Hierapolis, Pamukkale (Denizli) yakınlarında bulunan ve Frigler döneminde ana tanrıça Kibele kültünün merkezlerinden biri olarak faaliyet göstermiş bir antik kenttir. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürülmektedir.
İskender Paşa Camii, İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan bir külliyedir. Kanlıca İskelesi'nin önündeki küçük meydanda bulunmaktadır. I. Süleyman (Kanuni) ve II. Selim dönemlerinin devletin ileri gelenlerinden "Mağusa Fatihi" olarak tanınan Gazi İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kanlıca Camii olarak da bilinir. İskender Paşa'nın 967/ 1559 tarihli vakfiyesi ile belirtilen bu mescidi, Mimar Sinan'ın tezkirelerinde "Kanlıca'da merhum İskender Paşa" ve "Camii İskender Paşa der Kanlıca" şeklinde kayıtlıdır. Caminin harim kapısı üzerindeki kitabede görülen 967/ 1559-60 tarihi külliyenin tamamlanma tarihi olarak kabul edilebilir. Yapıların tasarımı Mimar Sinan'a aittir.
Geçitkale veya Lefkonuk, de jure olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Mağusa Bölgesi'nde ve de facto olarak ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Gazimağusa ilçesinde yer alan bir kasabadır. Belediye ile yönetilmekte olup belediye başkanı Hasan Öztaş'tır. Toplam nüfusu 2011 yılı sayımına göre 1253'tür.
Atik Ali Paşa Camisi ve Külliyesi, II. Mahmud Türbesi'nden Çarşıkapı'ya uzanan Yeniçeriler Caddesi üzerindedir. Külliyenin inşa edildiği alan, Bizans döneminde I. Konstantin tarafından yaptırılan dikilitaşın bulunduğu Konstantin Forumu’nun sınırları içindedir. Külliyenin banisi aslen Bosnalı olan “Hadım, Tavaşi, Şehit, Eski” lakapları ile de anılan ve iki defa sadrazam olup 1511’de Şah Kulu Vakasında şehit olan Atik Ali Paşa’dır. Külliyenin Vakfiyesi 1509 tarihlidir. Cami, “Sedefçiler”, “Eski Ali Paşa”, “Çemberlitaş”, “Dikilitaş”, “Vezirhanı” ve “Sandıkçılar Camisi” isimleriyle de tanınır. Fetih sonrası İstanbul’un en eski eserlerinden biridir.
Karain Mağarası, Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından biridir. Denizden yüksekliği 430-450 metredir. Antalya'nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur kara yoluna 5–6 km uzaklıkta bulunan Yağca mahallesi sınırları içinde bulunur. Antalya-Burdur kara yolunun 13. km'sinde Karain işaret levhasından sola dönülerek Karain Mağarası yoluna girilir. Antalya'ya uzaklığı 27 km'dir.
Şişli Camii, İstanbul, Türkiye'de, Şişli ilçesinde bulunan bir camidir. Halâskârgazi Caddesi ile Abide-i Hürriyet Caddesi'nin kesişmesiyle oluşan bir adacıkta konumlanır.
Kilimli, Türkiye'nin Zonguldak ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun sonucu ilçe olmuştur. Büyük bir limana sahiptir. İlçe ekonomisinde balıkçılık önemli bir yer tutar.
Gupta İmparatorluğu, MS 4. yüzyılın başlarından MS 6. yüzyılın sonlarına kadar var olan eski bir Hint imparatorluğuydu. Zirvesinde, yaklaşık MS 319'dan 467'ye kadar, Hindistan Yarımadası'nın çoğunu kapsıyordu. Bu dönem tarihçiler tarafından Hindistan'ın Altın Çağı olarak kabul edilir. İmparatorluğun yönetici hanedanı, kral Sri Gupta tarafından kuruldu; hanedanın en önemli yöneticileri Chandragupta I, Samudragupta, Chandragupta II ve Skandagupta idi. MS 5. yüzyıl Sanskrit şairi Kalidasa, Guptaların hem Hindistan içinde hem de dışında, Parasikas, Hunas, Kambojas krallıkları, batı ve doğu Oxus vadilerinde bulunan kabileler olan Kinnaras, Kiratas ve diğerleri dahil olmak üzere yaklaşık yirmi bir krallığı fethettiğini söyler.
Bizans mimarisi, Bizans İmparatorluğu mimarisidir. İmparatorluk, Büyük Konstantin, Roma İmparatorluğu başkentini Roma'dan Byzantion'uma doğuya taşıdığı 330 yılından sonraki Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve kültürel varlığını adresler. Byzantion, "Yeni Roma", sonradan Konstantinopolis ismini almıştır, bugün İstanbul olarak adlandırılmaktadır. İmparatorluk, bir Milenyumdan fazla yaşamış, Avrupa'da Orta Çağ ve Rönesans mimarlığını etkin şekilde etkilemiş, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı mimarisini etkilemiştir.
Takyeciler Camii, Tokat şehrinde, Sulu Sokak'ta Yağıbasan Medresesinin karşısında, Arastalı Bedestenin bitişiğinde yer alır. Caminin banisi veya kesin inşa tarihine ilişkin bir kitabesi yoktur. Ne kadar inşa tarihi hakkında kesin bir tarih olmasa da, çok kubbeli 15. yüzyıl Osmanlı camileriyle plan benzerliği ve minare kaidesinde görülen malzeme, teknik ve biçim özellikleri 15. yüzyıl yapısı olduğuna işaret etmektedir.
