İçeriğe atla

Kültürlerarası psikoloji

Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır.[1] Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar.[2] Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır.[3] Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler.[4] Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Kültürlerarası psikoloji, II. Dünya Savaşı öncesinde sadece küçük bir psikoloji alanını temsil ederken, 1960'larda önemini artırmaya başladı. 1971 yılında disiplinler arası Kültürlerarası Araştırmalar Derneği (SCCR)ve 1972'de Uluslararası Kültürlerarası Psikoloji Derneği (IACCP) kuruldu.[5] O zamandan bu yana, bu psikoloji dalı, kültür ve çeşitliliği çok sayıda psikolojik fenomene yönelik çalışmalara dahil etme konusunda artan bir popülerlik olduğu için genişlemeye devam etmiştir.

Kültürlerarası psikoloji, insan davranışının kültürel farklılıklardan güçlü bir şekilde etkilendiğini savunan psikolojinin dalına atıfta bulunan kültürel psikolojiden farklıdır, yani psikolojik fenomenler kültürler arasında sadece sınırlı bir ölçüde birbirleriyle karşılaştırılabilir. Buna karşılık, kültürlerarası psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerde olası evrenselleri araştırmayı içerir. Kültürlerarası psikoloji "psikoloji içinde tamamen ayrı bir alan yerine bir tür araştırma metodolojisi olarak düşünülebilir".[5][6] Ayrıca, kültürlerarası psikoloji, özellikle son on yıllarda psikolojinin küresel genişlemesine odaklanan uluslararası psikolojiden ayırt edilebilir. Bununla birlikte, kültürlerarası psikoloji, kültürel psikoloji ve uluslararası psikoloji, psikolojiyi kültürler ve küresel bağlamda psikolojik olayları anlayabilen evrensel bir disipline genişletmek için ortak bir endişe ile birleştirilmektedir.

Tanımlar ve ilk çalışmalar

Alanın iki tanımı şunları içerir: "davranışların sosyal ve kültürel güçler tarafından nasıl şekillendiğini ve etkilendiğini dikkate alarak insan davranışları ve aktarımıyla ilgilenen bilimsel çalışma alanı" [7] ve "öngörülebilir ve önemli davranış farklılıklarına yol açan farklı deneyimleri olan çeşitli kültürel grupların üyelerinin ampirik çalışması".[8] Kültür, bir bütün olarak, "bir grup insanın ortak yaşam biçimi" olarak da tanımlanabilir. Sosyologların aksine, kültürlerarası psikologların çoğu sosyal yapı ve kültürel inanç sistemleri arasında net bir ayrım yapmaz.

Kültürlerarası psikolojideki erken çalışmalar, 1860'ta yayınlanmaya başlanan Lazarus ve Steinthal'in Zeitschrift für Völkerpsychologie und Sprachwissenschaft dergisinde (Folk Psikoloji ve Dil Bilimi Dergisi) yayınlandı. Daha sonra ampirik yönelimli araştırmalar Avustralya ve Yeni Gine arasında bulunan Torres Straits bölgesinde yaşayan yerli halkın zekasını ve duyusal keskinliğini ölçmeye çalışan Williams HR Rivers (1864–1922) tarafından yürütülmüştür.[9] Modern psikolojinin babası Wilhelm Wundt, Völkerpsychologie (tarihsel olarak yönlendirilmiş bir tür kültürel psikoloji) üzerine on cilt yayınladı, ancak bu ciltlerin İngilizce konuşulan dünyada sadece sınırlı bir etkisi vardı.[10] Wundt'un Columbia Üniversitesi'nde bir antropolog olan öğrencisi Franz Boas, Ruth Benedict ve Margaret Mead gibi birçok öğrencisine Japonya, Samoa ve Yeni Gine gibi batı dışı kültürlerde psikolojik fenomen okumaları için meydan okudu. Birçok psikolojik fenomenin muazzam kültürel değişkenliğini vurgulamış ve böylece psikologları en sevdikleri teorilerin kültürler arası geçerliliğini kanıtlamaya itmişlerdir.

Etik / emik perspektifler

Psikolojinin diğer alanları kişisel ilişkilerin insan davranışını nasıl etkilediğine odaklanır; ancak kültürün insan davranışları üzerindeki önemli etkisini dikkate almazlar.[5] Malinowskian dictum, tüm insan davranışları için geçerli evrensel yasaları bulmak için ortak arayış yerine, bir toplumun kültürünü kendi terimleriyle anlamanın bir gerekliliği olduğu fikrine odaklanmaktadır.[11] Kültürlerarası psikologlar bir süredir emik ve etik ayrımını kullanmışlardır.[12] Emik yaklaşım kültür içindeki davranışı inceler ve çoğunlukla tek bir kültüre dayanır; etik yaklaşım kültür sisteminin dışından davranışları inceler ve birçok kültüre dayanır. Şu anda, kültürler arası araştırma yapan birçok psikologun psödoetik yaklaşım olarak adlandırdığı söyleniyor.[13] Bu sözde yaklaşım aslında Batı kültüründe etik bir yaklaşım olarak çalışmak üzere geliştirilmiş, emik temelli bir yaklaşımdır. Irvine ve Carroll, testin ölçmek istediklerini ölçüp ölçmediğini kontrol etmeden başka bir kültüre zeka testi getirdiler. Bu, sahte kültür olarak kabul edilebilir, çünkü çeşitli kültürlerin zeka için kendi kavramları vardır.

