İçeriğe atla

Külhanbeyi

Külhanbeyi, (Osmanlıcaكلخان‌بكی) Osmanlı döneminde İstanbul'daki sokak serserilerine verilen ad. Hamam külhanlarında barındıkları için bu adla anılmışlardır. En saygın olanına destebaşı denirdi.

Soygun ve haraç külhanbeylerinin başlıca kazanç yollarıydı. Her külhanbeyi, kopuk takımı denen serserilerle dolaşır, bunların kaba gücünden yararlanırdı. Bunlara it alayları da denirdi. Külhanbeyi önderliğindeki it alayları ile kabadayıları başkanlığındaki tulumbacıların sokak kavgaları İstanbul'un günlük olaylarındandı.

Külhanbeyleri aralarında kendilerine özgü bir argoyla konuşurlardı. Beyoğlu fesi, siyah ceket, parçası geniş üstü dar pantolon ve yelek giyer, gömlek yakasını göğüs ayrımına kadar açık bırakır, yüksek topuklu iskarpinlerinin ökçesine basarlardı. Silah ve bıçak taşırlardı. Her külhanbeyi bir lakapla tanınırdı.[1] Seyrekbasan Osman, Raconcu Cafer, Kavanoz Mehmet gibi lakaplar, onları toplumun diğer insanlarından farklı kılardı.

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra külhanbeylerinin azgınlıkları son derece artmış, güvenlik güçleri bunlarla baş edemez olmuştu. Cumhuriyet dönemiyle birlikte toplumsal düzenlemeler de gündeme gelmiş, külhanbeyleri de 1930'lu ve 1940'lı yıllarda ortadan kalkmışlardır.[2]

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Topkapı Sarayı</span> İstanbulda bir saray

Topkapı Sarayı, İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

Albay, birçok ülkenin kara ve hava kuvvetlerinde kıta görevi alay komutanlığı olan, yarbay ve tuğgeneral arasındaki askerî rütbe. NATO kodu OF-5'tir. Rütbe bekleme süreleri 5 yıldır. 2 yılını tamamlayan ve liyakatleri en üst makamlarca onaylanan albaylara kıdemli albay denir.

Sinanüddin Fakih Yusuf Paşa, 1349-1364 döneminde Osmanlı İmparatorluğu vezirliği yapıp Orhan Gazi'nin son, I. Murad'ın ilk veziridir.

<span class="mw-page-title-main">Şair</span> şiir yazan ve yayımlayan kimse

Şair ya da ozan, şiir yazan veya söyleyen kimsedir. Şair kelimesi Arapçadan gelir; doğaüstü güçlere sahip, deli, kâhin gibi anlamlar da yüklenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karagümrük</span> Fatih, İstanbul, Türkiyede mahalle

Karagümrük İstanbul ili Fatih ilçesine bağlı tarihi bir mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Naili Paşa</span> 184. Osmanlı sadrazamı

Giritli Mustafa Naili Paşa, 1832 ile 1851 yılları arasında Girit valiliği ve Abdülmecid saltanatında 14 Mayıs 1853 - 29 Mayıs 1854 ve 6 Ağustos 1857 - 22 Ekim 1857 tarihleri arasında iki defa sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Neriman Köksal</span> Türk oyuncu ve şarkıcı

Neriman Köksal, gerçek adıyla Hatice Kökçü,, Türk oyuncu ve şarkıcı.

Argo, bir dilin parçası olmakla birlikte, toplumun belli bir çevresi tarafından kullanılan, kendine özgü sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan özel bir dildir. Argo küfür değildir fakat küfürlü argo terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Çekçek</span>

Çekçek, Uzak Doğu ülkelerinde kullanılan ve "rikşa" adı verilen, bir insan tarafından çekilen, iki tekerlekli bir taşıma aracıdır. Amerikalı bir misyoner olan Jonathan Scobie tarafından icat edildi. Scobie bu aleti ilk defa 1869'da Japonya'nın Yokohama şehrinin sokaklarında yatalak karısını taşımak için kullandı.

<span class="mw-page-title-main">Şubat Devrimi</span>

Şubat Devrimi, I. Dünya Savaşı sırasında 1917'de ortaya çıkan devrimci harekettir. Devrim, 1917'de Rusya'da gerçekleşen iki devrimden ilkiydi.

<span class="mw-page-title-main">Aba (giysi)</span>

Aba bir tür yünlü giysi. Aba giysilerde eskiden Bulgaristan şayağı kullanılırken, sonraları Feshane abası denen kalınca bir kumaş kullanılmıştır. Abalar baldır uzunluğunda, bol kesimli, iki parmak yüksekliğinde dik yakalı olup cübbeye benzer, bazısının yakasında kürk bulunurdu. Şayaktan yapılan cübbe, kukuleta, maşlah ve dikişli libadeye de aba denirdi. Kısa salta Aydın abası, daha uzun biçimi Balıkesir abası, kalınca softan yapılanı Bağdat abası olarak anılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Kanlı Kilise</span> İstanbul, Türkiyede kilise

Kanlı Kilise ya da Moğolların Azize Meryem Kilisesi ; İstanbul'da bulunan bir Ortodoks kilisesidir. İstanbul'da Osmanlı döneminde camiye çevrilmeyerek Rumların ibadetine bırakılmış Bizans döneminden kalma tek kilisedir.

