İçeriğe atla

Küllüoba Höyüğü

Arkeolojik Höyük
Adı:Küllüoba Höyüğü
il:Eskişehir
İlçe:Seyitgazi
Köy:Yenikent
Türü:Höyük
Tescil durumu:Tescilli[1]
Tescil No ve derece:2489 / 1
Tescil tarihi:15.11.1980
Araştırma yöntemi:Kazı

Küllüoba Höyüğü, Eskişehir İl merkezinin 35 km. güneydoğusunda, Seyitgazi İlçesi'nin 15 km. kuzeydoğusunda, Yenikent Köyü'nün 1.300 metre güneyindedir.[2] Tepe, 300 x 150 metre ölçülerinde, 10 metre yükseklikte bir tepedir. Frigya dağlık bölgesinin kuzeyinde, yukarı Sakarya ovalarının batısında yer almaktadır.[3] Ankara, Konya ve Afyon civarından gelen tüm doğal ulaşım hatları Küllüoba'nın bulunduğu bölgede birleşmektedir ve buradan batıya, Eskişehir, İznik, İnegöl ovalarına uzanır. Bu batıya giden yollar, Kuzey Ege, Güney Marmara, dolayısıyla Balkanlar'a devam eder.[4]

Kazılar

Höyükteki kazılar Eskişehir Arkeoloji Müzesi başkanlığında ve İstanbul Üniversitesi Prehistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Turan Efe bilimsel yönetiminde 1996 yılında başlatılmıştır.[2] Kazı çalışmaları İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yürütücü Sekreterliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile INSTAP (The Institute for Aegean Prehistory - Ege Prehistoryası Enstitüsü) tarafından finanse edilmektedir.[3] Kazı çalışmaları günümüze kadar devam ettirilmiştir.[5]

Tabakalanma

Höyükte, Geç Kalkolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı sonuna kadar kesintisiz yerleşme olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte üst katmanlarda Orta Kalkolitik Çağ'a ait olduğu ileri sürülen çanak çömlek buluntuları nedeniyle, yerleşme geçmişinin daha erken dönemlere uzandığı düşülmektedir. En geç tarihlere ait buluntular Erken Tunç Çağı III evreye, yani Orta Tunç Çağı'na Geçiş Dönemi'ndendir. Öte yandan yerleşmenin güney ve güneydoğusu yönündeki tarlalarda Geç Helenistik Dönem'e ait bir yerleşme saptanmıştır.[3] Höyüğün batı kesiminde tabakalanma eskiden yeniye şu şekildedir.[2]

  • 1. evre Erken Tunç Çağı II başları
  • 2. evre Erken Tunç Çağı I
  • 3. – 5. evre Geç Kalkolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı'na geçiş
  • 6. evre Geç Kalkolitik Çağ sonları

Höyüğün doğu kesiminde ise altta Erken Tunç Çağı I, üstte ise Erken Tunç Çağı II tabakalanmasından söz edilmektedir.[2]

Buluntular

Erken Tunç Çağı II evresi sonları yerleşme, etrafı bir kerpiç surla[6] çevrili yukarı şehir ve kale ile aşağı şehirden oluşmaktadır. Yukarı şehrin merkezi konumdaki meydanında megaron ve benzeri iki yapı ile saray olarak tanımlanan megaronlu, çok odalı bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır. Bu meydanı çevreleyen ve meydana bakan, radyal plandaki ve sura bitişik yapılmış konutlar, yine Eskişehir İli sınırları içinde yer alan Demircihöyük ve Tunceli'deki Pulur / Sakyol Höyük'teki gibi "Anadolu tipi yerleşim planı"nın Küllüoba yukarı şehirde de uygulanmış olduğunu göstermektedir.[2]

Erken Tunç Çağı II. evre sonuna tarihlenen megaronlu yapı kompleksinin, Batı Anadolu kökenli olabileceği, Miken Dönemi saraylarının bu plandan esinlendiği ileri sürülmektedir. Erken Tunç Çağı II evreden itibaren Batı Anadolu yerleşmeleri genişlemiş ve yukarı şehir (akropol) / aşağı şehir yapılanması şekillenmeye başlamıştır.[2] Bununla birlikte Küllüoba'da aşağı şehir / yukarı şehir farklılaşmasının Erken Tunç Çağı I. evrede oluştuğu ileri sürülmektedir. İkinci evrede ise kale kesiminde yapıların giderek anıtsal bir nitelik kazandığı belirtilmektedir. Temellerde daha büyük taşların kullanılmaya başlandığı bu evrede megaron ya da megaronsu yapıların da ortaya çıktığı görülmektedir.[7]

