İçeriğe atla

Kültürel soykırım

Kültürel soykırım ya da etnosit, kültürel, ekonomik, askeri vb. diğer alanlarda, diğerlerine göre daha güçlü olan bir kültürün, bünyesinde yaşadığı insanların kültürlerinin unutulmasına yönelik yaptığı soykırım çalışmalarına verilen sıfattır. Diğer etnik dillerin yokedilmeye çalışılması, diğer etnik gruplara ait tarihi kalıntıların tahribatı, psikolojik olarak aşağılık kompleksini aşılama, tarihi saptırma gibi faaliyetler kültürel soykırımın işlevleri olarak görülebilir. Kültürel soykırımda amaç, bir milletin milli duygularını yıkmak, onları aşşağılık kompleksine sokmak, tarihi, kültürel ve sosyal iç dinamiklerini bozmak, bu doğrultuda kendi etnik grubuna katılmasını sağlamaktır. Tarihin birçok döneminde kültürel soykırım uygulamaları ile karşılaşılmıştır. Tarih sahnesinden silinen birçok etnik grubun bu tür uygulamalara maruz kaldığı düşünülmektedir.

Günümüz koşullarında iletişimin kolaylaşması, devletler ve milletlerarası gelişmişlik uçurumunun yükselmesi kültürel soykırımın işleyişini hızlandırmıştır.

Adlandırma

Bu terim, avukat Raphael Lemkin tarafından 1933'te soykırımı oluşturan bileşenlerden biri olarak önerilmiştir.[1] 2007 yılındaki Birleşmiş Milletler Yerli Hakları Beyannamesi'nde cultural genocide ile ethnocide terimleri yan yana kullanılmıştır

Örnekleri

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Soykırım</span> bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme

Soykırım, jenosit veya genosit ; ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."

<span class="mw-page-title-main">Holodomor</span> SBKP(b) önderliği ve SSCB hükümeti tarafından 1932-1933te Ukrayna halkının soykırımı, yapay kitlesel açlık örgütlenmesi

Holodomor ya da Ukrayna Kırımı, 1932-1933 arasında, o dönem Sovyetler Birliği'nde, şimdiki Ukrayna ve Rusya'nın Kuban bölgesinde suni olarak yaratılan kıtlık sebebiyle yaklaşık olarak 8 milyon insanın öldüğü olaylara verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Etnik temizlik</span> bir etnik gruba mensup insanların zorla yerinden edilmesini amaçlayan değişik siyasal politikalar

Etnik temizlik, bir etnik gruba mensup insanların zorla yerinden edilmesini amaçlayan değişik siyasal politikaları ifade eder. Genellikle, zorla göç ettirme, belirli bir nüfusun yerini değiştirme gibi uygulamaların sonucunda ortaya çıkar. Bu terim, etnosid ve jenosid ile yakından ilişkilidir.

Etnik grup veya etnisite, kendilerini diğer gruplardan ayıran ortak nitelikler temelinde birbirleriyle özdeşleşen bir grup insandır. Bu nitelikler, ikamet ettikleri alanda ortak gelenekler, soy, dil, tarih, toplum, kültür, ulus, din, fiziksel farklılıklar veya sosyal özellikleri içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Soykırım Sözleşmesi</span>

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve Ocak 1951'de yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, avukat Raphael Lemkin tarafından Simele Katliamı, Holokost ve Ermeni Kırımına atfedilen soykırım terimini yasal olarak tanımlamaktadır. Sözleşmeye taraf ülkeler, soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmakla yükümlüdürler. Sözleşmeyi şu ana dek onayan ülke sayısı 140'tır.

<span class="mw-page-title-main">Kızılderili rezervasyonu</span>

Kızılderili rezervasyonu ya da kısaca Rezervasyon, Amerika Birleşik Devletleri'nde ABD Kızılderilileri için oluşturulan kısıtlayıcı yasal yerleşim bölgelerine verilen ad. 1840'lı yıllarda oluşturuldu. Bureau of Indian Affairs adlı bölüme bağlıdır. Kanada'daki muadili ise yasal olarak Kızılderili rezervi adını alır.