Araştırma ve uygulamalar

Bi-kültür üzerinde benlik kavramı

Bazı psikologlar, çoklu kültürle yaşayan insanların olayları nasıl yorumladıklarını anlamak için kültürel şartlamayı kullandı.[14] Örneğin, Hung ve yardımcısı, katılımcılara ABD Capitol veya vs Çin tapınağı gibi farklı bir kültürle ilgili görüntüler sergiler ve ardından bir grup balığın içinde yüzen bireysel tek bir balığın görüntüsünü izletir.[15] Çin tapınağı görüntüsüne maruz kaldıklarında, Hong Kong'lu katılımcılarının kolektivistik bir şekilde akıl yürütme olasılığı daha yüksektir.[16] :187 Buna karşılık, batı imgelerini gören katılımcılar ters yönde bir tepki vererek ve grubun içindeki tek balığa daha fazla odaklanma olasılığı daha yüksektir.[17] :787 [18] İki kültürlü toplumdan insanlar farklı kültürel ikonlarla hazırlandıklarında, kültürel olarak aktif atıf yapmaya eğilimlidirler. :327 Bir başka kültürel şartlama görevi de paragraf okuma sırasında katılımcıdan gördüğü zamirleri (Biz", "bize", "Ben" ve "beni" gibi) bilinçli olarak yuvarlak içine almasının istendiği zamir işaretleme görevidir.[19][20]

Geert Hofstede ve kültürün boyutları

Hollandalı psikolog Geert Hofstede, 1970'lerde IBM için değerler konusunda dünya çapında araştırmalar yaparak alanında devrim yaptı. Hofstede'nin kültürel boyutlar teorisi, sadece kültürler arası psikolojideki en aktif araştırma geleneklerinden biri için sıçrama tahtası değil, aynı zamanda yönetim literatüründe de yaygın olarak belirtilmektedir. İlk çalışması kültürlerin dört boyutta farklı olduğunu buldu: güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, erkeklik-kadınlık ve bireycilik-kolektivizm.[21] Daha sonra, Çin Kültürü Bağlantısı yerli Çin materyalleri kullanarak araştırmasını genişlettikten sonra, Çin dışındaki diğer kültürlerde bulunabilen beşinci bir boyut - uzun vadeli bir yönelimi (başlangıçta Konfüçyüs dinamizmi olarak adlandırıldı) de yeni bir boyut olarak ekledi.[22] Daha sonra, Michael Minkov ile Dünya Değerler Anketi'nden veriler kullanarak çalıştıktan sonra, altıncı bir boyut - hoşgörüye karşı kısıtlamaya ekledi.[23][24]

Popülerliğine rağmen, Hofstede'nin çalışması McSweeney (2002) tarafından ciddi bir şekilde sorgulandı.[25] Ayrıca Berry ve ark. bireyciliği ve kolektivizmi değerlendirmek için alternatif yöntemler önererek Hofstede'nin bazı çalışmalarına meydan okudular. Gerçekten de, bireycilik-kolektivizm tartışmasının kendisinin sorunlu olduğu kanıtlanmıştır, Sinha ve Tripathi (1994) güçlü bireyselci ve kolektivistik yönelimlerin aynı kültürde bir arada bulunabileceğini savunmaktadır (Hindistan'ı bu bağlamda tartışmaktadırlar).[26] Bunun, doğası gereği ikilik olan çeşitli doğrusal boyutların çoğunda bir sorun olduğu kanıtlanmıştır. Kültürler, bu esnek olmayan boyutsal gösterimlerde temsil edilenden çok daha karmaşık ve bağlamsal temellidir.

Danışmanlık ve klinik psikoloji

Kültürlerarası klinik psikologlar (örneğin, Jefferson Fish [27][28][29]) ve danışmanlık psikologları (örneğin, Lawrence H. Gerstein,[30] Roy Moodley,[31][32] ve Paul Pedersen [33][34]) kültürlerarası psikoloji ilkelerini psikoterapi ve danışmanlığa uygulamışlardır. Ayrıca, Uwe P. Gielen, Juris G. Draguns ve Jefferson M. Fish'in "Çok Kültürlü Danışmanlık ve Terapi Prensipleri" başlıklı kitabı, danışmada kültürün uygulanması konusunda çok sayıda bölüm içermektedir. Joan D. Koss-Chioino, Louise Baca ve Luis A. Varrga, bu kitapta (Meksikalı Amerikalı ve Meksikalı Ergenlerle Grup Terapisi: Kültüre Odaklanma) başlıklı bölümde, terapi yollarında Latinlerle birlikte "kültürel açıdan hassas" olarak bilinir. Örneğin, terapilerinde çocukların / ergenlerin karşılaşabilecekleri zorluklar üzerinde düşünmelerini sağlayan bir "dördüncü yaşam alanı" yaratırlar. Ayrıca kitapta, çeşitli ülkelerin artık çok-kültürlü müdahaleleri danışmanlık uygulamalarına dahil etmeye başladığı belirtiliyor. Listelenen ülkeler arasında Malezya, Kuveyt, Çin, İsrail, Avustralya ve Sırbistan bulunmaktadır. Son olarak, "Çokkültürlülük ve Okul Danışmanlığı: İlgili Kapsamlı Rehberlik ve Danışmanlık Programları Oluşturma" başlıklı bölümde Hardin LK Coleman ve Jennifer J. Lindwall kültürel bileşenleri okul danışmanlığı programlarına dahil etmenin bir yolunu öneriyorlar. Özellikle, danışmanın çok kültürlü yetkinliğe sahip olması gerektiğini ve farklı etnik kökenlere sahip kişilerle çalışırken bu bilgiyi uygulama yeteneğini vurgulamaktadırlar. Buna ek olarak, son birkaç ciltte, kültürler arası benzerlik ve danışmanlık uygulamalarındaki farklılıklar tartışılırken, dünyanın dört bir yanındaki psikolojik danışma ve psikolojik danışma durumu incelenmiştir.

