İçeriğe atla

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin ilk sayfası

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi (Fransızca: Déclaration des droits de la femme et de la citoyenne), 14 Eylül 1791'de Fransız aktivist, feminist ve oyun yazarı Olympe de Gouges'in 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ne yanıt olarak yazılmıştır. Olympe de Gouges Bu belgeyi 15 Eylül'de yayınlayarak, Fransız Devrimi'nin toplumsal cinsiyet eşitliğini tanımasındaki başarısızlıklarını ortaya çıkarmayı umuyordu. Yazılarının bir sonucu olarak, de Gouges vatana ihanetle suçlandı, yargılandı ve mahkûm edildi, en sonunda da Jirondenlerle birlikte idam edildi.

Kadın Hakları Bildirgesi önemlidir çünkü birçok Fransız Devrimcisinin ve diğer çağdaşlarının amaçlarını kolektif olarak yansıtan ve etkileyen, daha sonra feminist kaygılar olarak bilinecek olan bir dizi konuya dikkat çekmiştir.

Tarihsel bağlam

Önceki eşitlik girişimleri

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, 1789 yılında Fransız Devrimi sırasında Ulusal Kurucu Meclis (Assemblée Nationale constituante) tarafından kabul edildi. Marquis de Lafayette tarafından hazırlanan ve önerilen bildirge, tüm insanların "doğduklarından itibaren özgür ve haklar bakımından eşit olduklarını" ve bu hakların evrensel olduğunu ileri sürüyordu. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi önemli bir insan hakları belgesi ve bireylerin devlet karşısındaki haklarının klasik bir formülasyonu haline geldi.[1] Bildirge, vatandaşlara cinsiyet, ırk, sınıf veya din temelinde farklı muamele eden yasaların tutarsızlıklarını eleştirdi.[2] 1791 yılında Fransız anayasasına, daha önce Fransa'da zulüm gören Protestanlara ve Yahudilere medeni ve siyasi haklar tanıyan yeni maddeler eklendi.[1]

1790'da Nicolas de Condorcet ve Etta Palm d'Aelders, başarısız bir şekilde Ulusal Meclis'e sivil ve siyasi hakları kadınlara da genişletme çağrısında bulundu.[2] Condorcet, "Dini, rengi veya cinsiyeti ne olursa olsun, bir başkasının hakkına karşı oy kullanan kişi, bundan böyle kendisininkinden feragat etmiş olur" dedi.[1]

Ekim 1789'da, Paris pazaryerlerindeki kadınlar, ekmeğin yüksek fiyatı ve kıtlığı nedeniyle isyan ederek, Versay'a doğru yürüyüşe başladı (bkz Versay'da kadınlar yürüyüşü). Göstericiler, yalnızca kadınların doğal ve siyasi haklarının genişletilmesi için yürümüyor olsa da, tüm Fransız vatandaşları arasındaki eşitliğin bu hakları kadınlara, siyasi azınlıklara ve topraksız vatandaşları da kapsayacak şekilde genişleteceğine inanıyorlardı.[3] Yürüyüşün gerçekleşmesi üzerine Kral, Fransız Devrimi'yle bağlantılı değişiklikleri kabul etti ve bu tür liberal reformlara artık direnmedi. Devrimin liderleri, yürüyüşteki en büyük gücün kadınlar olduğunu fark edemediler ve doğal hakları kadınları da kapsayacak şekilde genişletmediler.[4]

Kasım 1789'da, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ne ve Ulusal Meclis'in kadınların doğal ve siyasi haklarını tanımamasına yanıt olarak, bir grup kadın eşitliğin kadınlara da genişletilmesi için bir dilekçe sundu. Ulusal Meclise binlerce dilekçe sunulurken, bu hiç gündeme getirilmedi, tartışılmadı.

Fransız Devrimi kadın haklarının tanınmasını sağlamadı ve bu durum de Gouges'u 1791'in başlarında Kadın ve Kadın Vatandaş Hakları Bildirgesi'ni yayınlamaya yöneltti.[5]

Gouges'un siyaseti

Olympe de Gouges, feminist ve kölelik karşıtı yazıları geniş kitlelere ulaşan Fransız bir oyun yazarı ve politik aktivistti. Kariyerine 1780'lerin başında oyun yazarı olarak başladı ve Fransız Devrimi'nin siyasi gerilimleri arttıkça siyaset ve hukukla daha fazla ilgilenmeye başladı.

