İçeriğe atla

Kadın

Ucunda artı bulunan Venüs simgesi kadını simgeler
Bir yetişkin kadın çizimi

Kadın, dişi cinsinde olan yetişkin insandır.

Etimoloji

Türkçe kadın kelimesinin kökeni, Eski Türkçe "kraliçe" manasındaki ḳātūn veya χātūn sözcüğüne dayanır. Bu kelimelerin kökeni Soğdcadaki χwatēn sözcüğüne dayanır. Kelime ses değişimine uğrayarak kadın ve hatun olarak iki farklı şekilde girmiştir.[1][2]

Biyoloji ve cinsellik

Bazı kadınlar anormal hormonal veya genetik farklılıklara sahip olabilirler (kongenital adrenal hiperplasia, kısmen veya tamamen androjen yoğunluğu sendromu veya diğer koşullar sebebiyle) ve hayatlarının ilk aşamalarında tipik dişi fizyolojisine sahip olmayan veya en azından kısmen sahip olan kadınlar da bulunmaktadır. Erken gelişim sırasında her iki cinsiyetin fetüs morfoloji embriyo 6. veya 7. haftaya kadar benzerdir. Gonadlar, Y kromozomunun hareketi nedeniyle erkeklerde testisler farklılaşır. Cinsel farklılaşma kadınlarda cinsiyet hormonlarından bağımsız bir şekilde gerçekleşir.[3]

İnsanlar mitokondriyal DNA'yı yalnızca annenin ovumundan miras aldığından, bundan dolayı soy bilimciler anne soyunu çok eskilere kadar izleyebilmektedirler.

Kadın araştırmaları

Kadın araştırmaları, kadınlar üzerine yapılan genel araştırmaları nitelemektedir ve cinsiyet araştırmalarının bir parçasıdır. Kadın araştırmalarına analog olarak cinsiyet araştırmalarında toplum içerisindeki erkeklerin hayatlarını inceleyen erkek araştırmaları ortaya çıkmıştır.

Kadın araştırma kurumları ve konuları

Kadın araştırmaları, disiplinler arasıdır ve antropoloji, toplum bilimi, tarih, tıp, estetik ve diğer bilim alanlarını kapsamakta ve onların sorularına kadın hareketleri, özgürleşme (emansipasyon) ve feminizm bakış açısıyla yeniden ortaya koymaktadır. Kadın araştırmaları hem akademik, hem akademik dışı düzlemde (örneğin vakıf ve derneklerde) irdelenmektedir. Konu olarak kadınların hayatlarındaki özellikleri ve örneğin kadın eğitimi gibi yaşam koşulları ön planda durmaktadır.

Kadın araştırmaları yöntemleri

Kadın araştırmaları yöntemleri, ilgili bilim alanlarında özellikle toplum bilimi ve tarih biliminde kullanılmaktadır. Kadın araştırmalarına dayanan, sözde bilimsel ve sadece belirli bir çevre tarafından anlaşılabilen birçok yayın olduğundan bilimsel kadın araştırmaları sık sık bu tür yayınlarla karıştırılmakta ve bu da oldukça fazla öznellik ve bilimsel olmama suçlamasına yol açmaktadır.

Tarihî kadın araştırmaları

Öncelikli eğilimi kadın tarihinin yeniden oluşturulmasıdır. Kadın araştırmaları, bilimde kadınların "unutuluşu"nu ve kadın bakış açısının yok sayılmasını eleştirmektedir. Kendiliğinden oluşan bu amaçlar, kadınlara ilişkin ve bir denge oluşana kadar kadın bakış açısının uygulanması ile bilimdeki boşlukların ortaya çıkarılması ve doldurulmasını kapsamaktadır. Bu durumda erkek odaklı tarih yazımının kadın odaklı olanlarla tamamlanması veya değiştirilmesi gerekmektedir. Böylece cinsiyet ideolojisi ve esas gerçeklik arasındaki ayrım ön planda durmaktadır.

Geniş bir bakış açısıyla "büyük adamlar"ın "büyük kadın"larına ve bütün tabakadan kadın ve erkeklere baktığımızda temel kaynakların genişletilmesi bilimsel tartışmalardaki yazıt bilimsel, nümismatik, arkeolojik ve ikonografik kaynakları da kapsaması gerekmektedir.