Aziziye Camii, Konya'da 17. yüzyıl Osmanlı dönemine ait tarihi camidir.
Fatih Paşa Camii, Türkiye'nin Diyarbakır şehrinde yer alan bir camidir. Şehrin ilk Osmanlı Valisi Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından 1516-1520 tarihleri arasında inşa ettirilmiştir.
Veled-i Yaniç Camii ya da Yaniçoğlu Camii, Bursa'nın Osmangazi ilçesi, hisar semtinde bulunan erken dönem Osmanlı camisidir. Kapısı üzerindeki yazıtına göre 844 Hicri Safer ayında Yaniçoğlu Hacı Hayrûddin oğlu Mahmud Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Mimarı bilinmeyen caminin kitabe ve vakfiyesi mevcuttur. Plan şeması ve özellikle son cemaat yerinin kullanılışı nedeniyle özel bir düzenlemeye sahiptir.
Ajanta Mağaraları, Hindistan'ın Maharashtra eyaleti, Aurangabad bölgesinde yer alır. Mağaralar, M.Ö. 2. yüzyıldan M.S. 480 ya da 650 yılına kadar tarihlendirilmektedir. Bölgede yaklaşık 30 Budist kaya mezarı yer almaktadır. Mağaralar, antik Hint sanatının en iyi örneklerindendir. Bölgede, jest ve mimiklerin kullanıldığı çizimler ve oymalar bulunmaktadır. UNESCO'ya göre, bunlar Budist dini sanatının başyapıtlarıdır ve Hint sanatını etkilemiştir. Mağaralar iki aşamalı olarak inşa edilmiştir, ilk grup M.Ö. 2. yüzyıldan başlamaktadır, ikinci mağara grubu ise eski hesaplara göre M.S. 400-650 ya da Walter M. Spink'e göre 460-480 gibi kısa bir aralıkta inşa edilmiştir. Site, Hindistan Arkeolojik Araştırması tarafından korunan bir anıt olup, 1983'ten beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır.
Ellora, dünyanın en büyük kaya-oyma-manastır-tapınak mağaraları komplekslerinden biridir ve Hindistan'ın Maharashtra kentinde yer alan bir UNESCO Dünya Mirası'dır. Sit alanı M.S. 600-1000 dönemine ait Budizm, Hinduizm ve Jainizm anıtlarını ve kaya resimlerini barındırmaktadır. Ellora'daki 16 numaralı mağara, dünyadaki en büyük monolitik kaya kazısı özelliğini göstermektedir. Buradaki Kailaşa Tapınağı, Şiva'ya adanmış araba biçimli bir anıt özelliğindedir. Kailasha Tapınağı kazısında iki büyük Hint destanı olan Vaishnavizm, Shaktizm destanlarını özetleyen tanrı, tanrıçalar ve mitolojik çizimleri de barındırmaktadır.
Bu liste, önce kıtalara daha sonra ülkelere göre sıralanmış, dünyanın mağaralarının bir listesidir. Bir ülkenin kendisinin bulunduğu kıtadan farklı bir kıtada yer alan mağaralar, bölgenin kıtası ve adına göre sıralanmıştır.
Devetaşka mağarası, Bulgaristan'da, Letniça'nın yaklaşık 7 km doğusunda ve Lofça'nın 15 km kuzeydoğusunda, Osam Nehri'nin doğu kıyısındaki Devetaki köyü yakınlarında yer alan büyük bir karstik mağaradır. Bölge, on binlerce yıldır Paleo-insanlar tarafından sürekli olarak yerleşim görmüş, uzun dönemler boyunca çeşitli fauna türleri için bir barınak görevi görmüştür ve günümüzde yaklaşık 30.000 yarasaya ev sahipliği yapmaktadır.
Mâlvâ Sultanlığı, 1401-1531 yılları arasında Orta Hindistan'daki Mâlvâ bölgesine hakim olan Türk-İslam devleti idi.
Jeita Mağarası, toplam uzunluğu yaklaşık 9 kilometre olan birbirine bağlı iki ayrı karstik kireç taşı mağarasından oluşan bir sistemdir. Mağaralar, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un 18 kilometre kuzeyindeki Jeita bölgesinde, Köpek Nehri vadisinde yer almaktadır. Tarih öncesi çağlarda yerleşim olmasına rağmen, mağara 1836 yılına kadar Rahip William Thomson tarafından yeniden keşfedilene kadar bilinmiyordu. Mağara bir milyondan fazla Lübnanlıya içme suyu sağlayan bir yeraltı nehrine sahip olduğu için sadece tekne ile ziyaret edilebilmektedir.
Mollakent Medresesi, Mollakent'teki bir medreseydi. 14. yüzyıl başlarında kurulan medrese, zaman içinde binasının yıkılmasıyla birlikte faaliyetlerini durdursa da 1818 ya da 1819 yılında yeniden inşa edilerek tekrar hizmete girdi. 18. yüzyılın ikinci yarısında Sühreverdilik etkisine girerken I. Dünya Savaşı'ndaki Rus işgali sonrasında faaliyetleri sonlandı. 1925'te tekrar faaliyete geçen medrese, 1950'lerde Hâlidîlik etkisindeydi. 1988'de binası, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü tarafından kültür varlığı olarak tescil edildi. 1990'larda ise medresenin faaliyetleri tekrar sona erdi. Yapı günümüzde, Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğü mülkiyetindedir.