1788'de Fransız kolonilerindeki kölelerin içinde bulunduğu kötü duruma şefkat gösterilmesini talep eden Réflexions sur les hommes négres'i yayınladı.[6] Gouges'e göre Fransa'daki otokratik monarşi ile kölelik kurumu arasında doğrudan bir bağlantı vardı Gouges şunu savundu: "Her yerdeki erkekler eşittir... adil krallar köle istemezler; tebaalarının itaatkar olduğunu bilirler".[6] 1785 yılında ünlü Comédie-Française'de sahnelenen l'Esclavage des Noirs oyunuyla kamuoyunun dikkatini çekti.[7]

Gouges, ünlü Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni, 1791 Fransız Anayasası'nın Kral XVI. Louis tarafından onaylanmasından kısa bir süre sonra yazdı ve bunu eşi Kraliçe Marie Antoinette'e ithaf etti. Fransız Anayasası, kısa ömürlü anayasal monarşinin doğuşunu başlatıyordu ve statüye dayalı bir vatandaşlık uyguluyordu. Vatandaşlar 25 yaş üstü, "bağımsız" ve kelle vergisini ödemiş erkekler olarak tanımlanıyordu. Bu vatandaşların oy kullanma hakkı vardı. Ayrıca aktif vatandaşlık, oy kullanabilenler ve kamu görevine uygun olanlar olarak iki kademeliydi. Kadınlar tanım gereği herhangi bir aktif vatandaşlık hakkına sahip değildi. Kelle vergisini ödeyemeyen erkekler, çocuklar, ev hizmetçileri, kırsal kesimdeki gündelikçiler ve köleler, Yahudiler, aktörler ve cellatlar gibi kadınların da hiçbir siyasi hakkı yoktu. Anayasa, egemenliği ulusa devrederek eski rejimi ortadan kaldırdı, ancak Gouges bunun yeterince ileri gitmediğini savundu.[8] Bunu, onun cinsiyet eşitliğine dayalı evlilik öneren Contrat Social'i (Adını Jean-Jacques Rousseau'nun ünlü bir eserinden almıştır) izledi.[9]

Deklarasyon

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi örnek alınarak 15 Eylül 1791'de yayımlandı. .Olympe de Gouges, metni kadınların "en nefret edileni" olarak tanımladığı Marie Antoinette'e ithaf etmiştir. Bildirgede "Bu devrim ancak tüm kadınların içler acısı durumlarının ve toplumda kaybettikleri haklarının tamamen farkına varmaları durumunda yürürlüğe girecektir" deniliyor.[10]

Kadın ve Kadın Vatandaş Hakları Bildirgesi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin on yedi maddesini birebir takip ediyor. Ciddi niyetine rağmen, yazar Camille Naish tarafından "orijinal belgenin neredeyse bir parodisi" olarak tanımlandı.[5]

Eylem çağrısı

De Gouges Deklarasyonu'na şu ünlü alıntıyla başlıyor: "Erkekler, adil olmayı becerebiliyor musunuz? Bir kadın soruyor: En azından ona bu hakkı vereceksiniz. Söylesenize? Size benim cinsiyetime baskı yapma hakkını ne verdi?" Okuyucusunun doğayı ve onları çevreleyen hayvanların kurallarını gözlemlemesini istiyor; diğer tüm türlerde cinsiyetler bir arada var olurkenve barış içinde, adil bir şekilde birbirlerine karışırken insanların neden aynı şekilde davranamayacağını soruyor ve (giriş bölümünde) Ulusal Meclis'in Bildirge'yi Fransız hukukunun bir parçası olarak ilan etmesini talep ediyor.[11]

Bildirgenin Önsözü

Bildirgesinin önsözünde de Gouges, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin dilini yansıtıyor ve kadınların da tıpkı erkekler gibi doğal, devredilemez, kutsal haklara sahip olduğunu ve bu hakları garanti altına alan siyasi kurumların devlet tarafından kurulması gerektiğini açıklıyor. Giriş bölümünü şöyle bitiriyor: "Güzellikte olduğu gibi doğum sancıları sırasında cesarette üstün olan cinsiyet, Yüce Varlık'ın huzurunda ve himayesi altında aşağıdaki Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları'nı tanır ve ilan eder: "[11]