Ayrıca bakınız

Galeri

Kaynakça

  1. ^ "kadın". Nişanyan Sözlük. 3 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023. 
  2. ^ "hatun". Nişanyan Sözlük. 12 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2023. 
  3. ^ Farklılıklar, Tıp Enstitüsü (ABD) Cinsiyet ve Cinsiyet Biyolojisini Anlama Komitesi; Wizemann, Theresa M.; Pardue, Mary-Lou (2001). Seks Rahimde Başlar. National Academies Press (ABD). 12 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2023. Tüm insan bireyleri - ister XX, ister XY, ister atipik bir cinsiyet kromozomu kombinasyonuna sahip olsunlar - gelişmeye aynı başlangıç noktasından başlar. Erken gelişim sırasında fetüsün gonadları farklılaşmamış kalır; yani tüm fetal genital organlar aynıdır ve fenotipik olarak dişidir. Bununla birlikte, yaklaşık 6 ila 7 haftalık gebelikten sonra, Y kromozomu üzerindeki bir genin ifadesi, testislerin gelişimiyle sonuçlanan değişiklikleri indükler. Bu nedenle, bu gen, testis gelişimini tetiklemede tekil olarak önemlidir. Gebeliğin yaklaşık 9. haftasında testosteron üretimi, üreme sisteminin gelişimi ve beyin ve cinsel organların maskülenleşmesi (erkek cinsiyet özelliklerinin normal gelişimi) ile sonuçlanır. Fetal testisin erkek genital sistemi ile rahimdeki dış genital organların farklılaşmasındaki rolünün aksine, dişi cinsiyet farklılaşması için fetal yumurtalık salgıları gerekli değildir. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet</span>

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Transseksüellik</span> kişinin kendisini farklı bir cinsiyet kimliğinde hissetmesi veya cinsiyet değiştirmesi

Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kadın üreme organları</span> insan dişisinin üreme sistemi

Kadın üreme organları, kadınlardaki cinsel organlardır. İç genital organlar kadın iskeletinde bacakların hemen üzerinde yer alan leğen kemikleri ve bel kemiği tarafından oluşturulan kemik çatının (pelvis) içinde koruma altına alınmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik</span> Sperm ile yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem

Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem.

<span class="mw-page-title-main">Klitoris</span> vajinanın üstünde bulunan ve kadınlardaki en hassas erojen bölge

Klitoris, dılak veya bızır memeliler, devekuşları ve bunların dışında sınırlı sayıda hayvanda bulunan sertleşebilen dişi cinsel organıdır. İnsanlarda üretranın girişinin üstünde, iç dudakların kesişme noktasında düğme şeklinde bir kısmı görülebilir. Klitoral ereksiyon, klitorisin genişlediği ve sağlamlaştığı fizyolojik bir olgudur. Erkek penisinin homoloğudur. Ancak penis gibi idrar kanalı tarafından delinmemiştir, bu nedenle işeme amaçlı kullanılmaz. Az sayıda hayvan klitorisinden işer; gelişmiş bir klitorisi olan benekli sırtlan ise bu organ aracılığıyla işer, çiftleşir ve doğum yapar. Lemurlar ve örümcek maymunları da gelişmiş klitorise sahiptir. Tüm dünyada yasaklanan klitoris kesimi veya kadın sünneti bazı Afrika bölgelerinde varlığını sürdürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Erkek</span> erişkin erkek

Erkek, eril insan. Erkek terimi genellikle yetişkin bir eril bireyi kastetmekte kullanılırken, oğlan terimi ise eril bir çocuk veya ergeni tanımlamak için kullanılır. Ancak erkek terimi aynı zamanda bazen yaş gözetmeksizin bir eril insanı tanımlamak için de kullanılır; tıpkı "erkek basketbolu" ifadesinde olduğu gibi.

<span class="mw-page-title-main">Eşeyli üreme</span> iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması

Eşeyli üreme, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır. Burada iki ana süreç vardır: kromozom sayısını yarıya indiren mayoz bölünme ile iki gametin birleştiği ve eski kromozom sayılarına ulaştığı döllenmedir. Mayoz bölünme sırasında, her bir çiftin kromozomları, homolog rekombinasyon elde etmek için krossing over yoluyla parça değişimi yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Dış dudaklar</span>

Dış dudaklar, iki belirgin uzunlamasına kutanöz kıvrımı ve vajinayı dıştan kaplayan hassas dokudur. Kasık höyüğünden perineye aşağı ve geriye doğru uzanır. İç dudaklar ile birlikte vulvanın labiasını oluştururlar.

Kısırlık veya infertilite, kadınlarda ve erkeklerde tıbbi nedenlerle çocuk sahibi olamama durumu. Tıpta kısırlık "herhangi bir korunma olmaksızın, düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması" şeklinde tanımlanır. Kısırlık sorunu erkek ve kadında eşit oranlarda görülür.

