İçeriğe atla

Kadınlar Dünyası

Kadınlar Dünyası
Kadınlar Dünyası’nın 124. sayısının kapağında Yaşar Nezihe, 28 Kanun-i Evvel 1329
KategorilerKadın · aile · düşünce
SıklıkAylık
İlk sayı4 Nisan 1913
Son sayı1921
ÜlkeOsmanlı İmparatorluğu

Kadınlar Dünyası, Balkan Savaşları sonrasında 4 Nisan 1913 tarihinde yayın hayatına başlayan ve 1921'e kadar yayında kalan kadın dergisi.

Derginin imtiyaz sahibi kişisi Nuriye Ulviye Mevlan Civelek'ti. Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin yayın organıydı ve kadın yazarlar tarafından çıkartılıyordu. Kuruluş amacı ise genel olarak kadın haklarını ve özgürlüklerini artırmak, kadınların bilinçlenmesini sağlamak ve onların çalışma ve sosyal yaşamda etkin olmasını sağlamak idi. Osmanlı'nın ilk feminist dergisidir.[1]

Bugün tüm kopyaları Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı arşivinde bulunan Kadınlar Dünyası'nın ilk 100 sayısı, 2009 yılında Latin harflerine çevrilerek vakıf tarafından yayımlanmıştır.[2][3]

Hakkında

Osmanlı'da Tanzimat ile başlayan yenileşme ilerleyen süreçte dünyadaki gelişmelerin de yadsınamayacak etkisi ile her alana sıçradı. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren hızla yaygınlaşan, modernleşmenin getirdiği yeni kent ve toplum yapısı, batılı yaşam biçiminin benimsenmesi, sanayileşmenin getirdiği yeni maddi kültür ve tüketim örüntüleri gibi olgular, Osmanlı'da ailenin ve toplumsal hayatın geleneksel anlayıştan uzaklaşarak yenilenmesi ihtiyacını doğurmuştu.[4] Süreç içerisinde kız çocukları sıbyan mekteplerinin de üzerinde eğitim almaya başladı ve bu, kadınların sosyal yaşamda daha fazla yer edinmesi ile sonuçlandı. II. Meşrutiyet ile beraber de kadınlar basın-yayın hayatında daha fazla görev almaya başladı. Kadınlar Dünyası da bu değişimin sonucunda ortaya çıkmış bir dergiydi.[5] Yine de, II. Meşrutiyet sonrasındaki özgürlükler kadınlara yansımamıştır; Kadınlar Dünyası tüm kadınları hakları için mücadele etmeye çağırır.

Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti kadınlara yeni haklar verilmesi ve sosyal yaşamda daha özgür bir yaşam için kurulmuştu. Derneğin kurucu başkanı ise Nuriye Ulviye Mevlan Civelek idi. Ulviye Mevlan 20 yaşındayken eşi Hulusi Bey'den kalan miras ile Kadınlar Dünyası dergisini kurdu, bütün malvarlığını ve hayatını dergiyle cemiyete adadı.[6]

İlerlemek ve yükselmek için hem pratik cesaretin hem de ruhsal cesaretin, başka bir deyişle çağdaş kişiliğin önemi konusundaki düşüncelerim artık iyice olgunlaşmıştı. İçinde yaşadığımız uyanış devrinin ve kurulan toplumun temelini oluşturan sosyal bilimlerin ışığında, (kadınların ilerlemesi için) gerekli olan (adımları) cesaretle gerçekleştirecek bir gazete çıkarmaya giriştim.[7]

Kadınlar Dünyası'nda kadınlar, yaşadıkları toplumu ve bu toplumdaki konumlarını sorgulamış, kendilerini kısıtlayan eşitsizliklere ve geleneklere karşı mücadele etmiş, II. Meşrutiyet döneminin özgürlüklerinden faydalanmayı talep etmişlerdir. Modernleşmenin getirdiği yeni kent yaşamında hayatlarını “yeni”leştirmek için çalışmış, bu çabayı örgütlü bir kadın hareketine dönüştürmüşlerdir. Aileye, çalışma hayatına, hukuka, eğitime, toplumsal hayatın her alanına sirayet edecek bir “kadın inkılabı”nı savunmuştur.

