Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sözcüğü Yunanca “γεωγραφία” gaia (yer) ve gráphein sözcüklerinden türemiştir. Türkçesi yerçizim sözcüğüdür. Zamanımızdan 2200 yıl önce coğrafya terimini ilk kullanan kişi Eratosthenes olmuştur. Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar:
- Birincisi, bir yere eşsiz bir karakter kazandıran, yeryüzü üzerindeki özelliklerin dağılımıdır.
- İkincisi, bazı şeylerin oldukları yerlerde ve zamanda neden ve nasıl meydana geldiğini anlamaktır.
- Üçüncüsü, meydana gelen olayların, diğer olaylarla ilgisi ve bağlantısıdır.
- Sonuncusu, coğrafyanın haritalar ile bilgilerin ve düşüncelerin iletişimini sağlamasıdır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biridir. Güneydoğu Torosların güneyinden Suriye sınırına kadar olan yerleri kaplar. Bölge doğu ve kuzeyden Doğu Anadolu Bölgesi, batıdan Akdeniz Bölgesi, güneyden Suriye ve kısa bir sınırla da Irak ile çevrilidir.
Orman, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemidir.
Afet; insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar ortaya çıkaran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduracak veya kesintiye uğratacak, imkânların yetersiz kaldığı olaylara verilen genel bir isimdir. Büyük oranda veya tamamen insanların kontrolü dışında gerçekleşen afetler, kitlesel bir can ve mal kaybına neden olur.
Mezotelyoma, temel olarak halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle bilinen asbestin yol açtığı akciğer zarı ve karın zarı kanserine verilen addır.
Sera etkisi, bir gezegenin atmosferinden gelen radyasyonun, gezegenin yüzeyini normalden daha yüksek bir sıcaklığa ulaştırarak ısıtması sürecine denir.
Bir bölgede nem miktarının geçici dengesizliğinden kaynaklanan su kıtlığı olarak tanımlanabilen kuraklık, doğal bir iklim olayıdır ve herhangi bir zamanda ve yerde meydana gelebilir. Kuraklık genellikle yavaş gelişir ve uzun bir dönemi kapsar. Kurak iklimlerin hüküm sürdüğü yerlerdeki hayvanlar ve bitkiler, nem eksikliğinden ve yüksek değişkenlikteki yağıştan dolayı olumsuz etkilenirler. Kuraklık tespit edilmesi en zor felaketlerdendir.
Fome Zero Brezilya hükûmetinin ülke çapında yaklaşık 44 milyon insanı tehdit eden açlıkla ve aşırı yoksullakla mücadele etmek için uyguladığı bir programdır. 2002 yılında başkan Luiz Inácio Lula da Silva tarafından uygulamaya sokulmuştur.
Yoksulluk veya fakirlik, günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama durumudur. Özellikle yiyecek, içecek, barınma ve giyim gibi temel ihtiyaçlara zor erişmek veya erişememek yoksulluk olarak tanımlanabilmektedir. Ancak kimi gelişmiş ülkelerde bu tanımın standartlarında değişiklik görülmektedir.
İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.
Hayvan refahı, hayvanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini sağlamayı amaçlayan bir akım. Hayvanların refahını tespit etmede kullanılan ölçütlerden bazıları davranışlar, fizyoloji, ömür ve üremedir.
Habitat parçalanması, bir organizmanın tercih ettiği veya yaşadığı doğal çevrenin (habitat) bütünlüğünü bozan ve böylece burada yaşayan popülasyonun parçalanmasına yol açan kesintilerin veya bölünmelerin ortaya çıkmasını tanımlar. Yavaş yavaş gelişen ve fiziksel olarak çevre düzenini değiştiren jeolojik süreçler ile insan eliyle yapılan ve daha hızlı bir şekilde çevrenin değişmesine yol açan karayolu, baraj, sed gibi yapay yapılar, canlıların içinde yaşadıkları ortamı değiştirerek birçok canlı türünün yok oluşlarına neden olur.
Hint-Ganj Ovası ya da Indo-Gangetic Ovası, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'in alanlarındaki ovadır. Kuzeyde Himalaya Dağları, güneyde Deccan Yaylası ile sınırlanmıştır. Ovanın uzunluğu tahminen 3 bin kilometredir. Eni ise 250 -300 kilometredir. Dünya uygurlağının en eski merkezlerinden birisidir.
Çölleşme, doğal yılların sonlarında Afrika'daki Sahel bölgesi çölleşmesi ile başladı. Ayrıca insanların doğa üzerindeki madencilik, tarım, ağaç kesme gibi aktiviteleri ile de gerçekleşir. Yağışların azalması, bitkilerin seyrekleşmesi, çıplak toprak arazisinin artması doğal çöl oluşumunun sebepleridir. Çölleşme var olan çöllerin genişlemesini değil, yeni bir çölün oluşumunu ifade eder.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.