Beş faktörlü kişilik modeli

Amerikalı psikologlar tarafından tanımlanan özellikler farklı ülkelerden insanlar arasında genelleştirilebilir mi? Bu sorulara yanıt olarak, kültürlerarası psikologlar genellikle kültürler arasındaki özelliklerin nasıl karşılaştırılacağını sorguladılar. Bu soruyu incelemek için çeşitli dillerdeki özellik sıfatlarını kullanarak kişilik faktörlerini ölçen sözcüksel çalışmalar yapılmıştır.[35] Zamanla bu çalışmalar Dışadönüklük, Kabul Edilebilirlik ve Vicdanlılık faktörlerinin neredeyse her zaman ortaya çıktığı, ancak Nevrotiklik ve Deneyime Açıklık'nın bazen ortaya çıkmadığı sonucuna varmıştır. Bu nedenle, bu özelliklerin belirli kültürlerde var olup olmadığını veya bunları ölçmek için farklı sıfat setlerinin kullanılması gerekip gerekmediğini belirlemek zordur. Bununla birlikte, birçok araştırma BFM'nin evrensel bir yapı olduğuna ve genel olarak kültürlerarası araştırma ve araştırma çalışmalarında kullanılabileceğine inanmaktadır. Bununla birlikte, diğer kültürler BFM'de yer alan özelliklerin ötesine geçen daha önemli özellikler içerebilir.

Duygu yargıları

Araştırmacılar genellikle çeşitli kültürlerdeki insanların duyguları benzer şekilde yorumlayıp yorumlamadığını merak ediyorlardı. Kültürlerarası psikoloji alanında Paul Ekman, yüz ifadesindeki yargıları kültürlerarası inceleyerek araştırmalar yürüttü. Çalışmalarından biri, duyguları ve çeşitli duyguları ifade eden kişilerin resmine dayanarak her bir duygunun yoğunluğunu belirtmesi gereken on farklı kültürden katılımcıları içeriyordu. Çalışmanın sonuçları, kültürler arasında duyguların en yoğun ve en yoğun ikinci olduğu konusunda mutabakat olduğunu göstermiştir.[36] Bu bulgular, en azından bazı evrensel yüz duygu ifadelerinin olduğu görüşüne destek vermektedir. Bununla birlikte, çalışmada, kültürler arası katılımcıların duygu yoğunluğunu derecelendirme şekillerinde farklılıklar olduğuna dikkat etmek de önemlidir.

Evrensel olarak tanınan yüz ifadeleri olduğu söylenirken, Yueqin Huang ve meslektaşları bir kültürün belirli duygu ifadelerine nasıl farklı etiketler uygulayabileceğine dair araştırmalar yaptılar. Huang ve diğ. (2001) özellikle Çin ve Amerikan yüz duygu ifadeleri algılarını karşılaştırmıştır. Çinli katılımcıların, kendilerinden farklı bir kültürden gelen insanların evrensel duygusal ifadelerini algılamada Amerikalı katılımcılar kadar yetenekli olmadığını buldular.[37] Bu bulgular, duygusal yargıda kültürler arası farklılıkların olduğu fikrine destek vermektedir. Huang ve diğ. (2001), Asyalıların duygusal ifadeyi yorumlamak için yüzünde farklı ipuçları kullanabileceğini ileri sürmektedir. Ayrıca, her kültürün farklı değerleri ve normları olduğundan, belirli duyguların neden farklı yorumlandığını veya hiç yorumlanmadığını daha iyi anlamak için bu farklılıkları analiz etmek önemlidir. Örneğin, Huang ve ark. (2001), 'olumsuz duygular'ın birçok Asya kültüründe hoş karşılanmaması yaygındır. Bu önemli bilgi, evrensel duygusal ifadelerin Asya ve Amerikan kararları arasındaki kültürlerarası farklılığın tanınmasında kritik öneme sahip olabilir.

Trnka ve diğ. (2018), önceki araştırmalarda duygulardaki kültürel farklılıklar belgelendiğini, ancak bu varyasyonların kültürel kaynaklarını içeren genel bir teorik çerçeve halen eksik olduğunu belirtmiş ve duygularla ilgili kültürel karmaşıklığın beş ana bileşenini kavramsal olarak ayıran bir sistem önermiştir: “1) duygu dili, 2) duygular hakkında kavramsal bilgi, 3) duygu ile ilgili değerler, 4) duygu kuralları, yani öznel deneyim normları ve 5) kuralları göster, yani duygusal ifade için normlar. ” [38]

Öznel refahtaki farklılıklar

"Öznel iyi oluş" terimi, psikoloji araştırmaları boyunca sıklıkla kullanılır ve üç ana bölümden oluşur:

  1. yaşam doyumu (kişinin genel yaşamının bilişsel değerlendirmesi),
  2. olumlu duygusal deneyimlerin varlığı ve
  3. olumsuz duygusal deneyimlerin olmaması.[39]

