İçeriğe atla

Kültürel liberalizm

Kültürel liberalizm, liberalizmin en çok önem verdiği ilkelerden biri olan "kişinin bireysel özgürlüğe ve haklara sahip olması" düşüncesinden ortaya çıkmış düşünce biçimidir.[1]

Kültürel liberalizm, kültürel muhafazakarlığın aksine progresiftir. Kültürel liberaller kısacası liberalizmin kültürel boyutunu savunurlar. Kültürel liberaller, ahlakın değişken olduğunu savunurlar ve ahlak gerekçe gösterilerek özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkmaktadırlar. Kültürel liberaller günümüzde eşcinselliği, eşcinsel evlilikleri, kürtaj haklarını savunurlar.

Kaynakça

  1. ^ "İnsan Hakları". Birleşmiş Milletler. 1948. 16 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideolojidir. Klasik liberalizm gibi bireyci ekonomiyi, sivil ve siyasi hak ile özgürlüklerin genişlemesi bakımıyla uyuşur ancak bunlara ek olarak hükûmetin meşru rolünün yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi ekonomik ve sosyal konuları olduğunu da içeren sosyal piyasayı temel alır. Sosyal liberalizmde toplumun iyiliği bireyin özgürlüğü ile uyumlu görülür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal liberal fikirler dünyanın birçok ülkesinde benimsenmiştir. Sosyal liberal düşünceler ile partiler merkez veya merkez sol olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ülkelere göre farklı isimlendirmeler sosyal liberalizmi tarif etmektedir. Birleşik Krallık'ta yeni liberalizm, ABD'de modern liberalizm, Almanya'da sol liberalizm ve İspanyolca konuşulan ülkelerde ilerici liberalizm olarak adlandırılır.

Liberal feminizm, kadının özel alan ile sınırlı kalmasına karşı çıkarak, birey olarak kendini geliştirecek potansiyele sahip olması gerektiğini savunan ideoloji. 1970’lerde Amerika’da ortaya çıkmıştır. Liberal feminist teorinin klasik savunucusu olarak Mary Wollstonecraft kabul edilmektedir. Mary Wollstonecraft, 3 Ocak 1792’de feminist teori tarihindeki ilk önemli çalışma olan A Vindication of the Rights of Woman adlı eserini tamamlamış, bu kitap daha sonraları feminist düşünce için başat eser olmuştur. Wollstonecraft’a göre, mademki erkekler ve kadınlar aynı ahlaki ve düşünsel öze sahipler, o zaman aynı zihinsel ve tinsel eğitimi almalıdırlar. Bu noktada temel liberal feminist duruşunu ortaya koymaktadır: akıl, her insanda aynıdır. 19. yüzyıl Amerikan kadın hakları hareketinin önemli iki lideri Elisabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony, selefleri Wollstonecraft tarafından ifade edilen Aydınlanma teorisini geliştirmiştir. “Cinsler aynıdır” diyen Stanton, sonuç olarak bunların eşit haklar hak ettiklerini iddia etmiştir. Stanton'un temel liberal tezi, birey olan kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için bazı haklara sahip olmaları gerektiğidir. Susan B. Anthony ise bazı önermelerinde doğal haklar doktrini üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Liberal demokrasi</span> Siyasi ideoloji ve hükûmet biçimi

Liberal demokrasi veya Batı demokrasisi, temsilci demokratik bir hükûmet biçimi altında işleyen liberal siyasi bir ideolojinin birleşimidir. Birden fazla ayrı siyasi partinin katıldığı seçimler, hükûmetin farklı kollarına güçler ayrılığı, günlük yaşamda açık bir toplumun bir parçası olarak hukukun üstünlüğü, özel mülkiyetle piyasa ekonomisi, insan haklarının, medeni hakların, medeni özgürlüklerin ve siyasi özgürlüklerin eşit şekilde korunması gibi özelliklere sahiptir. Uygulamada sistemini tanımlamak için liberal demokrasiler genellikle hükûmetin yetkilerini belirleyen ve toplumsal sözleşmeyi güvence altına alan bir anayasaya başvururlar, bu anayasa ya kodifiye edilmiş ya da kodifiye edilmemiş olabilir. 20. yüzyılın ikinci yarısında genişleme döneminden sonra liberal demokrasi, dünyadaki yaygın bir siyasi sistem haline geldi.

