Delta ya da çatal ağız, bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski Yunan tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller Yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.
Falez, kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.
Kıyı oku, girintili çıkıntılı kıyılarda, enkaz göçü ve kıyı akıntıları ile taşınan malzeme, koy ve körfezlerin açıklarında birikerek zamanla su yüzüne çıkarlar. Bu şekilde koyların önünde bir ok biçiminde yer alırlar. Bu şekillere “kıyı oku” denir. Kıyı oku, kıyılardan ya da göl kıyılarından oluşan bir kıyı barı ya da plaj arazisidir. Bir koyun burun bölgelerinde olduğu gibi yeniden girişin gerçekleştiği yerlerde, kıyı şeridi akımları ile kıyı şeridi sürüklenme süreci ile gelişir. Sürüklenme, dalgaların sahile eğik bir açıyla gelmesi ve tortuları zikzak desenle sahile taşıması nedeniyle oluşur.
Kıyı ya da kıyı şeridi, kara ile deniz ya da okyanusun birleştiği alandır. Sahil, bir kara parçasının bir su kütlesiyle bitişik olduğu bölümleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Kıyı bölgesi, doğal denge ve artan nüfusla beraber en çok kullanılan yerler arasındadır. Dünya kara yüzeyinin %15'ten daha az alanı işgal eden kıyılar, dünya nüfusunun % 40'ından fazlasını barındırır. 2025 yılında kıyı bölgesinde ikamet beklenen insan sayısı dünya nüfusunun % 75 oluşturacaktır. Kıyı bölgeleri mal ve hizmet üretmek için zengin kaynakları içeren ve çoğu ticari endüstriyel faaliyetler için vardır. Avrupa Birliği, nüfusunun neredeyse yarısı ekonomik zenginliğinin kaynağı deniz kıyıları sayesinde olmaktadır. Balıkçılık, nakliye ve turizm gibi birçok faaliyetler Avrupa'nın tahmini rekabet ve işgücünün nedenli büyük olduğunu göstermektedir. Kıyı koruma ve analizini yapma daha çok 1950 yıllardan sonra olsa da oluşan erozyon su baskını gibi olaylardan dolayı daha eskilere dayandığı kabul edilmiştir. 1950'lerden sonra yeni teknikler ve doğa dostu politikalar izlenmiştir. Koruma gerektiren geniş kıyıların önemi artırmıştır. Örneğin: Venedik, New Orleans, Japonya, Hollanda, Hazar Denizi kıyıları gibi yerlerde deniz seviyesinin yükselmesiyle kıyı alanlarında önemli tahribat olacağı saptanmış, bu gibi yerlerde kıyılara dalgakıran gibi yapılar inşa edilerek önlenmeye çalışılmıştır.
Bariyer adalar, kıyı morfolojik ve bariyer sisteminin bir türüdür. Anakaradan kıyıya paralel olan kum, düz ve pütürlü alanlarda genellikle birkaç adadan meydana gelen zincirden oluşur. Bu adalar gel-git girişleri hariç, bariyer zincirler kesintisiz bir şekilde 100 kilometreden fazla uzayabilir. Bariyer adanın genel morfolojisi uzunluk, genişliği ve gelgit aralığına bağlıdır. Ayrıca dalga enerjisi sedimantolojisi, deniz seviyesi eğilimleri ve taban kontrolleri de dâhil parametreleri ile ilgilidir. Bariyer ada zinciri, dünya sahillerinde %13 oranında bulunabilir. Bazıları farklı özellik gösterir. Meksika Körfezi'ndeki Padre Adası, dünyadaki en uzun ve en geniş bariyer adadır. Bariyer ada oluşumunu açıklamak için çeşitli teoriler vardır.
Kıyı boyu sürüklenme, eğik gelen dalga yönüne bağlı olarak kıyı şeridine paralel bir kıyı boyunca çökeltilerin taşınmasından oluşan jeolojik bir süreçtir. Eğik gelen rüzgar kıyı boyunca suyu sıkar ve böylece kıyıya paralel olarak hareket eden bir su akımı üretir. Longshore sapması, longshore akımı tarafından taşınan tortudur. Bu akım ve tortu hareketi, sörf bölgesi içinde meydana gelir.
Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.
Sakarya deltası, Sakarya nehrinin taşıdığı çökellerle Karadenize döküldüğü alanda oluşan delta ovası. Sakarya deltası aynı denize dökülen Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi denize doğru bir çıkıntı yapmaz. Delta daha çok doğu-batı doğrultusunda, kıyıya paralel gelişmiştir. Denizin birden derinleşmesi ve güçlü akıntılar denizi doğru çıkıntıyı engellemiştir.
Kıyı çizgisi Resmî Gazete’de yayınlanan Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne göre; Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik durumlara göre değişen doğal çizgi.
Düz sahil, düz bir sahilin olduğu yerlerde veya düz bir kıyı şeridine sahip olduğu alanlarda, toprak yavaş bir hareket göstererek denize doğru iner. Düz sahiller, ya denizin hafifçe meyilli araziye ilerlemesi ya da gevşek kayanın aşınması sonucu meydana gelebilirler. Temel olarak iki paralel şeride ayrılabilirler: -kıyı yüzeyi, -plaj. Yassı sahillerin ana maddeleri kumlar ve çakıllar gibi gevşek malzemelerdir. Rüzgâr ise kumulların üzerindeki ince kum tanelerini taşır. Deniz, kum ve çakılları elekten geçirerek sahilden uzak bir yere döker.
