İçeriğe atla

Kültürel mücadele (tarım)

Buğdayda vahşi sulama
Pulluk ile sürme sırasında Karabaş martılar böcekleri tüketirler
Yanmamış hayvan gübresi kullanılmamalıdır

Kültürel mücadele, tarım sürecinde zararlı canlıların meydana gelmesini önleyecek üretim sistemlerinin kullanıldığı tarımsal mücadele yöntemleridir. Tarla yeri ve tohum seçimi, ekim-dikim zamanı ve şekli, besleme, bakım, hasat ve saklama şartlarının en az zararlı ve hastalık oluşacak şekilde ayarlanmasıdır. İnsan sağlığında koruyucu hekimlik yöntemine benzemektedir.

Genel özellikleri

Tarımsal mücadele yöntemleri içerisindeki en düşük maliyetli yöntemdir. Kültürel yöntemlerle hastalık, zararlı ve yabancı otların zararlarının engellenmesini amaçlar. Bu yöntem, dayanıklı tür ve çeşit kullanımı, münavebe, ekim ve hasat dönemlerinin seçimi, sağlıklı fide ve tohum kullanımı, gençleştirme, budama, değişik toprak işleme, sıra aralarının belirlenmesi gibi önlemleri kapsamaktadır.

Tarımın tarihi gelişim seyri içinde bitki koruma süreçleri zamanla değişmiştir. Beli başlı zirai mücadele yöntemleri şunlardır:

Bu yöntemler ayrı kullanılacakları gibi Entegre mücadele adı ile birlikte de kullanılabilirler. Entegre (bütünleşik) mücadele yapılırken, kültürel, biyolojik ve biyoteknik yöntemlere öncelik verilir. Kullanılmak istenen kimyasal mücadele yöntemi de bu sitemime dahil edilmelidir. Kimyasal mücadele en son başvurulacak yöntemdir. Kültürel mücadele 1.Tarım devriminden bu yana kullanılmasına rağmen, son yıllarda göz ardı edilmektedir.[1]

Yakın zamanlarda ortaya çıkan kimyasal yöntemler hariç, uzun yıllar tüm insanlar zirai mücadelede kültürel mücadeleyi kullanmaktaydı. Bitki doğasına uygun tarzda yetiştiriliyor, insan eliyle herhangi bir canlının lehine veya aleyhine müdahale edilmiyordu. Bu yöntem her zaman için belli bir ürün kaybını göze almayı gerektirir. Kültürel mücadele insan sağlığı ve çevre üzerinde en az tehdit oluşturan bitki koruma yöntemidir.

Avantajlar ve riskler

Kültürel mücadelenin en önemli problemi işçilik maliyeti ve bilgi eksikliği, en iyi yönü doğal kaynaklar üzerinde negatif tesirinin olmamasıdır.

  • Kültürel mücadelenin faydaları kısaca şunlardır:[2]

Çevre dostudur, kalıntı yapmaz, etkisi uzun sürer, zararlının direnç geliştirmesi görülmez, kullanıcı dostudur, iyi tarım ve organik tarımda kullanılabilir, entegre mücadeleye uyumludur, basit teknoloji ve az bilgi uygulama için yeterlidir, karmaşık makinelere ihtiyaç duyulmaz. Kimyasal mücadele ürünlerinin kolay ulaşılması, kolay uygulanması ve kısa zamanda etki etmesi çiftçi davranışlarını etkilemektedir. Yukarıda faydaları sıralanan kültürel mücadelenin bazı dezavantajları ve sorunları da bulunur.

  • Kültürel mücadelenin risk ve sorunları:[2]

Emek ve bilgi gerektiren yoğun bir iştir, sezon içinde oluşan kronik sorunlara acil çözüm üretemez, arzu edilen etki geç meydana gelir, sezonluk veya tek yıllık bitkiler için zor uygulanır, epidemik zararlılara çözüm üretemez, verim kayıplarını göze almak gerekir.