Bağımsız ve dayanışmacı kadın mücadelesinin Osmanlı’daki öncü örneği olan dergi, yalnız kadın yazarlara açık olması ve okurlarından gelen mektuplara geniş yer ayırması ile dikkat çekicidir. Derginin yazı işleri müdürü 108. sayıya kadar Emine Seher Hanım idi. Dergiye düzenli katkı veren yazarlardan bazıları Mükerrrrem Belkıs, Atiye Şükran, Aliye Cevat, Safiye Büran, Aziz Haydar, Nimet Cemil, Meliha Cenan, Belkıs Şevket, Fatma Zerrin, Seniye Ata, Sacide ve Mes’adet Bedirhan'dı.[8] Yayımlanan yazıların birbirinden oldukça farklı üsluplarda oluşu, derginin çeşitli toplumsal kesimlerden kadınlarca takip edildiğine işaret eder.

Kadınlar Dünyası, millet, din, toplumsal statü ayrımı yapmaksızın her kadının hakkını gözeten bir “kadın inkılabı”nı savunur; döneminin, özellikle Balkan Savaşları'nın tetiklediği milliyetçi ortamı göz önüne alındığında bu ilkenin önemi anlaşılabilir. Bu yönüyle Kadınlar Dünyası, Hanımlara Mahsus Gazete gibi, milliyetçi söylemlerin egemen olduğu ve yalnız entelektüel kadınların katkısını kabul eden döneminin diğer kadın yayınlarından ayrılır. Bu nedenle, Kadınlar Dünyası Osmanlı’daki ilk feminist yayın olarak kabul edilir.[9] Kadınlar Dünyası, “hukuk-i nisvan”ın (kadın hakları) yanı sıra, “Feminizm” kelimesini de kullanır ve feminizme dair tartışmalara geniş yer verir. Dergiye erkekler tarafından yöneltilen, feminizmin yabancı kökenli bir kelime olduğu, dolayısıyla “bu kültüre ait bir kavram olmadığına” dair eleştirilere karşılık ise, “telgraf”, “tramvay” gibi kelimelerin de Türkçe olmadığı, fakat herkes tarafından benimsenip kullanıldığı yanıtını yayımlar.[10]

Derginin günlük yayımlandığı sırada resimsiz ve 4 sayfa olan nüshaları, haftalık yayına geçilen 100. sayıdan itibaren resimli ve 16 sayfa olmuştur. Dergi kapaklarında çalışan kadınların, sokakta kadınların, “modern” aileleri ve “modern” giyimleri ile kadınların, hatta yazarları olan kadınların fotoğraflarına yer verilir; Müslüman Osmanlı kadınlarının fotoğraflarını ilk kez yayımlayan dergi, bu konuda çığır açmıştır.[11]

İçerik ve özellikleri

İlk sayısı 4 Nisan 1913 tarihinde çıkan dergi kâğıt sıkıntısı ve I. Dünya Savaşı'nın yarattığı etki gibi nedenlerden dolayı 3 kez yayınına ara vermek zorunda kaldı. Son sayısı 1921 yılında çıktı. Binbirdirek'te bulunan Serbesti Matbaası'nda basıldıktan sonra Beşiktaş'taki Marifet Kütüphanesi'nde merkezi dağıtımı yapılır ardından da benzer kütüphanelerde yerel dağıtımı ve satışı yapılırdı.[12] 113. sayı sonrasında Arap ve Latin harfleriyle de basımı yapıldı. III. Selim ile ivme kazanan Osmanlı'daki Fransızca etkisi dergiye de yansıdı ve kapağın alt köşesine derginin Fransızca adı "Monde Feminin" ibaresine yer verildi. 121 ile 128. sayılar arasında kısa süreli olarak Fransızca ek verildi. Dergide bu ekin gerekçesi “Avrupa’daki kardeşlerimizin ve Müslüman kardeşlerimizin karşılıklı diyaloglarını sağlayabilmek” olarak açıklanmıştır.[11] Kadınlar Dünyası'nın tirajına dair kesin bilgi olmamakla birlikte, 165. sayıda dergide yayımlanan bir ilan ipucu vermektedir; ilan, kâğıt sıkıntısı sebebiyle derginin 3000 adet basılacağını, okurların dergiyi bulma sıkıntısı yaşamamaları için abone olmalarını duyurmaktadır.[11] Dönemin savaş şartları göz önüne alındığında bu sayı dikkat çekicidir.

