İçeriğe atla

Kısasu'l-Enbiya

Kısasu'l Enbiya, Harezm Türkçesi döneminin ilk yapıtı Nasıruddin bin Burhaneddin er Rabguzi veya kısaca Nasır Rabguzi tarafından Ribat-ı Oğuz kasabasında Çağatay kağanlarından Tarmaşir'in büyük beylerinden Nasıreddin Tok Boğa adına Farsça bir çeviriden Türkçeye uyarlanan bir siyer-i nebi derlemesi olan Kısasu'l enbiya adlı yapıttır.Yapıt yazar tarafından 1310 yılında tamamlanmıştır.Yazılış yılı yapıtta " Yiti yüz on erdi yılga kim bitildi bu kitab" tümcesinde gösterilmiştir.

Avrupa ülkelerindeki kütüphanelerde yapıtın çeşitli yazmaları bulunmaktadır.Yazılış yılı en eski nüsha İngiltere'nin başkenti Londra da British Museum 'da bulunmaktadır.Bu nüsha diğer yazmalara göre çok daha iyi durumdadır.K. Grönbech tarafından tıpkı basım olarak 1948 yılında Danimarkanın başkenti Kopenhagda yayınlanmıştır.

Kısasu'l Enbiya dini nitelikte bir yapıt olduğu için yalın ve anlaşılır bir dille yazılmıştır.Yapıt düzyazı olmakla birlikte, az çok bir sanat amacı gözetilerek yazıldığı için içinde gazeller, Arapça ve Türkçe dizelerinden her biri başka dille yazılmış şiirler yer almaktadır. Nasıruddin bin Burhaneddin er Rabguzi 'nin Arap ve Fars yazınlarını da bildiğini gösteren bu yapıttaki şiirler, genellikle kuru ve kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımından uzak olmakla birlikte güzel mısralarda vardır.

Yazar, yapıtını yazarken aynı konuda çok önce yazılmış islami yapıtları da gözden geçirip incelemiştir.Yazarın Arapçayı çok iyi bildiği dini bilimlerde de bilgisi olduğu yapıtından anlaşılmaktadır Yapıtta, Kur'an'da adları geçen peygamberlere ilişkin ilgi çekici menkıbeler anlatılmış Muhammed bin Abdullah'ın yaşamında geçen güzel ve anlamlı olaylar öykü edilmiş bu arada olağanüstü menkıbelere bunların oluşlarına inanan ve inandıran bir söyleyişle yer verilmiştir.

Kaynakça

  • Harezm Türkçesi Doç.Dr.Recep Toparlı, Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yayınları
  • Harizmi Muhabbetnamesinin İki Yeni Yazma Nüshası Üzerine Osman Sertkaya, Türkiyet Mecmuası
  • Kutb'un Hüsrev ü Şirin'i ve Dil Hususiyetleri Necmettin Hacıeminoğlu, İstanbul 1968

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Türkmence</span> Türkmenistanın resmî dili olan Türk dili

Türkmence, çoğunluğu Türkmenistan'da yaşayan Türkmenlerin konuştuğu Türk dil ailesine bağlı Doğu Oğuz dili. Dil, Türkmenistan'daki yaklaşık 7 milyon konuşuru ile resmî dil olup, çevresindeki Afganistan ile İran'ın sınır bölgelerinde de konuşulur.

<i>Kutadgu Bilig</i> Yusuf Has Hacibin Tabgaç Uluğ Buğra Kara Hana takdim ettiği Orta Türkçe eser

Kutadgu Bilig, 11. yüzyıl Karahanlı Türklerinden Yusuf Has Hacib'in Doğu Karahanlı hükümdarı ve Kaşgar Prensi Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han'a atfen yazdığı ve takdim ettiği Orta Türkçe eserdir. Eser, Karahanlıca olarak da isimlendirilen Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.

