İçeriğe atla

Küçükçekmece Gölü

Küçükçekmece Gölü
Harita
Havza
Ülke(ler)Türkiye
Şehir(ler)İstanbul
İlçe(ler)Küçükçekmece, Avcılar
Koordinatlar41°0′20″K 28°44′49″D / 41.00556°K 28.74694°D / 41.00556; 28.74694
Genel bilgiler
Akarsu (gelen)Sazlıdere
Akarsu (giden)Marmara Denizi
Uzunluk10 km (6,2 mi)
Genişlik6 km (3,7 mi)
Yüzölçümü16 km2 (6,2 sq mi)
En derin noktası22 m (72 ft)
Yüzey rakımı0 m (0 ft)
Wikimedia Commons
Türkiye üzerinde Küçükçekmece Gölü
Küçükçekmece Gölü
Küçükçekmece Gölü (Türkiye)

Küçükçekmece Gölü, Marmara Bölgesi'nde, İstanbul'da Küçükçekmece, Avcılar, Bakırköy ve Başakşehir ilçeleri arasında yer alan göl.

İstanbul'un 15 km batısında, deniz seviyesinde yer alır. Denizden, kıyı boyunca taşınan kum ve çakılların meydana getirdiği sığ bir kıyı oku ile ayrılır. Ancak bu dil, doğu ucunda gölün ayağı olan dere ile kesintiye uğrar. Bu dere gölün fazla suyunu Marmara Denizi'ne boşaltır. Denizin kabardığı veya göl suyu azaldığı zamanlarda da deniz suyunu göle akıtır. Bu sebeple gölün suyu az çok tuzludur. Göle kuzeyden Nakkaş Deresi, Sazlıdere ve Eşkinoz suları karışır. Göl, bu derelerin birleşik aşağı çığırlarının deniz tarafından kaplanmasıyla meydana gelen bir koyun önünün tıkanması sonucu lagün halini almıştır. Göl adını köprü olmadığı zamanlarda üzerinde yer alan çekmece adı verilen elle çekilerek karşıya geçmek için kullanılan salların küçük olmasından alır.

İstanbul'un banliyö semtleri, gölün doğu kenarına kadar gelir. (Küçükçekmece, Soğuksu, Menekşe, Halkalı). Göl ağzının doğusunda (Florya) ve dil üzerinde plaj kuruluşları vardır.

2008 yılında Kocaeli Üniversitesi ve Bristol Üniversitelerinin ortak çalışmaları ile çok yeni ve önemli arkeolojik buluntular keşfedilmiştir. MS 557'deki büyük depremde yok olduğu sanılan Bathonea kentine ait olduğu düşünülen bazı kalıntılar bulunmuştur. Çalışmalar sırasında bulunan kent kalıntıları, arkeologlara buranın yazılı kaynaklarda geçen ancak yeri şimdiye kadar tespit edilemeyen “Bathonea” kenti olduğunu düşündürdü. Bölgede bulunan evlerin birçoğunun kendisine ait iskelesi olması ve çok sayıda antik çapanın bulunması da dönemi anlatan tarihçi Procopius'u doğruluyor.

Araştırmaların en heyecan verici noktası ise gölün kuzeybatısında Firuzköy kıyısındaki yarımadada deniz tabanındaki fener kalıntılarıydı. Fenerle ilgili ilk bulgu, göl içindeki sığlığın üstünde kalan iki taş bloktu. Blokların çevresinde yoğunlaşan sualtı arkeologları, duvar formları, mermer döşeme parçaları, seramik kalıntılar ve çok miktarda kiremit-tuğla parçaları buldular. Kalıntılar üzerine yapılan çizim çalışmaları iki farklı yapının temellerini ortaya çıkardı. Denize uzanan rıhtımın açığındaki fenerden alınan kalıntılar, Bothonea'nın önemli bir liman kenti olduğunu da gözler önüne serdi. İlk fener kalıntıların, bugünkü İstanbul'un yerinde Helenistik dönemde Milattan Önce 7. yüzyılda kurulan Byzantion'la aynı döneme ait olduğu sanılıyor. Büyük blok taşlardan alınan harç malzemesi, 5. yüzyılda II. Teodosios tarafından yapıldığı sanılan Bizans'ın dış surlarının harcıyla karşılaştırıldığında büyük benzerlikler bulundu.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Marmara Denizi</span> Karadeniz ve Ege Denizi arasındaki iç deniz

