İçeriğe atla

Kıyı gerilemesi

Kıyı gerilemesi, suatlındaki deniz yatağının su seviyesinin üstüne çıkmasıyla yaşanan jeolojik süreçtir. Kıyı bölgelerinin morfolojik yapısı birçok doğal ve beşeri faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Yer sistemini oluşturan alt sistemler ve öğelerde oluşan değişimler kısa sürede kıyı bölgelerine de yansımaktadır. Özellikle kıyı çizgileri bu değişimlere karşı duyarlıdır. Kıyı bölgelerinin morfolojisinin gelişiminde esas olarak dalgaların aşındırma, taşıma ve biriktirme faaliyetleri etkili olmakla birlikte, aralarında karmaşık ilişkiler bulunan çok çeşitli etmen ve süreçlerin etkili olduğu görülür.[1] Bu nedenle kıyılar ve onların morfolojisi yer sisteminde oluşan değişmelere karşı duyarlı alanlar olup bu değişimi yansıtırlar. Kıyı çizgisi (depolanmalı ve aşınmalı) oluşumunu kontrol eden belirli morfodinamik koşulların değişmesi ile çarpıcı bir hızla değişebilir. Bu değişmeler hem doğal, hem de insan faaliyetleri nedeniyle gerçekleşebilir.[2]

Kıtaların oluşumunda, kara ve denizlerde düşey doğrultuda alçalma ve yükselme hareketi oluşur. Bu hareketlerin bütününe epirojenez denir ve iki farklı şekilde oluşur. Karaların hafifleyip yükselmesi ve denizin gerilemesine, regresyon denir. Karaların ağırlaşıp alçalması ve denizin ilerlemesi yani yükselmesine ise transgresyon denir.  Regresyona örnek olarak buzul erimesi, aşınma (erozyon, heyelan vb.) verilebilir.[3]

Sakarya Deltası'nda kıyı gerilemesi

Büyük bir bölgeyi akaçlayan Sakarya Nehri, Türkiye'nin kuzeybatısında Karadeniz'e dökülmektedir. Sakarya Deltası, Sakarya Nehri'nin taşıdığı çökelleri, Karadeniz kıyısında biriktirmesi ile oluşmuştur. Özellikle kış mevsiminde etkili olan kuzeybatı yönlü Karayel fırtınalarının neden olduğu yüksek dalga rejimi ve ilişkili kıyı boyu akıntılar nedeniyle deniz yönünde fazla ilerleme imkânı bulamayan delta daha çok kıyı boyunca geniş bir alanda gelişme göstermiştir. Son yıllarda kıyı çizgisinde önemli değişimler görülmektedir ki bu değişim özellikle Karasu Limanı'nın inşasından sonra limanının doğusunda kalan kıyıda belirginleşmiştir. Bu durum limanın NE - SW uzanımlı uzun mendireğinin akıntı ve dalga rejimini etkilemesi ile ilgili görünmektedir. Dolayısıyla alüvyal birikim süreci yerine dalga aşındırması süreci kıyı morfolojisinin gelişimini etkilemeye başlamıştır. Kıyı çizgisi değişimini belirleyebilmek amacıyla liman inşaatının gerçekleştiği dönemi kapsayan uydu görüntüleri ve topoğrafya haritaları kullanılarak 2003 - 2009 yılları arasındaki değişim analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; limanın doğusunda, 2003 - 2009 yılları arasında 60 - 70 metre, 2009 – 2010 yılları arasında ise 20 - 30 metre kıyı gerilemesi oluşmuştur.[4]

Verilebilecek bir diğer örnek; Altınova sahilindeki kıyı değişimidir. Kıyı şeridinin güneyinde yer alan Madra Çayı Deltası'nda kıyı gerilemesi yaşanırken aynı sahil şeridinin sadece birkaç kilometre kuzeyinde yer alan sekele kıyı oku ile Karakoç Deltası'nın denize doğru büyümelerine devam ettiği ya da sabit kaldığı tespit edilmiştir.[5]

