdi. İngiltere'de Domesday Book bunun ilk örneklerindendir. I. William emriyle 1086'da İngiltere'nin her tarafında toprak sahiplerinin ne kadar toprak ve hayvan sahibi olduğu belirlenmişti. Bu kitaba dayanarak kimin ne kadar vergi ödeyeceği belirlenmişti.

Araplar'ın 10. yüzyılda Sicilya'yı istilasında defter adı verilen basit bir toprak kayıt sistemi başlatılmıştır. Bu sistem Güney İtalya'nın Normanlar tarafından istilasından sonra Catalogus baronum olarak geliştirilmiştir.

Fransız ihtilaline kadar Fransa'daki kadastro çalışmaları yerel amaçlar (derebeyi için) için kullanılırdı. VII. Charles, XIV. Louis ve XV. Louis, merkezî bir kadastro oluşturmaya gayret etmelerine rağmen politik direnme, ekonomik imkasızlıklar ve ölçüm araçlarının yetersizliği nedeniyle bunu gerçekleştirememişlerdir. Yerel kadastro kayitlari vardi ama her biri farklı esaslara göre çalışırdı. İlk defa Napolyon, Fransa'daki 100 milyon toprağın her birini kaydettirmiştir. Avrupa'daki millî kadastro sistemleri Napolyon'un girişimiyle ilk defa Avrupa'da 15 Eylül 1807'de başlamıştır. İlk haritalı kadastro kayıtları 18. yüzyılda Savoya Dükalığı'nda hazırlanmıştır.

Osmanlılarda toprak kayıtları tahrir defterlerinde tutulurdu. Bu defterlerde vergi mükellefleri ve onların mülkleri hakkında bilgiler tutulurdu.

Kadastral harita

1850'lerde ABD'de odometre kullanan bir mesahacı

Kadastral harita, bir bölgedeki tüm emlağın (arsa ve binaların) haritasıdır ve kadastro kayıtlarının parçasıdır. Tapu dairesindeki kayıtlı mülklerin konumu ve sınırların resmî kanıtı sayılır. Haritada arsaların sınırları ve kayıt numaraları, belediye sınırları, binalar ve arazinin kullanım amacı kaydedilebilir.

Türkiye'de kadastral haritalar parsel, ada gibi parçalara bölünebilir. Kadastro parseli, sınırları belli bir mülkiyet arazisidir. Kadastral ada çevresi doğal kadastral ada ve yapay sınırlarla çevrili olan yere kadastral ada denir.[8] İmar uygulaması yapılınca kadastro parsellerinin yerine imar parselleri gelir. Kadastral yollar, imar planı olmayan bölgelerde kadastro haritalarındaki kimsenin mülkiyetinde olmayan alanlardır. İmar planı yapıldığında imar planları genelde bu yollara göre oluşur.

Kadastro haritaları altyapı yatırımlarının belirlenmesinde, uzun vadeli jeolojik ve ekolojik çalışmalarda da gözününe alınır, eğer toprak mülkiyeti, incelenen olguda bir rol oynuyorsa. Kadastro haritalarında bölge isimleri, parsel ve tapu numaraları, mevcut yapıların yerleri bitişik yol ve sokak isimleri, belli sınırları uzunlukları ve daha eski haritalara referenslar bulunur.

Standart topoğrafik kadastral haritalar, planimetre ayrıntıları ve özellikle mülkiyet sınırlarını ayrı, yükseklik bilgilerini (eşyükseklik eğrisi) ayrı, göstermek üzere iki kalıp halinde ve birbirleri ile çakıştırılabilir nitelikte üretilen paftalardır. Haritada doğal sınırlar (yol, kıyı, nehir gibi) ve binalar da belirtilebilir. Modern kadastro haritalarında ise coğrafi bilgi sistemleri kullanılmaktadır. Kadastral harita yapmak için arazide saha ölçüm yapan kişilere mesahacı denir.

Kadastral haritalarin üretilmesi için arazi ölçümleri yapıldığı gibi havadan fotoğraf alımı da kullanılır. Bu ölçümler geodezik ve fotogrametrik bilgisayar programlarla haritalara dönüştürülür.