Bildirgenin maddeleri

I. madde

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin ilk maddesi şöyle diyor: "İnsanlar özgür ve haklar bakımından eşit doğarlar ve kalırlar. Toplumsal ayrımlar yalnızca ortak faydaya dayanabilir." Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin ilk maddesi şöyle yanıt veriyor: "Kadın özgür doğar ve haklar bakımından erkekle eşit kalır. Toplumsal ayrımlar ancak ortak faydaya dayanabilir."[11][12]

I. ve II. madde

Madde II ve III, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ndeki maddeleri, beyanlarına hem kadınları hem de erkekleri kapsayacak şekilde genişletmektedir.[11]

IV. madde

Madde IV, "kadının doğal haklarının kullanılmasının önündeki tek sınırın, erkeğin ona karşı çıktığı daimi tiranlık olduğunu" ve "bu sınırların doğa ve akıl yasalarıyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini" beyan etmektedir. Bu açıklamasında de Gouges, erkeklerin kadınların doğal haklarına zalimce karşı çıktıklarını, adil ve herkesin doğal haklarını koruyan bir toplum yaratmak için bu sınırların siyasi bir örgütün yasalarıyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini özellikle belirtiyor.[11]

V. madde

Madde V, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nden farklı değildir.[11]

VI. madde

Olympe de Gouges, İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirgesi'ndeki yasama katılım hakkını genişleterek şöyle diyor: "Kadınlar da dahil olmak üzere tüm vatandaşlar, yeteneklerine göre ve yalnızca erdem ve yetenekleri dışında hiçbir ayrım gözetilmeksizin tüm kamu makamlarına, görevlere ve mesleklere eşit şekilde kabul edilmelidir."[11]

VII. Maddeden IX. maddeye kadar

VII'den IX'a kadar olan Maddeler, İnsan Hakları Bildirgesi'ndeki maddeleri, beyanlarına hem kadınları hem de erkekleri kapsayacak şekilde genişletiyor.

X. madde

X. Maddede de Gouges, Fransız yasalarına göre kadınların tamamen cezalandırılabilir olmasına rağmen eşit haklardan mahrum bırakıldığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Kadınların darağacına çıkma hakkı vardır, aynı zamanda konuşmacı kürsüsüne çıkma hakkına da sahip olmaları gerekir." "[5] Bu açıklama daha sonra çok iyi bilinecek ve geniş kitlelere yayılacaktır.

XI. madde

De Gouges, Madde XI'de, bir kadının çocuğunun/çocuklarının babasını tespit etmesine izin verilmesi gerektiğini beyan eder. Tarihçiler bunun, de Gouges'in gayri meşru bir çocuk olarak yetiştirilmesiyle ilgili olabileceğine ve kadınların gayri meşru çocukların babalarından destek talep etmelerine olanak tanıdığına inanıyor.[13]

XII. madde

Bu madde, kadınlara yönelik bu hakların beyan edilmesinin topluma büyük bir fayda sağladığını ve yalnızca korunanlara fayda sağlamadığını açıklamaktadır. Biyografisini yazan Olivier Blanc'a göre de Gouges, Gerçeğin Dostları Derneği'nin kendisine tavsiyesine rağmen bu maddenin erkeklere bu Bildirge'nin desteklenmesinden elde edecekleri faydayı açıklamak için dahil edildiğini ileri sürdü.[13]

XIII. maddeden XVI. maddeye kadar

XIII'den XVI'ya kadar olan maddeler, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ndeki maddeleri, beyanlarına hem kadınları hem de erkekleri kapsayacak şekilde genişletmektedir.[11]

XVI. madde

Bildirge'nin on yedinci maddesi evlilik içinde cinsel eşitliği vurgular ve evlilik esnasında kadın ile erkek kanun önünde eşit sayılır. Bu, boşanma durumunda malların taraflar arasında eşit olarak paylaştırılacağı ve kadınların mallarına (erkeklerin mallarına el konulmadığı gibi) sebepsiz yere el konulamayacağı anlamına gelir.[11]