İkili tarama testi ya da 11-14 testi olarak da bilinen ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir. Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka engelli bebek doğurma riski taşırlar. Down sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet eşitsizliği</span>

Cinsiyet eşitsizliği, bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşit olmayan davranışlar, tutumlar ve algıları anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Kökeni, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardır. Cinsiyet sistemleri genellikle kesin hatlarla ikiye ayrılmış ve hiyerarşik yapıya sahiptir; cinsiyet ikiliği sistemleri günlük yaşamın sayısız boyutunda kendini gösteren eşitsizlikleri yansıtabilmektedir. Cinsiyet eşitsizliği deneysel temellere dayandırılmış ya da toplumsal olarak kabul edilmiş ayrıcalıklardan kaynaklanır.

Eril üreme sistemi, insan üremesi sürecinde rol oynayan birkaç cinsel organdan oluşur. Bu organlar vücudun dışında ve pelvisin içinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">XXYY sendromu</span> Sendrom

XXYY sendromu, erkeklerin fazladan bir X ve Y kromozomlarının bulunduğu eşey kromozomları bozukluğu. İnsan hücreleri genellikle anne ve babadan olmak üzere iki cinsiyet kromozomu içerir. Genellikle dişiler iki X kromozomuna (XX), erkekler bir X bir Y kromozomuna (XY) sahiptir. Düzgün çalışan bir SRY geni en az bir Y kromozomunun ortaya çıkmasıyla erkek olur. Bu nedenle XXYY kromozomuna sahip olan insanlar normalde erkek olur. XXYY sendromlu erkekler 46 yerine 48 kromozoma sahiptir. Bu yüzden XXYY sendromu bazen 48, XXYY sendromu olarak yazılır. Yaklaşık her 18.000-40.000 erkek doğumunda bir XXYY sendromlu bireyin doğduğu tahmin edilmektedir.

Judith Lorber, New York'taki Brooklyn Şehir Koleji'nde ve The CUNY Lisansüstü Çalışmalar Merkezi'nde, kadın ve sosyoloji alanlarından çalışmaları bulunan bir profesördür. Cinsiyet farklılığının sosyal yapısı hakkında teorist bir kurucudur, oluşumda ve cinsiyet çalışmalarının dönüşümünde hayati bir rol oynamaktadır. Son zamanlarda daha çok sosyal dünyadaki cinsiyetçiliği kaldırmakla tanınıyor.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel uyarılma</span> cinsel aktivite sırasında veya beklentisiyle cinsel arzunun uyarılması

Cinsel uyarılma, cinsel aktivite beklentisiyle cinsel arzunun uyarılmasıdır. Cinsel ilişki için hazırlık olarak vücutta ve zihinde birtakım fizyolojik tepkiler oluşur ve bu süreç boyunca devam eder. Erkek uyarılması sertleşmeye neden olur. Kadın uyarılmasında vücudun tepkisi meme başı, vulva, klitoral ereksiyon, vajinal duvarlar ve vajinal yağlama gibi cinsel dokulardır. Zihinsel uyarıcılar, dokunma gibi fiziksel uyarıcılar ve hormonların iç dalgalanması cinsel uyarılmayı etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı</span> Üreme, ergenlik, cinsel dimorfizm ve davranışla ilişkili hormonal yolak

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı hipotalamus, hipofiz bezi ve gonadal bezlerin arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu bezler genellikle birlikte işlev gösterdiğinden, fizyologlar ve endokrinologlar bunlardan tek bir sistem olarak bahsetmeyi uygun ve açıklayıcı buluyorlar.

Feminist teoride, heteroataerkillik veya cisheteroataerkillik, cis erkeklerin ve heteroseksüellerin, cis dişilerin ve diğer cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin üzerinde yetkiye sahip olduğu sosyopolitik bir sistemdir. Bu terim, kadınlara yönelik ayrımcılıkla LGBTQ bireylere yönelik ayrımcılığın aynı cinsiyetçi sosyal ilkeden kaynaklandığını vurgular.

<span class="mw-page-title-main">Kadın sağlığı</span> kadın sağlığının tüm yönlerini kapsayan geniş bir alan

Kadın sağlığı, pek çok benzersiz açıdan erkeklerinkinden farklıdır. Kadın sağlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığın "yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli" olarak tanımlandığı toplum sağlığına bir örnektir. Genellikle kısaca kadınların üreme sağlığı olarak ele alınırken birçok grup, kadınların genel sağlığına ilişkin daha geniş bir tanım için tartışmakta ve daha iyi bir şekilde "kadının sağlığı" olarak ifade edilebilir. Bu farklılıklar, sağlık açısından riskli olan kadınların daha da dezavantajlı olduğu gelişmekte olan ülkelerde daha da kötüleşmektedir. Sanayileşmiş ülkelerdeki kadınlar, yaşam beklentisindeki cinsiyet eşitsizliğini azaltmış ve artık erkeklerden daha uzun yaşasa da sağlığın birçok alanında daha erken ve daha şiddetli hastalıklarla karşılaşmakta ve sonuçları daha kötü olmaktadır.