Kültürler genelinde insanlar öznel idealliğin "ideal" düzeyi hakkında farklı görüşlere sahip olabilirler. Örneğin, Brezilyalıların olumlu duygular bulmak için çalışmalarda çok arzu edilirken, Çinliler olumlu duygular arzusunda yüksek puan almamışlardır. Sonuç olarak, öznel iyi oluşu kültürlerarası olarak karşılaştırırken, bir kültürdeki bireylerin bir yönü başka bir kültürden bireylerden nasıl farklı şekilde derecelendirebileceğini dikkate almak önemlidir. Farklı toplumlardaki bireylerin bir süre boyunca ne kadar öznel iyi olma durumuyla ilgili olduğuna dair evrensel bir gösterge belirlemek zordur. Önemli bir konu, bireyci ya da kolektivist ülkelerden bireylerin daha mutlu olup olmadıkları ve öznel iyi olma oranlarının daha yüksek olup olmadığıdır. Diener, Diener ve Diener, 1995, bireyci kültürel üyelerin kolektivist kültürel üyelerden daha mutlu bulunduğunu kaydetti.[40] Daha mutlu ulusların her zaman daha zengin uluslar olmayabileceğini belirtmek de önemlidir. Kültürel ortalama gelir ile öznel iyi oluş arasında güçlü ilişkiler olsa da, "daha zengin = daha mutlu" iddiası hala sıcak bir tartışma konusudur. Bu tartışmaya katkıda bulunabilecek faktörlerden biri, ekonomik olarak istikrarlı olan ülkelerin, daha istikrarlı bir demokratik hükûmet, insan haklarının daha iyi uygulanması vb. . Bu nedenle, daha yüksek bir öznel iyi oluş seviyesinin maddi zenginliğe bağlı olup olmadığı ya da varlıklı toplumların sıklıkla sahip olduğu ve zenginlik ve refah arasında ara bağlar görevi görebilecek diğer özelliklerle şekillendirilip şekillendirilmediği henüz belirlenmemiştir.

Farklı kültürler çatışmayı nasıl çözer?

Grossmann ve diğ. kültürlerin sosyal çatışmaya yaklaşma biçimlerindeki farklılıkları ve kültürün yaşlılığa kadar insani gelişmede nasıl önemli bir faktör olmaya devam ettiğini göstermek için kanıt kullanın. Özellikle, makale Amerikan ve Japon kültürleri arasındaki bilge akıl yürütmedeki yaşlanma ile ilgili farklılıkları incelemektedir. Katılımcıların yanıtları bilgeliğin (örn. Çoklu bakış açılarının tanınması, kişisel bilginin sınırları ve uzlaşmanın önemi) Amerikalılar arasında yaşla birlikte arttığını, ancak yaşlılığın Japon katılımcılar arasında daha akıllı cevaplarla doğrudan ilişkili olmadığını ortaya koymuştur. Dahası, genç ve orta yaşlı Japon katılımcılar, grup çatışmalarını çözmek için Amerikalılardan daha yüksek puanlar gösterdi.[41] Grossmann ve diğ. Amerikalıların bireyselliği vurgulama ve çatışmayı doğrudan çözme eğiliminde olduğunu, Japonların sosyal uyumu vurguladığını ve çatışmayı daha dolaylı olarak çözdüğünü keşfetti. Japonlar kişilerarası uyumu sürdürme ve çatışmayı önleme, çatışmayı daha iyi çözme ve hayatlarının daha erken saatlerinde daha akıllılar. Amerikalılar çatışmayı yavaş yavaş deneyimliyor, bu da sonraki yıllarda çatışmanın nasıl çözüleceği ve bilgeliğin artması hakkında sürekli öğrenme ile sonuçlanıyor. Bu çalışma, farklı kültürlerin çatışmayı çözmek için farklı yöntemler kullandığı konseptini destekledi.

Üçüncü bir tarafın dahil edilmesiyle kültürler arasındaki çatışma çözümlerindeki farklılıklar da görülebilir. Bu farklılıklar, üçüncü bir tarafın katılımı ile çatışmaya bir çözüm getirmesi durumunda bulunabilir.[42] Asya ve Amerikan kültürel uygulamaları, iki kültürün üyelerinin çatışmayı ele alma biçiminde rol oynamaktadır. Koreli-Amerikalılar tarafından kullanılan bir teknik Konfüçyüsçü değerleri yansıtabilir, Amerikan tekniği ise bireysel ve kapitalist görüşleriyle tutarlı olacaktır. Amerikalılar süreçlerinde gelecekte benzer durumlar için standartlar sağlayan daha fazla yapıya sahip olacaklar. Amerikan yollarının aksine, Koreli-Amerikalılar çatışmalarını çözmede çok fazla yapıya sahip olmayacak, bir sorunu çözerken daha fazla esnekliğe sahip olacaklar. Koreli Amerikalılar için doğru yol her zaman belirlenmeyebilir, ancak genellikle birkaç olası çözümle sınırlandırılabilir.

Cinsiyet rolü, cinsiyet kimliği farklılıkları ve benzerlikleri

Williams ve Best (1990), geçerli toplumsal cinsiyet kalıpyargıları, cinsiyete bağlı öz algılamalar ve cinsiyet rolleri açısından farklı toplumlara baktılar. Yazarlar hem evrensel benzerlikler hem de 30'dan fazla ülke arasındaki ve içindeki farklılıkları bulmuşlardır.[43] Kültürlerarası Psikoloji El Kitabı aynı zamanda Cinsiyet, Cinsiyet ve Kültür konusunda iyi bir derleme içermektedir. Genel olarak ana bulgulardan biri, cinsiyet ve cinsiyet başlığı altında pan-kültürel benzerliklerin kültürel farklılıklardan daha büyük olduğu gösterilmiştir.[44] Ayrıca, kültürler arasında erkeklerin ve kadınların sosyal gruplarda birbirleriyle ilişkilerinin oldukça benzer olduğu gösterilmiştir. Cinsiyet gelişimi teorilerinin yanı sıra kültürün hem erkeklerin hem de kadınların davranışlarını nasıl etkilediğini incelemek için daha fazla çağrı yapılmıştır.