Bildirgenin ek metni

De Gouges, Bildirge'nin sonsözüne çarpıcı bir ifadeyle giriş yapıyor: "Kadın, uyan! Aklın tok sesi evren boyunca yankılanıyor: Haklarını tanı!" [11] İlk paragrafta, kadınlara Devrim'den ne kazandıklarını düşünmeleri için yalvarıyor - "daha fazla horlanma, daha fazla aşağılama." Erkeklerle kadınların her şeyi ortaklaştığını ve kadınların "mantık bayrağı altında" birleşmeleri gerektiğini savunuyor. Kadınların karşılaştıkları her türlü engelin üstesinden gelme ve toplumda ilerleme gücüne sahip olduklarını ilan ediyor. Devamında, "evliliğin güven ve aşkın mezarı" olduğunu belirterek erkekleri kadın eğitiminin çerçevesini oluştururken ahlaken doğru olanı düşünmeye çağırdığını söylüyor.[11]

De Gouges, daha sonra Rousseau'dan esinlenerek kadın ve erkekler için bir toplumsal sözleşme çerçevesi çizer ve evlilik içindeki yasal sonuçların ve eşitliğin ayrıntılarına girer. Birçok açıdan Rousseau'nun Toplum Sözleşmesi'ni, vatandaşın cinsiyete dayalı kavramını ortadan kaldıran ve her iki tarafın da gelişmesi için gerekli koşulları yaratan bir odağa sahip olacak şekilde yeniden biçimlendirir.[14]

De Gouges'un günlüğüne göre, hükûmeti zayıflatan şey, sürdürülmesi imkansız olan katı toplumsal hiyerarşilerdir. Hükûmeti iyileştiren şey ise güçlerin eşit dağılımı ve paylaşılan erdemdir. Bu, onun anayasal monarşiye olan devam eden onayı ile de tutarlıdır. Evlilikler, eşit haklara sahip ortakların gönüllü birliği olacak, mülkiyeti ve çocukları birlikte idare edecek ve anlaşarak paylaştıracaklardır. Bu birliktelikten doğan tüm çocuklar, "hangi yataktan gelirlerse gelsinler", anne ve babalarının isimlerini taşıma hakkına sahiptir.[11]

Deklarasyona tepkiler

Devrim'in birçok radikal ögesi, Kadın ve Kadın Vatandaş Hakları Bildirgesi'ne yanıt olarak de Gouges'u hemen hainlikle suçladı. Bildirgenin Kraliçe'ye hitaben yazıldığını gören Jakobenler (Robespierre önderliğinde), de Gouges'u (ve jirondenlerdeki müttefiklerini) kralcı olmakla suçladılar. De Gouges, üç hükûmet biçimi (bunlara Anayasal Monarşi de dahil) arasında bir halk oylaması talep eden bir notu asmaya çalıştıktan sonra, Jakobenler onu hızla yargılayıp ihanetle suçlu buldular. De Gouges Giyotinle idama mahkûm edildi ve Jakoben Terör Dönemi'nde Fransa Devleti'nin birçok "siyasi düşmanından" biri haline geldi.[5]

Ölümü sırasında Paris basını onu artık zararsız biri olarak görmezden gelemedi. Gazeteciler ve yazarlar, Fransa için sunduğu programların ve planların akıl dışı olduğunu savunurken, bunları önerirken bir "devlet kadını" olmak istediğini de vurguladılar. Feuille du Salut public gazetesinin bildirdiğine göre, suçu "cinsiyetine ait erdemleri unutmasıydı." Jakoben Paris ortamında, feminizmi ve "politikaya karışması" tehlikeli bir kombinasyon olarak görüldü.[5]

Diğer ülkelerdeki tepkiler

Birleşik Krallık

Mary Wollstonecraft, 1792'de "Kadın Haklarının Savunusu" adlı eserini yazdı. Bu eser, Olympe de Gouges'un "Kadın ve Kadın Vatandaş Hakları Bildirgesi"nden ve Charles Maurice de Talleyrand-Périgord'un kadınların sadece ev içi işler için eğitilmesi gerektiğiyle ilgili "Fransa Ulusal Meclisi'ne yaptığı Konuşması"na yanıt verme isteğinden ilham aldı. Wollstonecraft, eserinde cinsel çifte standartları eleştirdi ve erkekleri, kadınları aşırı duygusallığa teşvik etmekle suçladı.