Erken Tunç Çağı III. evre hakkında mimari buluntular oldukça sınırlıdır. Bu dönem Küllüoba'sına ilişkin bilgilerimiz ağırlıklı olarak çanak çömlek buluntularına dayanmaktadır. Bu dönem malzemesi Troya II – III ile çağdaştır ve daha çok Troya II ile paralellik göstermektedir.[4] Küllüoba'nın unik eserleri depaslarıdır. Orta ve Batı Anadolu'nun Erken Tunç Çağı'nda içki kabı olarak kullanılan depaslar ortalama olarak 20-30 cm. uzunluğunda iken, Küllüoba depasları 40-50 cm. uzunluktadır.[8]

Değerlendirme

Kazılarda ele geçen Suriye tipi şişe, yerleşmenin Kilikya ile Troya arasındaki Erken Tunç Çağı "Büyük Kervan Yolu" üzerinde yer aldığını göstermektedir. Ele geçen diğer buluntular da Mezopotamya'dan gelen ticaret yolunun yerleşimden geçtiğini saptamasını desteklemektedir.[6]

Küllüoba yerleşmesinin 75 km. batısındaki Demircihöyük yerleşmesinden daha eskiye dayandığı öne sürülmektedir.[6]

Erken Tunç Çağı II evresi sonlarına tarihlenen ve saray olarak görülen anıtsal yapıların, yönetici bir kadronun gerçek anlamda ortaya çıkışının mimariye yansıması olarak görülmektedir ve Batı Anadolu'da ilk örnekleri bu evrede ortaya çıkmaktadır.[4]

Küllüoba, Batı Anadolu İlk Tunç Çağı kronolojisinin daha sağlıklı saptanmasına önemli katkılarda bulunduğu gibi, aynı zamanda İlk Tunç Çağının ikinci yarısında uzak bölgeler arası ortaya çıkan yoğun ticaretin ulaştığı boyutlar ve batı Anadolu ile Ege dünyasında şehirciliğin gelişimi ile ilgili yeni bir bakış açısı getirmektedir.[9]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "TAY – Yerleşme Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2012. 
  2. ^ a b c d e f "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 10 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2012. 
  3. ^ a b c Turan Efe, Küllüoba 2008 Yılı Kazı Çalışmalarına Ait Rapor 10 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 1
  4. ^ a b c Mehmet Ozan Özbudak, İlk Tunç Çağı'nda Batı Anadolu 28 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ 2012 Kazı Sezonu[]
  6. ^ a b c "une.edu". 3 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2012. 
  7. ^ "Current Archaeology In Turkey". 3 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2012. 
  8. ^ Derya Yılmaz, Erken Tunç Çağı'nda Batı ve Orta Anadolu Kültürel İlişkileri Işığında Depas ve Tankard Türü Kaplar 1 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 46
  9. ^ 28. Kazı Sonuçları Toplantısı, (2006) Cilt 1, Sh.: 86

İlgili Araştırma Makaleleri

Domuztepe Höyüğü, Osmaniye il merkezinin 35 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Günümüzde Aslantaş Barajı kıyısında yer alan höyüğü tarihöncesi yerleşim katları su altında kalmıştır.

Hassek Höyük, Şanlıurfa ili, Siverek ilçesinin bir köyü olan Yukarı Tillakin Köyü yakınlarında yer alan bir höyüktür. Fırat Nehri'nin yarattığı erozyon nedeniyle tahrip olmadan önce 350 x 150 metre boyutlarında bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Bakla Tepe Höyüğü, İzmir il merkezinin 30 km. güneyinde, Menderes (Cumaovası) ilçesinde, Tahtalı Barajı nedeniyle terk edilen Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen yakınında yer alan bir Höyüktür. Yıllardır bakla yetiştirilen bir alan olduğundan Köy'de Bakla Tepe olarak bilinmekteydi. Tarihöncesi bir yerleşimin höyükten köy altına kadar uzandığı, sapılan sondalardan anlaşılmaktadır.

