İçeriğe atla

Kağan

Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.[1]

Köken bilimi

Atsız, kağan kelimesinin büyük, ulu anlamındaki kağa kelimesinden türediğini savunmaktadır. Buna kanıt olarak kağanın yönetsel güçte etkili olan eşine kağatun denilmesini kanıt göstermektedir.[1] Bir görüşe göre ise, kağa kan (kan eski Türkçede "baba" anlamına gelir) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Bu da hanların hanı veya kralların kralı anlamına gelmektedir ki, Farsçada şehinşah (Şahların Şahı) ve Latince imperator kelimesinin Türkçedeki karşılığıdır. İslam kaynaklarında kağan kelimesinden çok bu kelimenin Farsçaya uyarlanmış hâli olan "hakan" kelimesi kullanılır.

Dybo (2007), Benveniste 1966'nın görüşünü takiben, Khagan'ın nihai etimolojik kökünün Orta İran dilindeki *hva-kama- "kendi kendini yöneten, imparator" kelimesinden geldiğini öne sürer. Savelyev ve Jeong 2020, her ikisinin de Khagan için etimolojik kök olduğunu not eder. ve onun kadın eşdeğeri Katun, Doğu İran dillerinden, özellikle "Erken Saka" *hvatuñ'dan türetilmiş olabilir, bkz. onaylanmış Soğdca xwt'w 'hükümdar' (< *hva-tāvya-) ve xwt'yn 'hükümdarın karısı sözcükleri ' (< *hva-tāvyani)".[2]

Kağan kelimesinin okunuşundan dolayı Moğolca Kaan kelimesi de Türkçeye girmiştir.

Ayrıca bakınız

  • Han

Kaynakça

  1. ^ a b Atsız, Nihal, Türk Ansiklopedisi, kağan maddesi 7 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Savelyev, Alexander; Jeong, Choongwon (2020). "Early nomads of the Eastern Steppe and their tentative connections in the West". Evolutionary Human Sciences (İngilizce). 2: e20. doi:10.1017/ehs.2020.18. hdl:21.11116/0000-0007-772B-4. ISSN 2513-843X. PMC 7612788 $2. PMID 35663512. but their ultimate origins may lie outside the Turkic family, as is most likely the case for the title of khagan (χαγάνος, chaganus) < ? Middle Iranian *hva-kama- ‘self-ruler, emperor’ (Dybo, Reference Dybo2007: 119–120). Following Benveniste (Reference Benveniste1966), Dybo (Reference Dybo2007: 106–107) considers Turkic *χatun ‘king's wife’ a word of ultimate Eastern Iranian origin, borrowed presumably from Early Saka *hvatuñ, cf. the attested Soghdian words xwt'w ‘ruler’ (< *hva-tāvya-) and xwt'yn ‘wife of the ruler’ (< *hva-tāvyani). 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Altay dilleri</span> bir dil ailesi

Altay dilleri ilk olarak 18. yüzyılda ileri sürülmüş Avrasya'da yaygınca konuşulan Türk dilleri, Moğolca, Tunguzca ve bazen Japonca, Korece ve Aynu dillerinin ortak bir ataya sahip olduklarını savunan varsayımsal bir dil ailesidir.

<span class="mw-page-title-main">Misalli Büyük Türkçe Sözlük</span> İlhan Ayverdi tarafından hazırlanan sözlük

Asırlar Boyu Târihî Seyri İçinde Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, 2005 yılı sonunda Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yayımlanan, İlhan Ayverdi'nin hazırladığı üç ciltlik sözlük.

<span class="mw-page-title-main">Harezmşahlar Devleti</span> Orta Asyanın Harezm bölgesinde kurulu eski bir Türk devleti (1077–1231)

Harezmşahlar veya Harzemşahlar Devleti, Orta Asya'da Harezm bölgesinde Kutbeddin Muhammed Harezmşah tarafından kurulan Türk-İran geleneğine dayalı bir devlettir. Bu devlet, Anadolu Selçuklu Devleti ile 1230 yılında yapılan Yassıçemen Muharebesi sonucunda iyice zayıflamış, 1231 yılında Celaleddin Harezmşah'ın ölümü ile yıkılmıştır.

Soğdca, Soğutça veya Soğdakça, Orta Asya'da yer alan Soğdiana'da ve Çin'deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.

<span class="mw-page-title-main">Türkçülük</span> Türk ulusunun kültürel-politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan düşünce

Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm, tüm Türk halkının kültürel ve politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan; 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nda ve o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınlarının başlattığı harekettir.