Wollstonecraft yaşamın belirli alanlarında cinsiyetler arasında eşitlik çağrısında bulunuyor ancak De Gouges'in aksine kadın ve erkeklerin eşit olduğunu açıkça ifade etmiyordu. Cinsiyet eşitliğine ilişkin muğlak ifadeleri, Wollstonecraft'ın modern bir feminist olarak sınıflandırılmasını zorlaştırdı.[15] Kadın Hakları 1792 İngiltere'sinde nispeten iyi karşılandı.[16]

ABD

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın ve Kadın Vatandaş Hakları Bildirgesi'nin yayınlanmasının hemen bir etkisi olmamasına rağmen, Elizabeth Cady Stanton ve diğerleri tarafından 1848 yılında düzenlenen Seneca Falls Kongresinde yazılan Duygular Bildirgesi'nin modellenmesinde yaygın olarak kullanıldı.[17] Duygular Bildirgesi, Kadın Hakları Bildirgesi'ne çok benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi tarzında yazılmıştır.

Analiz

Henry Fuseli'nin 1807 tarihli "The Debutante" adlı tablosu, toplumsal erkek kurallarının kurbanı olan bir kadını konu alıyor. Duvara bağlı, dikiş dikmeye zorlanmış ve guvernörler tarafından gözetleniyor. Resim, Mary Wollstonecraft'ın "Kadın Haklarının Savunması"ndaki görüşlerini yansıtıyor.
Henry Fuseli'nin 1807 tarihli "The Debutante" adlı tablosu, toplumsal erkek kurallarının kurbanı olan bir kadını konu alıyor. Duvara bağlı, dikiş dikmeye zorlanmış ve guvernörler tarafından gözetleniyor. Resim, Mary Wollstonecraft'ın "Kadın Haklarının Savunması"ndaki görüşlerini yansıtıyor.

De Gouges, Deklarasyonu'nda güçlü ve alaycı bir tonda, militan bir ruha sahiptir. De Gouges'e göre özgürlüğün en önemli şekli ifade özgürlüğü hakkıydı; hayatı boyunca bu hakkını kullanmıştı. Kürsüye erişim de başka bir sorundu ve bu sorunun kadın hakları ve oy hakkı konusundaki tartışmanın ön sıralarına konulmasını istedi.[18]

Aydınlanma Çağı'nın insanların doğal haklara sahip olduğu (ya da Amerika Bağımsızlık Bildirgesi'nde yer aldığı gibi devredilemez haklara sahip olduğu) düşüncesi, doğal cinsel eşitsizlik inancıyla (bazen "doğanın kurucu ilkeleri" olarak adlandırılır) doğrudan çelişir. Fransız Bildirgesi'nde yer alan eşitlik hakları, de Gouges'e göre, daha geniş kapsamlı bir uygulamaya sahip olmalıdır. Eğer haklar doğal ve bu haklar bedenlerin doğasında var olan şeylerse, o zaman cinsiyet veya ırk gibi farklılıklar gözetmeksizin tüm bedenler bu haklara layıktır.[19]

De Gouges, toplumun dönüştürülmesi için halkın eğitiminin önemini vurgulayan düşünür Jean-Jacques Rousseau ile genel anlamda hemfikirdi. Ancak cinsiyet konusundaki bakış açısı Rousseau'dan çok daha ileriydi. De Gouges, toplumun kadınları eğitmekteki başarısızlığının, hükûmetteki yolsuzluğun tek başına sebebi olduğunu savundu. Rousseau'nun toplumsal sözleşme kavramından doğrudan esinlenen de Gouges, evlilikte eşit mülkiyet hakları, eşit anne-baba ve miras haklarının sağlanmasının uyumlu bir toplum inşa etmenin tek yolu olduğunu ilan etti.[20]

Fransa Devrimi sırasında evlilik, siyasi sömürünün merkeziydi. De Gouges, "Toplumsal Sözleşme"sinde evliliği "güven ve aşkın mezarı" ve "sürekli tiranlığın" yaşandığı yer olarak tanımlar. Kurumsallaşmış cinsiyet eşitsizliğinin en yaygın yeri olan evlilik, kadınların güvenilmezlik ve aldatma kabiliyetinin gelişmesine yol açan koşulları yaratmıştır. De Gouges'un "Toplumsal Sözleşme"si incelendiğinde, dünya çapındaki hareketlerle birçok benzerlik ortaya çıkar. Mary Wollstonecraft'ın 1792'de "Kadın Haklarının Gerekçelendirlmesi"nde evliliği açıklamasıyla benzer şekilde, de Gouges de kadınların içinde bulundukları güçsüz konumun bir sonucu olarak gelişen kadınların kurnazlığı ve zayıflığına işaret eder. De Gouges, tıpkı Wollstonecraft gibi, toplumsal ve eğitimsel eksikliklerle mücadele etmeye çalışır: Kadınları eğitmeyi ihmal eden ve sonra da bu eksikliği tam vatandaşlık haklarını reddetmenin nedeni olarak gösteren kısır döngüye karşı çıkarlar. Her ikisi de kadınların "yolsuzluğunun ve zayıf akıllılığının" ortaya çıkan sonucunun, toplum sorunlarının ana kaynağı olduğunu ve çözümün de yine bu sorunda yattığını görür.[21]