Kadı Burhaneddin, Türk devlet adamı, alim ve Azerbaycan edebiyatı ve Divan edebiyatı şairi.

Şeyyad Hamza, 13. yüzyılda Akşehir ve Sivrihisar'da yaşamış sufi şairlerden biridir. Şeyyad Hamza, önceleri bir şeyyad iken Ahi zümrelerine intisabı sebebiyle tarikat çevrelerine de girmiş, bu arada halk için şiirler söylemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Âşık Çelebi</span> XVI.yyde Osmanlı sahasında yaşamış divan şairi

Âşık Çelebi, 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.

Nehcü'l-Ferâdîs, 14. yüzyıl Harezm Türkçesi ile yazılmış bir eserdir. Yazarının kim olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Fuat Köprülü'ye göre "Kelderli Mahmut"a ait olduğu düşünülmektedir. Şehabettin Mercanî'nin verdiği malumata göre müellifi, kendisini "Mahmud bin 'Ali bin es-Serayî menşe'en ve'l-Bulgarî müvelleden ve'l-Kürdarî" diye tesmiye etmektedir. Eser, Altın Orda sahasında yazılmış olup 18 Ocak 1358 Pazartesi veya 20 Ocak'ta tamamlanmıştır.

Muinü'l-Mürid, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır. 1313 yılında İslam veya Şeyh Şeref adında bir Harzem Türkü ozan tarafından yazılmıştır. 15. yüzyılda Harezm Türkçesi alanında yazılan ve yerli şive özelliklerini içeren yapıtlardan biridir. Ebu'l Gazi Bahadır Han Şecere-i Terakime adlı yapıtında yapıtın Türkmenler arasında çok saygın ve yaygın olduğunu ve onların da bu kitabı çok okuduklarını yazmaktadır.

Cevahirü'l Esrar, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır. 1313 yılında yazılmıştır. Cevahirü'l Esrar Muinü'l Mürid adlı yapıtın sayfa kenarlarına yazılmıştır. Cevahirü'l Esrar dini tasavvufi bir manzumedir. Muinü'l Mürid'le aynı vezinle ve dörtlükler halinde söylenmiştir.

Hüsrev ü Şirin mesnevisi, 14. yüzyılda Harezm Türkçesiyle yazılan bir yapıttır.

Muhabbetname, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır.Harezmi mahlaslı bir ozan tarafından 754/1352 yılında Hoca Bey adlı birinin isteği üzerine manzum olarak yazılmıştır. Muhabbetname'nin biri Uygur alfabesiyle diğer üçü Arap alfabesiyle olmak üzere dört nüshası vardır.

Harezm Türkçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olup Karahanlı Türkçesi sonrasında gelen tarihî dönemlerinden biridir.

Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.

Edviye-i Müfrede, Geredeli İshak bin Murad tarafından 1389 – 1390 yıllarında yazılmış bir tıp kitabıdır. Eser, Anadolu'da yazılmış ilk te'lif tıp eseridir.

Harezm Türkçesine yadigârlarından olan Miracnâme'nin, bizim bilgilerimize göre, yazarı ve yazılış tarihi belli değildir. 1436 ve 1511 tarihli iki nüshadan biri Uygur harfleriyle, diğeri Arap harfleriyle istinsah edilmiştir. Eser, 1882'de Pavet de Courteille tarafından yayımlanmıştır. Uygur harfli nüsha üzerine de Osman F. Sertkaya bitirme çalışması yapmıştır.

Mukaddimetü'l Edeb, Orta Türkçe döneminde, 12. yüzyılda Zemahşerî tarafından Arapça öğrenmek isteyen Harezmşahlar Devleti hükümdarı için yazılmış sözlüktür. Sözlük; isimler, fiiller, harfler, ad çekimi ve fiil çekimi olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Arapça metnin altında, büyük bir kısmı Türkçe olmak üzere çeşitli dillerde satır altı tercümeler de mevcuttur.