Kıyı erozyonu, kıyıda bulunan; kumsal, kum tepeleri ve katmanların, dalga hareketleri, gelgitler, drenaj veya sert rüzgarlar tarafından aşındırılmasıdır. Kıyı şeridinin karaya doğru çekilmesi gelgit ölçeği (mareograf), mevsim ve diğer kısa vadeli döngüsel süreçler üzerinden ölçülebilir ve tanımlanabilir. Kıyı erozyonu, hidrolik hareket, aşınma, rüzgâr, su, doğal veya doğal olmayan diğer kuvvetlerin etkisi ve korozyonundan kaynaklanabilir.
Dalgaların derinlikleri farklı bir ortamdan diğerine geçerken doğrultu değiştirmesine kırılma denir. Başka bir deyişle dalga kırılması; açık denizdeki paralel dalgaların kıyıya yaklaşması sonucunda kendini taşıyamayacak ölçüde yükselerek kırılmasıdır.
Kıyılar, kara ve deniz ekosisteminin kesişim sahasında bulunan doğal ve beşeri kaynaklı olarak büyük ve hızlı değişimlerin yaşandığı en önemli alanlardan biridir. Kıyıların, dalga ve deniz akıntıları sonucu, iklim değişimleri, akarsuların taşıdığı materyaller vb. unsurlar ile doğal olarak değişimin yaşandığı ortamlar olması yanında tarihi çağlardan bu yana insanoğlunun başta yerleşim olmak üzere birçok faaliyetleri için kullandığı alanlar olması da kıyılardaki değişimin boyutunu göstermektedir. Kıyı çizgisinde meydana gelen değişim aynı zamanda kıyının alan kazanması veya alan kaybetmesi şeklinde alansal değişimi de oluşturmaktadır. Meydana gelen alan değişimleri kıyı ilerlemesi-gerilemesiveya deniz ilerlemesi-gerilemesi şeklinde olabilmektedir. Bu durumda kıyıda yaşanan değişimlerin aradan denize doğru ya da denizden karaya doğru olduğunu göstermektedir. Bu değişimler uzun dönemli ve kısa dönemli olarak sınıflandırılmaktadır.
Hersek Deltası, Yalova ili, Altınova ilçesi sınırlarında, İzmit Körfezi'nin güneyinde Yalakdere'nin oluşturduğu delta ovasıdır.
Plaj gelişimi; deniz, göl veya nehir suyunun toprağı aşındırdığı kıyı şeridinde meydana gelir. Kumlar, kayalık ve tortul malzemeleri kum birikintilerine aşındıran, asırlık, tekrarlayan işlemlerle kumun biriktiği yerlerdir. Nehir deltaları, göl veya okyanus kıyılarını genişletmek için nehrin çıkışında birikerek yukarıdan silt bırakır. Tsunamiler, kasırgalar ve fırtına dalgalanmaları gibi felaketler plaj erozyonunu hızlandırır.
Çalkantı, gelen bir dalga kırıldıktan sonra sahilde yıkanan çalkantılı bir su tabakasıdır. Çalkalama hareketi, plaj malzemelerini sahilden aşağı ve yukarı hareket ettirerek kıyı boyunca tortu değişimine neden olabilir. Çalkalama hareketinin zaman ölçeği, plaj türüne bağlı olarak saniyelerle dakikalar arasında değişir. Genelde daha düz plajlarda daha fazla çalkantı meydana gelir. Çalkalama hareketi, morfolojik özelliklerin oluşumunda ve çalkalama alanındaki değişimlerde birincil rolü oynar. Çalkantı hareketi, daha geniş kıyı morfodinamiğindeki anlık süreçlerden biri olarak da önemli bir rol oynamaktadır.
Kıyı morfodinamikleri kıyılar,zamana ve yere bağlı olarak daima değişime uğrar. Mesela alçak ve yüksek med ve cezir arasındaki farklara,yerküre,ay ve güneşin su üzerindeki etkisine bağlı olarak sürekli değişir. Kıyıdaki küçük değişimler yer kabuğunun hareketi sonucu meydana gelir. Yerin hareketleri emersiyon ve submersiyon olarak tanımlanır. Emersiyon arazide kıyı düzleşme eğilimi gösterir. Submersiyonda ise kıyı girintili çıkıntılı ve düzensizdir. Nehirlerin çok olduğu bölgede meydana gelen submersiyon nehir ağızlarını genişletir ve koy meydana gelir. Akıntı ve dalgaların, kıyıyı yavaş yavaş yemesi neticesinde tortu ve yumuşak kayalıklarda küçük koylar meydana gelir. Daha dayanıklı kayalar burun,yarımada olarak kalır. Tam tersine akıntı ve dalgaların meydana getirdiği tabakalar yarımada ve sahiller meydana getirir.
Kıyı çökel taşınımı Dış etmen ve süreçlerin etkisiyle oluşan farklı boyutlardaki unsurların bir yerden taşınarak veya suda eriyik halde bununan maddelerin dibe çökerek deniz, göl ve okyanus tabanlarında üst üste birikme olayıdır