İçeriğe atla

Kıta sahanlığı

Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.

Sahanlıklar, pasif kıta kenarlarında geniş ve nispeten düz, aktif kıta kenarlarında ise dar ve düzensizdir. Kıta sahanlıklarının sığ derinliklerde yer almaları nedeni ile, deniz suyu seviyesinin değişiminden yakından etkilenirler. Pleistosen (1,8 milyon – 10.000 yıl arası) zamanındaki buzul devrinde, bugün 100 metreye kadar olan sahanlık kesimlerinin su üstünde yer alması ve şekillenmesi buna örnektir. Bazı kıyılarda kıta sahanlığının 200 m hatta 400 m ve daha fazla derinliğe kadar açılmış olduğu görülmektedir. Bunun gibi durumların tektonik depresyonlarla alakalı olabileceği düşünülmektedir. Kuzey enlemlerinde sahanlıklar buzul aşınmasına maruz kalırken, daha sıcak güney enlemleri, akarsu vadilerinin etkisi altında kalmışlardır.

Kıta sahanlıklarının eni bölgelere göre oldukça değişmekle birlikte jeolojik açıdan ortalama 75 km olarak kabul edilir. Çoğu yerde kıta sahanlığı, kara kütlesinin deniz sınırından sonraki uzantısı biçimindedir. Derinlikleri bölgelere göre değişmekle birlikte, 150 metreden fazla olmayan derinliklere sahiptirler.

Coğrafi dağılım

Kıta Sahanlığı
  Açık maviyle gösterilmiş küresel kıta sahanlıkları

Kıta sahanlıklarının genişliği önemli ölçüde değişkenlik gösterir. Özellikle de ilerlemekte olan bir okyanus kabuğunun uç köşesinin Şili kıyıları ya da Sumatra'nın batı kıyısı gibi kıtasal kabukların altına dalması gibi durumlarda bir alanın herhangi bir sahanlığa sahip olmaması sıklıkla görülen bir durumdur. En büyük kıta sahanlığı olan Arktik Okyanusu'ndaki Sibirya Sahanlığı, 1.500 kilometre (yaklaşık 930 mil) genişliğe kadar uzanmaktadır. Güney Çin Denizi, Borneo, Sumatra ve Cava'yı Asya anakarasına bağlayan bir başka geniş kıta sahanlığı olan Sunda Sahanlığı üzerinde uzanır. Kıta sahanlıklarını kaplayan diğer bilindik su kütleleri Kuzey Denizi ve Basra Körfezi'dir. Kıta sahanlıklarının ortalama genişliği yaklaşık 80 km'dir (50 mi). Sahanlıkların derinliği değişken olmakla beraber genellikle 100 m'den (330 ft) daha sığ sularla sınırlıdırlar. Eğimleriyse genellikle 0,5° civarında olup oldukça düşüktür.[1]

Tortul

Kıta sahanlığındaki tortulların büyük kısmı (%60-70'i) son buzul çağında, deniz seviyesi 100-120 metre düşükken, akarsular tarafından depolanmış kalıntı çökellerden oluşmaktadır.[2]

Hukuk

Hukuki olarak ilk kez, ABD Başkanı Harry S. Truman'ın (1945'te) beyanıyla formüle edilen kıta sahanlığı,[3] 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile köklü bir değişim geçirmiştir. Kıta sahanlığı kıyılara bitişik deniz bölgelerinin deniz tabanı ve altı olarak tanımlanmıştır. Başka bir deyişle, bir kıyı devletinin kıta sahanlığı, karasal alanın doğal uzantısı olan deniz tabanı ve altını kapsar ve dış sınırları kıta kenarının dış kenarı tarafından belirlenir ya da bu dış kenar daha kısa bir mesafede ise, esas hatlardan itibaren 200 deniz miline kadar uzanır. Bu durumda sınırı, kıyı devletinin sular, deniz tabanı ve altındaki tüm ekonomik kaynakları kullanma hakkına sahip olduğu münhasır ekonomik bölgenin maksimum uzantısının sınırı ile çakışır. Münhasır ekonomik bölge gibi bu sınır, iki devletin kıyılarının bitişik veya karşı karşıya olduğu durumlarda 200 deniz milinden daha kısa olabilir: bu durumda, her kıyı devletinin yargı yetkisi altındaki bölgeleri tanımlamak için bir deniz sınırlandırması gereklidir.