<span class="mw-page-title-main">Hiung-nu</span> İlk Çağda Orta Asyada yaşamış göçebe Avrasya Türk İmparatorluğu

Hiung-nu, Türkçe tarihyazımında bilinen isimleri ile Büyük Hun İmparatorluğu veya Asya Hun İmparatorluğu, eski Çin kaynaklarına göre MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın sonları arasında doğu Avrasya bozkırlarında yaşamış göçebe halklardan oluşan boylar konfederasyonudur. Bilinen ilk Türk devletidir. Hiung-nu halkı hakkındaki bütün bilgiler dağınık Çin kaynaklarına ve arkeolojik bulgulara dayanmaktadır. Dilleri hakkındaki değişik varsayımlar, Çin kaynaklarında bulunabilen çoğunluğu kişi ve unvan adları olan sözcüklere dayanmaktadır. Dillerindeki sözcüklerin Çin lehçelerindeki transkripsiyonlarına göre dillerinin Türk, İrani, Moğol, Ural, Yenisey kökenli veya yalıtık dil olduğuna ve hatta halkın çok uluslu olduğundan dilin de karışık bir dil olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Usun</span> Halk

Usun ya da Wusun ya da Vusun,, Han Hanedanı döneminde yaşamış göçebe-yarı göçebe Türk veya Hint-Avrupa kökenli bir halk. Çin kaynaklarının aktardığına göre Çin'in kuzey batısında Yüeçiler'e yakın bir bölgede yaşamış, Yüeçiler tarafından yenilgiye uğratılınca MÖ 176 yıllarında Hiung-nu'ların egemenliğine girmiş, daha sonra İli Nehri ve Issık Göl bölgesine yerleşmiş ve en azından beş yüzyıl boyunca bölgedeki gücünü korumuştur.

<span class="mw-page-title-main">Oğuz Han</span> Türk ve Altay mitolojisine göre Türklerin atası

Oğuz Kağan ya da Oğuz Han, Türk ve Altay mitolojisinde Oğuz Türklerinin atası. Uğuz Han, Uz Han veya Oğur Han olarak da bilinir. Dedesi Kabi Han, annesi Ay Kağan, babası Kara Han'dır. Oğuz Kağan Destanı'nın baş kahramanıdır. 24 Oğuz Boyu’nun ondan türediğine inanılır. Bazı kaynaklara göre destanda Asya Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı Mete Han ile özdeşleştirilmiştir.

Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.

Hasan Eren. Türk sözlükçü ve etimoloji konusuna yoğunlaşmış Türkolog.

Batur (Bahadır), kahraman ve yiğit savaşçı anlamına gelen, Türk ve Moğol dili kökenli onursal unvan. Bu unvan, cengâverlerlik ve yiğitlik yapmış askeri komutanlar ve destansı kahramanlar için kullanılan bir Altay terimidir. Batır, Badır, Bağatur, Bagatur, Bogatur, Bagatır, Batar, Bağatar, Bahadır olarak da söylenir.

Tong Yabgu Kağan, 618 ve 630 yılları arasında Batı Göktürk Kağanlığı'nı yöneten kağan. Tong adının, Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine "kaplan" şeklinde çevrildiği düşünülmektedir. Bu konuya dair diğer yorumlar ise "yeterlilik" ve "tamlık" anlamına geldiğidir. Ayrıca kelimenin; ilk Türkçe döneminde kullanılan "dolu, içi boş olmayan" anlamlarına gelen; "toñ (tong)" sözcüğünden geldiği de düşünülebilir. Bu kelimenin bir başka anlamı da "son"dur.

<span class="mw-page-title-main">Aşina</span> Boy

Aşina, Türk veya Kök Türk bir Göktürk soyu, Göktürk Kağanlığı'nın kurucu boyudur. Efsaneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.

Ana Türkçe, Ön Türkçe veya Proto Türkçe, Türk dilleri ailesinin Şaz ve Oğur dallarına ayrılmadan önceki dönemlerine ait varsayımsal bir anadildir. Diğer anadiller gibi, geçmişteki konuşma dili ile birebir aynı olmayabilir. "İlk" ve "en eski" anlamlarına gelen proto sözcüğünün ifade ettiği gibi, ilk Türkçe olarak görülebilir.

(Daha fazla bilgi için buraya bakınız: Türk dilleri ailesi)

Kurultay Altay budunlarında politik ve askeri kararların alındığı meclise verilen addır. Eski Türklerde kurultaya daha çok "toy" adı verilmiştir. Günümüzde ise, hem Moğol hem de Türk topluluklarında parlamento veya seçimli toplantı anlamında kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bugut Yazıtı</span>

Bugut Yazıtı, Arhangay Aymag'daki Bayn Tsagaan Gol civarında yer alan Bugut Dağı'nın 10 km doğusunda, Birinci Türk Kağanlığı zamanından kalma bir anıt mezar külliyesinde bulunan iki dilli bir yazıt.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Turan</span> Türklerin Kızıl Elması

Turan, Orta Asya'da tarihi bir bölgedir. Terim İran kökenlidir ve belirli bir tarih öncesi insan yerleşimine, tarihi bir coğrafi bölgeye veya bir kültüre atıfta bulunabilir. İlk Turanlılar, İran Hükümdarı Feridun'un (Thraetaona) oğlu Tûr'un soyundan gelen İranlı bir kabileydi.

<span class="mw-page-title-main">Moğol soyluları</span>

Moğol soyluları 10. ve 12. yüzyıllar arasında ortaya çıkmış, 13. yüzyılda öne çıkmış ve 20. yüzyılın başlarına kadar Moğolistan'ı esasen yönetmiştir.