İçeriğe atla

Kırım Tatar edebiyatı

"Tamga" symbol of the Crimean Tatar Gerae family
"Tamga" symbol of the Crimean Tatar Gerae family

Kırım dışındaki Kırım Tatarları
Bulgaristan · Türkiye

Dil ve lehçeleri
Kırım Tatarcası · Çöl · Yalıboyu · Orta yolak
Alfabe · Osmanlı Türkçesi · Çağatayca
Eski Kıpçakça · Codex Comanicus

Kimlik ve milli semboller
Kırım Tatar adı · Kırım · Bayrak
Tarak Tamga · Ant Etkenmen

Kırım Tatar kültürü
Mutfak

Tarih
Kırım Hanlığı
Kırım Halk Cumhuriyeti
Sovyetler Birliği'nde Kırım Tatarları
Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
Sürgün
Avdet
KTMH

Bazı Kırım Tatarları
Gaspıralı · Çelebicihan · Kırımoğlu

Kırım Tatar edebiyatı eserlerinin en eskileri, Altın Orda (13.-15. yüzyıllar) döneminde, altın çağı ise Kırım Hanlığı (15.-18. yüzyıllar) döneminde verilmiştir.

Tarihçe

Orta Çağ

Mahmud Kırımlı'nın 13. yüzyıla ait "Yusuf ve Züleyha ile ilgili şiiri" Kırım Tatarcasının en eski eseri olarak kabul edilmektedir. Ali (ö. 1232),[1] Mahmud (13-14 yy.), Mevlana Receb bin İbrahim (ö. 1386),[2] Mevlana Şerefeddin bin Kemal (ö. 1438) ve Kemal Ümmi (ö. 1475).[3]

Klasik dönem

Altın Orda döneminde Kırım Tatarlarının İslamiyeti benimsemelerinden sonra Divan şiiri veya Saray edebiyatı oluşmaya başlamıştır. İlk yazarlar, hanlar ve aristokratlardı. Dönemin ünlü şairleri Abdül-Mecid Efendi, Usein Kefeviy, I. Mengli Giray, II. Ğazi Giray, Ramel Hoca, Âşık Ömer, Mustafa Cevheriy, Leyla Bikeç, Âşık Arif, Canmuhammed ve Edip Efendi'dir. I. Bahadır Giray'ın eşi Han-zade-hanum da şair olarak biliniyordu. 15-17. yüzyıllarda Kırım şiiri antolojileri ortaya çıkmaya başladı.

O dönemin tüm edebi eserleri Arap alfabesi ile yazılmıştır. Şiir dili, uzun ve kısa ünlüleri kafiyeli kullandığı için Arapça ve Farsçadan etkilenmiş, Türk dili ise ünlüleri bu şekilde ayırt etmemiştir.[4] Aynı zamanda folklorda daha az ödünç alınan daha konuşma diline ait bir dil kullanılmıştır. (Örneğin "Çorabatır", "Kör oğlu", "Tair ve Zore".)

Diğer eserler arasında tarihi olaylar ve çoklu yarlıklarla ilgili yazılar yer almaktadır.[5]

Kırım'ın 1783'te Rus İmparatorluğu tarafından ilhak edilmesinden sonra, gelişiminin başlıca hamisi Kırım hanları olan Kırım Tatar edebiyatı adeta olarak donmuştu.

Yeni dönem

Kırım Tatar edebiyatında hikâye ve romanın temellerini atan İsmail Gaspıralı, Kırım edebiyatının canlanmasında önemli rol oynamıştır. Gaspıralı, Terciman gazetesinde yeni Kırım Tatar yazarlarının eserlerini yayınlıyordu. 20. yüzyıl başlarındaki önde gelen şairler arasında Eşref Şemi-zade, Bekir Çobanzade, Abdulla Dermenci, Şevki Bektöre, Abdulla Latifzade ve Amdi Giraybay bulunmaktaydı . 1901'de Abdulla Özenbaşlı, ilk Kırım Tatar draması olan "Olçağa çare almaz" eserini yayınladı.

Kırım Tatarlarının edebi süreci, 1944 yılında Kırım Tatarlarının Sürgünü ile kesintiye uğradı. O zamandan 1970'lere kadar Sovyetler Birliği'nde Kırım Tatar edebiyatı özellikle bastırılmıştır.

Modern yazarlardan bazıları Şamil Aladin, Cengiz Dağcı, Ümer İpçi, Yusuf Bolat, Ayder Osman, Ervin Ümerov, Rüstem Müyedin, Şakir Selim, Yunus Kandım, Seyran Süleyman, Nuzet Ümerov'dur.

Kaynakça

  1. ^ Kurnaz C., Çeltik H. Osmanlı Donemi Kırım edebiyatı. - Ankara: Kültür Bakanlığı, 2000.
  2. ^ Bursalı M. T. Kırım müellifleri. - Istanbul, 1919.
  3. ^ Banarlı N. S. Resimli Türk edebiyatı tarihı. C.C.I-II. - Istanbul: Milli egitim basimevi, 1987.
  4. ^ Меметов И. Периодизация истории развития крымскотатарского литературного языка 1 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Материалы для истории Крымского ханства, извлеченные, по распоряжению имп. Академии наук, из Московского главного архива Министерства иностранных дел. Издал В. В. Вельяминов-Зернов. — СПб., s.1864.−1109.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bahçesaray, Kırım</span>

Bahçesaray. Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin güney kısmında bulunan bir şehir. Kırım Hanlığı'nın başşehri. Doğusunda küçük bir şerit halinde Karadeniz'e kıyısı olan şehir; günümüzde Kırım Dağları'nın çevresindeki Çürüksü Deresi vadisinde, Simferepol-Sivastopol demiryolu üzerinde yer alır.