Kültürlerarası insani gelişme

Bu konu, kültürlerarası psikolojinin özel bir alanını temsil etmektedir ve bireyler ve gruplar içindeki davranış ve zihinsel süreçlerle ifade edildiği üzere, gelişimsel süreçlerdeki kültürel benzerlik ve farklılıkların ve bunların sonuçlarının incelenmesi olarak görülebilir. Bornstein (2010),[45] Gielen ve Roopnarine (2016) ve Gardiner ve Kosmitzki (2010) tarafından sunulduğu üzere, bu alandaki araştırmacılar psikolojinin çeşitli konularını ve alanlarını (ör. Teoriler ve metodoloji, sosyalleşme, aileler, cinsiyet rolleri ve toplumsal cinsiyet farklılıkları, göçün kimlik üzerindeki etkileri), dünyanın çeşitli yerlerinde insanların yaşam döngüsü boyunca insani gelişmelerini, sokak çocukları ve savaş nedeniyle travmatize olmuş ergenleri vb. inceler ve çocuklar ve yetişkinler arası küresel karşılaştırmalar yaparlar. Dünyadaki çocukların sadece% 3.4'ü ABD'de yaşadığından, birçok Amerikan ders kitabında bulunabilecek etnosentrik sunumları düzeltmek için acilen bu tür araştırmalara ihtiyaç vardır (Gielen, 2016).

Berry ve diğ. çocuk yetiştirme uygulamalarının kültürlerarası karşılaştırmalarında itaat eğitimi, sorumluluk eğitimi, terbiye eğitimi, başarı eğitimi, kendine güven ve özerklik;[46][47] gibi farklı boyutlarına atıfta bulunurlar. Ayrıca, Kültürlerarası Psikoloji El Kitabı Cilt 2, çocuk gelişimi üzerindeki kültürler arası etkiler hakkında kapsamlı bir bölüm (Charles M. Super ve Sara Harkness tarafından Çocukların Kültürel Yapılandırılması) içermektedir. Şu üç konunun araştırmalar sırasında tutarlı bir şekilde ortaya çıktıklarını gösterdiler: "kültürel ortamlar içinde ve kültürler arasında değişkenliğin en iyi nasıl kavramsallaştırılacağı, çocuğun zihninin faaliyetlerini karakterize etilmesi ve kültür ve kalkınmada metodolojik araştırmaların iyileştirilmesi".[48]

Gelecekteki gelişmeler

Kültürlerarası psikolojinin yükselişi, sosyal bilimlerde, batı yanlılığı olan belirli araştırma alanlarını arındırmaya çalışan genel bir küreselleşme sürecini yansıtmaktadır. Bu şekilde kültürlerarası psikoloji (uluslararası psikoloji ile birlikte) psikolojiyi geçmişte olduğundan daha az etnosentrik hale getirmeyi amaçlamaktadır. Kültürlerarası psikoloji, hem belirli bir içerik alanı hem de psikoloji alanını genişletmek için tasarlanmış bir metodolojik yaklaşım olarak, dünya çapında bulunan çok sayıda üniversitede öğretilmektedir.