Kaynakça

  1. ^ a b c Lauren, Paul Gordon (2003). The evolution of international human rights: visions seen. 2nd ed. Philadelphia: University of Pennsylvania Press. ISBN 978-0-8122-1854-1. 
  2. ^ a b Williams, Helen Maria (2001). Letters written in France: in the Summer 1790, to a friend in England, containing various anecdotes relative to the French Revolution. Broadview literary texts. Peterborough, Ont. ; Orchard Park, NY: Broadview Press. ISBN 978-1-55111-255-8. 
  3. ^ Lefebvre, Georges (1971). The French Revolution. 1: From its origins to 1793. Reprinted. Londra: Routledge and Kegan Paul. ISBN 978-0-7100-7181-1. 
  4. ^ Jansen, Sharon L. "The Monstrous Regiment of Women". 8 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  5. ^ a b c d e Naish, Camille (1991). Death comes to the maiden: sex and execution, 1431-1933. London ; New York: Routledge. ISBN 978-0-415-05585-7. 
  6. ^ a b Harth, Erica (1992). Cartesian women: versions and subversions of rational discourse in the old regime. Reading women writing. Ithaca: Cornell University Press. ISBN 978-0-8014-2715-2. 
  7. ^ Moore, Lisa L.; Brooks, Joanna; Wigginton, Caroline, (Ed.) (2012). Transatlantic feminisms in the age of revolutions. Oxford ; New York: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-974348-3. 
  8. ^ Smart, Annie K. (2011). Citoyennes: women and the ideal of citizenship in eighteenth-century France. Newark : Lanham, Md: University of Delaware Press ; Co-published with Rowman & Littlefield Pub. Group. ISBN 978-1-61149-354-2. OCLC 744295340. 
  9. ^ Jones, Colin (4 Şubat 2014). "The Longman Companion to the French Revolution". doi:10.4324/9781315836416. 5 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  10. ^ Roger Célestin, Eliane DalMolin, and Isabelle Courtivron (Eds.) (2016). Beyond French Feminisms: Debates on Women, Culture and Politics in France 1980–2001. Springer. ss. 44-45. ISBN 978-1-137-09514-5. 8 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  11. ^ a b c d e f g h i j k l www.gethynjones.com, Gethyn Jones Web Design-. "Olympe de Gouges | Plays & Texts". olympedegouges.eu (İngilizce). 20 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  12. ^ "Olympe de Gouges, The Declaration of the Rights of Woman (September 1791)". revolution.chnm.org. 14 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  13. ^ a b Blanc, Olivier (1981). Olympe de Gouges. Paris: Syros. ISBN 978-2-901968-54-2. 
  14. ^ von Guttner, Darius (2015). The French Revolution (Fransız Devrimi). Nelson Cengage. ss. 34-35. 
  15. ^ Dickenson, Donna (1993). Margaret Fuller: writing a woman's life. New York: St. Martin's Press. ISBN 978-0-312-09145-3. 
  16. ^ Craciun, Adriana, (Ed.) (23 Ekim 2013). "Mary Wollstonecraft's A Vindication of the Rights of Woman". doi:10.4324/9781315812182. 
  17. ^ Elizabeth Cady Stanton, Susan B. Anthony, Matilda Joslyn Gage, Ida Husted Harper (1881). Kadın Oy Hakkı Tarihi: 1848-1861 (1. Cilt). Fowler & Wells. s. 74. 
  18. ^ "Internet Encyclopedia of Philosophy | An encyclopedia of philosophy articles written by professional philosophers" (İngilizce). 12 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2024. 
  19. ^ Hesse, Carla (31 Aralık 2001). The Other Enlightenment. Princeton University Press. ISBN 978-0-691-18842-3. 
  20. ^ H. Lessnoff, Michael (1990). Social Contract Theory. New York University Press (abbreviated as New York U). 
  21. ^ Wollstonecraft, Mary; Todd, Janet M. (1989). The works of Mary Wollstonecraft. New York, NY: New York Univ. Press. ISBN 978-0-8147-9225-4. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Amerikan Bağımsızlık Bildirisi</span> Amerikanın Britanyadan ayrılığını açıklayan bildirge