Kaynakça

  1. ^ [Hoşgörü, Y., 1998. Jeomorfolojinin Ana Çizgileri. İstanbul Çantay Kitabevi, sf 45-47. İstanbul.]
  2. ^ [Erinç, S., 1971. Jeomorfoloji II. İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enst Yay No 1628, İstanbul.]
  3. ^ "Coğrafya 10 - Doğal Sistemler". ogmmateryal.eba.gov.tr. Erişim tarihi: 18 Aralık 2022. 
  4. ^ USTAOĞLU,, B.; İKİEL, C. (2011). "Sakarya Deltasının Doğu Kesiminde Kıyı Çizgisi Değişiminin Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleriyle Analizi". SAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi. 2 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2014. 
  5. ^ TAĞIL, Ş. (2005). "Altınova Sahilinde Kıyı Çizgisi Değişimini Belirlemede Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi" (PDF). Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 5 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Delta (coğrafya)</span> bir nehrin ağzında oluşan yerşekli

Delta ya da çatal ağız, bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski Yunan tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller Yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.

<span class="mw-page-title-main">Falez</span>

Falez, kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.

Kıyı oku, girintili çıkıntılı kıyılarda, enkaz göçü ve kıyı akıntıları ile taşınan malzeme, koy ve körfezlerin açıklarında birikerek zamanla su yüzüne çıkarlar. Bu şekilde koyların önünde bir ok biçiminde yer alırlar. Bu şekillere “kıyı oku” denir. Kıyı oku, kıyılardan ya da göl kıyılarından oluşan bir kıyı barı ya da plaj arazisidir. Bir koyun burun bölgelerinde olduğu gibi yeniden girişin gerçekleştiği yerlerde, kıyı şeridi akımları ile kıyı şeridi sürüklenme süreci ile gelişir. Sürüklenme, dalgaların sahile eğik bir açıyla gelmesi ve tortuları zikzak desenle sahile taşıması nedeniyle oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı</span>

Kıyı ya da kıyı şeridi, kara ile deniz ya da okyanusun birleştiği alandır. Sahil, bir kara parçasının bir su kütlesiyle bitişik olduğu bölümleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı yönetimi</span> Kıyı şeridinde sel ve erozyonun önlenmesi

Kıyı bölgesi, doğal denge ve artan nüfusla beraber en çok kullanılan yerler arasındadır. Dünya kara yüzeyinin %15'ten daha az alanı işgal eden kıyılar, dünya nüfusunun % 40'ından fazlasını barındırır. 2025 yılında kıyı bölgesinde ikamet beklenen insan sayısı dünya nüfusunun % 75 oluşturacaktır. Kıyı bölgeleri mal ve hizmet üretmek için zengin kaynakları içeren ve çoğu ticari endüstriyel faaliyetler için vardır. Avrupa Birliği, nüfusunun neredeyse yarısı ekonomik zenginliğinin kaynağı deniz kıyıları sayesinde olmaktadır. Balıkçılık, nakliye ve turizm gibi birçok faaliyetler Avrupa'nın tahmini rekabet ve işgücünün nedenli büyük olduğunu göstermektedir. Kıyı koruma ve analizini yapma daha çok 1950 yıllardan sonra olsa da oluşan erozyon su baskını gibi olaylardan dolayı daha eskilere dayandığı kabul edilmiştir. 1950'lerden sonra yeni teknikler ve doğa dostu politikalar izlenmiştir. Koruma gerektiren geniş kıyıların önemi artırmıştır. Örneğin: Venedik, New Orleans, Japonya, Hollanda, Hazar Denizi kıyıları gibi yerlerde deniz seviyesinin yükselmesiyle kıyı alanlarında önemli tahribat olacağı saptanmış, bu gibi yerlerde kıyılara dalgakıran gibi yapılar inşa edilerek önlenmeye çalışılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bariyer ada</span>

