Kölelik, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması. Başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye köle, memlûk veya kul; köle sahibine ise efendi veya mevla denir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Köle edinilen ana kaynaklar Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya'daki savaşlar, siyasi olarak organize edilmiş köleleştirme seferleri ve Afrika'dan getirilen siyahilerin satıldığı köle ticaretiydi. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve siyasi merkezi olan İstanbul'da, 16. ve 17. yüzyıl nüfusunun yaklaşık beşte biri kölelerden oluşuyordu. Bu yüzyılların gümrük istatistikleri, İstanbul'un Karadeniz'den yaptığı ilave köle ithalatının 1453'ten 1700'e kadar toplam 2,5 milyon civarında olabileceğini gösteriyor.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü, Anadolu topraklarının bir bölümü üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilâfete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; millî hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar Millî Mücadele’nin neticelenmesini geciktirmiştir.
Demerara Ayaklanması 1823 yılında Britanyalı kolonistlere karşı yapılmış yerli ayaklanması.
Haiti Devrimi (1791–1804) Batı yarımküredeki en başarılı Afrikalı köle ayaklanmasıdır. Devrim sonucunda Haiti siyahlar tarafından yönetilen tarihteki ilk cumhuriyet olmuştur. Devrim sırasında Haiti'nin adı Saint-Domingue idi ve bir Fransız kolonisiydi. Devrim sürecinde Afrika kökenli halk kendisini Fransız egemenliğinden ve köleliğin boyunduruğundan kurtarmıştır. Kölelik dönemi sırasında yüzlerce köle isyanı olmuş olmasına rağmen bulunduğu ülkeyi tamamen özgürleştiren tek başarılı isyan Haiti Devrimidir.
Toplum biliminde ve diğer sosyal bilimlerde, toplumsal tabakalaşma kavramı hiyerarşik bir düzene ve toplum içerisindeki güç ve refahın bölümlenmesine, bireylerin bu bölümlenmedeki konumlarına atıfta bulunur. Kavram, sosyo-ekonomik bir içerik taşıyan sınıf kavramıyla ilişkilidir ve ekonomik, toplumsal, siyasi ve ideolojik eşitsizlikler ya da farklılıklar temelindeki sosyo-ekonomik koşulların farklı görüngüleri üzerine kuruludur.
François-Dominique Toussaint L'Ouverture Haiti Devriminde yer almış Haitili devrimci önder ve yönetici. Fransız sömürgesi olan Saint-Domingue'de köle olarak doğar. Adadaki Fransız sömürgecilere karşı siyahi kölelerin ayaklanmasına önderlik ederek başarı kazanır. Ülkede köleliği kaldırır, Fransız yönetimini adadan kovar ve Haiti’nin bağımsızlığını ilan eder. Hispanyola adasının diğer kısmındaki İngiltere hakimiyetindeki Santo Domingo’yu da ele geçirerek buradaki köleleri de özgürlüklerine kavuşturur. Haiti tarihindeki ilk anayasayı yazar.
İslam'da kölelik, tarih boyunca birbirinden farklı şekillerde ve görüşlerde ele alınmış bir konudur.
Üçüncü Köle Savaşı, Gladyatör Savaşı veya Spartaküs Savaşı olarak da bilinen savaştır. Roma Cumhuriyeti'ne karşı başarısız olmuş en önemli ve ilk köle ayaklanmasıdır.
Helotlar Sparta'nın egemenliği altındaki Lakonia ve Messinia bölgelerindeki halkın çoğunluğunu oluşturan özgür olmayan kesimdir. Antik dönemdeki tam durumları tartışmalıdır. Critias'a göre köle, Pollux'a göre köleyle özgür insan arasında bir konumdadırlar. Toprağa bağlı olan helotlar ekonomik alanda Sparta vatandaşlarını destekler konumdaydılar. Sparta hakimiyetindeki bölgelerde çok kötü davranılan Helotlar dönemsel olarak toplu şekilde cezalandırılmış, işkence edilmiş hatta cezai yaptırım olmadan öldürülmüşlerdir.
Sparta hegemonyası, Antik Yunan'da en büyük kara gücünü oluşturmuş olan Sparta kentinin hakimiyetindeki dönemi anlatır. Klasik dönemde Sparta Peloponez bölgesini denetimi altında tutmuş, yönetmiş ve etkilemiştir. Atina ve müttefiklerinin MÖ 431 - MÖ 404 yılları arasında yapılan Peloponez Savaşı'nda Sparta'ya yenilmelerinin ardından Antik Yunan dünyası MÖ 404 - MÖ 371 döneminde Sparta hakimiyetine girmiştir. Spartalılar düşmanlarına bilgi vermemek amacıyla içişlerine dair kayıt tutulmasına engel olmuştur. Sparta'ya dair tarih yazılarının hepsi Spartalı olmayan Ksenofon, Herodot, Plutarkhos ve Tukididis gibi tarihçiler tarafından yazılmıştır. Bu yüzden Sparta siyasi altyapısının işleyişine dair anlayış geliştirilmesinde sorun yaratmaktadır.