Kanada Kızılderilileri, Kanada'da Eskimo İnuitler ile melez Métisler dışında kalan bütün Kanada yerlileri için kullanılan niteleme olup Kanada'da resmi olarak İlk Milletler adı kullanılır. Kanada'da Kızılderili (Indian) adı hâlâ yasal bir terim olsa da resmî olarak kullanımı günümüzde oldukça azalmıştır. Kanada Kızılderililerinin sayısı 2006 sayımına göre 698.025 kişidir. Şu an için Kanada tarafından kabul edilen 630 kabile hükûmeti yasal olarak tanınmaktadır ve bunların kabaca yarısı Ontario ile Britanya Kolumbiyası eyaletlerinde bulunmaktadır. Kanada'da yasal olarak yaşamak zorunda oldukları kısıtlayıcı yerlere Kızılderili rezervi adı verilir. Günümüzde Kanada Kızılderililerine karşı sistemik ırkçılık hâlâ uygulanmaktadır. eğitim ve öğretimleri yirminci yüzyılın ortalarına kadar ırkçı asimilasyon politikaları gereği oluşturulan Kanada Kızılderili yatılı okullarında yapılıyordu. Kızılderili Kütüğüne kayıtlı olanların hakları kayıtsız olanlara göre fazladır. Kızılderili işlerinden Kanada Kızılderili ajanı sorumludur.

<span class="mw-page-title-main">Simele Katliamı</span>

Simele Katliamı, 11 Ağustos 1933'te Irak Krallığı silahlı kuvvetleri desteğindeki Kürt ve Arap aşiretlerinin Süryanilere karşı yaptığı sistematik katliamlardır. "Simele Katliamı" terimi yalnızca Simele kasabasındaki katliamı değil, Kuzey Irak'ta Nohadra ve Nineve (Musul) illerindeki 63 Süryani köyünde yapılan katliamları belirtir. 600 ilâ 3000 Asur'un(Süryani) katledildiği bu katliam Lemkin tarafından "soykırım" (genocide) olarak nitelenir. Polonyalı avukat Raphael Lemkin tarafından ilk kez 1944'te kullanılan «soykırım» terimi, Ermeni Kırımı, Holokost ve Simele Katliamı'ndan esinlenilerek oluşturulmuştur. Avustralya'nın Sidney şehrinde 2010 yılında açılan bir anıtın plakasında “Bu anıt, 1914-1918 yılları arasında, Birinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilen Süryani katliamı ve 1933’te gerçekleştirilen Simele Katliamı kurbanları anısına dikilmiştir” biçiminde ibare yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sayisi Deneleri</span>

Sayisi Deneleri, Kanada'da çoğu Manitoba eyaletinde, birazı da Nunavut topraklarında, kuzey ormanları da denen tayganın kuzeyindeki ağaç sınırının altına kadarki geçiş bölgesi ile sınırın üstündeki tundra olmak üzere iki farklı biyomda yaşayan, Deneler etno-kültür grubundan Denesulinelerin Rengeyiği-yiyenler grubunun Doğu Rengeyiği Denesulineleri alt grubundan en doğuda yaşayan, avcı ve toplayıcı, yarı göçebe, anasoylu, anayerli, animist ya da şamanist Subarktik yerlisi Kızılderili halkı. Ana besinlerini ve geçimlerini rengeyiği (etthén) üzerine kurmuşlardır ve rengeyiklerinin Kanada'daki dört sürüsünden biri olan Qamanirjuaq sürüsünü avlarlar. Avlanma stratejisi olarak local bandlar bilateral geniş aile biçiminde regional band oluşturur. 1942 yılında 670.000 iken 1955'te 277.000 olan rengeyiği sayısının 13 yılda üçte iki azalmasının ana sebebini bölgedeki yerli halkta gören Manitoba hükûmeti tarafından 1956 yılında zorla tehcir ettirilen ve üçte birine tekabül eden 100 kişilik yetişkin bir nesli tehcir sırasında ölen Sayisi Dene kabilesinin 1956 yılında toplam nüfusu geleneksel bilgili 250-300 iken günümüzdeki nüfusu geleneksel bilgiden yoksun ancak 360 kişidir. Diğer Kanada Kızılderilileri gibi Sayisi Deneleri de yasal olarak Kızılderili rezervi adı verilen kamp benzeri toplama yerleşimlerde yaşamak zorundadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Kanada'da insan hakları</span>

Kanada'da insan hakları, 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ni imzalamasından sonra Kanada hükûmetinin bu bildirinin Kanada yasalarının bir parçası olması için çalışmaları. Kanada'da insan haklarını korumak için dört temel mekanizma bulunmaktadır: Canadian Charter of Rights and Freedoms, Kanada İnsan Hakları Yasası, Kanada İnsan Hakları Komisyonu ve Kanada'nın eyaletleri ve bölgelerindeki insan hakları yasaları ile mevzuatı.

