İçeriğe atla

Köşe yazısı

Köşe yazısı veya fıkra; bir yazarın ve köşe yazarı'nın herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden anlattığı gazete ve dergilerde yayımlanan kısa fikir yazılarının genel adıdır. Fıkralar, gazete ve dergilerin belli sütun veya köşelerinde yayımlanır. Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.

Fıkraların amacı, siyasi, kültürel, ekonomik, toplumsal vb. konuları çok defa eleştirel bir bakış açısıyla anlatarak kamuoyunu yönlendirmektir. Fıkralarda kesin olmaktan ziyade güzel, hoş sonuçlara varmaya; canlı, ilgi çekici olmaya özen gösterilmelidir. Yazar kendi duygu ve düşüncelerini en başarılı şekilde yansıtarak okuyucu ile arasında sıkı bir bağ kurar.

Özellikleri

  • Gerçek olaylar veya düşüncelerle ilgili konular işlenir.
  • Düşünce ön plandadır.
  • Konular çok değişik açılardan ele alınmadan, ayrıntılara inilmeden işlenir.
  • Yazılanlara okuyucuyu inandırma zorunluluğu yoktur.
  • Yazılanlar okuyucunun ilgisini çekmelidir.
  • Açık, sade ve akıcı bir dil kullanılmalıdır.
  • Konular okuyucuda merak uyandırmalı, aynı zamanda da eğitici ve bilgilendirici olmalıdır.
  • Genellikle kısa ve öz bir dille yazılırlar

Türk edebiyatında fıkra

Tanzimat Dönemi'nde ilk gazetelerin yayımlanmasıyla Türk edebiyatının ilk fıkraları da yazılmaya başlanır. 20.yüzyıla kadar makale, sohbet ve röportajla birlikte anılan fıkra daha sonra gazetelerdeki yazı türlerinin çeşitlenmesiyle diğer türlerden ayrılır. Türk edebiyatında fıkra yazarlığı, Şinasi'nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval gazetesindeki yazılarıyla başlamıştır.[1] Özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınmıştır. Daha sonra Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay, Refik Halit Karay, Bedii Faik, Orhan Seyfi Orhon, Refii Cevat Ulunay, Metin Toker, Peyami Safa, Burhan Felek, Ahmet Kabaklı, Aziz Nesin, Çetin Altan, Ahmet Kabaklı, İlhan Selçuk, Sabri Esat Siyavuşgil de fıkralarıyla öne çıkmıştır.

Türk Edebiyatı Köşe Yazılarının Bilişsel Yapıları

  1. Konunun Sunumu: Köşe yazısına konu olan olayın tanıtımı ile ilgilidir. Diğer bir deyişle, köşede o gün tartışılacak konunun girişi niteliğindedir. Bu kısımda konu tanıtılır, açıklanır, sınırları belirlenir ve tartışmaya hazır hale getirilir.[2]
  2. Tartışma: Bir köşe yazısının iletişimsel amacı politik, ekonomik, sosyal, kültürel, vb. bir görüş ortaya koymak ve bu görüşü etkili bir biçimde savunmaktır. Bu amaçla yazar, bu bölümde ortaya attığı görüşü destekleyecek bir tartışma geliştirir, bazı belgeler sunar, örnekler verir, etkili kişilerin görüşlerinden alıntılar yapar veya tartışmasını bilimsel gerçeklere dayandırarak iddiasını destekler.[2]
  3. Karar: Yazar burada bir süredir tartıştığı konuya nokta koymakta ve bu tartışmanın sonucunu açıklamaktadır. Bu nedenle ‘karar’ bölümü köşe yazısının ‘tartışma’ bölümü ile uyum içerisindedir. Özetle söylemek gerekirse, ‘karar’ kısmı olmadan bir tartışma sona erdirilemez.[2]
  4. Öneri: Yazar, ‘öneri’ bölümünde okurlarına tartıştığı ve karara bağladığı konu ile ilgili olarak bir öneride bulunur, bunu ima eder veya okurun takınmasını istediği tavır konusunda bir mesaj iletir. Bu anlamda, köşe yazılarındaki bilişsel yapı parçalarından genellikle en kısa ve en çarpıcı olanı bu bölümdür.[2]

Kaynakça

  1. ^ Çetin, Nurullah. "Türk Edebiyatında Düzyazı" (PDF). s. 180. 14 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2017. 
  2. ^ a b c d Işıl ÖZYILDIRIM. "Türkçe'de Köşe Yazılarının Bilişsel Yapıları". Dergi Park. 23 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Hamdi Tanpınar</span> Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçii

Ahmet Hamdi Tanpınar ; Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve akademisyendir.

Mizah ya da gülmece, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sanat türüdür. İnsanı gülmeye sevk eden resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizilmediği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.