Dergide ağırlık verilen konular kadınların toplumsal hayatta görünürlüğü, çalışma hayatına katılma, ev dışında giyime dair kuralların yeniden düzenlenmesi, kız çocuklarının eğitiminin iyileştirilmesi, kadınlara yükseköğrenim sağlanması, görücü usulü ile evliliklerin engellenmesi, ailenin iyileştirilmesidir. Hukuk-ı Nisvan adlı yazı dizisinde kadın haklarına dair talepler dile getirilmiştir. Bu yaygın konuların yanı sıra, Kadınlar Dünyası'nda çocuk yetiştirme ve bakımı üzerine bilimsel bilgiler Terbiye-i Etfal köşesinde okurlarla paylaşılır. Fransızcadan çevirilerle çocukların hangi gıdalarla beslenmesi gerektiği, bebeklere günlük verilmesi gereken süt miktarı, bakımlarının ve temizliklerinin nasıl olması gerektiği aktarılır, dayağa karşı yazılar yayımlanır. Kızlarımızın Çeyizi Ne Olmalıdır? ve Terbiye-i Ahlâkiye bölümlerinde “modern” kadınların yaşamına ve genç kadınlarda olması gereken erdemlere dair görüşler, başka ülkelerden örnekler paylaşılır. Anatomi bilgileri verilir, taş çağı, cilalı taş çağı, Roma, Kartaca uygarlıkları gibi tarihsel bilgiler paylaşılır. Mısır, Hindistan, Yunanistan, Arabistan gibi farklı ülkelerdeki kadınların yaşamları ve hakları ayrıntılı olarak aktarılır. Marie Curie gibi, başarıları ile tanınan kadınların hayat hikâyeleri aktarılır. Kadın konulu eser çevirileri ve şiirler paylaşılır.

Kadınlar Dünyası erkeklerin dahil olmadığı, kadınların birlikte gerçekleştireceği bir kadın devrimini savunmuş, bunun bir parçası olarak da sayfalarını yalnız kadın yazarlara açma ilkesini benimsemiştir. Kuvvetlerimizi Birleştirelim başlıklı yazıda, “birleşelim, elele verelim. Kuvvetlerimizi tevhit edelim. İctima eden kuvvetlerin tesiratı pek büyüktür,” der.[13] Elele Verelim başlıklı bir başka yazıda, okuyucularına şöyle seslenir:

Biz Osmanlı kadınları bugüne kadar atalet içinde yaşıyor, daima erkeklerimizin mesaisi ile geçiniyor, erkeksiz kaldığımız anda da sefalet ve zarurete kurban oluyor idik. Çünkü cahil idik, çünkü atıl idik, çünkü iş bilmiyor, kendimizi kendi mesaimizle yaşatamıyor idik. Artık aklımızı başımıza alalım, birbirimize el vererek bir teavün-i umumi [genel yardımlaşma] ile işçilik hayatını ihya ederek, maarif hayatını ihya ederek hem tenevvür [aydınlanma] hem de bizi daima tehdit etmekte olan sefalet ve zaruretten kurtulalım.

[14]

Derginin yazarları arasında İstanbul'dan kadınların yanı sıra, Konya, Ceyhan, Adana gibi farklı bölgelerden kadınlar, Rum kadınlar da bulunur. Türkçe bilmeyen kadınların pazartesi ve perşembe günleri saat 16.00'da derginin yazıhanesine gelebileceklerine dair farklı dilde ilanlar yayımlaması, Kadınlar Dünyası'nın her milletten kadına ulaşma çabasının göstergesidir. Dergi, dış basından da ilgi, tebrik ve teşvik görmüş, Almanya ve Fransa'dan gelen muhabirler dergiyi ziyaret etmiştir. [15] [16]