Muhafazakâr liberalizm, muhafazakâr duruşun liberal değerler ve politikalarla birleştirildiği, liberal ideolojiyi temsil eden harekettir.

<span class="mw-page-title-main">Margaret Mead</span> Amerikalı antropolog (1901 – 1978)

Margaret Mead (1901-1978), Amerikalı insanbilimci.

Paleoliberalizm, liberalizmin klasik versiyonlarına sık atıf yapan liberalleri, diğer bir deyişle liberalizm iç muhafazakârlarını tanımlamak için üretilmiş, eski liberal bir sıfat. Normalde liberaller kendileri için ya sadece liberal, ya klasik liberal ya da liberteryen gibi sıfatlar kullanırlar ve düşüncelerini birçoğu felsefe tarihinin geniş kabul görmüş Adam Smith, John Locke, David Hume, John Stuart Mill gibi ahlak filozoflarına dayandırırlar. Buna karşılık, liberalleri eleştirmek isteyenler de neoliberal, ultraliberal, paleoliberal gibi alaycı sıfatlar kullanırlar. Bu tür sıfatları kullanmanın temel sebebi klasik liberallerin, kendi bulundukları çağın filozofları olduğu ve bugünkülerin arada bağ kurmaya çalışmasının eski devirde kalmak" olduğunu vurgulamaktır. "Paleo" ön eki paleolitik çağdan kalma anlamındadır, paleoliberal'in doğru çevirisi bir eski liberal anlamına gelmektedir.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

Özgürlükçü şu şekillerde kullanılabilmektedir;

Merkez sol, siyasette sol ve merkez arasındaki görüşler bütünüdür. Fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini savunmaktadır. Merkez sol siyaset, toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Siyaseten ve toplumsal olarak radikal kararlar alınabilir. Bunun yanında reformist tutumlar ile de ekonomik ve sosyal politikalar sağlanabilir. Çoğulculuk taraftarı bir görüştür, toplumun sosyal hak ve çıkarları el üstünde tutulur.

Liberal sol veya sol liberal, liberalizm etkili birbirinden ayrı ideolojileri tanımlamakta kullanılabilmektedir. Aşağıda sıralanmış anlamlara gelebilir.

Yeşil liberalizm veya doğa özgürlükçülüğü, doğaya karşı insan müdahalesine karşı çıkan, liberalizmin özgürlükçü görüşünün içerisinde doğanın da bulunması gerektiğine inanan siyasi ideolojidir. Yeşil liberaller, dünyanın kendi içinde bir doğal sisteme sahip olduğunu kabul eder ve korunması gerektiğini savunur. Yeryüzünün bozulmadan sonraki kuşağa aktarılması amacını güderler. Doğal dünya üzerinde insan türünün yarattığı zararın en aza indirilmesi ve hasarlı bölgelerin onarımını amaçlarlar. Yeşil liberaller, mutlak mülkiyet içeren hakları reddeder. Ekonomik konularda klasik liberalizm ve sosyal liberalizm arasında bir konum alırlar.

Klasik liberalizm, serbest piyasayı ve laissez-faire ekonomisini; sınırlı devleti, ekonomik özgürlüğü ve siyasi özgürlüğü vurgulayan, hukukun üstünlüğünün güvenceye aldığı sivil özgürlükleri savunan; liberalizmin bir dalı, felsefi ve politik ideolojidir. Klasik liberalizm, 19. yüzyılın başlarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'da kentleşmeye ve Sanayi Devrimi'ne bir yanıt olarak önceki yüzyılın fikirleri üzerine inşa edilmiştir.

