
Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 1990 yılında İstanbul'da kurulan, Osmanlı döneminden itibaren Türkiye'de üretilmiş kadınlara ait ya da kadınlarla ilgili eserleri, belgeleri barındıran kurumdur.

Türkiye'de kadın hakları konusu, Batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmiştir.

Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.

Kadın hakları, kadınların erkeklerle eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isim.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı; kadınlara karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yapan, aile içi şiddete uğramış kadınlara psikolojik ve hukukî destek veren ve barınak sağlayan bir sivil toplum örgütüdür. Vakıf adında ve kampanyalarda kullanılan mor renk, şiddet sonucu meydana gelen yaralanmaları vurgulaması için tercih edilmiştir.

Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.
Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği veya kısa adıyla SPoD, 2011 yılında bir grup akademisyen, hukukçu ve aktivist tarafından kurulan, hak temelli ve hizmet yönelimli çalışma yürüten, İstanbul merkezli bir LGBTİ+ örgütüdür.

Kadın Kapısı, 1996 yılında İstanbul Beyoğlu'nda bir grup seks işçisi tarafından kurulan, seks işçilerine cinsel sağlık başta olmak üzere yasal, sosyal, ruhsal ve çeşitli sorunlarında destek olmayı amaç edinen, danışmanlık vazifelerini yerine getiren dernektir. Bir danışma merkezi konumundayken başvuru yapmaları sonrasında tüzel kimlik kazanmışlardır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme derneği adı altında kurumsallaşmıştır. Türkiye'de HIV/AIDS hastalığına savaş açan ve seks işçisi kavramını ilk kullanan sivil toplum kuruluşudur. Süreç içinde seks işçilerinin haklarını koruyan, dayanışma işlevi görecek bir dernek olmayı amaçlamışlardır. Sağlık konularında sıkça etkinlikler ve eğitimler düzenleyerek kadınları bilgilendiren bir kurum olmuştur. İnsan hakları ihlallerinde hak arayan, sokaklara çıkarak öldürülen, tecavüz edilen, erkek şiddetine maruz kalan kadınlar için savaş veren bir dernek haline gelmiştir.

Bianet, diğer adıyla Bağımsız İletişim Ağı (BİA), 1997 yılında İstanbul'da kurulan, Türkiye gündeminden hak haberciliği, yurttaş haberciliği ve özgür habercilik ilkelerini benimsemiş haber portalıdır. Türkiye'nin birçok yerinde IPS İletişim Vakfı ile ortak projeler yürüterek yerel gazete, medya, radyo, televizyon çalışmalarını eğitimlerle desteklemektedir.

Özgecan Aslan Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015'te tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen üniversite öğrencisi. Aslan'ın yanmış bedeni; 12 Şubat 2015'te, suçu beraberindeki iki kişiyle işlediğini itiraf eden kişinin jandarma ekiplerini olay yerine götürmesi ile bulundu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kısaca KCDP, 2010 yılında, Türkiye'de artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve önlemek amacıyla çeşitli kadın ve LGBT örgütlerinin katılımıyla kurulmuş bir platform.
Nahide Opuz davası, kadına yönelik aile içi şiddet nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’de Türkiye’ye karşı 2002 yılında açılmış bir davadır.

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Şenal Sarıhan, Türk hukukçu ve siyasetçi. Haziran 2015 ve Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara ikinci bölge milletvekili olarak meclise girdi. 100 Kahraman Kadın ve Robert Kennedy İnsan Hakları Ödülü sahibidir.

Sara Hüseyin, Bangladeş Yüksek Mahkemesinde avukat ve Bangladeş Hukuk Yardımı ve Hizmetleri Vakfı'nın (BLAST) onursal bir icra direktörüdür. ABD Dışişleri Bakanı tarafından verilen 2016 Uluslararası Cenevre Kadınları Ödülünün sahibi olmuştur. Hüseyin, Bangladeş'in 2010 yılında yasalaşmaya devam eden kadına yönelik şiddet kapsamlı yasamanın hazırlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Fetva şiddetine meydan okumada rolü ile tanınan Hüseyin, kadınlar ve kızlara aşağılayıcı ve şiddetli cezalar öneren Fetvalara karşı çıkar. Ayrıca, tecavüz ve cinsel saldırı davalarında yapılan bakirelik testine karşı çıkması ile bilinir. Hüseyin, 'Namus' adlı kadınlara Karşı Suçlar, paradigmalar ve şiddeteseri konulu eseri Lynn Welchman'la yeniden düzenlemiştir.

Fatimata M'baye, Moritanyalı bir avukattır. Ülkesinde insan hakları için kampanyalar yürütmüştür. 2016 yılında, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülünü almıştır.

Türkiye'de kadın cinayeti, Türkiye'de kadınların "namus temizleme" gerekçesiyle öldürülmek gibi, toplumsal rollerine bağlı nedenlerle öldürüldükleri cinayet vakalarını ifade eder.
Kadın sığınmaevi, kadına yönelik şiddet olaylarına karşı kadınların varsa çocukları ile birlikte, şiddetten geçici olarak korunmasını sağlamak, bu dönemde şiddet mağdurlarının psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi için açılmış sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Türkiye'de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları'na bağlı toplam 143 kadın sığınmaevi bulunmaktadır.

Mevhibe Canan Arın, Türk avukat ve aktivist.