Kündekari
Ahşap, dünyada kolayca bulunması ve kolayça işlenebilen bir malzeme olması sayesinde, mimari yapı elemanlarında özellikle de kapılarda ve pencerede yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.Türk–İslam Sanatının da vazgeçilmez malzemelerinden biri olan ahşabın en iyi örnekler ise mihraplar, minberler, rahleler, kapılar, pencereler gibi dinsel binaların yapı elemanlarında görmek mümkündür. Türk sanatının en az tanınan kollarından biri ağaç işçiliğidir. Doğanın insanlara sunduğu en değerli kaynaklardan olan ağaç, her dönemde Kündekari Türk insanının yaşamı boyunca önemli bir yerde durmuştur.[1]
Anadolu'da ahşap işçiliği, Büyük Selçuklulardan gelen ve Anadolu Selçukluları zamanında geliştirilip daha gerçek bir form halini almıştır. Beyliklerle birlikte büyük ustalıkla yapılmış şaheserler yapılmıştır.[2]
Ahşap işçiliğinin önemli örnekleri XII.–XIII. yüzyıllarda ilk örnekleri Selçuklu zamanında çıkarılmıştır. Dönem içerisinde yapılan kapılar, minberler ve sandukalarda 19 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., görülen oyma, işçiliği ve kündekâri tekniği kullanılmıştır. Selçukludan etkileyen taşıyan Osmanlı ahşap işçiliğiyle kündekâri teknikleri üzerine çalışmalar yapılmıştır.[3]
Kündekâri titiz işçilikle uzun sürede yapılabilmektedir. Bu aşamaların her biri ayrı öneme sahip olup birbiriyle olan etkileşimleri, sonuca aynı oranda yansımaktadır.
Kündekâri motif tasarımında kullanılan hiçbir çizgi rastgele seçilmemiştir. Her biri düşünülerek kullanıldığı gibi, evrenin düzenini ifade eden birer sembol olduğu ileri sürülmektedir. Motifler, Müslümanların tüm yaşamında olduğu kadar sanatında da etkili olan “İslâmî hayat felsefesinin esasını dinî kabuller teşkil eder” inancının bir yansımasıdır. Başlangıçtan itibaren soyuta yönelerek organik bir oluşum kazanan bu sanatta kullanılan motifler, simetrik olup, sonsuzluğu anlatmaktadırlar. Anonimlik esasına dayalı olan İslâm sanatı, tamamıyla süsleme/bezeme çeşitliliğine sahip bir sanattır.[4]
Kündekari tekniği
Kündekâri, Türk–İslâm sanatlarında, geometrik biçimli tahtaların birbirine geçmeli ve bağlanmalı bir tekniktir. Bu teknik kullanılmış olan eserler kündekaridir.[5] Başka tanımlamalara göre ise, İslam sanatlarında tahtaya yapılan bezeme tekniğinden birisi,[6] diğer başka kaynaklardaysa, birbirinin içine geçirme olarak düzenlenmiş küçük tahtalardan oluşan bezemelerdir.[7]
Kündekâri terimi nereden çıktı net bir şekide bilinmemektedir. Genel anlamda, birbirlerine geçirme, küçük tahta parçalarından oluşan süslemeler tanımına uygundur. Türkçeye geçme ve bağlama anlamı taşıyan Farsça kökeni bulunan 'künde' kelimesinden türemiştir.[8]
Selçuklular döneminde başlatılmıştır. Osmanlı dönemi zamanında çeşitler artırılmıştır. Kündekâri tekniği, genel olarak güçlü ağaçtan yapılmıştır. Küçük parçalar lif yönünden, desenin yapısına oldukça uyumludur. Birbirlerine geçirmeli olan birleştirilip ve oluşan kapıların kanat sistemi, pencereler ve dolapların kapak sistemi, kürsüler ve mihrap gibi yapımı ayrıntılarla kullanılabilen bezeme stilidir.[9]
Bu teknikte titiz işçilikle uzun sürede yapılabilmektedir.