Marmara Denizi ya da Klasik Antik Çağ'ında Propontis, Karadeniz'i, Ege Denizi ve Akdeniz'e bağlayan bir iç denizdir. Karadeniz'e İstanbul Boğazı, Ege Denizi'ne Çanakkale Boğazı ile bağlanır. Türkiye'nin Asya ve Avrupa kısımlarını da birbirinden ayırır. Marmara Adasında bol miktarda mermer bulunması yüzünden adaya ve denize, Yunanca mermer anlamına gelen "Marmaros" denmiştir. Denizin bir diğer eski adı da '"Propontis"'tir. Türkiye'nin en büyük şehirlerinden İstanbul ve Kocaeli bu denizin kıyısında, diğer bir büyük şehri Bursa ise hızla deniz kıyısına doğru genişlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nehir</span> doğal su yolu

Nehir ya da ırmak, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Kimi durumlarda ise bir başka suya ulaşmadan yer altında kaybolduğu ya da tamamen kuruduğu da görülmektedir. Büyük akarsular nehir ya da ırmak olarak adlandırılırken daha küçükleri ise çay ve dere olarak adlandırılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Küçükçekmece</span> İstanbul ilçesi (Avrupa Yakası)

Küçükçekmece, İstanbul ilinin batısında aynı adlı gölün çevresinde kurulmuş bir ilçedir. Batısında Avcılar ve Küçükçekmece Gölü, kuzeyinde Başakşehir, doğusunda Bahçelievler ve Bağcılar, güneyinde Bakırköy ve Marmara Denizi vardır. 1. dereceden riskli deprem bölgesinde yer almaktadır. 1987 yılında, ikisi köy, 25'i mahalle olmak üzere toplam 27 yerleşim yeri Bakırköy ilçesinden ayrılarak kurulmuştur. Bugünkü sınırlarına, 1992'de Avcılar'ın, 2009'da Başakşehir'in ilçe olmasıyla kavuşmuştur. 2009 itibarıyla 21 mahalleden oluşmaktadır. İstanbul ilinin 39 ilçesi arasında yaşam kalitesi endeksi sıralamasında 12. sıradadır. Marmara Denizi ve adını verdiği Küçükçekmece Gölü'ne kıyısı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Knidos</span> Muğlanın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşim

Knidos, Muğla'nın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Fokaia</span>

Fokaia, İzmir'in Foça ilçesinin Antik Çağ'da ve Bizans Dönemi'ndeki adı. On iki İon kentinden biridir. Önceleri kentin kuruluşu MÖ 11. yüzyıl Aiol'ler tarafından gerçekleştiği, MÖ 9. yüzyılda ise kentin İon tarafına geçtiği düşünülüyordu. Fakat yapılan son araştırmalar kentin kuruluş tarihini MÖ 2000'e kadar geri götürüyor.

<span class="mw-page-title-main">Stratonikeia (Muğla)</span>

Stratonikeia, Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan, Karya ve Roma dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Daskileion</span> Türkiyede arkeolojik bir yerleşim

Dascylium, Dascyleium, Dascylus ya da Daskyleion olarak da yazılır. Güney Marmara'da günümüz Balıkesir, Bandırma, Ergili mahallesi sınırları içinde, antik dönemde Misya olarak anılan bölgede yer alan bir antik kenttir.