Amerikan Bağımsızlık Bildirisi, Amerika Birleşik Devletleri'ni kuran belgedir. Belge, 4 Temmuz 1776'da Philadelphia'daki daha sonra "Independence Hall" adı verilen Pennsylvania Eyalet Evi'ndeki İkinci Kıta Kongresi'nde kabul edildi. Bildiri, dünyaya On Üç Koloni'nin neden artık Britanya sömürgesi değil de bağımsız egemen eyalet olarak görüldüğünü açıklamakta.

<span class="mw-page-title-main">İnsan hakları</span> İnsanlığın evrensel değerleri

İnsan hakları, tüm insanların sadece insan olmakla sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları; ırk, ulus, etnik köken, dış görünüş, din, dil,ense ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Mary Wollstonecraft</span> İngiliz düşünür ve yazar

Mary Wollstonecraft, İngiliz yazar, filozof ve kadın hakları savunucusu. Kısa kariyeri süresince romanlar, felsefi inceleme yazılarının yanı sıra bir seyahatname, bir conduct book, bir çocuk kitabı ve bir Fransız Devrimi tarihçesi de yazmıştır. Wollstonecraft en çok kadınların erkeklerden yaradılış icabı daha değersiz olmadığını ancak eğitimsiz oldukları için daha değersiz göründüklerini savunduğu, 1792 yılında yayımlanan Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi kitabıyla tanınır. Hem erkeklerin hem de kadınların akıl ve muhakeme sahibi varlıklar olarak kabul edilmelerini önerirken mantık üzerine kurulu bir toplumsal düzen tahayyül eder.

<span class="mw-page-title-main">Olympe de Gouges</span>

Olympe de Gouges Fransızca telaffuz: [olɛ̃p də ɡuʒ] , Fransız filozof, yazar, kadın hakları savunucusu, aktivist ve oyun yazarı.

<span class="mw-page-title-main">İnsan Hakları Evrensel Bildirisi</span> BM İnsan Hakları Komisyonunca 1948de kabul edilen bildiri

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulunun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.

<span class="mw-page-title-main">Marquis de Condorcet</span> Fransız filozof, matematikçi ve siyasetçi (1743-1794)

Marie Jean Antoine Nicolas de Caritat, Marquis de Condorcet,, Nicolas de Condorcet olarak da bilinen Fransız filozof ve matematikçi. Liberal ekonomi, anayasal hükûmet, parasız ve eşit kamu eğitimi, kadınlar ve tüm ırklardan insanlar için eşit hakları destekleyen düşünceleriyle Aydınlanma Çağı ve Aydınlanma rasyonalizminin ideallerini somutlaştırmıştır. Condorcet, Fransız Devrimi'nin yetkililerinden bir süre kaçtıktan sonra yakalandı ve hapishanede öldü.

<span class="mw-page-title-main">İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi</span> Fransız Devriminin temel belgesi

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi Fransız Devrimi'nin temelini oluşturan, 26 Ağustos 1789’da demokrasi ve özgürlük sebep gösterilerek yayımlanan temel metinlerden birisi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kadın hakları</span>

Kadın hakları, kadınların erkeklerle eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isim.

<span class="mw-page-title-main">LGBT</span> Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler için kullanılan kısaltma

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

<span class="mw-page-title-main">Kanun önünde eşitlik</span>

Kanun önünde eşitlik veya hukuksal eşitlik, bireylerin birer hukuksal kişilik olmaları nedeniyle yasa önünde eşitliklerini anlatan ilkedir. Özellikle çoğulcu demokrasilerde gelişmiş bir kavramdır. Yasalar; herkes için, toplum içindeki yeri, ekonomik gücü, toplumsal kökeni, cinsiyeti gözetilmeden, herhangi bir ayrım yapılmadan düzenlenip uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Mısır'da feminizm</span>

Mısır'daki feminizm, tarih boyunca birtakım toplumsal ve politik olayları içerir. Her ne kadar Mısır birçok açıdan reform konularında, özellikle de "milliyetçiliğin, emperyalizme ve feminizmin direniş hareketlerinde" öncülük etmiş olmasına rağmen kadınların erkeklerle eşit olması kolay olmamıştır.