Kündekari'de geometrik şekiller
Kündekari teknik olarak birbirine geçme tekniğidir. Geleneksel uygulamalara üsluplaşmıştır. Geometrik süslemeyi ortaya çıkaran bir terimdir. Bu terim(teknik) çok büyük boyutlara ulaşan minberler ve küçük parçaların eklenmeleriyle oluşturulmuştur. Geometri motifleri, Selçuklu döneminde oldukça sık kullanılmıştır. Osmanlı dönemi zamanında büyük olasılıkla kullanılmaktadır. İnanışlar ile bağlantılı simgeler ve anlamlar içeren bu geometrik motiflerdir. Osmanlı döneminde İslami inançla bağlantılı olarak geometrik şekil bir esasa göre sonsuza kadar genişleyebilen süslemelere dönüşmüştür. Bu simgeler geometri desenlerin içinde en sık rastlananlar, güneş, yıldızlar, hayat ağaç, çarkıfelek vs. yaşantıya ve dünyaya ilişkin desenlerdir.[10]
İnsanlar geometri motiflere eğilmelerinin aslında dünyayı işleme arzusu vardır. Dünya'da matematik olarak bir uyum bulunmaktadır. Ahşaplar da geometri motifleri de çokça kullanılmıştır.[11]
Kündekari çeşitleri
Zanaat çalışmaları olarak kabul görmüş kündekari teknik; üretilme metodlarına göre gerçek (çivisiz ve tutkalsız) ve taklit (çivili ve tutkallı) kündekari olarak 2'ye ayrılmaktadır.
Gerçek Kündekâri
Çivisiz olarak yapılan teknik olan orijinal kündekâri iç dolgu parçalarıyla bunları çevreleme, kenarlarını dar uzun parça ve üst kısmı çeşitli profille bezelenmiştir. Omurga tahtaları iç içe geçip, çivisiz ve tutkalsız olarak birleştirilmektedir. İç taraf dolgu parçaları, omurga çıtalarıyla bunu sapasaran dıştan kitleme çerçevesiyle oluşan yapıya “kündekâri tezyinat tablası” denilmiştir.[1]
Tezyinat tablasında bulunan parçalar, kinişli kendinden çıtalı geçirme olduğunu zaman, ağaç malzemesi nem kaybetmesiyle çekilmesidir. Bunun akabinde ortaya çıkacak ayrılma, geçirgen boşluğa şekil olmayıp, ince bir derz görüntüsündedir.
Taklit Kündekâri
Gerçek kündekâri uygulamasına nispeten az iş(kolay) gerektiren ve daha kaba görünümlü olan taklit kündekâridir. Yapım yöntemlerine göre sınıflandırılmaktadır.
Oyma ve çakma kündekâri
Görünüm bakımından gerçek kündekâriye benzeyen bu teknikte, ahşap bloklar yan yana birleştirilmiştir. İstenilen boyutlarda tabla ve gerekli miktarda omurga çıtası hazırlanarak işleme başlanmaktadır. Perdahlanan tabla yüzeyine kullanılacak motif çizildikten sonra, omurga çıtalarının yerleri kiniş halinde oyulmaktadır. Kinişlere, birleşme noktalarındaki arakesit açılarına uygun şekilde boyları kesilen omurga çıtaları tutkal ve/veya çivi ile tespit edilerek işlem tamamlanmaktadır.
Çakma ve Yapıştırma Kündekâri
Taklit kündekâri grubunun en az ustalık gerektiren örneğidir. Uygulamada, ahşap blokların yan yana birleştirilmesi ile tezyinat boyutlarda tabla, gerekli miktarda iç dolgu parçası ve omurga çıtası hazırlanmaktadır. Perdahlanan tabla yüzeyine kullanılacak motif çizildikten sonra, iç dolgu parçası ve omurga çıtalarının tamamı bu yüzeye çivi ve/veya tutkal ile tutturulmaktadır.
Kafes İşi Kündekâri
Anadolu Selçuklu ahşap işçiliğinde görülen, özellikle minberlerin korkuluk kısımlarında kullanılan bir tekniktir. Gerçek kündekâri tekniğindekine benzer şekilde ahşap kirişler (omurga çıtaları), üçgen, kare, yıldız vb. geometrik formlar meydana getirecek şekilde geçmeli olarak birleştirildikten sonra, dış kilitleme çerçevesi ile kararlı yapı haline getirilmektedir. Diğer bir ifade ile kündekâri tekniğinin kafes halidir.
Kullanılan malzemeler
Sıkı bir odun ve geniş olan sarıçam ağacı kullanılmaktadır. Özellikleri gereği birçok yapısal malzeme olmaktadır. En çok kullandığı alanlar, kapılar, pencereler, lambri tavan ve tabanlar ve mobilyacılık alanında kullanılmaktadır.
Tahta koruma verniği
Kündekari'nin yüzeyini küf, mantardan ve tahta kurularından korumak için uygulanmaktadır. Tahta'nın verniği yüzeyine emmesi çok kolaydır. Özel pigmentle tahtayı ultraviyole ışınlardan korumaktadır. Ayrıca bu vernik tahtanın hava almasına engel oluşturmamaktadır. Vernik uygulandığı yüzeye paralaklık kazandırmaktadır.
Selülozik dolgu vernik
Nitroselülozli verniktir. Havada kuruması kolaydır. Kolay zımpara yapılıp, dolgu verniği kullanılmaktadır.