<span class="mw-page-title-main">Gölyazı, Nilüfer</span> Nilüferde bir köy

Gölyazı,, Bursa ilinin Nilüfer ilçesine bağlı bir mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Deniz feneri</span> geceleri deniz taşıtlarına yol gösteren, tepesinde güçlü bir ışık kaynağı olan aydınlatma aracı

Deniz feneri, çeşitli ışık yayıcı sistemler vasıtasıyla, gemilere rehberlik etmek amacıyla kıyılarda yapılan bina türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Fosil</span> Geçmiş bir jeolojik çağa ait organizmaların korunmuş kalıntıları veya izleri

Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antioheia (Pisidya)</span>

Antakya, Pisidya, Türkiye'nin Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği noktadaki Göller Yöresi'nde, tarihi Pisidya ve Frigya'nın sınırında bulunan antik kenttir. Pisidya Antakyası olarak da bilinir. Isparta ilinin modern ilçesi Yalvaç'ın kuzey şeridinde 1 km'lik bir alanı kapsar. Kent, kuzeyindeki 1236 metrelik en yüksek noktası ile bir vadi görünümündedir.

<span class="mw-page-title-main">Bayrampaşa Deresi</span>

Bayrampaşa Deresi ya da Yenibahçe Deresi, İstanbul'da bulunan ancak günümüzde kurumuş durumda bulunan bir akarsudur. Bayrampaşa Deresi, İstanbul'da Suriçi'nden geçen tek suydu. Edirnekapı'yla Topkapı arasından kentin içine giriyordu. Suyun kente güvenli biçimde girebilmesi için, tam giriş noktasına bir gözcü kulesi bulunuyordu. Günümüzde bu kulenin olduğu yer Sulukule olarak anılmaktadır. Akarsu, Fatih ilçesinin Langa semtinde Marmara Denizi'ne dökülüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Arkeolojik sit</span> Geçmişin kalıntılarının korunduğu yer

Arkeolojik sit, geçmişten bugüne izler taşıyan ve arkeolojinin ilgi alanına giren yer ya da yerlerin genel adı. Arkeolojik sit alanları, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre "İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanları" olarak tanımlanır. Bunun yanında; 'sitin' tanımı, çalışmaya konu olan döneme ve arkeologun kuramsal yaklaşımına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kizikos</span> Türkiyenin Balıkesir ili sınırları içinde, Kapıdağ Yarımadasının güneyinde yer alan Mysia antik kenti

Kizikos, günümüz Erdek ilçesi yakınlarında, Marmara Denizi kıyısındaki Misya antik kentidir. Aslen Marmara Denizi'nde bir ada olduğu söylenen ve eskiden anakaraya ya yapay yollarla bağlanan klasik dönemde Arctonnesus adıyla anılan bugünkü Kapıdağ Yarımadası'nın güney kıyı tarafında bulunuyordu.

Bathonea, uzun süredir kayıp olan bir Antik Yunan ve Bizans yerleşimi. İstanbul ilinin Avcılar ilçesinde, Küçükçekmece Gölü'nün kuzeybatısında yer alır.

Kıyı çizgisi Resmî Gazete’de yayınlanan Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne göre; Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik durumlara göre değişen doğal çizgi.

<span class="mw-page-title-main">Bukoleon Sarayı</span> saray

Bukoleon Sarayı ya da Latince Bucoleon Konstantinopolis'te Bizans sarayı.

<span class="mw-page-title-main">Miletopolis</span>

Miletopolis veya Miletoupolis (Μιλητούπολις) Antik Mysia bölgesinin kuzeyinde, Macestus ve Rhyndacus nehirlerinin birleştiği noktada kurulmuş bir şehir. Adını şehrin batısından geçen günümüzde Simav Çayı olarak bilinen Macestus Nehri'nden alır.

Apollonia Ad Rhyndacum, antik dönemde Yunan mitolojisi tanrısı Apollon'a adanmış ve Apollonia adı verilmiş Yunan kentlerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Küçükçekmece Köprüsü</span> tarihî köprü

Küçükçekmece Köprüsü, İstanbul ilinin Küçükçekmece ilçesi Fatih mahallesinde Küçükçekmece Gölü'nün Marmara Denizi ile buluştuğu yerde, Osmanlı dönemine ait 16. yüzyılda inşa edilen bir ait tarihi köprüdür. Büyükçekmece Köprüsü ile kıyaslandığında kaynaklarda "Ponte Piccolo" olarak da adlandırılır. I. Dünya Savaşı sırasında ekleme yapıldığı ve köprü eğiminin düzleştirildiği bilinmektedir. Bu haliyle orijinal mimari yapısını kaybetmiştir.