Bariyer adalar, kıyı morfolojik ve bariyer sisteminin bir türüdür. Anakaradan kıyıya paralel olan kum, düz ve pütürlü alanlarda genellikle birkaç adadan meydana gelen zincirden oluşur. Bu adalar gel-git girişleri hariç, bariyer zincirler kesintisiz bir şekilde 100 kilometreden fazla uzayabilir. Bariyer adanın genel morfolojisi uzunluk, genişliği ve gelgit aralığına bağlıdır. Ayrıca dalga enerjisi sedimantolojisi, deniz seviyesi eğilimleri ve taban kontrolleri de dâhil parametreleri ile ilgilidir. Bariyer ada zinciri, dünya sahillerinde %13 oranında bulunabilir. Bazıları farklı özellik gösterir. Meksika Körfezi'ndeki Padre Adası, dünyadaki en uzun ve en geniş bariyer adadır. Bariyer ada oluşumunu açıklamak için çeşitli teoriler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı boyu sürüklenme</span>

Kıyı boyu sürüklenme, eğik gelen dalga yönüne bağlı olarak kıyı şeridine paralel bir kıyı boyunca çökeltilerin taşınmasından oluşan jeolojik bir süreçtir. Eğik gelen rüzgar kıyı boyunca suyu sıkar ve böylece kıyıya paralel olarak hareket eden bir su akımı üretir. Longshore sapması, longshore akımı tarafından taşınan tortudur. Bu akım ve tortu hareketi, sörf bölgesi içinde meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı coğrafyası</span>

Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sakarya Deltası</span> Sakaryada bir delta

Sakarya deltası, Sakarya nehrinin taşıdığı çökellerle Karadenize döküldüğü alanda oluşan delta ovası. Sakarya deltası aynı denize dökülen Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi denize doğru bir çıkıntı yapmaz. Delta daha çok doğu-batı doğrultusunda, kıyıya paralel gelişmiştir. Denizin birden derinleşmesi ve güçlü akıntılar denizi doğru çıkıntıyı engellemiştir.

Kıyı çizgisi Resmî Gazete’de yayınlanan Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne göre; Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik durumlara göre değişen doğal çizgi.

<span class="mw-page-title-main">Düz sahil</span>

Düz sahil, düz bir sahilin olduğu yerlerde veya düz bir kıyı şeridine sahip olduğu alanlarda, toprak yavaş bir hareket göstererek denize doğru iner. Düz sahiller, ya denizin hafifçe meyilli araziye ilerlemesi ya da gevşek kayanın aşınması sonucu meydana gelebilirler. Temel olarak iki paralel şeride ayrılabilirler: -kıyı yüzeyi, -plaj. Yassı sahillerin ana maddeleri kumlar ve çakıllar gibi gevşek malzemelerdir. Rüzgâr ise kumulların üzerindeki ince kum tanelerini taşır. Deniz, kum ve çakılları elekten geçirerek sahilden uzak bir yere döker.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı erozyonu</span>

Kıyı erozyonu, kıyıda bulunan; kumsal, kum tepeleri ve katmanların, dalga hareketleri, gelgitler, drenaj veya sert rüzgarlar tarafından aşındırılmasıdır. Kıyı şeridinin karaya doğru çekilmesi gelgit ölçeği (mareograf), mevsim ve diğer kısa vadeli döngüsel süreçler üzerinden ölçülebilir ve tanımlanabilir. Kıyı erozyonu, hidrolik hareket, aşınma, rüzgâr, su, doğal veya doğal olmayan diğer kuvvetlerin etkisi ve korozyonundan kaynaklanabilir.