Başlıca yöntemler[2]

  • İklime uyumlu bitki türü ve çeşidinin seçilmelidir: Bölge iklim şartlarına uyum sağlamış türler ve bitkiler seçilmesi bitki sağlığı tehlikesini azaltmaktadır. Uygun tür seçimi ile aşırı sıcak veya soğuk havalardan, ilkbahar ve sonbahar donlarından, yağış fazlalığı veya noksanlığı gibi tehlikelerden bitkiler korunmuş olur.
  • Toprak yapısına uygun bitki seçilmelidir: Çok yıllık bitkiler dikildikten sonra uzun zaman sabit kalacağından toprak seçimi mühimdir. Şeftali ve zeytin killi toprakta yetişmez, kestane, badem, kayısı taşlı ve kireçli toprakları severler. Toprakta derinlik az ise sert çekirdekli meyvelerin bodur türleri tercih edilmelidir.
  • Sulama imkanına uygun bitki seçilmelidir: Sağlıklı ürün için bitkinin kaliteli su ile yeterince sulanması gerekir. Tarla kurulmadan önce su bulunmalı kalitesi ve miktarı kontrol edilmelidir. Meyve bahçeleri için ağaçların 10 yaşında, en sıcak haftada tüketecekleri su göz önüne alınmalıdır. Suyun hastalık taşıyıcısı bir topraktan geçerek gelmediği bilinmelidir.
  • Uygun aralıkla bitki dikimi yapılmalıdır: Bitkileri sık dikmek, fazla ürün anlamına gelmez. Sık dikim ile güneşlenme engellenir, nem artar bu nedenle mildiyö hastalığı, beyazsinek ve yaprak biti gibi zararlılar çoğalır. Gereğinden seyrek dikmeninde, güneş yanıklığını artırmak, verimi düşürmek, rüzgar etkisini artırmak, nem kaybına neden olmak gibi zararları bulunur.
  • Uygun ekim nöbeti ve bitki karışımı seçilmelidir: Bitkilerin bazı salgıları diğer bitkiler için zararlı olabilir. Ceviz, marul, domates ve limonun büyümesini engeller. Türü aynı olan bitkiler besin rekabetine girerler. Pırasa ile soğan, beyaz lahana ile karalahana yakın dikilmemelidir. Aynı yılda benzer bitkileri bir araya dikmemek gerektiği gibi, gelecek yıllarda da aynı türler aynı alana dikilmemelidir. Aksi halde aynı besinleri kullandıklarından besin eksikliği hissedilir, hastalık ve zararlılar çoğalmaya başlar. Ekim nöbeti uygulaması sürdürülebilir tarım ve bitki sağlığı açısından en iyi kültürel mücadele yöntemidir. Birçok ülkede ve Türkiye'de şeker pancarında 4 yıllık, patateste 3 yıllık ekim nöbeti yasal zorunluluktur.
  • Ekim, dikim ve hasat yöntemlerine uyulmalıdır: Zararlı böceklerden korunmak ve sağlıklı ürün temin etmek için erken dikim yapılmamalıdır. Kimi zararlılardan korunmak için geç dikmek yararlıdır. Mısırı haziran ortası gibi geç dikmek mısır kurduna karşı koruma sağlar. Sebzelerin geç hasadı, ürünün bozulmasına zararlıların üremesine neden olur. Geç hasat edilen şalgam, havuç ve lahana üzerinde yaprak sinekleri üremektedir. Hasatta bitki üzerinde gereksiz ve büyük yaralar oluşturmak yaygın bir hatadır. Sebzeleri makasla kesmek, ağaca çıkmadan, dalı kırmadan ve toprak bulaştırmadan, yağıştan hemen önce ve sonra hasat yapmamak hastalık bulaşmasına engel olur.
  • Bitkiye uygun sulama yapılması: Sular bakteriyel ve mantari hastalıkların taşıyıcısı olduklarından bitki gövdesine teması istenmez. Vahşi sulamada su bitkiye temas etmektedir. Yağmurlama sulama meyve ağaçlarında mantari ve bakteriyel hastalıkları artırır. Fazla su bitkiyi boğar, susuz kalan bitki savunma gücünü yitirir, böcek ve örümceklerden zarar görür. Susuzluk bitkilerde gövdenin çatlaması ve yaprak dökülmesine, fazla sulama kök çürüklüğü hastalığına neden olur.
  • Gübreleme zamanı, miktarı ve şekli ayarlanmalıdır: Yanmamış hayvan gübresi kullanılmamalıdır. Hayvan gübrelerinin içinde yabani ot tohumu ve hastalık taşıyıcısı bulunur. Danaburnu, haziran böceği ve bozkurt için iyi üreme alanıdır. Azotlu gübre çok kullanılırsa yaprakbiti ve beyazsinek gibi emici zararlılar çoğalır.
  • Seyreltme ve budama yapılması: Kırık ve hastalıklı dallar ile fazla aksamım budanması güneşlenme ve havalanma açısından gereklidir. Koltuk alma özellikle sera sebzeleri için önemlidir. Gereksiz yapraklar mildiyö, beyazsinek ve yaprakbiti gibi zararlılar ile hastalıklara neden olur. Unlubit, elma iç kurdu, torbalı koşnil ve harnup güvesi bitişik meyvelere yumurta bırakırlar.
  • Toprak işleme: 3-5 yılda bir toprağın derin sürülüp, 2-3 gün bekletilmesi zararlı tohum ve böceklerin kuşlar tarafından tüketilmesini sağlar. Ürünleri çapalamak yabancı ot kontrolünde faydalıdır.
  • Tarlalarda kümes hayvanı bulundurulmalıdır. Yabani kuşlara yuva yapmaları için hoşgörü gösterilmelidir. Kanatlılar bahçelerdeki zararlılardan, süne, çekirge, danaburnu, kımıl, bozkurt ile ağaç gövde ve kök kurtları ile mücadeleye yardımcı olurlar. Yine tarla zararlıları ile beslenen yılan, baykuş, leylek, kirpi ve keklik gibi hayvanlar öldürülmemelidir.
  • Malçlama: Meyve sebzelerin kök bölgesinin plastik, kumaş saman, bitki artıkları gibi örtücüler ile kapatılması hem su kaybına, hem de yabancı ot mücadelesine katkı sağlar. Sulamada % 25-30 katkı sağlayan yöntem dikimle birlikte uygulanır. Malç örtüsü hasattan sonra kaldırılmazsa zararlı böceklere yuva olmaktadır.
  • Elle toplama: Küçük tarım alanlarında zararlı böcekler ve yabani otlar elle toplanıp imha edilebilir. Böcekler güneş doğmadan erkenden toplanmalıdır.