Kıta kenarı 200 milin ötesine uzandığında, devletler, belirli jeolojik kriterlere bağlı olarak, esas hatlardan itibaren ya 350 deniz miline ya da 2.500 metre izobatından 100 miline kadar yargı yetkilerini kullanma iddiasında bulunabilirler. Buna karşılık, kıyı devleti, 200 mil sınırının ötesindeki mineral kaynaklarının işletilmesinden elde edilen gelirlerin paylaşım sistemine katkıda bulunmak zorundadır. Bu sistem, Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi tarafından yönetilir.

Ekonomik önemi

Biyolojik çeşitliliğin fazla olması, yani genel bir tabirle ekonomik değeri yüksek türlerin bu bölgelerde yaşam sürdürmeleri, kıta sahanlığında münhasır ekonomik bölgesini ilan etmiş olan ülkelerin ekonomisine avlanma ve yetiştirme faaliyetleri sonucunda gelecek katkının büyüklüğü su götürmez bir gerçektir. Kıta sahanlığının bir diğer ticari boyutu ise deniz ve okyanus dibinin (bentik bölge) altında yatan fosil yakıtların varlığı veyahut olabilme ihtimalidir.[4]

Ayrıca bakınız

Kıta sahanlığı davaları

Konuyla ilgili yayınlar

  • Özey, Ramazan (2002). Kıta sahanlığı ve Türkiye. İstanbul: aktif yayınevi. ss. 262-263. ISBN 9789756755594. 

Kaynakça

  1. ^ Pinet, Paul R. (2003). Invitation to Oceanography 31 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Boston: Jones & Bartlett Learning. ISBN 978-0-7637-2136-7. Retrieved 13 January 2016.
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2014. 
  3. ^ Pazarcı, Hüseyin, “Kıta Sahanlığı Kavramı ve Ege Kıta Sahanlığı Sorunu”, Prof. Aziz Köklü’ye Armağan, Ankara, 1984, s. 397 – 398
  4. ^ Sakallıoğlu E ,Kıta Sahanlığı Jeolojisi – Ekonomisi- Politikası. Ankara: M.T.A

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hint Okyanusu</span> Okyanus

Hint Okyanusu, kuzeyde Asya, batıda Afrika ve Arabistan Yarımadası, doğuda Malay Yarımadası, Sunda Adaları ve Okyanusya tarafından çevrilen, dünyanın üçüncü büyük okyanusudur. Agulhas Burnu'nun güneyinde 20° Doğu boylamının geçtiği yerde Atlas Okyanusu'ndan; 147° Doğu boylamının geçtiği yerde de Pasifik Okyanusu'ndan ayrılır. En kuzeyde Basra Körfezi'nde, 30° enlemine kadar uzanır. Dünya sularının %20'sini kapsar. Afrika'dan Avustralya'ya kadar okyanusun genişliği 10.000 kilometre kadardır. Bu alanda yaklaşık olarak 73.566.000 km² yer kaplar. Hacminin yaklaşık olarak 292.131.000 km³ olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ege Denizi</span> Akdenizin parçası olan deniz

Ege Denizi veya Türkçe diğer adı ile Adalar Denizi, Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz'e bağlı bir denizdir. Marmara Denizi ve Karadeniz'den Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile ayrılan bu denizin kuzey sınırları karalarla çizilmiş olmakla birlikte, güney sınırlarını Yunanistan'a bağlı adalar olan Rodos ve Girit çizer. Ege Denizi'nin tüm kıyıları Türkiye ve Yunanistan ile çevrilidir. Karadeniz üzerinden taşınan petrol ürünlerinin dünya pazarına ulaşmasında başlıca yoldur.