Dalgaların derinlikleri farklı bir ortamdan diğerine geçerken doğrultu değiştirmesine kırılma denir. Başka bir deyişle dalga kırılması; açık denizdeki paralel dalgaların kıyıya yaklaşması sonucunda kendini taşıyamayacak ölçüde yükselerek kırılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı ilerlemesi</span>

Kıyılar, kara ve deniz ekosisteminin kesişim sahasında bulunan doğal ve beşeri kaynaklı olarak büyük ve hızlı değişimlerin yaşandığı en önemli alanlardan biridir. Kıyıların, dalga ve deniz akıntıları sonucu, iklim değişimleri, akarsuların taşıdığı materyaller vb. unsurlar ile doğal olarak değişimin yaşandığı ortamlar olması yanında tarihi çağlardan bu yana insanoğlunun başta yerleşim olmak üzere birçok faaliyetleri için kullandığı alanlar olması da kıyılardaki değişimin boyutunu göstermektedir. Kıyı çizgisinde meydana gelen değişim aynı zamanda kıyının alan kazanması veya alan kaybetmesi şeklinde alansal değişimi de oluşturmaktadır. Meydana gelen alan değişimleri kıyı ilerlemesi-gerilemesiveya deniz ilerlemesi-gerilemesi şeklinde olabilmektedir. Bu durumda kıyıda yaşanan değişimlerin aradan denize doğru ya da denizden karaya doğru olduğunu göstermektedir. Bu değişimler uzun dönemli ve kısa dönemli olarak sınıflandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hersek deltası</span>

Hersek Deltası, Yalova ili, Altınova ilçesi sınırlarında, İzmit Körfezi'nin güneyinde Yalakdere'nin oluşturduğu delta ovasıdır.

Plaj gelişimi; deniz, göl veya nehir suyunun toprağı aşındırdığı kıyı şeridinde meydana gelir. Kumlar, kayalık ve tortul malzemeleri kum birikintilerine aşındıran, asırlık, tekrarlayan işlemlerle kumun biriktiği yerlerdir. Nehir deltaları, göl veya okyanus kıyılarını genişletmek için nehrin çıkışında birikerek yukarıdan silt bırakır. Tsunamiler, kasırgalar ve fırtına dalgalanmaları gibi felaketler plaj erozyonunu hızlandırır.

<span class="mw-page-title-main">Dalga yalama zonu</span> Çalkantılı su tabakası

Çalkantı, gelen bir dalga kırıldıktan sonra sahilde yıkanan çalkantılı bir su tabakasıdır. Çalkalama hareketi, plaj malzemelerini sahilden aşağı ve yukarı hareket ettirerek kıyı boyunca tortu değişimine neden olabilir. Çalkalama hareketinin zaman ölçeği, plaj türüne bağlı olarak saniyelerle dakikalar arasında değişir. Genelde daha düz plajlarda daha fazla çalkantı meydana gelir. Çalkalama hareketi, morfolojik özelliklerin oluşumunda ve çalkalama alanındaki değişimlerde birincil rolü oynar. Çalkantı hareketi, daha geniş kıyı morfodinamiğindeki anlık süreçlerden biri olarak da önemli bir rol oynamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı morfodinamikleri</span>

Kıyı morfodinamikleri kıyılar,zamana ve yere bağlı olarak daima değişime uğrar. Mesela alçak ve yüksek med ve cezir arasındaki farklara,yerküre,ay ve güneşin su üzerindeki etkisine bağlı olarak sürekli değişir. Kıyıdaki küçük değişimler yer kabuğunun hareketi sonucu meydana gelir. Yerin hareketleri emersiyon ve submersiyon olarak tanımlanır. Emersiyon arazide kıyı düzleşme eğilimi gösterir. Submersiyonda ise kıyı girintili çıkıntılı ve düzensizdir. Nehirlerin çok olduğu bölgede meydana gelen submersiyon nehir ağızlarını genişletir ve koy meydana gelir. Akıntı ve dalgaların, kıyıyı yavaş yavaş yemesi neticesinde tortu ve yumuşak kayalıklarda küçük koylar meydana gelir. Daha dayanıklı kayalar burun,yarımada olarak kalır. Tam tersine akıntı ve dalgaların meydana getirdiği tabakalar yarımada ve sahiller meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı çökel taşınımı</span>

Kıyı çökel taşınımı Dış etmen ve süreçlerin etkisiyle oluşan farklı boyutlardaki unsurların bir yerden taşınarak veya suda eriyik halde bununan maddelerin dibe çökerek deniz, göl ve okyanus tabanlarında üst üste birikme olayıdır