Kadınlar Dünyası'nda kadınlar, ülkenin savaşlar yüzünden geldiği kötü durumdan kurtulmanın tek yolunun, kadın-erkek herkesin çalışması olduğunu savunmuştur. Geçerli ahlâk kurallarının ve görücü usulü evliliklerin yaygınlığının, ülkenin düşkün durumunda önemli pay sahibi olduğunu belirterek, yeniliğe önce aileden başlamak gerektiğini savunur. Böylece, yeni neslin haklarının bilincinde bir nesil olarak yetişeceğini öne sürerler. Kadınların eğitimsizliğinin ve ülkede yaygın cehaletin gelişmenin önündeki en önemli engel olduğunu savunurlar, bu konuda Avrupa'yı örnek gösterirler. Balkan Savaşları döneminde okulların hastaneye çevrildiğini, erkek okulları yeniden açıldığı halde kız okullarının yeniden açılmamış oluşunu ve okul binalarının bakımsızlığını eleştirirler. Ekonomi kötü durumda olduğu için moda uğruna savurganlık yapmaya karşı çıkarlar, sık sık yazılarında yerli malı kullanımını teşvik ederler.[13]

Derginin kurucusu Ulviye Mevlan'ın eşi gazeteci Mevlanzade Rıfat da kadınların hak mücadelesine destek vermek için Erkekler Dünyası dergisini çıkarmıştır, dergi bir sayı yayımlanabilmiştir.[17]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Çakır, Serpil (2016). Osmanlı Kadın Hareketi. İstanbul: Metis. s. 407. ISBN 9789753420440. 
  2. ^ Demircioğlu, Tülay; Büyükkarcı Yılmaz, Fatma (2009). Kadınlar Dünyası: 1. – 50. Sayılar (Yeni Harflerle) 1913-1921. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı. ISBN 9789758081257. 
  3. ^ Demircioğlu, Tülay; Büyükkarcı Yılmaz, Fatma (2009). Kadınlar Dünyası: 51. – 100. Sayılar (Yeni Harflerle) 1913-1921. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı. ISBN 978-9758081257. 
  4. ^ Toprak, Zafer (2014). Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935). İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. s. 3. ISBN 9789753333221. 
  5. ^ Koç 2016, s. 30.
  6. ^ Koç, Duygu (2016). Türk Kadın Hareketini Kadınlar Dünyası ve Türk Kadın Yolu Dergileri Üzerinden Okumak. Yüksek Lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. s. 31. 
  7. ^ "Feminist Kadın Dergilerinin Büyük Büyük Büyükannesi". Bianet. bianet.org. 4 Nisan 2013. 29 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2017. 
  8. ^ Koç 2016, s. 32.
  9. ^ Çakır, Serpil (2016). Osmanlı Kadın Hareketi. İstanbul: Metis. s. 407. ISBN 9789753420440. 
  10. ^ Çakır, Serpil (2016). Osmanlı Kadın Hareketi. İstanbul: Metis. s. 407. ISBN 9789753420440. 
  11. ^ a b c Çakır, Serpil (2016). Kadınların Özyaşam Öykülerinde Kadınlık ve Öğretmenlik Kimliklerinin Kuruluşu: Emekli Kadın Öğretmenlerle Mikro Düzlemde Bir Sözlü Tarih Çalışması. s. 135. 
  12. ^ Koç 2016, s. 31.
  13. ^ a b Demircioğlu, Tülay; Büyükkarcı Yılmaz, Fatma (2009). Kadınlar Dünyası: 51. – 100. Sayılar (Yeni Harflerle) 1913-1921. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı. ss. 282-283. ISBN 978-9758081257. 
  14. ^ Demircioğlu, Tülay; Büyükkarcı Yılmaz, Fatma (2009). Kadınlar Dünyası: 51. – 100. Sayılar (Yeni Harflerle) 1913-1921. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı. s. 109. ISBN 978-9758081257. 
  15. ^ Koç 2016, s. 33.
  16. ^ Koç 2016, s. 37.
  17. ^ Kutlar, Mithat (2008). Ulviye Mevlan: Yaşamı ve Düşünceleri, yüksek lisans tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı. ss. 38, 47. 
Genel
  • Koç, Duygu (2016), Türk Kadın Hareketini Kadınlar Dünyası ve Türk Kadın Yolu Dergileri Üzerinden Okumak, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi, s. 122 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fatma Aliye Topuz</span> Türk yazar, çevirmen ve feminist (1862–1936)

