Kırım Seferi (1475)
Kırım Seferi | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Kefe kalesi | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı | Ceneviz Theodoro Prensliği | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Gedik Ahmed Paşa I. Mengli Giray | |||||||||
Güçler | |||||||||
200 parça gemi 5-10.000 asker | Ceneviz ~ 2-3.000 asker 250-300 asker |
Kırım Seferi, Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının 1475 yılında Kırım'daki Ceneviz kolonilerini ele geçirerek Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine almasıyla sonuçlanan deniz harekâtı.
Sefer öncesi
Osmanlı Padişahı II. Mehmed, İstanbul'un Fethi'nden (1453) sonra Karadeniz kıyılarında Osmanlı egemenliğinin yerleştirilmesini genişleme siyasetinin ana hedeflerinden biri haline getirdi. Bu çerçevede, Boğdan Prensliği 1454 yılında haraca bağlanırken, sırasıyla Amasra (1459), Sinop (1461) ve Trabzon Rum İmparatorluğu (1461) Osmanlı topraklarına katıldı. Bu tarihten sonra ise Osmanlıların mücadeleleri Balkanlar, Anadolu ve Ege'ye kaydı.
Bununla birlikte, ticaret yolları üzerinde yeralan ve dış dünyayla bağlantısı daha ziyade Cenevizlilerin elindeki Kırım müteakip yıllarda da Osmanlıların odağında yeralmaya devam etti. Hindistan, Çin, Türkistan ve Sibirya'dan çeşitli emtiaları taşıyan yolların birleştiği bir mevkide bulunan Kırım, Karadeniz'e kuzeyden dökülen nehirler sayesinde Rusya, İskandinavya ve Lehistan-Litvanya ülkeleriyle ticarette de kilit rol oynuyordu.[1] Esasen, Osmanlı donanmasının Ceneviz kolonisi Kefe'ye yönelik 1454 ve 1469 yıllarındaki seferleri bölgedeki Osmanlı nüfuzunu pekiştirmiş, bununla birlikte Cenevizlilerin mevcudiyeti ile Kırım Hanlığı'nın iç siyasetine müdahalelerine son verilememişti.
Doğudaki Akkoyunlu tehdidini Otlukbeli zaferiyle (1473) bertaraf eden II. Mehmed, kuzeyindeki hedeflerine yönelme olanağı buldu. Bu çerçevede 1475 yılında Boğdan Prensliği üzerine Hadım Süleyman Paşa komutasındaki Rumeli ordusunu sevkederken Kırım üzerine de Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasını gönderdi.
Sefer öncesinde Kırım'da siyasî durum
1469 yılında Yakup Bey komutasındaki Osmanlı donanmasının Ceneviz kolonilerini yağmalamakla kalmayıp, I. Mengli Giray'ın adamlarından bazılarını esir olarak İstanbul'a götürmesi Fatih Sultan Mehmed ile Mengli Giray'ın aralarını açmıştı. Esasen, Mengli Giray Fatih Sultan Mehmed'in Kırım tahtında görmeyi istediği bir Han değildi.
Cenevizliler ise yıllık haracı 8.000 altına çıkarmak suretiyle kolonilerini ellerinde tutmuşlar, buna mukabil Kırım iç siyasetine müdahalelerini artırmışlardı. Nitekim, Mengli Giray'a Osmanlı taraftarı olduğunu ve II. Mehmed'le gizlice anlaştığını düşündükleri Kefe Tudunu Şirinli Eminek Bey’i azlettirdiler. Bu olaydan sonra Kırım'ın öndegelen boy beyleri Eminek Bey etrafında toplanmaya başladılar ve Mengli Giray'a başkaldırarak onu Cenevizlilere sığınmaya mecbur bıraktılar. Bu olaylar dizisi ve Eminek Bey'in yardım talebi Fatih Sultan Mehmed'e Kırım'a yönelik askerî harekât icra etme gerekçesini verdi.[2]
Sefer
Fatih Sultan Mehmed'in emriyle hazır tutulan (nakliye gemileriyle birlikte) yaklaşık 200 parçalık Osmanlı donanması yaz mevsiminde sefere çıkarak Haziran başında Kırım yarımadasına çıkarma yaptı. Kefe kalesi önlerine gelen Türk birlikleri 4 Haziran 1475'te kalenin barışçıl yollardan teslimine dair tekliflerinin reddi üzerine Gedik Ahmed Paşa kaleyi kuşattı ve ateş altına aldırdı.