Tapu kayıtları ile ilişki

Tapu, bir emlağın mülkiyetinin kime ait olduğunu gösteren belgedir. Kadastro ise o emlağın büyüklüğünü ve konumunu tanımlar. Çeşitli ülkelerde tapu ve kadastro idaresi arasındaki ilişkiler farklıdır.[9]

  • Alman sisteminde tapu, kadastral sisteme bağlıdır. Her arsanın sahibi merkezi bir kurumda kayıtlıdır, devlet o arsanın sahibinin kim olduğunu kayıtlarında tutar. Kadastronun amacı toprak ve parselleri tespit etmektir, bu yüzden kadstro dairesi çevre bakanlığı (veya benzeri) bir bakanlığa bağlı olur.
  • Fransız/Latin/ABD sisteminde arsanın özellikleri tapu belgesi üzerinde kaytılıdır. Alım satım yapıldıktan sonra yeni mal sahibi tapusunu kaydettirir. Tapuda belirtilen arsa özellikleri kadastrodakini tutmayabilir. Kadastro kaydı toprak kaydından ayrı olarak yapılan bir işlemdir. Arazi ölçümlerinin esas amacı vergilendirmedir, bu yüzden kadastro dairesi maliye bakanlığına bağlıdır.
  • İngiliz sisteminde tapu ve kadastro kayıt sistemi bütünleşmiştir. Arsanın tespiti tapu işleminin parçasıdır.

Kaynakça

  1. ^ Sevan Nişanyan. "Kadastro". Sözlerin Soyağacı. Erişim tarihi: 30 Haziran 2010. []
  2. ^ Henri A. L. Dekker (2003). The Invisible Line (İngilizce). Ashgate Publishing, Ltd. ISBN 9780754636373. 
  3. ^ "kadastro". TDK. Erişim tarihi: 6 Haziran 2010. []
  4. ^ "TKGM Sözlüğü". 16 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2011. 
  5. ^ Riddell, JC. "Emerging trends in land tenure reform: Progress towards a unified theory". 30 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2010. 
  6. ^ Henri A. L. Dekker (2003). The Invisible Line (İngilizce). Ashgate Publishing, Ltd. ISBN 9780754636373. 
  7. ^ Edward Gibbon, Henry Hart Milman (1880). The history of the decline and fall of the Roman empire, Volume 2. Harper & brothers. s. 312. 
  8. ^ "Kadastro adası nedir?". 22 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2015. 
  9. ^ Stig Enemark. "From Cadstre to land Governance" (PDF). 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2010. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Harita</span> yeryüzünün belirli oranlarda küçültülüp gösterilmesi

Harita, yeryüzünün tümünün ya da bir parçasının belirli oranlarda küçültülmüş bir şekilde bir düzlem üzerinde gösterimidir. Yeryüzü düzleme açılamayan kapalı bir şekil olduğundan küçültme ile birlikte harita projeksiyonları kullanılarak düzleme izdüşüm işlemi de yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Emlak</span> Ev, tarla vb. taşınamayan mülk

Emlak veya gayrimenkul, arsa ve üzerinde bulunan gayrimenkuldan, binadan, fabrikadan, işletme tesisinden, konutdan, evden, villadan, apartmandan, bahçeden veya su yolu gibi doğal kaynaklardan oluşan, taşınamaz mülktür. Arsa mülkiyeti, toprağın hava sahanlığı hariç hem yerin altı hem de yerin zemini için geçerlidir. Serbest piyasada emlak, kur hareketliliğinden veya ekonomik krizlerden pek etkilenmediği için en güvenilir yatırım tiplerinden biri olarak görülür.

Arsa, toprak alan, boş arazi, yeryüzü parçasıdır. Köy, kasaba ve kent sınırları içindeki toprak parçalarına verilen genel isimdir. Belediyelerin sınırları içerisinde bulunur ve belediyeler tarafından parsellenir, üzerlerine taşınmaz bir emlak inşa edilebilir. İmar görmüş tarlaya arsa denir.

<span class="mw-page-title-main">Toprak</span>

Toprak, bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposudur. 1 cm toprak ortalama olarak 1000 yılda oluşur. Toprak üzerindeki ölü bitkileri yakmak toprağa çok büyük zararlar verir ve toprağı verimsizleştirir. Toprak üzerindeki ölü bitkiler ve kuru yapraklar fosilleşerek bir gübre görevi görür ve toprağın zenginleşip nem tutarak verimliliğini artırır.

Harita mühendisliği, yeryüzünün tamamının veya bir parçasının çeşitli tekniklerle metrik anlamda ölçülmesi ve elde edilen mekansal verilerin bilgisayar ortamında işlenip değerlendirilmesi sonrası belirli standartlara veya prensiplere göre harita ve planlara dönüştürülmesi, ayrıca konum ve mekanla ilgili her türlü ölçüm, hesaplama, analiz ve görselleştirme çalışmaları ile ilgilenen mühendislik dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı</span> Türkiyede bir bakanlık

Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olarak çalışan çevre, şehircilik ve iklim değişikliği işlerinden sorumlu bakanlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü</span> Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı olarak görev yapan bir genel müdürlüktür

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapan bir genel müdürlüktür.