Fatma Aliye Topuz veya Fatma Aliye Hanım, Osmanlı Türkü yazar, çevirmen ve aktivist. Tanzimat'tan İkinci Meşrutiyet'e uzanan süreçte roman, felsefe, İslam, kadın hakları ve tarih üzerine eserler vermiştir. Zafer Hanım'ın 1877 yılında yayımladığı Aşk-ı Vatan adlı bir roman mevcut olsa da, yazarın tek romanı olduğu için Zafer Hanım değil, beş roman yayımlayan Fatma Aliye Hanım ilk kadın romancı unvanını aldı. 2009 yılında 50 Türk lirası'nın arkasında portresine yer verildi.

<span class="mw-page-title-main">Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı</span> kadın yazarların eserlerine özel kütüphane

Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 1990 yılında İstanbul'da kurulan, Osmanlı döneminden itibaren Türkiye'de üretilmiş kadınlara ait ya da kadınlarla ilgili eserleri, belgeleri barındıran kurumdur.

<span class="mw-page-title-main">Aliye Rona</span> Türk tiyatro ve sinema oyuncusu (1921–1996)

Aliye Rona doğum adıyla Aliye Dilligil, Türk sinema ve tiyatro oyuncusu.

Emine Semiye Önasya veya Emine Semiye Hanım, Türk edebiyatçı, öğretmen, kadın hareketi öncüsü.

Türk Kadını, 1918-1919 yıllarında on beş günde bir İstanbul’da yayımlanmış Osmanlıca kadın dergisi.

<span class="mw-page-title-main">Belkıs Şevket</span> Osmanlı-Türk kadın hakları savunucusu

Belkıs Şevket ya da Belkıs Şevket Hanım, 1 Aralık 1913 tarihinde ilk defa uçan Türk kadını ve aktivist. Dedesi II. Mahmud'un vezirlerinden Ali Namık Paşa olup, Ata Paşa'nın oğlu olan Şevket Bey'in veya diğer bazı kaynaklara göre Ata Paşa'nın kızıdır. Belkıs Şevket Hanım aynı zamanda bir çocuk terbiyecisi olup, müzik öğretmenliği ve yazarlık da yapmaktaydı. Ayrıca İngilizce dilini de iyi derecede biliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri geleneksel ve dinsel birçok nedenden dolayı kısıtlıdır. Bu tutum Tanzimat Dönemi'ne kadar devam etmiş olup Tanzimat döneminin getirdiği eşitlik anlayışı kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklere de yansımıştır. Tanzimat döneminde kâğıt üzerinde eşitlik sağlansa bile uygulamada önceki tutum devam etmiştir. Osmanlı'da hukuk kurallarının İslami kaynaklarca belirlenmesi kadın hakları üzerinde de etkisini göstermiştir. Ayrıca Türklerin Orta Asya kökenli olmasından dolayı İslamiyet öncesi dönemlerdeki Türk kültürü, Osmanlı döneminde kadınların sahip oldukları hakların kısıtlı olmasına neden olmuştur. Teokratik ve monarşik rejimli Osmanlı İmparatorluğu'nda şeriat hükümlerinin etkili olması kadınları ev yaşamına itmiştir. Osmanlı'da miras konusunda da kadınların erkeklere oranla daha az miras payına sahip olduğu gözlenmiştir. Osmanlı Mahkemelerinde 2 kadın ancak bir erkeğe denk tutulmuş, dini eğitimde ise kız-erkek ayrımı yapılmayıp kız çocukları sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir. Köydeki kadınlar ise erkekler gibi tarlalarda çalışarak evini yönetip, halı ve kilim dokumasına karşın asla erkekler ile eşit haklara sahip olmamışlardır.