Uluslararası toplumsal cinsiyet, kadın-erkek eşitliğini ve kadın hakları savunuculuğunun uluslararası alanda yapılması yönünde kavram ve yaklaşımların geliştirilmesini ifade eden terimdir. Uluslararası toplumsal cinsiyet, kadın/erkek olarak iki cinsiyetin toplumsal ve kültürel etkilerinden kaynaklı olan yaşam biçimi baz alınarak değerlendirilen toplumsal cinsiyet kavramının uluslararası zeminde incelenmesini ele alır. Cinsiyet sonradan değil doğuştan var olur, bu nedenle bu konuda bir seçim yapılması söz konusu değildir. Türk Dil Kurumu'na göre cinsiyet; "bireye, üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren bir yaratılış, eşey, cinslik, seks" şeklinde tanımlanmıştır. Bu doğrultuda cinsiyet (eşey) kavramını akabinde takip eden bir sonraki kavram ise toplumsal cinsiyet olarak ele alınır. Toplumsal cinsiyetin, cinsiyetten ayrılmasındaki temel etken ise toplum tarafından sosyokültürel açıdan tanınarak buna göre şekillendirilmek istenmesidir. Uluslararası toplumsal cinsiyet, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının son halkası olarak ilgili otoritelerce ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Bildirgesi ya da DEDAW Birleşmiş Milletler'in kadın haklarına bakışını ana hatları ile çizen bir insan hakları bildirgesidir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 7 Kasım 1967'de kabul edilmiştir.

Feminizm tarihi, kadınlara eşit hakların sağlanmasını amaçlayan hareketlerin ve ideolojilerin kronolojik veya tematik anlatılarını içerir. Dünyanın dört bir yanındaki feministlerin sebepleri, hedefleri ve niyetleri ; zamana, kültüre ve ülkeye bağlı olarak değişmiş olsa da çoğu Batılı feminist tarihçi, kadın haklarını elde etmek için çalışan tüm hareketlerin, feminizm terimini kendilerine uygulamamış olsalar bile feminist hareket olarak değerlendirilmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. Diğer bazı tarihçiler "feminist" terimini modern feminist hareket ve onun devamıyla sınırlandırır ve daha önceki hareketleri tanımlamak için "protofeminist" etiketini kullanır.

"Bütün insanlar eşit yaratılmıştır" ifadesi, 1776'da Amerikan Devrimi'nin başlangıcında Thomas Jefferson tarafından yazılan ABD Bağımsızlık Bildirgesi'nde ünlü bir şekilde yer almaktadır. Cümlenin tamamı şöyledir: "Bu gerçeklerin apaçık olduğunu, tüm insanların eşit yaratıldığını, Yaratıcıları tarafından bazı devredilemez haklarla donatıldıklarını, bunların arasında Yaşam, Özgürlük ve Mutluluk arayışı olduğunu kabul ediyoruz." Bu ifade John Locke'un yazılarından esinlenilmiş ve Amerikan tarihindeki çeşitli etkili şahsiyetler tarafından kullanılmıştır. Amerikan Devrimi döneminden kalma önemli ve kalıcı bir ifade olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi</span> Mary Wollstonecraftın 1792 tarihli felsefi feminist kitabı

Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi, Mary Wollstonecraft tarafından 1792 yılında yazılan tarihin önemli feminist felsefe eserlerinden biridir. Kadınların toplumdaki yerlerine uygun şekilde eğitim görmesi, ulus için önemleri ve eşlerine yoldaş olmaları gerektiğini savunan bu eserde cinsiyet ayrımlarını azaltarak kadınlara verilen toplumsal değerin artırılması için bazı gerekçeler sunulmuştur. Wollstonecraft'in en önemli eseri olan "Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi" kadın ve erkeğin eşit olması değil, aralarındaki ayrımın azaltılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet eşitliği</span> tüm cinsiyetlerin haklara, kaynaklara, fırsatlara ve korumalara eşit erişimi

Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkek ve kadının kamusal ve özel yaşamın tüm alanlarına eşit ve yetkinleştirilmiş şekilde katılımını ifade eden bir insan hakları kavramıdır.

Eşitlik genellikle eşit olma, aynı değere sahip olma anlamına gelir.