<span class="mw-page-title-main">Eşya hukuku</span>

Eşya hukuku, Medeni hukuk dalıdır ve Medeni Kanun'un 4. kitabında genel olarak düzenlenmiştir. Kişilerin eşya üzerindeki mutlak haklarını düzenler. Eşya, bağımsız nesne olarak maddi bir varlıktır.

Mülkiyet hakkı, kapitalist ekonomik kurallarının hakim olduğu bölge, sistem veya devletlerde; taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır. Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Bu hak mutlak nitelikte olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Mera</span> hayvanların otlatılması için kullanılan kısa boylu buğdaygil ve baklagil bitkileriyle kaplı arazi

Mera, otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacı ile kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gayrimenkul</span>

Türk Dil Kurumu sözlüğünde Arapça kökenli olan gayrimenkul kelime anlamı taşınmaz olarak ifade edilmektedir. Emlak ve taşınmaz sözlük anlamı olarak aynı anlamda kullanılmaktadır. Gayrimenkul arazi ve arazi üzerinde su kaynakları, ağaç, mineral, bina, ev, çit, köprü gibi insan eliyle yapılmış ve/veya doğada kendisi var olan arazi üzerinde yer alan daimi eklentilerini kapsamaktadır. Gayrimenkul mali değere sahip varlıklardan olsa da diğer mali varlıklardan ayrıldığı husus taşınmaz olması ve araziye bağlılıktan ileri gelmektedir.

Lihtenştayn tarihi bugünkü Liechtenstein Prensliği topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

İkta, özel mülkiyette olmayıp hükümdarın mülkü olan topraklara ait vergilerin veya daha genel anlamda gelirlerin, asker veya sivil erkâna, devlete hizmetlerinin karşılığı olarak, yani maaşlarına karşılık verilmesi olarak tanımlanır. Erken İslam hukukçuları açısından, eqṭāʿ, qaṭāye olarak bilinen hibelerin bir gelişmiş biçimidir.

Geoliberteryenizm, liberteryenizm ile georgizmi sentezleyen politik hareket ve ideolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Sınır Hizmeti</span>

Azerbaycan Devlet Sınır Hizmeti. Azerbaycan sınırları korumaktan sorumlu bir hükûmet kurumudur.

Defter, Osmanlı İmparatorluğu'nda vergiler ve arazi kadastrosu kayıtları idi. Bu vergi kayıtlarından sorumlu yetkililer ise defterdar olarak adlandırılmaktaydı.

<i>Pronoia</i>

Pronoia geç dönem Doğu Roma İmparatorluğu'ndaki birey ve kurumlara devlet gelirleri tahsis edilmesini sağlayan bir sistemdi. 11. yüzyıldan başlayarak 15. yüzyılda imparatorluk feth edilene kadar devam eden sistem, aynı dönemdeki Avrupa feodalizminden farklıydı.

<span class="mw-page-title-main">Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan</span> Osmanlı İmparatorluğundaki bir tahrir defteri

Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan, Osmanlı Devleti tarafından 1595 yılında, hazine gelirlerini tespit etmek amacıyla, Gürcistan’dan ele geçirilmiş toprakların tahririyle oluşturulmuş mufassal defterdir. Tahrir defteri, Osmanlıların ele geçirdiği Samtshe-Saatabago topraklarının 16. yüzyılın son çeyreğindeki toplumsal ve ekonomik, siyasal tarih ve tarihsel coğrafya konularında araştırma yapanlar için eşsiz bir kaynaktır.

Azerbaycan'ın tarım reformları veya toprak reformları, 1995 yılından bu yana Tarım Reformları Devlet Komisyonu tarafından tasarlanan ve kabul edilen bir dizi kanundur.

Arazi yönetimi, arazi kaynaklarının kullanımını ve gelişimini yönetme sürecidir. Arazi kaynakları; organik tarım, yeniden ağaçlandırma, su yönetimi ve eko-turizm projelerini içerebilen çeşitli amaçlar için kullanılabilmektedir. Arazi yönetimi, karasal ekosistemler üzerinde olumlu veya olumsuz etkilere sahip olabilir. Arazinin aşırı veya kötü kullanılması, üretkenliği düşürebilir, azaltabilir ve doğal dengeleri bozabilir.