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mengli Giray</span>

I. Mengli Giray 15. yüzyıl sonlarında 1467; 1469-1475 ve 1478-1515) dönemlerinde üç kez Kırım Hanlığı tahtına oturdu.

<span class="mw-page-title-main">II. Gazi Giray</span>

II. Gazi Giray veya Bora Gazi Giray 16. yüzyıl sonlarında iki kez Kırım Hanlığı tahtına oturdu.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Cönk, Türk halk edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, uzunlamasına açılan, çoğunlukla deri kaplı defter. Antolojiye benzeyen bu defterlere halk dilinde sığır dili ya da dana dili de denmektedir.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Hâfız Post, Klasik Türk musikisi bestekârı olup, asıl adı Mehmet'tir. "Post" lâkabının kendisine, vücudunun çok kıllı olmasından dolayı verildiğine dair bir rivayet vardır. Sultan IV. Mehmed döneminin klâsik Türk büyük müzik ustalarındandır. Saray'da yapılan fasıllara sazı ve sesi ile katılmış, bütün çağdaşları gibi Selim Giray Han'dan yardım ve ilgi görmüş, bu sanatsever devlet adamının düzenlediği edebiyat ve müzik toplantılarına katılarak sanatçı kişiliğinin gelişmesini sağlamıştır. Gençliğinde resmî görev almamış, son zamanlarına Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirilmiştir. Hafız Post 1694 yılında vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanı başında toprağa verildi. Ölümüne o dönem şairlerince anısına beyitler yazılmıştır.
Fenni, "Çergehte eyleyüb âhır karar/ Postu şîr-i ecel çâk eyledi", Itrî ise: "Dedi Itrî Hâfız'a mevâ ola ya Rab cinan" demiştir.

Mustafa Yusuf oğlu Zarir, 14. yüzyıl Azerbaycanlı şairi. Azerbaycan dil edebiyatının ilk gelişim döneminin temsilcilerinden biridir. Mustafa Zarir Suli Fagih gibi o da Anadolu edebiyat ekolünün temsilcisidir. M. Zarir sadece şair olarak değil, aynı zamanda tercüman olarak da görev yaptı. Fuat Köprülü, İsmail Hikmet Ertaylan, Nihad Sami Banarlı, Talat Onat ve diğer Türk bilim adamları, çeşitli çalışmalarında Mustafa Zarir'i "14. yüzyıl Azerbaycan yazarı" olarak adlandırmışlar ve şairin yarattığı sanat mirasının doğrudan doğruya Azerbaycan Türkçesinde defalarca belirtmişlerdir.

Tezkire, sözcük anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen, Fars ve Türk edebiyatlarında kişilerin yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlatan eserlere verilen ortak addır. Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Şeybanîler, Cengiz Han'ın oğullarından Cuci'nin 5. oğlu ve Batu'nun kardeşi olan Şeyban'ın (Şiban) sülalesinden olup Özbekleri yöneten Ebu'l Hayr tarafından kurulmuş Türk veya Türk-Moğol sonradan Farslaşan hanlık.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan edebiyatı</span>

Azerbaycan edebiyatı Azerbaycan dilinde yazılan edebiyatı veya Azerbaycanlı yazarların, şairlerin veya Azerbaycanlı muhacirlerin yazdığı edebiyatı ifade eder.

Karacaoğlan, şiirlerine 17. yüzyılda yazılmış mecmualardan beri rastlanan ünlü saz şairidir.

Salacık, bugün Kırım'da Bahçesaray şehrinin bir mahallesidir. Geçmişinde Kırım Hanlığı'na ilk kurulduğu yıllarda başkentlik yapmıştır. Bugün burada I. Mengli Giray ve I. Hacı Giray hanların türbeleri ve Kırım Hanlığı'ndan kalma birçok eser vardır.

Zâtî, tanınmış bir Divan Edebiyatı şairidir. Ziya Paşa tarafından Türk şiirine temel koyan şairlerin üçüncüsü olarak anılmıştır. Çok sayıda şiir yazmış olması nedeniyle değişik eserlerin değişik estetik standartlarda olması sonucu ortaya çıkmıştır.

Kürt edebiyatı, Kürtçe ile yaratılmış sözlü ve yazılı edebi eserleri kapsayan edebiyat. İslam öncesi Kürt edebiyatına dair hiçbir bilimsel bulgu ve bilgi yoktur. Kürt anlatılarının büyük bir kısmı sözlü şekilde yayılmış ve bu sözlü edebiyat bugün de sürmektedir. 20. yüzyılın başına kadar olan yazılı edebiyat ise şiir şeklindedir. Nesrin gelişmesi ise daha çok politik ve sosyal gelişmeler sayesinde olmuştur. Avrupa ülkelerine göçün artmasıyla birlikte yüzü kendi topraklarındaki gelişmelere dönük olan yeni bir tür sürgün edebiyatının da geliştiği görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mirza Şefi Vazeh</span>

Mirza Şefi Vazeh - Azerbaycanlı şair, eserlerini Azerbaycan Türkçesinde ve Farsça yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Taşlıcalı Yahya</span> 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda yaşamış Osmanlı askeri ve divan edebiyatı şairi

Taşlıcalı Yahya ya da Dukaginzâde Yahyâ, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış Osmanlı askeri ve divan edebiyatı şairidir.

İsmail Gaspıralı Kırım Tatar Kütüphanesi - Simferopol'de yer alan kütüphane.