Kaynakça

  1. ^ BİRİŞİK, Nevzat vd. (2018). "TEORİDEN PRATİĞE KİMYASAL MÜCADELE". Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü. Erişim tarihi: 23 Mart 2020. []
  2. ^ a b c BİRİŞİK, Nevzat (2015). "Teoriden Pratiğe KÜLTÜREL MÜCADELE" (PDF). Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ziraat mühendisliği</span> bitki koruma iş alanları

Ziraat mühendisliği bitkisel üretim ve zootekni yanında süt teknolojisi, tarımsal biyoteknoloji, tarım makinaları, tarımsal enerji sistemleri, tarımsal yapılar (kültür-teknik), arazi ve su kaynakları, toprak bilimi ve bitki besleme, tarım ekonomisi, tarım ürünleri teknolojisi, bitki koruma, peyzaj mimarlığı, biyoyakıt ve biyogaz enerji üretimi alanlarında uğraş veren mühendislik dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tohum</span> Koruyucu bir dış kaplama içine alınmış embriyonik bitki

Tohum, koruyucu bir dış kaplama içine alınmış bir embriyonik bitkidir. Tohum oluşumu, açık tohumlular ve kapalı tohumlular bitkileri dahil olmak üzere tohumlu bitkilerde üreme sürecinin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yulaf</span>

Yulaf (Avena), bol nişastalı taneleri (tohumları) için yetiştirilen bir tarım bitkisi. Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan bu tahıldan insanların beslenmesinde de yararlanılır. Bir yulaf tarlası, buğday ya da arpa başaklarına benzemeyen, salkım biçimindeki dağınık başakları sayesinde öbürlerinden kolayca ayırt edilebilir. Sapçıkların ucunda bulunan başakcıkların her biri iki ya da üç tohum içerir. Dışları kılıfta örtülü olan bu tohumların ikisini birden yeniden zarsı iki yaprak kuşatır.

<span class="mw-page-title-main">Ayçiçeği</span> bitki türü

Ayçiçeği, Günebakan, Gündoğdu veya Günçiçeği, papatyagiller (Asteraceae) familyasından çekirdekleri ve yağı için yetiştirilen sarı çiçekli bir tarım bitkisidir.