<span class="mw-page-title-main">Hazar Denizi</span> Dünyanın en büyük gölü

Hazar Denizi dünyanın en büyük gölü veya eksiksiz bir deniz olarak sınıflandırılan dünyanın en büyük iç su kütlesidir. Adını Hazar Kağanlığı'ndan almıştır. Güneydoğu Avrupa ve güneybatı Asya'dadır ve dünyanın en büyük tuzlu su gölüdür. Hem deniz, hem de göl özelliklerini taşımaktadır. Petrol yataklarınca zengindir. Tektonik göllere örnektir. Endoreik bir havza olarak, Avrupa ile Asya arasında, Kafkasya'nın doğusunda, Orta Asya'nın geniş bozkırlarının batısında ve Batı Asya'daki İran platosunun kuzeyinde yer almaktadır. Denizin yüzey alanı 371.000 km2 ve hacmi 78.200 km3'tür. Tuzluluk oranı yaklaşık %1,2 olup, bu oran çoğu deniz suyunun tuzluluğunun yaklaşık üçte biri kadardır. Kuzeydoğuda Kazakistan, kuzeybatıda Rusya, batıda Azerbaycan, güneyde İran ve güneydoğuda Türkmenistan ile sınırlanmıştır. Hazar Denizi çok çeşitli canlı türlerine ev sahipliği yapmaktadır ve en çok havyar ve petrol endüstrileriyle tanınmaktadır. Petrol endüstrisinden kaynaklanan kirlilik ve Hazar Denizi'ne akan nehirler üzerine inşa edilmiş barajlar, denizde yaşayan organizmaları olumsuz etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Güney Okyanusu</span> okyanus

Güney Okyanusu ya da Antarktika Okyanusu, bazı coğrafya ve çoğu hidrografi kaynaklarına göre Antarktika kıtasını çevreleyen su kütlesidir. Bu okyanus, dünyanın dördüncü büyük ve en son tanımlanmış okyanusudur.

<span class="mw-page-title-main">Sarıdeniz</span> Kuzeydoğu Asyada bir deniz

Sarı Deniz, Büyük Okyanus'a açılan Doğu Çin Denizi'nin Çin ve Kore yarımadasının içlerine sokulmuş bir uzantısıdır. Denizin adı, içine dökülen Sarı Nehir'in getirdiği alüvyonlarda bulunan sarı kum partiküllerinden gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Fiyort</span>

Fiyort, denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla iç kesimlere kadar sokulan; ince, uzun, genellikle çok derin ve kenarları çok dik körfez. Fiyortlar; genellikle Norveç, Grönland, Alaska gibi kuzey ülkelerinde görülen ilginç bir kıyı tipidir. Norveç'teki Sognefjord' un derinliği 1.234m, Şili'deki Messier kanalının derinliği ise 1.270m'dir. Bu fiyortlardan özellikle Norveç'tekiler dünyanın en güzel görünümlerini oluştururlar. Suya gömülü bu vadiler bu kadar derin olması, buzul kökenli olmalarıyla açıklanır. Bu vadilerde oluşan çok iri, kalın ve ağır buzulların, okyanus sularına karışmadan önce vadi tabanını deniz düzeyinin altına inecek kadar aşındırdığı sanılmaktadır. Buzullar eridikten sonra bu vadileri deniz suyu kaplamıştır. Fiyortların orta ve üst kesimleri denize açılan kesimlerinden genellikle daha sarptır. Bu durum, buzulların kaynaklarına yakın bölgelerde daha hızlı hareket etmesinden ve bu nedenle aşındırma etkisinin daha fazla olmasından ileri gelir. Fiyortları eşik bölgeleri sığdır bu nedenle de çoğunun dibinde, durgun su ve hidrojen sülfür içeren siyah çamur bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Andaman Denizi</span> deniz

Andaman Denizi Hint Okyanusu'nda Andaman ve Nicobar Adaları adalarının doğu kıyılarıyla Myanmar ve Tayland'ın batı kıyıları arasındadır. Güneyinde Endonezya'nın Sumatra adası bulunur. Kabaca doğudan - batıya 650 kilometre genişliğinde, kuzeyden güneye 1.200 kilometre uzunluğundadır. Yüzölçümü yaklaşık 797.700 kilometrekaredir. En derin noktası 3.777 metre olan denizde ortalama derinlik 870 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Timor Denizi</span> Hint Okyanusuna açık bir dışdeniz

Timor Denizi, 610,000 km² yüzölçüme ve 3300 metre derinliğe sahip, Hint Okyanusu'na açık bir dışdenizdir. Hint Okyanusu'nun doğusundaki en geniş koludur.