Korucutepe Höyük, Elazığ İl merkezinin 30 km doğusunda yer alan bir höyüktür. Höyük, Keban Baraj Gölü altında kalmadan önce 190 metre çapında ve 16 metre yüksekliğinde bir tepeydi.

<span class="mw-page-title-main">Demircihöyük</span>

Demircihöyük, Bilecik il merkezinin yaklaşık olarak 25 km. batısında, Çukurhisar ilçesinin kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Eskişehir Ovası'nın batı kenarındaki höyük 80 metre çapında, 5 metre yüksekliktedir. Yerleşim gördüğü dönemlerde genişlik ve yüksekliğinin çok daha fazla olduğu yapılan sondajlardan anlaşılmaktadır. Buluntular Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Titriş Höyük, Şanlıurfa İl merkezinin kuş uçuşu 36 km. kuzeyinde, Karaköprü İlçesi'nin 18 km. kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Kısmen Bahçeli köyünün altına da uzanan höyük 3,3 hektarlık olup tepe, 33 hektarlık bir alana yayılmakta ve 22 metre yüksekliktedir. Höyük, Atatürk Barajı su toplama sahası dışında kalmaktadır. Titriş Höyük, tepe, teraslara yayılan aşağı şehir ve bunların oluşturduğu kent merkezinin ötesinde dış şehir olarak büyük bir yerleşmedir. Yukarı kent (akropolis) tepenin 200 x 180 metre boyutlarındaki üst kesiminde yer alır. Tepenin doğusunda ve batısındaki 300 x 180 ve 400x 200 metre boyutlarındaki teraslarda aşağı şehir yayılmaktadır. Tepenin kuzey kesiminde ise 800 x 200 metre alana yayılmış bir dış şehir bulunmaktadır. Bunlara ilaveten höyüğün yaklaşık 400 metre kuzeybatısında bir mezarlık alanı vardır. Tüm bunların dışında yerleşmenin bütünüyle dışında işlik ve mandıra tarzı, birkaç evden oluşan yapılar bulunmaktadır. Bu haliyle tamamı 43 hektar gibi o dönem için inanılması güç bir yayılma alanı oluşmaktadır.

Beşik - Yassıtepe Höyüğü, Çanakkale İl merkezinin güneydoğusunda, Yeniköy'ün yaklaşık olarak 2 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Troya'dan 7 km. mesafededir. Bu konumuyla doğal olarak Troya'nın uydu yerleşimlerinden biri olarak görülmektedir. Beşige Koyu kuzeyinde küçük bir burun üzerindedir.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

Kanlıgeçit Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 500 metre güneyinde, Haydar Dere'nin iki yanında yer alan bir höyüktür. Aşağı Pınar Höyüğü'nün 300 metre kadar batısındadır. Demiryolu ve Haydar Dere tarafından üçe bölünen höyüğün bu parçaları Kanlıgeçit Kuzey, Kanlıgeçit Doğu ve Kanlıgeçit Güney olarak adlandırılmıştır. Kanlıgeçit Kuzey nekropol alanı olup yayvan bir tepe görünümümdedir.

<span class="mw-page-title-main">Tell Tayinat</span>

Tell Tayinat Höyüğü, Hatay il merkezinin doğu – kuzeydoğusunda, Reyhanlı ilçesinin 17–18 km batısında, Asi Nehri'nin 1,5 km doğusunda yer alan bir höyüktür. Tepe, yamaçlar dahil olmak üzere 700 x 500 metre boyutlarında, 15 metre yüksekliktedir. Kazı yapılmadan önce üzerinde Tayinat Köyü bulunmakta idi.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Gözlükule Höyüğü, Mersin İl merkezinin 30 km. doğusunda Tarsus İlçesi'nin güneybatısında, günümüzde İlçe'nin bir parkı olarak kullanılan bir höyüktür. Tepe, 300 metre çapında olup 25 metre yüksekliktedir. Bir Klasik Çağ kenti olan Tarsu ya da Tarse, hem tepede hem de günümüz Tarsus İlçesi'nin altındadır. Günümüz Tarsus'unu oluşturan ilk yerleşimin, Toroslar'dan gelen bir akarsuyun kıyısında, MÖ 7. binyılda bir köy olarak kurulduğu belirtilmektedir.Höyük, Orta Anadolu'dan Akdeniz kıyılarına doğal bir geçiş olan Gülek Boğazı çıkışında, Antik Kilikya ovasında yer almaktadır. Diğer yandan Gülek Boğazı çıkışından Amik Ovası yoluyla Kuzey Suriye'ye ulaşımın da kavşağındadır.