<span class="mw-page-title-main">Kanada yerli yatılı okulları</span> Yerli çocukları asimile etmek için kurulan okullar

Kanada yerli yatılı okulları ya da Kanada Kızılderili yatılı okulları, Kanada'da Kanada İnuitleri, Kanada Kızılderilileri ve Métisler'den oluşan Kanada yerlilerine yakın zamana kadar eğitim-öğretim verilen yatılı okullar ağı. Finansmanı Kanada hükûmeti'ne bağlı Aboriginal Affairs and Northern Development Canada tarafından sağlanan bu okullar, Hristiyan kiliseleri, özellikle de Kanada Katolik Kilisesi ile Kanada Anglikan Kilisesi tarafından yönetilir. Kökeni Kanada Konfederasyonu öncesine dayansa da 1876'da Indian Act yasasının kabul edilmesinden sonra etkinleşmiştir ve yirminci yüzyıla kadar açık kalan bu okulların sonuncusu ancak 1996 yılında kapatılmıştır.

Kızılderili Soykırım Müzesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas eyaletinde Houston kentinde ABD Kızılderililerine yapılan soykırımın belgelerini toplayan müze.

<span class="mw-page-title-main">Kızılderili soykırımları</span> Kuzey Amerika, Orta Amerika, Güney Amerika ve Karayiplerdeki Kızılderili halklarının soykırımı

Kızılderili soykırımları, Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika Kıtası'na ulaşmasından sonraki beş asır boyunca Avrupalılar tarafından kıtanın yerlileri olan Kızılderililere karşı yapılan soykırımlardır.

<span class="mw-page-title-main">Yuki Soykırımı</span>

Yuki Soykırımı, Kuzeybatı Kaliforniya'da Round Valley vadisinde yaşayan Kaliforniya Kızılderililerinden avcı ve toplayıcı Yukilere karşı 1851–1910 yıllarında valilerin direktifleri doğrultusunda Beyaz Amerikalılar tarafından uygulanan Kızılderili soykırımı. 19. yüzyılın ikinci yarısında Kaliforniya'daki Avrupalı-Amerikalılar tarafından kendi özel çıkarlarını korumak ve geliştirmek için demokratik süreçleri ve mekanizmaları kullanarak yerli Kaliforniya Kızılderililerine karşı cinayet, tecavüz ve binlerce yerli Kızılderilinin köleleştirilmesi gibi araçlar kullanılarak kitlesel soykırım uygulamıştır.

Kültürel milliyetçilik, kendini sosyal bağlarla ve ortak kültürle tarif eden bir milliyetçiliktir, etnik milliyetçilik ile sivil milliyetçilik arasında orta bir konuma sahiptir. Bu nedenle milliyet, ortak ata, ırk veya etnisite kavramlarına değil, kültürel gelenekler ve ortak bir dil tarafından şekillendirilen bir ulusal kimliğe odaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Raphael Lemkin</span> Amerikalı avukat (1900 – 1959)

Raphael Lemkin, Polonya vatandaşı Aşkenazi Yahudisi avukat. Genocide yani soykırım terimini bulması ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesini hazırlamasıyla bilinir. Lewkin genocide sözcüğünü, genos ve -cide sözcüklerini birleştirerek yarattı.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa suikastı</span> 214. Osmanlı Sadrazamının uğradığı suikast

Talat Paşa suikastı, 15 Mart 1921'de eski Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terrakinin kurucularından Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni öğrenci Soğomon Tehliryan tarafından yapılan suikast sonucu öldürülmesidir. Duruşması sırasında Tehliryan, "Bir adam öldürdüm ama katil değilim" dedi ve jüri kararıyla beraat etti.

Yerli halkların soykırımı veya yerleşimci soykırımı, yerleşimci sömürgeciliği sürecinde yerli halk topluluklarının yok edilmesidir. Patrick Wolfe'a göre yerli nüfusun soykırımı özellikle yerleşimci sömürgecilik vakalarında muhtemeldir, bazı akademisyenler yerleşimci sömürgeciliğin doğası gereği soykırımcı olduğunu savunurken diğerleri soykırım teriminin geçerli olmadığını savunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Filistin Soykırımı söylemleri</span> İsrail-Filistin çatışmasının bir parçası olarak soykırım iddiaları

İsrail'in, Filistinlilere karşı soykırımı kışkırtma veya soykırım suçları işlediği söylenmektedir. Bu söylem, destekçileri tarafından İsrail'in bir "yerleşimci sömürgeciliği devleti" olarak kavramsallaştırılmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu duruşu benimseyenler, İsrail'in Filistin karşıtlığı, İslamofobi, Arap karşıtı ırkçılık ve Batı Şeria'yı ilhak etme önerisi nedenleriyle soykırım yaptığını söylemektedirler ve Nakba, Sabra ve Şatilla Katliamı, Gazze Şeridi Ablukası, 2014 Gazze Savaşı ve özellikle 2023'te başlayan Hamas–İsrail Savaşı'na atıfta bulunmaktadırlar. Uluslararası hukuk ve soykırım akademisyenleri de İsrailli yetkilileri insandışılaştırıcı bir dil kullanmakla suçlamaktadırlar.