Notlar

  1. ^ Ho, D. Y. F., & Wu, M. (2001). Introduction to cross-cultural psychology. In L. L. Adler & U. P. Gielen (Eds.), Cross-cultural topics in psychology (ss. 3–13). Westport, CT: Praeger.
  2. ^ Gielen, U. P., & Roopnarine, J. L. (Eds.). (2016). Childhood and adolescence: Cross-cultural perspectives and applications (2nd ed.). Santa Barbara, CA: Praeger.
  3. ^ Smith, Peter B., Fischer, R., Vignoles, V. L. & Bond, M. H. (Eds.). (2013). Understanding Social Psychology Across Cultures: Engaging with others in a changing world (2nd ed.). Thousand Oaks, California: Sage.
  4. ^ Vijver, Fons van de, and Kwok Leung. Methods and Data Analysis for Cross-Cultural Research. Thousand Oaks, CA: Sage, 1997
  5. ^ a b c "What is Cross Cultural Psychology". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2012. 
  6. ^ Lonner (2000). "On the growth and continuing importance of cross-cultural psychology". Eye on Psi Chi. 4 (3). ss. 22-26. 
  7. ^ Berry, J. W., & Poortinga, Y. H. (2011). Cross-cultural psychology: Research and applications (3rd ed.). Cambridge: Cambridge University Press.
  8. ^ Brislin, Lonner, & Thorndike, 1973 as cited in Berry, J. W., Poortinga, Y. H., Segall, M. H., & Dasen, P. R. (1992). Cross-cultural psychology: Research and applications. Cambridge: Cambridge University Press.
  9. ^ Jahoda, G. (1993). Crossroads between culture and mind. Cambridge, MA: Harvard University Press.
  10. ^ Wundt, W. (1900-1920). Völkerpsychologie (Comparative Psychology of Peoples), vols.1-10. Leipzig, Germany: Engelmann.
  11. ^ Triandis (1971). "Cross-Cultural Psychology". Biennial Review of Anthropology. Cilt 7. ss. 1-84. 
  12. ^ Berry (1969). "On cross-culture comparability". International Journal of Psychology. 4 (2). ss. 119-128. 
  13. ^ Triandis (1983). "Etic Plus Emic Versus Pseudoetic: A Test of a Basic Assumption of Contemporary Cross-Cultural Psychology". Journal of Cross-Cultural Psychology. 14 (4). ss. 489-500. 
  14. ^ Shinobu Kitayama; Dov Cohen (25 Haziran 2007). Handbook of Cultural Psychology (İngilizce). Guilford Press. ISBN 9781593857325. 
  15. ^ Hong (1997). "Bringing culture out in front: Effects of cultural meaning system activation on social cognition". Progress in Asian Social Psychology. Cilt 1. ss. 135-146. 
  16. ^ David Myers (16 Kasım 2009). Social Psychology (İngilizce). McGraw-Hill Humanities/Social Sciences/Languages. ISBN 9780073370668. 
  17. ^ Arie W. Kruglanski; Edward Tory Higgins (19 Nisan 2007). Social Psychology (İngilizce). Guilford Press. ISBN 9781572309180. 25 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2020. 
  18. ^ Hong (2000). "Multicultural minds: A dynamic constructivist approach to culture and cognition". American Psychologist. 55 (7). ss. 709-720. 
  19. ^ Oyserman (2009). "Connecting and separating mind-sets: Culture as situated cognition". Journal of Personality and Social Psychology. 97 (2). ss. 217-235. 
  20. ^ Kenneth D. Keith (31 Mart 2018). Culture Across the Curriculum (İngilizce). Cambridge University Press. ISBN 9781107189973. 
  21. ^ Hofstede, G. (2001). Culture's consequences: Comparing values, behaviors, institutions, and organizations across nations (2nd ed.). Thousand Oaks, CA: Sage.
  22. ^ "Chinese values and the search for culture-free dimensions of culture". Journal of Cross-Cultural Psychology. 18 (2). 1987. ss. 143-164. 
  23. ^ Minkov, Michael (2007). What makes us different and similar: A new interpretation of the World Values Survey and other cross-cultural data. Sofia, Bulgaria: Klasika y Stil Publishing House. 978-954-327-023-1
  24. ^ Hofstede, Geert, Hofstede, Gert Jan, and Minkov, Michael. (2010). Cultures and organizations: Software of the Mind (3rd ed.). New York: McGraw-Hill.
  25. ^ McSweeney (2002). "Hofstede's model of national cultural differences and their consequences: A triumph of faith – a failure of analysis". Human Relations. 55 (1). ss. 89-118. 
  26. ^ Kim, U., Triandis, H. C., Choi, S. C., Kağitçibaşi, Ç., & Yoon, G. (Eds.). (1994). Individualism and collectivism: Theory, method, and applications. Thousand Oaks, CA: Sage.
  27. ^ Fish, J. M. (1996). Culture and therapy: An integrative approach. Northvale, NJ: Jason Aronson.
  28. ^ Gielen, U. P., Draguns, J. G., & Fish, J. M. (Eds.) (2008). Principles of multicultural counseling and therapy. New York City, NY: Routledge.
  29. ^ Fish, J. M. (2011). The concept of race and psychotherapy. New York: Springer Science + Business Media.
  30. ^ Gerstein, L.H., Heppner, P. P., AEgisdottir, Leung, S.-M. A., & Norsworthy, K. L. (Eds.). (2009). International handbook of cross-cultural counseling: Cultural assumptions and practices worldwide. Los Angeles, CA: Sage.
  31. ^ Moodley, R., Gielen, U. P., & Wu, R. (Eds.). (2013). Handbook of counseling and psychotherapy in an international context. New York: Routledge.
  32. ^ Moodley, R., Lengyell, M., Wu, R., & Gielen, U. P. (Eds.). (2015). International counseling case studies handbook. Alexandria, VA: American Counseling Association.
  33. ^ Pedersen, P., Draguns J.G., Lonner W., & Trimble J. (2015). Counseling across cultures (7th ed.). Thousand Oaks, CA: Sage.
  34. ^ Pedersen, P. (1999). Hidden messages in culture-centered counseling: A Triad Training Model. Thousand Oaks, CA: Sage.
  35. ^ "Cross-cultural research on the five-factor model of personality". In W. J. Lonner, D. L. Dinnel, S. A. Hayes, & D. N. Sattler (Eds.) Online Readings in Psychology and Culture (Unit 6, Chapter 1). Center for Cross-Cultural Research, Western Washington University Bellingham, Washington USA. 7 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2012. 
  36. ^ Ekman (13 Mart 1987). "Universals and Cultural Differences in the Judgements of Facial Expressions of Emotion". Journal of Personality and Social Psychology. 53 (4). ss. 712-717. 
  37. ^ Huang (2001). "Differential judgement of static facial expressions of emotions in three cultures". Psychiatry and Clinical Neurosciences. 55 (5). ss. 479-483. 
  38. ^ Trnka (2018). "Components of cultural complexity relating to emotions: A conceptual framework". New Ideas in Psychology (İngilizce). Cilt 51. ss. 27-33. 
  39. ^ "Subjective well-being across cultures". In W. J. Lonner, D. L. Dinnel, S., Online Readings in Psychology and Culture A. Hayes, & D. N. Sattler. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2012. 
  40. ^ Diener (1995). "Factors predicting subjective well-being of nations". Journal of Personality and Social Psychology. 69 (5). ss. 851-864. 
  41. ^ Grossmann (2012). "Aging and Wisdom: Culture Matters". Psychological Science. 23 (10). ss. 1059-1066. 
  42. ^ Lieche (1992). "Comparison of the American mediation process with a Korean-American harmony restoration process". Conflict Resolution Quarterly. 9 (4). ss. 323-339. 
  43. ^ Williams, J. E., & Best, D. L. (1990). Sex and psyche: Gender and self viewed cross-culturally. Newbury Park, CA: Sage.
  44. ^ Best (1997). "Social Behavior and Applications; Sex, Gender, and Culture". Handbook of Cross-Cultural Psychology. Cilt 3. ss. 163-212. 
  45. ^ Bornstein, M.E. (Eds.). (2010). Handbook of cultural developmental science. New York: Psychology Press.
  46. ^ Berry, J. W., Poortinga, Y. H., & Pandey, J. (Eds.). (1997). Handbook of cross-cultural psychology (2nd ed., Vols. 1–3). Boston: Allyn & Bacon.
  47. ^ Berry, J. W., Poortinga, Y. H., Segall, M. H., & Dasen, P. R. (1992). Cross-cultural psychology: Research and applications. Cambridge: Cambridge University Press.
  48. ^ Super (1997). "Basic Processes and Human Development: The Cultural Structuring of Child Development". The Handbook of Cross-Cultural Psychology. Cilt 2. ss. 1-39. 