Millî liberalizm, liberal politikaları ve meseleleri milliyetçilik unsurlarıyla birleştiren liberalizmin bir çeşididir. Ulusal veya milliyetçi liberalizm olarak da isimlendirilir.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Liberal muhafazakârlık, özel mülkiyet, serbest ekonomi girişimciliği ile halkın geleneksel, kültürel ve ahlaki değerlerini yönetime dahil eden; anayasal ve temsili hükûmeti savunan muhafazakâr bir siyasi ideolojidir.

Komüniteryenizm, birey ile toplum arasındaki bağlantıyı vurgulayan bir felsefedir. Komüniteryen felsefe bireysel özelliklerin toplum ilişkilerinin bir ürünü olduğu varsayımından türemiştir. Bu varsayıma göre bireylerin sahip olduğu kimlikler ilişki durumunda bulundukları sosyal gruplar tarafından şekillendirildiğinden komüniteryen felsefede bireylerin içinde bulundukları gruptan bağımsız anlaşılamayacağı görüşü hakimdir. Latince kökenli communis - ortak, evrensel Kelimesini kök edinen Birey ile Toplumun ortak yapı olduğunu insanın fıtratı gereği sosyal bir varlık olduğunu temel ilke edinir. Aslına bakılırsa devletsel bir yapıyı tek başına idare edecek bir ideoloji olmadığından dolayı Komünizm ve Liberalizm gibi temel ideolojilerin altında sosyal bileşen olarak kullanılır. Komüniteryenizm bir düşünce ekolü, belirgin bir siyaset felsefesi olarak 1980'ler ve 1990'larda ortaya çıkmıştır. Bu düşünce cemaatin ihtiyaçları yerine birey hak ve özgürlüklerine vurgu yaparak liberal toplumdaki kamusal kültüre zarar verdiği için liberalizmi eleştirir.

Liberteryen muhafazakârlık, sağ liberteryen politika ve muhafazakâr değerlerin birleşiminden oluşan muhafazakâr bir politik felsefe ve ideolojidir. Liberteryen muhafazakârlar için sosyal ve kültürel muhafazakârlığa ulaşılmasındaki birinci değer negatif özgürlüktür. Onlar, sosyal liberalizmin bir formunu benimsemiş Amerikan liberallerinin toplum mühendisliğini reddetmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu'nda liberalizm modernleşme çabalarıyla birlikte Avrupa'daki liberal düşünce dünyasının gelişimini takip eden dönemlerde ortaya çıktı. Sakızlı Ohannes Paşa, Mehmet Cavit Bey ve Prens Sabahattin gibi isimler bu konuda öne çıkan ilk kişiler oldu. Ohannes Paşa'nın sosyalizm karşıtlığı ve devletçi politikaları reddi ile iktisadi ve rekabetçi özgürlüğü savunması onu öne çıkan ilk Osmanlı liberalleri arasına soktu. Mehmed Cavid Bey Ulum-u İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası ekseninde liberal düşüncede ilk kıvılcımları ortaya koyarken Prens Sabahattin ise 1902 Jöntürk Kongresi ekseninde Türkiye'de merkez sağ ve merkez sol ayrımında merkez sağı temsil eder hale geldi. Ahmed Rıza Bey grubundaki Auguste Comte fikri onda le Play temelli karşıtlığı etkili kıldı, adem-i merkeziyetçi bir yapıya büründü. Bu kongre erken cumhuriyet dönemini etkiledi: Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) liberal anlayışla 13 Ağustos 1930'da Ali Fethi Okyar’la Atatürk'ün isteği üzerine kurdurulurken bunu 1950'de Adnan Menderes ile iktidara gelen Demokrat Parti takip etti. Parti milli egemenliğe dayanan muhafazakâr bir eğilime girene kadar liberal görünümdeydi.

Seküler liberalizm, özellikle seküler prensipler ve değerler ile bazen dini olmayan etik değerlerin vurgulandığı bir liberalizm biçimidir. Bu akım, din ile devletin ayrılmasını destekler. Ayrıca, seküler liberaller genellikle liberal demokrasiyi ve açık toplumu, istikrarlı ve barışçıl toplumları düzenlemek için modeller olarak savunurlar.