Kale halkı direnmenin faydasız olduğunu görerek, garnizon komutanı Cenevizli tekfura baskı yapmak suretiyle, kalenin teslimini istedi. Bunun üzerine Cenevizli tekfur aman dileyerek 9 Haziran'da kaleyi teslim etti.[3] Türk birlikleri kaleye girdi.
Kefe'nin Osmanlılarca zaptından sonra, Gedik Ahmed Paşa Cenevizliler tarafından hapse atılmış olan Mengli Giray'ı kurtardı ve Kırım Hanlığı üzerinde Osmanlı himayesi kuran bir ahidname akdetti.
Kefe'nin zaptından sonra Osmanlı donanması Sudak, Kerç ve Azak'ı da süratle ele geçirdi.[4] Sudak kalesinin tekfuru Cenevizli komutan teslim olsa da, yakınlarından biri kale kapılarını kapatarak direnmeye karar verdi. Gedik Ahmed Paşa birliklerini geri çekerek pusuya yatırdı. Kale garnizonunun tahlikenin geçtiği zannıyla kapıları açması üzerine, Türk birlikleri ani bir hücumla kaleyi zaptetti.[5] Bu üç kalenin de fethiyle Kırım yarımadasında (ve tüm Karadeniz'de) Ceneviz mevcudiyeti sona erdi.
Osmanlılar son olarak adanın güneyinde varlığı gösteren Got Theodoro Prensliği adlı devletçiğin merkezi Mangup kalesine yöneldiler. Eylül ayında başlayan kuşatma beş taarruzun ardından Aralık ayında kalenin teslimiyle sonuçlandı ve Roma İmparatorluğu'nun son kalıntısı da tarihten silindi. Osmanlılar Mangup'u da Cenevizlilerden aldıkları kaleler gibi doğrudan Osmanlı idaresine bağladılar.[6]
Seferin sonrası
1475 yılındaki Kırım seferi Osmanlı donanmasının 1470 yılındaki Eğriboz seferinden sonra ikinci büyük çaplı ve denizaşırı askerî harekâtını teşkil etti. Bu harekâtla Kırım'daki Ceneviz varlığı sona erdirilirken Kuzey Karadeniz ticaret yolları da kesin olarak Osmanlıların egemenliğine girdi.
Öte yandan, Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesi de bölgesel jeopolitik açısından çok önemli bir kilometre taşını teşkil etti. Üç yüzyıla yakın sürecek bu himaye döneminde Hanlık, bölgedeki rakiplerine (Lehistan Krallığı, Altınordu Hanlığı, Litvanya Büyük Dükalığı ve Moskova Knezliği) karşı önemli bir stratejik avantaj elde ederken, Osmanlı İmparatorluğu da keza bu rakiplerle mücadelesini kendisi müdahil olmadan doğrudan Hanlık aracılığıyla sürdürme imkanı buldu.
Kaynakça
- ^ "Fatih Sultan Mehmet’in Siyasi ve Askeri Faaliyetleri", Selahattin Tansel, İstanbul (1999), s.271
- ^ "Osmanlı Kaynaklarına Göre Gedik Ahmed Paşa’nın Kırım Seferi", Nur Akbaş, Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, c.2, ISSN: 2149-9535, s.21
- ^ "Osmanoğulları Tarihi, Âşık Paşazâde, (yayımlayan: K. Yavuz-Y. Saraç), İstanbul (2003), s.265
- ^ "İslam Ansiklopedisi, "Gedik Ahmed Paşa" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1996), c.13, s.543". 7 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2023.
- ^ "Osmanoğulları Tarihi, Âşık Paşazâde, (yayımlayan: K. Yavuz-Y. Saraç), İstanbul (2003), s.266
- ^ "The Goths in the Crimea", Alexander A. Vasiliev, Cambridge, MA: The Mediaeval Academy of America (1936), s.259