Menekşe Çatağı Höyüğü, Tekirdağ İl merkezinin 12 km. doğusunda, Menekşe Deresi'nin her iki yanındaki Doğu ve Batı höyükleri olarak tanımlanan iki tepeden oluşan bir höyüktür. Burası Marmara Denizi kıyısındaki kayalık bir terastır. Batı höyük 100 x 30 metre boyutlarında olup 3 metre yükseklikte, Doğu höyük ise iki yükseltiden oluşmaktadır.

Aharköy Höyük, Bilecik il merkezinin güneydoğusunda, eski adı Aharköy olan Yeşilyurt Köy'nün 2 km kadar güneybatısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 100 metre çapında olup 4-5 metre yüksekliktedir. Bölgenin küçük höyüklerinden biridir. Bazı arkeolojik kaynaklarda Sarıket Mezarlığı olarak geçen Demircihöyük'ün 5 km kuzeyindedir. Doğalgaz hattı döşenmesi sırasında Höyük'ün batı kesimi kısmen tahrip edilmiştir.

Gavurtepe Höyük, Manisa İl merkezinin güneydoğusunda, Alaşehir İlçesi'nin güneybatısında, Gediz Ovası'nda Sarıkız Çayı'nın batı yakasında yer alan bir höyüktür. Yamaçları oldukça dik ve sarp bir tepedir. Bulunduğu yer olarak, hem batı kesimindeki yerleşimlerle, hem de Hitit topraklarının batı yerleşimleriyle ulaşım sağlayabilecek konumda görünmektedir. Öte yandan Gediz Vadisi üzerinden Balıkesir ve Denizli ulaşımları üzerindedir.

Maydos Kilisetepe Höyüğü, Çanakkale İli sınırları içinde, Gelibolu Yarımadası'nın Çanakkale Boğazı'na bakan tarafında, Eceabat İlçesi içinde yer alan bir höyüktür. Maydos Kale olarak da bilinmektedir. Tepe üzerinde Çanakkale Savaşı sırasında tahrip olan bir Orta Çağ kalesinin kalıntıları vardır. Tepe, 200 x 180 metre boyutlarında ve 33 metre yüksekliktedir. Günümüzde denizden yaklaşık olarak 200 metre ilçeride bulunmaktadır.

Hacılartepe Höyüğü, Bursa il merkezinin kuzeydoğusunda, Orhangazi İlçesi'nin güneyinde Örnekköy Köyü'nün yaklaşık olarak 1 km. batı-kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Ilıpınar Höyüğü'nün 750 metre güneydoğusundadır. Tepe, 150 x 4 metre boyutlarında çok küçük ve uzun bir yükseltidir.

Bozüyük Höyüğü, Bilecik ili Bozüyük İlçesi'nin yakınında, günümüzde yok olmuş bir höyüktür. Kazı sırasında çekilmiş fotoğraflara bakılarak yaklaşık olarak 13 metre yükseklikte ve 50 metre çapında küçük bir tepe olduğu anlaşılmaktadır.

Kandilli / Bahçehisar Höyüğü, Bilecik il merkezinin güney-güneydoğusunda, Kandilli Köyü'nün 4,3 km. kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Eskişehir Ovası'nın batı kesimindeki tepe, ova seviyesinden 7,5 km. yükseklikte 400 metre uzunlukta oval biçimlidir. Bu ölçüyle bölgenin en büyük höyüklerinden biridir. Kuzey kesimi daha yüksek olup yukarı kent izlenimi vermektedir. Arkeoloji yayınlarında yakınındaki köyün adıyla Kandilli olarak geçmektedir. Turan Efe ise yerleşmeyi, yerel adlandırma olan Bahçehisar adıyla vermektedir.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.