<span class="mw-page-title-main">Yonca</span> bitki türü

Yonca, baklagiller (Fabaceae) familyasından uzun yıllar yaşayan, gerek yeşil ot gerekse kuru ot olarak değerlendirilebilen çok yıllık bir serin mevsim yem bitkisi türü.

<span class="mw-page-title-main">Pestisit</span> Haşereleri yok etmek için kullanılan madde

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir. Çoğu pestisit, pestleri öldürerek iş görür. Sistemik bir pestisit, bitki tarafından emildikten sonra iletim demetleriyle taşınır.

<span class="mw-page-title-main">Organik tarım</span>

Organik tarım, bitki nöbetleşmesi, yeşil gübre, kompost, "biyolojik zararlı kontrolü"nü içeren ve toprak üretkenliğini sağlamada mekanik işlemeye dayanan; sentetik gübre, pestisit, hormon, hayvan yem katkıları ve genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanımını reddeden veya sınırlayan tarım yöntemidir. Organik tarımda toprak ve su gibi doğal çevrenin tarım eliyle kirletilmesini engellemek, temiz malzeme ve teknikler kullanılarak üretilen tarım ürünleri ile insan, hayvan ve çevrenin sağlığı üzerinde olumlu katkı sağlamak amaçlanır.

<span class="mw-page-title-main">Bezelye</span> baklagiller familyasından bir bitki türü

Bezelye, baklagillerden (Fabaceae) taze, yeşil kabuğu ile taneleri ya da yalnız taneleri yenilen bir bitki türü. Ayrı taç yapraklı iki çenekli baklagiller familyasından tırmanıcı bir bitkidir. Bezelye adlı lezzetli ve çok besleyici sebzeyi ilkbaharda ve yazın verir. Gövdesi çok uzundur, bitkinin ağırlığını çekemeyecek inceliktedir. Beyaz çiçek açar. Yuvarlak tanelidir. Meyvesi bakla veya fasulyeye benzer, tohumları bir kılıf içerisinde dizilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mera</span> hayvanların otlatılması için kullanılan kısa boylu buğdaygil ve baklagil bitkileriyle kaplı arazi

Mera, otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacı ile kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır.

Bitkisel üretimi sınırlayan hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak, bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere bitki koruma ya da tarımsal mücadele denir. Tarımsal mücadele, üretimi sınırlayan unsurların belirmesi anında uygulanması gereken bir yöntem değildir. Üretimi sınırlayan unsurlar ilk aşamada doğal denge düzeyinde ise mücadele başlatmak yerine ilgili unsurların takibi yapılmalıdır. Mücadelenin başlatılacağı anı ise Ekonomik zarar eşiği ismi verilen nokta belirlemektedir. Ekonomik zarar eşiğinden evvel yapılan müdahalelerde mücadele maliyeti, zararların gerçekleştirebileceği kaybın maliyetinden daha yüksek olmaktadır. Diğer bir ifade ile Ekonomik zarar eşiği; zararın maliyeti ile mücadele maliyetinin eşit olduğu noktayı belirten bir kavramdır.

Fiziksel haşere kontrolü, böcekleri ve küçük kemirgenleri öldürerek, kaldırarak veya bitkilerinin daha fazla yok edilmesini önleyecek bariyerler kurarak yapılan bir kurtulma yöntemidir. Bu mücadele yönteminde zararlıların doğrudan toplanması, öldürülmesi ya da davranışlarının bozulması, çevrelerinin bir dereceye kadar kendileri için uygun olmayacak koşullara çevrilmesi gibi işlemler yapılır.

Bileşimlerinde bulunan kimyasal maddelerle hastalık ve zararlıları yok etmek için yapılan mücadeledir. Bu mücadelede zarar veren unsurların yok edilmesi için tarımsal ilaçlar kullanılmaktadır. Tüm mücadele yöntemleri arasında en fazla kullanılan yöntemin bazı üstün yönleri olduğu gibi sakıncaları da bulunmaktadır. Kimyasal mücadele yönteminin etkili ve doğru kullanılabilmesi için hastalık ve zararlıların, tarım ilaçlarının, ilaçlama makinelerinin, uygulama tekniklerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. İlaçlama, tarımsal alanda zararlılar ile mücadelede kullanılması gereken en son yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Bordo bulamacı</span>