Sparta anayasası veya Politeia, Dor şehir devleti olan Sparta'nın MÖ 8. yüzyıldaki efsanevi yasa koyucusu Lycurgus döneminden Sparta'nın MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu'na dahil edilmesine kadar geçen süre zarfındaki yönetim ve kanun esaslarını kapsar. Bu dönemde Antik Yunan şehirlerinin hepsinin egemen olduğu ve kendi yönetim şekillerine sahip olmasına rağmen Sparta'nın anayasası çok katmanlı toplumsal yapısı ve güçlü askeri örgütlenme yapısıyla özgün yapısıyla dikkat çekmiştir.
Antik Roma'da kölelik toplum ve ekonomide önemli bir rol oynardı. El işçiliğinden ayrıca, köleler çok sayıda ailevi hizmetleri gerçekleştirirdi ve çok yetenekli iş ve mesleklerde istihdam olabilirlerdi. Öğretmenler, muhasebeciler, doktorlar genellikle kölelerdi. Özellikle Yunan köleler yüksek eğitimli olabilirlerdi. Vasıfsız köle ya da ceza olarak köleliğe mahkûm olanlar, madenlerde, değirmenlerde ve çiftliklerde çalışırlardı. Onların yaşam koşulları acımasız ve hayatları öteki kölelerden daha kısaydı.
Senetli kölelik, özellikle gençlerin Yeni Dünya'ya geçiş karşılığında belirli bir süre, bir işveren için çalışmak zorunda olduğu çalışma rejimiydi. Başta Kuzey Amerika olmak üzere 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu sömürgelerinde çok yaygındı. Britanya ve Almanya'daki yoksul gençler için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Belirli bir süre zorunlu çalışmanın ardından kişi istediği yerde çalışma hakkını kazanabiliyordu. İşyeri sahibi patron gençleri geldikleri gemi kaptanından satın almaktaydı. Gelişen imalat sanayisinin yanı sıra çiftliklerde yoğun bir işgücü talebi bulunmaktaydı. Her iki taraf da sözleşmenin şartlarını yerini getirmekle mesuldü, bu konuda Amerikan mahkemeleri yetkiliydi. İşyerinden kaçanlar yakalanıp geri getirilirdi. 17 ve 18. yüzyılda Amerikan sömürgelerine gelen beyazların neredeyse yarısı bu şekilde senetli köleydi. İngiltere ve Fransa çocuk yaşta yoksul gençleri kaçırıp Karayipler'de senetli köle olarak satan suç örgütleri mevcuttu, sözleşmeleri alınıp satılarak sürekli el değiştiren bu çocukların bazıları özgürlüklerine hiç kavuşamazdı.
Bu listede tarih boyunca gerçekleşmiş devrimler ve isyanlar yer almaktadır.
Beyaz kölelik teknik açıdan bir kadını iğfal etmeyi ve başka bir ülkede veya bölgede cinsel köle yapmak için kullanmayı ifade eder. Birleşik Devletler'de seks ticareti ile mücadele etmek için 1910'da ABD Kongresi Beyaz Köle Trafik Yasası'nı kabul etti; bu durum, kadınları "fahişelik veya istismar amacıyla veya diğer ahlaki olmayan amaçlarla" devlet sınırları boyunca nakletmeyi ağır bir suç olarak kabul etti. 1920'lerde göçmenlerin yasaklanmasının ardından insan kaçakçılığı 1990'lı yıllara kadar önemli bir mesele olarak değerlendirilmedi.
Kölelik tarihsel olarak Afrika'da yaygındı ve Modern Afrika'da kölelik hala bazı Afrika ülkelerinde devam etmektedir.
Aniket İsyanı, Kolhis ve Pontus'da MS 69 yılında bastırılmış Roma karşıtı isyandır. İsyana dair bilgiler Tacitus'un "Tarih" eserinde kaydedilmiştir.
Jamaika maronları Büyük Britanya Krallığı'na bağlı Jamaika Kolonisi'nde Afrika'dan köle olarak getirildikten sonra kaçarak özgürlüklerini kazanan ve adanın dağlık bölgelerinde yaşayan topluluğu anlatır.
Nat Turner köle ayaklanması Ağustos 1831'de Southampton County Virginia'daki kölelerin başlattığı silahlı ayaklanmadır. Nat Turner önderliğindeki köleler 55 ila 65 beyazı öldürmüştür. ABD tarihindeki en kanlı köle ayaklanması olarak bilinir. Ayaklanma iki üç gün içinde bastırılmış ancak Turner'ın yakalanması bir ayı bulmuştur. Olayların ardından beyazlar tarafından siyahilere karşı yoğun katliam ve linç gerçekleştirilmiş, en az 120 kişi öldürülmüştür. Yakalanan Turner ile beraber 56 siyahi yargılanmış ve çoğu olaylara karışmamış olan sanıkların tamamı idam edilmiştir. Turner eğitim görmüş bir din adamı olduğu için siyahilerin eğitilmesine veya kendi aralarında dini toplantılar yapması yasaklanmıştır.