Kürtler, doğuda Zagros Dağları'ndan batıda Toros Dağları'na ve güneyde Hemrin Dağları'ndan kuzeyde Kars–Erzurum platolarına kadar uzanan coğrafi bölgede yoğun yaşayan, 2017 yılı tahminlerine göre dünyada yaklaşık 36–45 milyon nüfusa sahip olan İranî bir halktır. Bugün dünyadaki en büyük Kürt nüfusu, 15–20 milyon civarı ile Türkiye'de bulunurken; İran, Irak ve Suriye'de de sayıları 3 ila 12 milyon arasında değişen önemli Kürt nüfusları bulunmaktadır. Gerek Orta Doğu'daki siyasi ve sosyal karmaşalar ve sorunlar, gerekse diğer sebepler dolayısıyla özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında oluşan göçler sonucunda Batı Avrupa başta olmak üzere Kuzey Amerika ve Orta Asya gibi farklı bölgelere yerleşmiş bir Kürt diasporası da mevcuttur.
Medler, İran'ın kuzeybatı bölgesinde yaşayan eski İran halklarından biridir. Yunanlar bu halkın yaşadığı bölgeye Medya adını vermişlerdir. Medler ilk kez Asur kralı III. Salmaneser'in dönemindeki yazılarda "Mada" adı ile kaydedilmişlerdir. Medler'in şu anki adı Antik Yunan dilindeki Mêdos'tan (Μῆδος) gelmektedir. Asurlular "Medyan ülkesi", Kurmada, Mata veya Manda olarak kendilerinden bahsederken, Babiller onları Ummān-manda olarak adlandırdılar.
Ağrı Cumhuriyeti, Ağrı Kürt Cumhuriyeti veya Ağrı Millî Hareketi, Ağrı isyanları sırasında Türkiye'nin kuzeydoğu bölgesinde Hoybun Merkez Komitesi tarafından ilan edilen; fakat hiçbir devlet tarafından tanınmayan Kürt yönetimi.
Doğu Kürdistan veya İran Kürdistanı, Kürdistan'ın İran'da kalan kısmına verilen ismidir. İran Kürdistan'ında bulunan başlıca bölgeler; Kürdistan, Kirmanşah, Batı Azerbaycan, İlam ve Hemedan eyaletleridir.
Türkiye Kürtleri, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan en büyük ikinci etnik ve kültürel gruptur. Çeşitli tahminlere göre Kürtler, Türkiye nüfusunun %15 ila %20'sini oluşturmaktadırlar ve toplam sayıları 12,5 milyon ila 15 milyon arasındadır. Yoğun olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde olmakla birlikte, ülkenin çeşitli illerinde Kürtler yaşamaktadır. Bazı Kürtler tarafından bu bölgeler Kuzey Kürdistan olarak adlandırılsa da, bu adlandırma çeşitli tartışmalara sebep olmakta ve resmî olarak kabul edilmemektedir.
Türkiye-PKK çatışması, PKK ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasında örgütün 1978'de yılında kurulması ile beraber başlayan ve hâlen devam eden çatışmaları kapsamaktadır. 1984 yılına kadar küçük ölçekli silahlı çatışmalar yaşanmışsa da Türk güvenlik güçleri ve PKK mensupları arasındaki topyekün silahlı mücadele 1984 yılında PKK'nın gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli saldırıları ile başlamıştır.
Kürt komünalizmi veya Apoculuk olarak da bilinen demokratik konfederalizm, İmralı Cezaevi'nde PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından teorize edilen ve devletsiz bir topluma dayanan siyasi paradigmadır. Özerklik, doğrudan demokrasi, siyasi ekoloji, feminizm, çok kültürlülük, öz savunma, öz yönetim kooperatif ekonomisi unsurlarına dayanan konfederasyon özelliklerine sahip bir demokratik öz örgütlenme sistemine ilişkin siyasi bir kavramdır. Toplumsal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik, Orta Doğu tarihi ve genel devlet teorisinden etkilenen Öcalan, bu konsepti Kürt ulusal özlemlerinin yanı sıra sınıflı topluma kök salmış bölge ülkelerindeki diğer temel sorunlara siyasi bir çözüm ve dünyanın dört bir yanındaki halklar için özgürlük ve demokratikleşmeye giden bir yol olarak sunmaktadır.
Bu listede, tarihte Kürtler tarafından kurulmuş devletler, hanedanlıklar ve otonomiler bulunmaktadır.
Kürtlerin kökeni, Orta Doğu'da yaşayan bir etnik grup olan Kürtlerin oluşumu. Akademisyenler, Kürt sözcüğünün kökeni için farklı teoriler ortaya atmışlardır. Bir teoriye göre, Orta Farsçada "göçebe; çadır-satıcısı" terimi olan 𐭪𐭥𐭫𐭲 kwrt- olarak kullanıldığı öne sürülmüştür. Kürt sözcüğü en az 17. yüzyıla kadar bir kolektif kimlik terimi (etnonim) olarak kullanılmamıştır. Sözcük, bundan ziyade Kürtçe konuşan nüfusa, komşu popülasyonlarca verilen bir isimdi. Bölgede yaşayan kitle için bu kimliğin ana belirteci klan ve aşiretlerinin belirledikleri mensubiyetleri olmuştur. Kürtler, Hint-Avrupa göçü öncesi bölgede bulunan gruplar dahil olmak üzere, birden çok kabile ve etnik grubun birleştiği heterojen kökenlere sahiptir.