Hanımlara Mahsus Gazete, İstanbul'da 1895-1906 yılları arasında yayımlanmış kadın dergisi.

Türkiye'de feminizm kavramının literatüre girişi, Türk milliyetçiliğinin ve Türkçülüğün düşünce babalarından Ziya Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" adlı kitabının "Türk Feminizmi" adlı bölümünde "feminizm" kavramına övücü bir dille değinmesiyle oldu. Jön Türkler ve İttihat & Terakki Cemiyeti içerisinde oldukça yetkili olan; Ziya Gökalp, Ahmet Rıza, İbrahim Hilmi ve Enver Beylerin başını çektiği Türk milliyetçisi kanat kadınların özgürleşmesinin milletin bir bütün olarak özgürleşmesindeki önemine dikkat çekerek kadınların eğitimine yönelik oldukça yoğun çabalar harcadılar. Bu çabalar sonucunda kadınlar için İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi ve İnâs Darülfünunu gibi üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlar yanında İstanbul'da ve Anadolu'da kız liseleri açılmasını sağladılar. Ayrıca yine bu milliyetçi kanat Türkiye tarihindeki ilk feminist kadın derneği olan Teali-i Nisvan Cemiyeti ile dönemi için oldukça sert taleplerde bulunan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin ve kadınların iş gücüne katılımı için mücadele yürüten Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nin kuruluşuna önayak oldular. Ek olarak günlük yaşamda kadınları rahatlatmak için kadınlara uygulanan tek başına faytona binememek ve giyim-kuşam kısıtlamaları gibi bazı yasakları da kaldırdılar.

Nuriye Ulviye Mevlan Civelek, Türk gazeteci ve Türkiye'nin ilk kadın hakları savunucularından biridir. Osmanlı'nın ilk feminist dergisi olan Kadınlar Dünyası'nın ve kadın hakları örgütü Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda kadın haklarını savunma derneği

Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti, Osmanlı feministlerinin kadın haklarını savunmak için 28 Mayıs 1913 tarihinde kurdukları feminist özellikteki cemiyettir. Cemiyetin çıkış noktası Kadınlar Dünyası adlı dergiydi. Derginin 55. sayısında cemiyetin kuruluşu duyurulmuş, sonrasında dergi ve cemiyetin çalışmaları birlikte yürütülmüştür. Her ikisinin de imtiyaz sahibi kişisi Nuriye Ulviye Mevlan Civelek idi. Cemiyetin üç temel amacı kadınların giyimine yönelik kuralların yeniden düzenlenmesi, kadınların çalışma hayatına girmesi ve kadınların eğitiminin iyileştirilmesidir. Bu üç amaç, sonraki sayılarında Kadınlar Dünyası dergisinin ağırlık verdiği konuları teşkil eder. Boşanma hakkının kadınlara da verilmesi ve mirastan eşit şekilde pay alım gibi ancak Cumhuriyet döneminde gerçekleşecek uygulamaları savunan cemiyet dönemine göre en radikal kadın cemiyetiydi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda feminizm genel olarak II. Meşrutiyet sonrasındaki göreceli özgürlük ortamında ivme kazandı. Daha öncesinde ise dinsel ve geleneksel nedenlerden dolayı kısıtlı olan kadın yaşamı Tanzimat ile değişime uğramıştı. Tanzimat döneminde yetişen eğitimli kadınlar sonraki kuşaklarda Osmanlı'da hak arayışlarına girdi. II. Meşrutiyet döneminde ise örgütlü hareket edilmeye başlandı ve çeşitli kadın cemiyetleri kurulup kadın dergileri çıkarıldı. 19. Yüzyılda Avrupa feminizmi oy hakkını savunup bu konuda mücadele verirken Osmanlı kadını daha fazla özgürlük, iş olanağı, eğitim ve sosyal yaşam mücadelesi veriyordu. Özellikle Kadınlar Dünyası adlı dergi ile Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti feminizm bağlamında Osmanlı'da uç noktalardaydı. Ülkeye geç gelen milliyetçilik anlayışı doğrultusunda da bazı kadınlar eski Türklerde var olan kadın-erkek eşitliğini verdikleri mücadelede dile getiriyordu.