Kaynakça

  • Berry, JW, Poortinga, YH, Breugelmans, SM, Chasiotis, A. ve Sam, DL (2011). Kültürlerarası psikoloji: Araştırma ve uygulamalar (3. baskı.). New York, NY: Cambridge Üniversitesi Yayınları.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Kültürlerarası Psikoloji Dergisi[] (JCCP)
  • Kültürlerarası Araştırma (SCCR)
  • Robert T. Carter (Editör). (2005). Irk-Kültürel Psikoloji ve Danışmanlık El Kitabı. Cilt. 1-2 New Jersey: John Wiley ve Oğulları. 0-471-65625-9 ISBN   0-471-65625-9 (set).
  • Pandey, J., Sinha, D. ve Bhawal, DPS (1996). Asya'nın kültürlerarası psikolojiye katkıları. Londra, İngiltere: Adaçayı.
  • Shiraev, E. ve Levy, D. (2013). Kültürlerarası psikoloji: Eleştirel düşünme ve çağdaş uygulamalar (5. baskı.). Boston: Allyn ve Bacon.
  • Smith, PK, Fischer, R., Vignoles, VL ve Bond, MH (2013). Kültürler arası sosyal psikolojiyi anlama: Değişen bir dünyada başkalarıyla ilişki kurma (2. bs.). Bin Meşe, CA: Adaçayı.
  • Singh, R. ve Dutta, S. (2010). Irk "ve kültür: Araçlar, teknikler ve eğitimler. Profesyoneller için bir kılavuz. Londra: Karnac Sistemik Düşünme ve Uygulama Serisi.

Kültürlerarası Psikoloji Alanındaki Edebiyatın Büyük Dereceleri:[1]

  1. Lindzey ve Aronson Sosyal Psikoloji El Kitabında beş bölüm (1968'den itibaren bir tür kültürler arası araştırma metodolojisi üzerine, Tajfek 1969, algı üzerine Tajfek 1969, kültürel psikoloji üzerine DeVos ve Hippler 1969, Inkeles ve Levinson 1969 ve Etzioni 1969 uluslararası ilişkiler konusunda)
  2. Çocuk (1968) Borgatta ve Lambert Kişilik Teorisi ve Araştırmaları El Kitabı'ndaki kültür ve kişilik alanını gözden geçirmiştir
  3. Honigmann'ın (1967) kişilik ve kültür kitabı

Çevrimiçi yayınlar

Konu ile ilgili aşağıdaki yayınlar Google Kitaplar arama'da çevrimiçi olarak veya önemli bir önizlemeyle kullanıma sunulmuştur:

Dış bağlantılar

Vikiversite'de
Kültürlerarası psikoloji ile ilgili kaynaklar bulunur.

Ayrıca bakınız

  1. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; CCP isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Çiğdem Kağıtçıbaşı, Türk bilim insanı, psikolog.

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

Kültürel psikoloji, psikolojinin alt dallarından biridir. Kültür ve zihin kavramlarının ayrılamaz olduğu, bu yüzden de zihnin nasıl çalıştığına yönelik evrensel kanunların olmadığı ve bir kültürde geliştirilen psikolojik kuramların geçerliliğinin yalnızca o kültürle sınırlı olduğu varsayımlarına dayanır. Sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji gibi psikoloji dalları kültürel psikolojiyi besler ve kültürel psikoloji ile zenginleşir. Kültürel psikoloji içerisinde günümüzde en çok rağbet gören konular, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu kültürlerinin dikkat, algı, biliş ve benlik açılarından farklılıklarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel psikoloji</span> evrim teorisinin sosyal ve doğa bilimlerinde uygulanması

Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.

<span class="mw-page-title-main">Kültürleşme</span>

Kültürleşme iki farklı kültürün karşılaşmasıyla başlayan ve uyum ile sonuçlanan kültürel ve psikolojik değişim sürecidir. Söz konusu değişikliklerin gerçekleşmesi yıllar hatta kuşaklar boyu süren zaman alıcı bir süreçtir. Bireylerin bu değişiklikleri yönetmesi ise uyum (adaptation) olarak ifade edilmektedir.

Kültürel çalışmalar siyasal, kuramsal ve deneysel olarak kültür analiziyle bağlantılı bir alandır. Çatışmaları ve özellikleri tanımlayarak çağdaş kültürün siyasi dinamiklerine ve tarihi temellerine odaklanır. Kültürel çalışmalar alanındaki araştırmacılar genellikle kültürel uygulamaların daha geniş kapsamlı bir sistem olan güçle nasıl ilişkili olduğunu araştırır. Bu güç sistemi, ideoloji, sınıf yapıları, ulusal oluşumlar, etnik köken, cinsel yönelim, cinsiyet ve nesil gibi toplumsal olgularla ilişkilidir ya da bunlar aracılığıyla faaliyet gösterir. Kültürel çalışmalar kültürleri sabit, sınırlı, değişmeyen ve birbirinden bağımsız olarak görmekten ziyade onları sürekli birbirleriyle etkileşim hâlinde olan, uygulamaları ve süreçleri değiştiren birer oluşum olarak görür. Kültürel çalışmalar alanı çeşitli kuramsal, yöntemsel yaklaşımları ve uygulamaları kapsar. Kültürel çalışmalar, kültürel antropoloji ve etnik çalışmalar gibi alanlardan ayrı tutulsa da, bu alanların her ikisine de destek vermiş ve katkıda bulunmuştur.