Suriye Kürtleri, Suriye'de doğmuş veya ikamet eden Kürtlerdir. Kürtler, Uluslararası Azınlık Hakları Grubu, CIA The World Factbook ve hükûmet yanlısı kaynaklara göre ülke nüfusunun %10 ila %15'ini oluşturan Suriye'deki en büyük etnik azınlıktır. Suriye Kürtleri, hükûmet tarafından rutin bir ayrımcılığa ve zorbalığa maruz kaldılar.
Türkiye'de Kürtlere yönelik insan hakları ihlâlleri, Türkiye'de yaşayan Kürtlere karşı işlenmiş olan insan hakkı ihlallerini incelemektedir.
Kürt kültürü, Kürtler tarafından uygulanan farklı kültürel özellikleri ifade eder. Kürt kültürü, modern Kürtleri ve toplumlarını şekillendiren eski halkların mirası niteliğindedir.
Kürt güneşi, Kürtlerin sembolü olan altın renkli güneştir. Eski çağlardan beri kullanılan sembolün Kürt milleti için dinî ve kültürel önemi mevcuttur. Ayrıca güneş, Kürdistan bayrağında da bulunur.
İran Kürdistan Komala Partisi genellikle Komala olarak kısaltılır (Kürtçe:Komełe); (Farsça:کومله), İran'daki Kürtlerin sosyal demokrat etnik siyasi partisidir. Eskiden Marksist-Leninist komünist bağlara sahip olan Komala, elli yılı aşkın bir geçmişe sahip köklü bir partidir. Komala partisinin merkezi şu anda Irak Kürdistan Bölgesi'nde bulunuyor. Kürt direnişine liderlik etme geçmişine sahip silahlı bir özgürlükçü militan kanadı bulunmaktadır. Komala, anti-emperyalizmi ve Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını savunuyor.
Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Türkiye'de ağırlıklı olarak Kürt öğrencilerin oluşturduğu bir dernekti. 1969 yılında kuruldu ve 1971 Muhtırası'ndan sonra kapatıldı.
İstanbul'daki Kürtler, Türkiye'nin İstanbul ilinde yaşayan Kürtleri tanımlar. İstanbul'daki toplam Kürt sayısının 2 ile 4 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Kürtler, Araplar ile birlikte şehirdeki en büyük azınlık gruplarını oluşturmaktadır. İstanbul'da yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu Türk vatandaşı olup, 20. yüzyılın ortasından itibaren başlamış köyden kente göç olgusunun özellikle 80'li yıllarda hızlanmasıyla İstanbul Kürt nüfusu artmıştır. Doğu illerindeki TSK-PKK çatışması da şehre göçte rol oynamıştır. 2008 yılında İstanbul'da yaşayan Kürtlerin %88'inin İstanbul'a dışarıdan gelmiş olduğu, %12'sinin ise İstanbul doğumlu olduğu tespit edilmiştir. Tüm Kürt göçleri içerisinde tüm göçlerin üçte birinin İstanbul'a yapıldığı rapor edilmiştir. Ayrıca Suriye İç Savaşı sonucunda İstanbul'a gelen Suriyeliler içerisinde de önemli bir Kürt azınlık bulunmaktadır.
Bu maddede, PKK'nın sivillere yönelik saldırı eylemlerinin kronolojisi listelenmektedir.
Beytüşşebap İsyanı, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki ilk Kürt isyanıydı. İsyan, Cibran aşiretinden Halid Bey Cibran tarafından yönetildi. İsyana İhsan Nuri, Yusuf Ziya Bey ve Kürt Fuad Paşa'nın bulunduğu diğer önemli komutanlar da katılmıştır. 3 Mart 1924'te halifeliğin kaldırılması, Kürt kimliğine yönelik baskıcı Türk politikaları, Kürtçenin halka açık olarak kullanılmasının ve öğretilmesinin yasaklanması ve Kürt toprak sahiplerinin ve aşiret reislerinin ülkenin batısında yeniden yerleştirilmesi isyanın başlıca nedenlerindendir. Türk ordusunun çok sayıda subayı isyancılara destek vermek için firar etti. İsyan, Ağustos 1924'te Beytüşşebap garnizonunun Türk hükûmetine karşı ayaklanmasıyla başladı. İsyan başarısız oldu ve başladıktan kısa bir süre sonra sona erdi. Yusuf Ziya Bey, 10 Ekim 1924'te tutuklandı ve bildirildiğine göre Halid Bey Cibran'ı da isyana karışmakla suçladı. Halid Bey Cibran Aralık 1924'te Erzurum'da yakalandı. Her ikisi de Bitlis'te askeri mahkemeye çıkarıldı. İsyan bastırılmış olsa da, bir başka Kürt ayaklanması, Şeyh Said İsyanı kısa bir süre sonra patlak verecekti.
Türkiye'de Kürtlerin inkârı, Kürtlerin bir halk olduğunu reddeden ve bunun yerine Türklerin bir alt grubu olduklarını iddia eden Türkiye hükümetlerininin onlarca yıldır resmi devlet politikasıydı ve Kürt ve Kürdistan kelimeleri devlet kurumları tarafından yasaklanmıştı.
Arap Kemeri, Suriye Baas hükümetinin Haseke Valiliği'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerini Araplaştırma projesidir. Projenin temel amacı bölgenin etnik yapısını Araplar lehine çevirmek ve diğer etnik grupların, özellikle de Kürtlerin aleyhine çevirmekti. Proje Esad Gölü'nün oluşturulması ile yerlerinden edilen Arapların Kürt bölgelerine yerleştirilmesiyle arazilerin ele geçirilmesini içeriyordu.