İçeriğe atla

Kök hücre tedavisi

Kök hücre tedavisi, bir hastalık veya durumu tedavi etmek veya önlemek için kök hücrelerin kullanıldığı bir yöntemdir.[1]

Kemik iliği nakli en yaygın kullanılan kök hücre tedavisidir, ancak göbek kordonu kanından elde edilen bazı tedaviler de kullanılmaktadır.[2]

2016 yılında Gürcistan'lı bir çocuğun otizm spektrum bozukluğu rahatsızlığı kendi kordon kanı kök hücreleri kullanılarak tedavi edilmiştir.[3]

Kemik iliği mezenkimal kök hücrelerin derişimi yaş ile katlanarak hızla azalmaktadır.[4]

Kaynakça

  1. ^ Mahla RS (2016). "Stem cells application in regenerative medicine and disease threpeutics". International Journal of Cell Biology. 2016 (7). ss. 1-24. doi:10.1155/2016/6940283. PMC 4969512 $2. PMID 27516776. 
  2. ^ Rosemann A (Dec 2014). "Why regenerative stem cell medicine progresses slower than expected". J Cell Biochem. 115 (12). ss. 2073-76. doi:10.1002/jcb.24894. PMID 25079695. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2019. 
  4. ^ Caplan Al (2007), Adult Mesenchymal Stem Cells for Tissue Engineering Versus Regenerative Medicine

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Alyuvar</span>

Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, en yaygın kan hücresi türüdür. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır.

Hematoloji ya da kan bilimi. Tıbbın kan hastalıkları ile ilgili dalına verilen isim.

<span class="mw-page-title-main">Kök hücre</span> İnsan vücudunu oluşturan, sınırsız bölünme, her türlü vücut hücresine dönüşme ve yeni görevler üstlenme imkânına sahip ana hücre

Kök hücre, mitoz bölünmeyle özelleşmiş hücre tiplerine farklılaşabilen ve daha fazla kök hücre üretmek için kendini yenileme yeteneğine sahip olan, bütün çok hücreli canlıların doku ve organlarını oluşturan ana hücre türleridir.

Pluripotent, gelişen bir embriyo'nun erken safhalarında var olan, canlıyı oluşturan özelleşmiş tüm hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğindeki henüz farklılaşmamış hücreler için kullanılan bir tanımlama.

<span class="mw-page-title-main">Lenfatik sistem</span> lenf damarları ve lenfatik organlar ile lenfodik dokudan oluşan bir organ sistemi

Lenfatik sistem veya lenfoid sistem, omurgalılarda dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi'nin bir parçası olan bir organ sistemi'dir. Geniş bir lenf ağından, lenfatik damarlardan, lenf düğümlerinden, lenfatik veya lenfoid organlardan ve lenfoid dokulardan oluşur. Damarlar lenf adlı berrak bir sıvıyı kalbe doğru taşır.

<span class="mw-page-title-main">Hücre iskeleti</span> Hücrelerin iç iskeletini oluşturan ipliksi protein ağı

Hücre iskeleti, bakteriler haricinde tüm hücrelerin sitoplazmasında bulunan, hücre çekirdeğinden hücre zarına uzanan ve protein filamentlerinin birbirine bağlayan kompleks ve dinamik bir ağıdır. Farklı organizmaların hücre iskeleti sistemleri benzer proteinlerden oluşur. Ökaryotlarda hücre iskeleti matrisi, hücrenin gereksinimlerine bağlı olarak hızlı büyüme veya küçülme yeteneğine sahip üç ana proteinden oluşan dinamik bir yapıdır.

İndüklenmiş pluripotent kök hücre, pluripotent olmayan bir hücreden, bazı genleri üretmesi sağlanarak veya dışarıdan faktörler verilerek, farklılaşmanın tersine çevrilmesi sonucu elde edilen hücre.

<span class="mw-page-title-main">Phillip Allen Sharp</span> Amerikalı biyolog

Phillip Allen Sharp, Amerikan genetikçi ve moleküler biyolog. RNA bağlanmasının kaşiflerinden biridir. Richard J. Roberts ile birlikte ökaryot hücrelerinin DNA dizelerindeki genlerin bitişik sırada olmadığını, aralarda intron denilen okunmayan ve protein sentezine katılmayan bölümlerin olduğunu keşfettiler. Bu sayede mRNA'lar aynı DNA dizesinden bu bölümleri farklı şekilde silmeleri ile farklı proteinleri kodlayabilmektedir. İkili bu keşifleri ile 1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Dendritik hücre</span>

Dendritik hücreler memelilerin bağışıklık sistemini oluşturan immün hücrelerden biridir. Bu hücrelerin ana işlevi antijenleri işlemek ve immün sistemin diğer hücrelerine yüzeyinden sunmaktır. Diğer bir deyişle dendritik hücreler antijen sunan hücre görevi görürler. Doğuştan bağışıklık sistemi ve adaptif immün sistem arasında haberci olarak hareket ederler.