Haritalarda yüzey şekillerinin gösterilmesi amacıyla yeryüzü şekilleri düzlem üzerine geçirilirken değişik yöntemler kullanılarak çizim yapılır. Bunlardan bazıları;

<span class="mw-page-title-main">Mercan resifi</span> Denizde taşlı mercan iskeletlerinin büyümesi ve birikmesiyle oluşan kaya çıkıntısı

Mercan resifleri canlı organizmaların ürettiği aragonit yapılardır. Az miktar besin içeren deniz sularında bulunur. Çoğu resifte, baskın organizmalar kalsiyum karbonattan oluşan bir dış iskelete sahip taş mercanları, kolonyal sölenterlerdir. İskeletsel materyaller, dalga hareketleri ve biyoerozyon ile parçalanıp yığılarak yaşayan mercanlar ve çok çeşitli hayvanlar ve bitkilerden oluşan yaşamı destekleyen kalsiyumlu bir oluşum meydana getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Münhasır ekonomik bölge</span>

Münhasır ekonomik bölge (MEB), Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgâr enerjisi de dâhil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir.

<span class="mw-page-title-main">Denizaltı kanyonu</span>

Denizaltı kanyonu, okyanusların kenar kısımlarındaki diplerde, bir kısmı sığ, enine profilleri V şeklinde olan, bir kısmı da çok derin şeklinde yarılmış dik yamaçlı vadilere denilmektedir.

Batiyal zon, göllerde ve denizlerde taban ya da dip çökeltilerinin bulunduğu tabakadır. Okyanus yüzeyinin altında -200 m ile -4000 m arasındaki tabakaya denir.

<span class="mw-page-title-main">Karasuları</span>

Karasuları, egemen bir devletin kara topraklarına bitişik, genişliğini uluslararası hukuka göre kendisinin belirlediği, hakimiyeti kıyı devletine ait olan deniz alanını belirler. Başka bir tanımla; karasuları, iç sular veya kıyı ile açık deniz arasında bulunan, genişliğini her ülkenin iç hukukuna göre kendisinin belirlediği deniz sularıdır. Karasuları iç sularla beraber ilgili devletin deniz ülkesini meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Okyanus havzası</span>

Hidrolojide okyanus havzası, Dünya'da deniz suyu ile kaplı olan herhangi bir yerde olabilir ancak jeolojik olarak okyanus havzaları, deniz seviyesinin altında olan büyük jeolojik havzadır. Jeolojik olarak, okyanus havzalarının bir parçası olarak düşünülmeyen kıta sahanlığı, derin okyanus çukurları ve deniz altı dağ aralıkları gibi başka deniz altı jeomorfolojik özellikleri varken hidrolojik olarak okyanusal havzalarda, kuşatılmış ıta sahanlığı ile sığ, epeik denizler bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Oslo Fiyordu</span>

Oslo fiyordu, İskandinavya'nın güneye bakan tarafını ikiye ayıran ve en iç noktasındaki Oslo şehrinin adını taşıyan fiyorttur. Bir kolu batıya ayrılır ve Drammen fiyordunu oluşturur. Ayrıca fiyort adı taşıyan yedi tane daha küçük kolları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Dünya Okyanusu</span> Dünyanın birbirine bağlı su sistemi

Dünya Okyanusu, %94.1'lik oranla hidrosferin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Peanut Deliği</span> Bölge

Peanut Deliği, Ohotsk Denizi'nin merkezinde yer alan anklav açık okyanus alanı. 1991'den beri statüsü tartışılan bu alan, her tarafı Rus toprakları ile çevrili olmasına rağmen Rusya sınırlarına dahil değildi. 2014 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla Rusya münhasır ekonomik bölgesine dahil edildi.

<span class="mw-page-title-main">Kıta kenarı</span>

Kıta kenarı, kıyı suları altında okyanus kabuğuna bitişik kıtasal kabuğun dış kenarıdır. Okyanus tabanının üç ana bölgesinden biridir, diğer ikisi derin okyanus havzaları ve okyanus ortası sırtlardır. Kıta kenarı üç farklı özellikten oluşur: kıta yükselişi, kıta eğimi ve kıta sahanlığı. Kıta sahanlığı, kıtaların yakınında bulunan görece sığ su alanıdır. Kıta kenarları, okyanus alanının yaklaşık %28'ini oluşturur.