Kişi ya da şahıs, akıl, ahlak, bilinç gibi özellikleri olan ve akrabalık, mülkiyet, yasal sorumluluk gibi kültürel temelli sosyal ilişkilere sahip insani varlıktır. Kişiliğin, yani bir varlığı kişi yapan şeyin ne olduğu kültürlere ve bağlamlara göre değişiklik gösterir.

Nöroantropoloji, kültür ve beyin arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır.

Sağlık psikolojisi bir tıbbi psikoloji altdalıdır. Sağlık, hastalık ve sağlık hizmetlerindeki psikolojik ve davranışsal süreçlerin incelenmesidir. Psikolojik, davranışsal ve kültürel faktörlerin fiziksel sağlık ve hastalığa nasıl katkıda bulunduğunu anlamakla ilgilenir. Psikolojik faktörler sağlığı doğrudan etkileyebilir. Örneğin, hipotalamik-hipofiz-adrenal ekseni etkileyen kronik olarak meydana gelen çevresel stres faktörleri kümülatif olarak sağlığa zarar verebilir. Davranışsal faktörler de bir kişinin sağlığını etkileyebilir. Örneğin, belirli davranışlar zamanla zararlı olabilir veya sağlığa iyi gelebilir. Sağlık psikologları biyopsikososyal bir yaklaşım benimser. Başka bir deyişle, sağlık psikologları sağlığı sadece biyolojik süreçlerin değil, aynı zamanda psikolojik, davranışsal ve sosyal süreçlerin ürünü olarak anlarlar.

Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.

Anormal psikoloji, zihinsel bir bozukluğu tetikleyen veya anlaşılmayabilecek alışılmadık davranış, duygu ve düşünce kalıplarını inceleyen psikolojinin bir dalıdır. Birçok davranışın anormal olduğu düşünülse de, psikolojinin bu dalı tipik olarak klinik bağlamdaki davranışlarla ilgilenir. Anormal veya aykırı kabul edilen davranışları anlama ve kontrol etme konusunda uzun bir geçmiş tarihi vardır ve alınan yaklaşımda genellikle kültürel farklılıklar vardır. Anormal psikoloji alanı, farklı koşullar için birden fazla nedeni tanımlar, genel psikoloji alanından ve başka yerlerden çeşitli teoriler kullanır ve hala çok sayıda “anormal” ile kastedilene bağlıdır. Geleneksel olarak psikolojik ve biyolojik açıklamalar arasında, zihin-beden sorununa ilişkin felsefi bir düalizmi yansıtan bir ayrım vardır. Zihinsel bozuklukları sınıflandırmaya çalışırken farklı yaklaşımlar da vardır. Anormal üç farklı kategori içerir; subnormal, olağanüstü ve paranormaldirler.

Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Emine Olcay İmamoğlu</span>

Emine Olcay İmamoğlu, Türk bilim insanı, psikolog.

Kültürel boyutlar teorisi, farklı kültürlerdeki farklılıkların o kültürlerdeki davranışları nasıl etkilediğini konu alan bir psikolojik çerçevedir. Model 1960'lar ve 1970'lerde IBM'de insan kaynaklarında çalışan Hollandalı psikolog Geert Hofstede tarafından yaratıldı. Hofstede dünyayı dolaşıp çalışanlara anketler yaptı. Bu anketlerde onlara iş ortamında oluşan sorunlara nasıl yaklaştıkları, başkalarıyla birlikte nasıl çalıştıkları ve otoriteye karşı tavırları hakkında sorular sordu. Orijinal çalışmasını 1967 ve 1973 yılları arasında yürüttü ve sonucunda kültürlerin analizi için kullanılabilecek dört boyut teklif etti; güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, erkeklik-kadınlık ve bireysellik-ortaklaşacılık. Daha sonrasında bağımsız araştırmalar ile uzun veya kısa vadeye dönüklük ve heves üzere modele iki boyut daha ekledi.

Kültürlerarası yeterlilik diğer kültürlerden insanlarla etkili ve uygun iletişime yol açan hedeflenen bilgi, beceri ve tutumları gösterme yeteneğini ifade eder.

Organizasyon(Örgüt) Sosyolojisi veya Örgütsel davranış (ÖD) : "örgütsel ortamlarda insan davranışının incelenmesi, insan davranışı ile organizasyon arasındaki arayüz ve organizasyonun kendisi"dir. ÖD araştırması en az üç şekilde kategorize edilebilir:

Çerofobi veya mutluluk korkusu olarak da adlandırılan mutluluktan kaçınma, bireylerin olumlu duygular veya mutluluk uyandıran deneyimlerden kasıtlı olarak kaçınabildikleri, mutluluğa karşı bir tutumdur.

<span class="mw-page-title-main">David Buss</span> Amerikalı psikolog

David Michael Buss, Austin'deki Texas Üniversitesi'nde eş seçiminde cinsiyete bağlı davranış farklılıklarını araştıran Amerikalı bir evrim psikoloğudur. Evrimsel psikolojinin kurucularından biri olarak kabul edilmektedir.