Gıda güvencesi, gıdanın bulunabilmesinin ve bireylerin buna erişebilme yeteneğinin bir ölçüsüdür. Uygun fiyat sadece bir faktördür. Gıda güvencesizliğinin binlerce yıl öncesinde bile bir endişe kaynağı olduğuna dair kanıtlar vardır. Antik Çin ve Antik Mısır'daki merkezi otoritelerin yiyecekleri kıtlık zamanlarında depolardan serbest bıraktığı biliniyor. 1974'te Dünya Gıda Konferansı'nda, “gıda güvencesi” terimi, arzı vurgulayarak tanımlandı. Gıda güvencesinin "gıda tüketiminin istikrarlı bir şekilde genişlemesini karşılayabilmek ve üretim ve fiyatlardaki dalgalanmaları dengeleyebilmek için dünya gıda kaynaklarından, her zaman, yeterli, besleyici, çeşitli, dengeli ve makul temel gıda maddelerinin bulunabilirliği olduğunu" söylediler. Daha sonra yapılan tanımlara “talep ve erişim” konularını eklendi. 1996 Dünya Gıda Zirvesi'nin son raporu, gıda güvencesinin "tüm insanlar her zaman, aktif ve sağlıklı bir yaşam için diyet ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılamak için yeterli, güvenli ve besleyici gıdalara fiziksel ve ekonomik erişime sahip olduklarında" var olduğunu belirtir.
Suriye, Batı Asya'da, Arap Yarımadası'nın kuzeyinde, Akdeniz'in doğu ucunda yer almaktadır. Kuzeyde Türkiye, batı ve güneybatıda Lübnan ve İsrail, doğuda Irak ve güneyde Ürdün ile komşudur. Batıda sıradağlardan ve iç kesimlerde sarp bir alandan oluşur. Doğuda Suriye Çölü, güneyde ise Cebel el-Dürzi Sıradağları yer almaktadır. İlk bölge Fırat Vadisi tarafından ikiye bölünür. Fırat üzerinde 1973 yılında inşa edilen bir baraj, Suriye'nin en büyük gölü olan Esad Gölü adında bir rezervuar oluşturur. Suriye'nin en yüksek noktası Lübnan sınırındaki 2,814 metre yüksekliğindeki Hermon Dağı'dır. Nemli Akdeniz kıyısı ile kurak çöl bölgeleri arasında, ülkenin dörtte üçüne yayılan ve çöl boyunca esen sıcak ve kuru rüzgarları alan yarı kurak sarp bir bölge yer alır. Suriye'de toprakların yüzde 28'i ekilebilir, yüzde 4'ü kalıcı ürünlere ayrılmış, yüzde 46'sı çayır ve mera olarak kullanılırken sadece yüzde 3'ü orman ve ağaçlıktır.
Yōwa kıtlığı, Heian Dönemi'nin sonunda Japonya'yı etkileyen bir kıtlıktı. Kıtlığın 1181'de başladığı ve 1182'ye kadar sürdüğü kabul edilmektedir. Adını İmparator Antoku dönemindeki Yōwa döneminden (1181–1182) almıştır. Şogunluk sistemi henüz Japonya'da kurulmamıştı. Kıtlık en çok batı Honshū'da ve Kyushu adalarında şiddetliydi. Kıtlık birbirini takip eden, zamansız bir kuraklık ve selden kaynaklandı.
Kanki kıtlığı, aynı zamanda Kangi kıtlığı olarak da yazılır, Kamakura döneminde Japonya'yı etkileyen bir kıtlıktı.
1946-1947 Sovyet kıtlığı, Sovyetler Birliği'nde 1946 ortasından 1947-1948 kışına kadar süren büyük bir kıtlıktı. Kurban sayılarına ilişkin tahminler birkaç yüz bin ile 2 milyon arasında değişmektedir. Tarihçi Cormac Ó Gráda'nın son tahminleri, kıtlık sırasında 900.000 kişinin öldüğünü gösteriyor. Özellikle etkilenen bölgeler arasında 300.000 ölüyle Ukrayna SSR'si ve 100.000 ölüyle Moldova SSR'si vardı. Sovyetler Birliği'nin Rusya SFSR ve Beyaz Rusya SSC gibi diğer bölgeleri de 500.000 ölümle etkilendi. Başka yerlerde yetersiz beslenme yaygındı ancak kıtlık önlendi. Kıtlık, çok yüksek düzeyde çocuk ölümleriyle dikkat çekiyor.