Külhan hamamların altında bulunan ayrı bir bölmedir. Bu bölmede hamamı ısıtmak için büyükçe bir kazan vardır. Bu kazanın yanmasını sağlamak külhancının görevidir. Külhanın hamama açılan pencereleri vardır. Bunlara cehennemlik adı verilir. Cumhuriyet öncesi devirlerde hamam külhanlarında ana babası olmayan kimsesiz çocuklar yaşarlardı. Zaman içinde külhanlarda lonca benzeri kendine has kuralları ve ritüelleri olan bir yapılanma gelişmiştir. Bunun kökeni iyi bilinmemekle beraber İstanbul'un fethine kadar uzandığı söylenmektedir. Bu tür külhan yapılanması olan hamamlardan Gedikpaşa Hamamı öne çıkmaktadır. Bu konuda yapılmış ciddi bir araştırma yoktur. Ancak çeşitli eserlerde bu konudan anekdotal olarak bahsedilmektedir. Bu eserlerden en bilineni Ebuzziya Tevfik tarafından yazılan Yeni Osmanlılar isimli eserdir. Bu eserde Külhanbeyi Sami isimli bölümde bu konuda geniş bilgi vardır. Kayda değer diğer bir eser ise Reşat Ekrem Koçu'nun Patrona Halil isimli eseridir. Koçu'nun bahsettiği konu ile ilgili en eski belge 18. yüzyılın ilk yarısına ait olan bir kadı sicilidir. Ancak Koçu, bu sayfanın sadece kopyasının elinde olduğunu söylemektedir. Bu sicilde bir hamamdaki çalışanlar sayılırken orada barınan külhanbeylerden de bahsedilmektedir. Konu ile ilgili diğer bir eser ise Refi Cevad Ulunay'ın Sayılı Fırtınalar adlı eseridir.

<span class="mw-page-title-main">Tophane Sokağı</span>

Tophane Sokağı veya Toopkhaneh Sokağı . Bu bölge'ye Eski Tahran'da denir. Toopkhaneh sokağı, İran'ın ve dünya'nın kabul ettiği en eski sokağı'dır. 1600'lü senelerden beri bu sokak Tahran'da da çok meşhur sayıldı. Toopkhaneh Sokağı, Tahran'ın eski yüzünü gösterir. Valiasr Caddesi açılmadan önce İranlılar bu sokakta alışveriş yapardı. Toopkhaneh Sokağı, tıpkı İstanbul'da bulunan Kapalı Çarşı'yı arındırıyor. Bugünlerde, İran vatandaşları çok az sayıda bu bölgede alışveriş yapıyor.

<span class="mw-page-title-main">Cirit</span> Türk millî sporu

Cirit, at üzerinde oynanan spor dallarından biridir. At üzerindeki sporcunun ciridini rakibe karşı isabetli bir şekilde atmasını, muharebe anında kendisine ve bineğine olan hakimiyetini sağlayarak rakibine üstün gelmesini amaç edinen, kuralları olan bir spordur. Genellikle Kars, Bayburt, Ardahan, Uşak ve Erzurum'da oynanır.

16. Afife Tiyatro Ödülleri, Afife Tiyatro Ödülleri kapsamında 2012 yılında verilen, 3 özel ödül ile 15 ayrı dalda ödülden oluşan tiyatro ödülleridir. 15 daldaki adaylar ile özel ödül sahipleri 2 Nisan 2012'de açıkladı. Ödüller 30 Nisan 2012'de Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan bir törenle verildi. Törende Broadway Cabaret özel bir performans sahneledi.

Türk Hamam Müzesi; Ankara'nın Beypazarı ilçesinde bulunan bir müzedir. Gazi Üniversitesi'nde Türk kültürüne ve müzeciliğe yönelik dersler veren akademisyen Sema Demir tarafından kurulan müze, teması bakımından bu alanda Türkiye'nin ilk hamam müzesi olma özelliğini taşımaktadır. 9 Haziran 2012 tarihinde, ilçede bulunan ve 16. yüzyılda Kanunî Sultan Süleyman döneminde yaptırılmış olan Rüstem Paşa Hamamı'nda açılan müzenin temel amacı; Türk hamam kültürünü belgelemek ve sergileyerek geleceğe aktarmaktır. Bu bağlamda sadece objelerden oluşmamakta; müzede görev yapan anlatıcı ve rehberler bu geleneği çeşitli oyunlar ve canlandırmalar sergileyerek uygulamalı bir şekilde ziyaretçilere aktarmaktadır. Hamam kültürüne ait takunyalar, bakır taslar, ibrikler, peştamallar, hamamcı minderleri, havlular, keseler ve daha birçok nesne gösterime sunulurken; hamam anası, hamam babası, külhanbeyi gibi kavramlar hakkında da bilgiler verilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İttik Dede Türbesi</span> Kuzey Lefkoşada yer alan bir türbe

İttik Dede Türbesi, Yitik Dede Türbesi veya İsmail Çavuş Türbesi, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir türbedir. Selimiye Mahallesi'nde, Selimiye Meydanı'nın güney tarafında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye</span> 1826da dönemin Batı standartlarına göre kurulan Osmanlı askerî birimi

Asakir-i Mansure-i Muhammediye Osmanlı ordusu bünyesinde yer almış bir ocaktır. II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından 7 Temmuz 1826 tarihinde kurulmuştur. Ağa Hüseyin Paşa'nın komuta ettiği ocakta Koca Hüsrev Mehmed Paşa serasker olarak görev yapmıştır. Sultan Abdülmecid tarafından 14 Haziran 1843'te ordunun ismi Asâkir-i Nizâmiye-i Şâhâne olarak değiştirilmiştir. Bu tarihten itibaren ordu kısaca Nizamiye Ordusu olarak anılmaya başlanmıştır. Asakir-i Mansure-i Muhammediye, Osmanlı İmparatorluğunun son ordusudur. 1923'te saltanatın kaldırılıp cumhuriyetin ilan edilmesiyle Türk Kara Kuvvetlerine dönüşmüştür.