<span class="mw-page-title-main">Tümörü infiltre eden lenfositler</span>

Tümörü infiltre eden lenfositler veya tümöre infiltre lenfositler(İngilizce: tumor-infiltrating lymphocytes), urun içine göçmüş ve kan dolaşımından ayrılmış akyuvarlardır. Bunlardan en çok bulunanı T hücreleri olup değişken oranlarda tek çekirdekli bağışık hücreleri, değişik türdeki karışık hücreler(T hücreleri, B hücreleri, doğal öldürücü hücreler, makrofajlar) de bunların içerisindedir.

<span class="mw-page-title-main">Kemik iyileşmesi</span> iyileşme süreci

Kemik iyileşmesi veya kırık iyileşmesi, vücudun bir kemik kırığının onarımını kolaylaştırdığı proliferatif bir fizyolojik süreçtir.

<span class="mw-page-title-main">Purkinje hücreleri</span>

Purkinje hücreleri ya da Purkinje nöronları beyincikte yer alan bir sınıf Gabaerjik nöronlar. Çek anatomist Jan Evangelista Purkyně'nin 1839 yılındaki keşfi sayesinde kaşifinin ismini almıştır.

Otolog kök hücre nakli veya otolog kök hücre transplantasyonu kök hücrelerin otolog naklidir, yani kök hücrelerin, bir bireyden çıkarılıp depolanıp daha sonra bunların aynı bireye geri verilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Bellek B hücresi</span>

Bellek B hücreleri, özel bir B hücresi türü. Bellek B hücreleri ilk bağışıklık yanıtında karşılaşılan antijenlere özel olarak oluşurlar ve uzun süre canlı kalırlar. Bu hücreler ilgili oldukları antijenin tekrar görülmesi hâlinde hızlı yanıt verebilirler.

Merkel hücreleri, aynı zamanda Merkel-Ranvier hücreleri ya da taktil epitel hücreleri omurgalıların derilerinde bulunan ve hafif temas hissi için gerekli, oval biçimli mekanoreseptörlerdir. İnsanların parmak uçları gibi oldukça hassas deride yoğun olarak bulunurlar ve somatosensoriyel getirici sinirlerle sinaptik bağlantı kurarlar. Yaygın olmasa da bu hücreler habis hâle dönüşerek agresif ve tedavisi zor bir deri kanseri türü olan Merkel hücre karsinoması oluşturabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Osteokalsin</span>

Osteokalsin, başka bir adla kemik gama-karboksiglutamik asit içeren protein (BGLAP), kemik ve dentinde bulunan ve ilk olarak civciv kemiğinde kalsiyum bağlayıcı protein olarak tanımlanan küçük (49-amino-asit) kollajenöz olmayan protein yapılı bir hormonudur.

<span class="mw-page-title-main">Rejeneratif tıp</span>

Rejeneratif tıp, "normal işlevi eski haline getirmek veya kurmak için insan veya hayvan hücrelerini, dokularını veya organlarını değiştirme, mühendislik veya yenileme süreci" ile ilgilenir. Bu alan, vücudun kendi onarım mekanizmalarını uyararak, daha önce onarılamayan dokuları veya organları işlevsel olarak iyileştirmek için hasarlı doku ve organların mühendisliğini vadeder. Rejeneratif tıp aynı zamanda laboratuvarda doku ve organların büyütülmesi ve vücudun kendini iyileştiremediği durumlarda implante edilmesi olasılığını da içerir. Rejenere bir organ için hücre kaynağı hastanın kendi doku veya hücrelerinden elde edildiğinde, immünolojik uyumsuzluk yoluyla organ nakli reddi zorluğu ortadan kalkar. Bu yaklaşım, bağış için uygun olan organların kıtlığı sorununu hafifletebilir.

Sitofosfamid, diğer isimleri arasında sitofosfan olarak da bilinir, kemoterapi olarak ve bağışıklık sistemini baskılamak için kullanılan bir ilaçtır. Kemoterapi olarak lenfoma, multipl miyelom, lösemi, yumurtalık kanseri, meme kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri, nöroblastom ve sarkom tedavisinde kullanılır. Bir bağışıklık baskılayıcı olarak, diğer koşulların yanı sıra nefrotik sendrom, polianjiitli granülomatoz ve organ naklini takiben kullanılır. Ağız yoluyla veya damar içine enjeksiyon yoluyla alınır.

Berlin Hastası, 1998 yılında HIV tedavileri kesildikten sonra HIV viral yükünde uzun süreli "tedavi sonrası kontrol" sergilediği açıklanan Berlin, Almanya'dan kimliği bilinmeyen bir kişidir.

<i>CD82</i> (gen)

CD82 veya KAI1, insanların 11. kromozomunda yer alan CD82 geni tarafından kodlanan bir proteindir.