İffet Halim Oruz, Türk şair, yazar ve kadın hakları savunucusu.

Âsâr-ı Nisvân veya daha sonraki adıyla Kadın Yazıları, 1925-1926 yılları arasında yayınlanmış kadın dergisidir. Toplam 28 sayı olarak yayımlanan derginin tüm kadrosu kadınlardan oluşmuştur. Dergi, Osmanlı Türkçesi ile başlangıçta on beş günde bir yayımlanırken yirminci sayıdan sonra ayda bir olarak ve Kadın Yazıları adıyla yayımlanmaya başlamıştır.

<i>Alem-i Nisvan</i>

Alem-i Nisvan dünyadaki ilk Türk-Müslüman kadın dergisidir. "Kadınlar Dünyası" anlamına gelir. Arap alfabesini kullanarak Kırım Tatar dilinde 1906-1912 arasında Kırım'da basılmıştır. Baş Editörlüğünü, Şefika Gaspıralı (Gasprinskaya) (1886-1973) yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şefika Gaspıralı</span>

Şefika Gaspıralı, 20. yüzyıl başlarındaki Rusya'da Türk kadın kültürel ve siyasi uyanışın önderlerinden olan düşünür, yayıncı, eğitimci, politikacı ve reformcu İsmail Gaspıralı'nın kızı ve en önemli yardımcısı olup, Rusya'daki Türk Kadın Hareketi'nin öncülerinden, ilk kadın dergisi Alem-i Nisvan'ın baş editörü ve yayıncısıdır. Kırım Türk Cumhuriyeti'nde Kurultay (Parlamento) Başkanlık divanı üyesi ve iki dönem milletvekili olmuştur. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin başbakanlarından Nesib Bey Yusufbeyli'nin eşidir. Anaokulu eğitmenliği de yapmıştır.

<i>Demet</i> (dergi)

Demet, II. Meşrutiyet sonrasında çıkan haftalık kadın dergisi. Toplamda 7 sayı çıkan dergide çocuk eğitimi, moda dünyası, Osmanlı kadınının bilinçlendirilmesine yönelik içerikler yayımlanıyordu. İlk sayılarında yazarların çoğu İttihatçı Jön Türklerdi. Derginin sahibi ve imtiyazlı kişisi Celâl Sahir (Erozan) idi. Şefika Kurnaz'a göre ağırlıkla şiir ve hikâyelere yer veren bir edebiyat dergisi mahiyetindeydi. Kadınlığa dair fikir yazıları ise oldukça azdı. Meşruti yönetimi destekleyen dergideki 44 imzadan sadece 11'i kadın yazarlara aitti. Bu yazarlar arasında "Halide Salih" imzasıyla Halide Edib Adıvar, Selim Sırrı Tarcan, Mithat Cemal Kuntay, Cenap Şahabettin, "Enis Avni" imzasıyla Aka Gündüz ve Tahsin Nahit gibi isimler yer almaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Serpil Çakır</span> Türk akademisyen, araştırmacı ve yazar

Serpil Çakır, Türk akademisyen, siyaset bilimci, kadın tarihi araştırmacısı, feminist aktivist.

Kadın, 1908-1909 yılları arasında Selanik'te yayımlanan ilk kadın dergisidir. Kadınların eğitim durumu, toplumsal yaşamdaki görünürlük ve örgütlenmeleri derginin gündeme aldığı başlıca konulardı. İlk sayısı 13 Teşrin-i Evvel 1324 tarihinde yayımlandı, ilk 30 sayının sahib-i imtiyazı Mustafa İbrahim'di ve müdürü Aka Gündüz'dü. Asır Matbaası'nda neşredilen dergi haftalık olarak pazartesi günleri çıkmaktaydı. Yayın sürecinde kopukluklar olunca bir özür metni yayımlanarak durum açıklanırdı.

Mehâsin, 14 Eylül 1908 ile 25 Kasım 1909 arasında yayımlanan Osmanlı Devleti'nin ilk renkli ve resimli kadın dergisidir. Dergide kadınlar için düzenlenmiş konferans metinleri yayımlamıştır.