Bordo bulamacı bağlarda fungusit olarak kullanılan bakır(II) sülfat ve sönmüş kireçin bir karışımıdır. Plasmopara viticola mantarının neden olduğu bağ mildiyösü bitki hastalığı başta olmak üzere özellikle bahçe, fidelik ve tarla bitkilerinde görülen mantari hastalıklara karşı kullanılır. Fransa'nın Bordeaux bölgesinde icat edilmiştir. Bir yüzyılı aşkın süredir kullanılmakta olan bu fungusit, yeraltı sularına sızmasına ve akarsuları kirletmesine rağmen hala rağbet görmekte ve kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Toprak kirliliği</span>

Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasıdır. Topraklarda meydana gelecek tüm olumsuz değişimler insan yaşamını kuvvetle etkileyecek güce sahiptir. İnsanların geçmişten gelen ve geçmişte zararları fark edilmemiş olan alışkanlıkları, bu gün toprak kirlenmesi ve bununla birlikte ortaya çıkan yer altı ve yüzey sularının kirlenmesine sebep olmaktadır. Toprak kayaçların parçalanmasıyla oluşur. Oluşumu çok uzun sürede gerçekleşen toprak insan eli ile çok kısa sürede tahrip edilir. Tarımın yapılabilmesi için temel unsur verimli tarım arazileridir yani topraktır. Daha çok ürün elde edebilmek için kullanılan gübreler, tarım ilaçları sağladıkları yararın yanı sıra toprak kirliliğinin önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Çevreye gelişigüzel atılan çöpler, evsel atıkların ve sanayi atıklarının arıtılmadan toprağa karıştırılması da toprağı kirleten etkenlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Kompost</span> gübre çeşiti

Kompost, bitkisel ve hayvansal atıkların nemli-oksijenli ortamda bozunarak dönüştüğü organik gübredir.

<span class="mw-page-title-main">Nadas</span>

Nadas, araziye bir yılda düşen yağışın, her yıl ürün almaya yetmeyecek kadar az olduğu yerlerde toprağın bir yıl boş bırakma işlemidir. Kuru tarım bölgelerinde uygulanır. Nadas işlemesi, tarla yüzeyini işleyerek bırakmaya, yapılan işleme nadas işlemesi denilir. Nadas tarlanın belli bir zaman boş bırakılması ve bu süre içinde yapılan işlemleri ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Phytophthora infestans</span>

Phytophthora infestans fungal bir hastalık etmenidir. Solanaceae familyasınadaki bitkileri etkileyen ve geç yanıklık (mildöyü) hastalığına neden olan bir canlıdır. Kromozom sayısı 11-13 arası değişen türleri bulunan bir çeşit diploid mantardır.

<span class="mw-page-title-main">Tarla tarımı</span>

Tarla tarımı, gıda, yakıt, elyaf ve arazi ıslahı için bitkiler üreten ve kullanan bilim ve teknolojidir. Tarımsal araştırma, bitki genetiği, bitki fizyolojisi, meteoroloji ve toprak bilimleri alanlarındaki çalışmaları kapsıyor. Biyoloji, kimya, ekonomi, ekoloji, yer bilimi ve genetik gibi bilimler kombinasyonunun uygulanmasıdır. Günümüzde tarımsal araştırmacılar, gıda üretmek, daha sağlıklı yemekler hazırlamak, tarımın çevresel etkilerini yönetmek ve bitkilerden enerji çıkarmak da dahil olmak üzere pek çok konuda çalışıyorlar. Çoğu zaman ekin dönüşü, sulama ve drenaj, bitki ıslahı, bitki fizyolojisi, toprak sınıflandırması, toprak verimliliği, yabancı ot kontrolü, böcek kontrolü gibi alanlarda uzmanlaşmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ekim nöbeti</span>

Ekim nöbeti (münavebe), bir tarlaya aynı ürünleri arka arkaya ekilmemesi, farklı bitkilerin bir düzen içinde birbirinin peşi sıra ekilmesini ifade eden tarım yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kuru tarım</span> sulama yapılmadan yapılan tarım türü

Kuru tarım, kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama yapılmadan yapılan tarım türüdür. Tarlaya düşen yağış ile tarım yapmak için teknikler uygulanır.