Kündekari malzemeleri
Kündekari yapılışında malzemeler aşağıda verilmiştir.
Hızar: Ağaç işçiliğinde ahşaba şekil vermek için kullanılmaktadır.
Planya 19 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: Ağaçtaki pürüzleri düzeltmede kullanılmaktadır.
Kalınlık Makinesi 19 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: Ahşabı istenilen boyutlara getirilmesi için kullanılmaktadır.
Freze ve kordon bıçakları: Ağaçlar da istenen kordon ve profil yapılmasında kullanılıp, Kündekarideki geometri motifleri kordon bıçakğıyla oluşturulmaktadır.
Iskarpela: Ağaç oyma ve tesviye için kullanılmaktadır. Aynı zamanda ağaç parçalarını çıkarmakta kullanılmaktadır.
Yatay daire: Daha geniş boyutlu tahtaları kesmeye yardımcıdır.[12]
Bursa Ulu Camii´nin kündekari minberi
Minber sert ceviz ağacından, hiç çivi ve yapıştırma malzemesi kullanılmadan geometrik parçalar birbirine geçirilerek yapılmıştır. Küçük geçme panoları, geometrik örnekleri korkuluk şebekeleri, kitâbe ve tacının yapımında kündekâri tekniği kullanılmıştır. Bu muhteşem minber için Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde “Çiçek resimleriyle yazılarını, cihan ressamları toplansa yapamazlar, örneği yoktur.” diye bahsetmiştir. Bu minber İslâm sanatında, Selçuklu üslûbundan Osmanlı üslûbuna geçiş döneminin bir şaheseridir.
Minber kulesinin batı yüzünde ağaca kabartmak suretiyle kûfi yazı ile yazılı üç defa tekrar eder bir ifade vardır. “El-mülkü ilah” “Mülk Allah’ındır.” Minberin sağ yanında, kapısına yakın yerde, aşağıdan yukarı yan yazılmış oyma sülüs yazı ile minberi yapan usta, ismini “Amel-i el-hac Mehmed bin Abdilaziz bin ed-Dakiva” diye yazmıştır. Yani Hacı Abdülaziz oğlu Mehmed isminde bir zanaatkar, bu muhteşem minberi yapmıştır. Bu usta hakkından kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Bazı kaynaklar bu ustanın Manisa'da Saruhanlı İshak Bey'in 1376 tarihli Ulu Cami minberini yaptığını ifade etmektedir. Minber bütünüyle kainatı sembolize etmektedir. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer almaktadır. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılan Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekmektedir. Zanaatkarın bu imzası son yıllarda fark edilmiştir.
Kaynakça
- ^ a b Söğütlü, C., Döngel, N., Çınar, H., MÜHENDİSLİK YAKLAŞIMIYLA KÜNDEKÂRİ TEKNİĞİNİN GELENEKLİ TÜRK AHŞAP SANATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ., 5th International Folk Culture and Art Activities Symposium
- ^ "Başkan, S., (1987). Anadolu Selçuklu Ahşap Türk Sanatı, Bilim Birlik Başarı Dergisi,45: 20-24". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Doğantaş, M., (1998). Amasya Yöresi Ahşap Sanatı, Sanatsal Mozaik Dergisi, 3(3): 64-68". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Ersoy, A., (1993). 15. Yüzyıl Osmanlı Ağaç İşçiliği", Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Yayın No.14, 1". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Sözen, M., (1986). Tanyeli, U., "Sanat Kavramları ve Terimleri Sözlüğü Dizisi 71, İstanbul, 145". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Ödekan, A., (1997). Eczacıbaşı sanat Ansiklopedisi, Cilt 2, Yapı–Endüstri Merkezi,İstanbul,1078-1079". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Tufani, A., (1980). Sanat Terimleri Sözlüğü", Toplum Yayınevi, Yayın No 3, Ankara, 76-77". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Devellioğlu F., (1996). Osmanlıca–Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara, 535". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Özdemir, F., (1999). Kündekâri Tekniğinin Dekorasyonda Uygulaması, 1. Ulusal Mobilya Kongresi, Ankara, 427–434". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Yılmaz, D., 2001. Türkiye'de Geleneksel Ahşap İşçiliği Ve Çağdaş Ahşap Yontu Sanatı. Mimar Sinan Üniversite, SBE, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ 1946-, Mülayim, Selçuk, (1982). Anadolu Türk mimarisinde geometrik süslemeler : Selçuklu çağı. Kültür ve Turizm Bakanlığı. OCLC 571688367.
- ^ "Oğuz, M.Ö., Aydoğan, E., Aytuzlar N. ve Özkan, T.S., 2005. Türkiye'de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Meslekler. Gazi Üniversitesi THBMER Yayını, Ankara". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.