Servet-i Fünûn edebiyatı veya topluluğun kendini anarken kullandığı adıyla Edebiyat-ı Cedîde, II. Abdülhamid döneminde, Servet-i Fünûn adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir.

<span class="mw-page-title-main">Çetin Altan</span> Türk yazar, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, siyasetçi

Çetin Altan, Türk yazar, gazeteci, köşe yazarı, oyun yazarı, siyasetçidir.

Gazetecilik, olayların, olguların, fikirlerin ve insanların etkileşimi üzerine toplumu en azından bir dereceye kadar doğru bilgilendiren raporların araştırılması, yayınlanması ve dağıtımıdır. Bir isim olarak gazetecilik mesleği, bilgi toplama yöntemleri ve editoryal edebi tarzlar için geçerlidir. Gazetecilik mesleğini yapan kişilere gazeteci denir.

<span class="mw-page-title-main">Peyami Safa</span> Türk yazar ve gazeteci

Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Cingöz Recai tiplemesini Fransız yazar Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattı. Aynı zamanda çeşitli kurumlarda gazetecilik mesleğini sürdürdü ve ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Kültür Haftası gibi çeşitli dergiler çıkardı.

Deneme, yazarın belli bir konuya ilişkin kişisel duygu ve düşüncelerini anlattığı metinlere denir. Bu türde ilk yazıları 16. yüzyılda Fransız yazar Michel de Montaigne yazdı ve Essais (Denemeler) adıyla yayımladı. Bugün birçok ülkede ilgiyle okunan edebiyat türünün de adını koymuş oldu. Son biçimine ulaşmamış taslaklar olarak da tanımlanmaktadır.

Paragraf, herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne denir. Daha geniş bir ifadeyle, paragraf "bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir durumu, bir öneriyi, olayın bir yönünü, yalnızca bir yönüyle anlatım tekniklerin­den ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak anlatan yazı türüdür. Kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur. Paragraf bir yazının küçültülmüş bir örneğidir. Bu yönüyle yapı bakımından bir yazıya benzer.

Rolling Stone, popüler kültüre odaklanan aylık Amerikan dergisi. 1967'de Jann Wenner ve müzik eleştirmeni Ralph J. Gleason tarafından San Francisco'da kuruldu. İlk dönemlerinde rock müzik yazıları ve Hunter S. Thompson'ın politika yazılarıyla dikkat çekti. 1990'lı yıllarda daha genç bir okur kitlesine hitap etmek amacıyla odak noktasını televizyon programlarına, sinema oyuncularına ve popüler müziğe kaydırdı. Daha sonra yeniden geleneksel tarzına dönerek müzik, eğlence ve politika ekseninde içerik üretmeye başladı.

<span class="mw-page-title-main">Köşe yazarı</span>

Köşe yazarı, köşe yazısı yazan kişilere verilen addır. Gazete, dergi, İnternet ortamlarında sürekli bir yazı köşesi olan kişilerdir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Kabaklı</span> Türk yazar ve hukukçu

Ahmet Kabaklı, Türk gazeteci ve yazardır.

Anlatım biçimleri, anlatılacak olay veya kavramların nasıl anlatıldığını belirten edebiyat terimidir; yazarın anlatımını yaparken kullandığı üsluba, başvurduğu yönteme anlatım biçimi denir. Anlatılacakların türüne ya da amacına göre değişik anlatım biçimleri kullanılır. Örneğin romanda kullanılan anlatım biçimi ile bir makalede kullanılan anlatım biçimi birbirinden farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Saga</span> düz yazı türü

Saga, Orta Çağ'da Viking, Cermen ve İzlanda edebiyatında düz yazı anlatım türlerinden biridir. Geniş olarak ele alındığında "saga" terimi, her türlü düzyazı öykü veya tarihî anlatıyı kapsar. Daha dar anlamda ise yazarın, geçmişte yaşanan olayları, hayâl gücüyle yeniden kurguladığı ve okuyucularına estetik bir şekilde aktardığı tarihsel öykülerdir.

Edebiyat ve Eleştiri, 1992 yılının Mart - Nisan ayında Ankara'da çıktı. Kuruluş çalışmaları, sahiplik ve ilk sayının parasını ödeme ve yönetme işini Ahmet Yıldız ve Barbara Maria Kuhn birlikte yaptı. Ankara'da Kazım Karabekir Caddesi'nin işhanlarından birinde bir matbaada sabahlayarak dergiyi çıkardılar. Derginin çıkmasına katkıda bulunmak üzere söz verenlere sürpriz yaptılar. Dergi, "Edebiyat Dostları" gibi önemli bir derginin kapanmasından sonra bir ihtiyaç olarak doğdu. En önemlisi de yazar/şair ve aydınlarımız arasında Sovyetler Birliği'nin çöküşünün yarattığı dağılma ve şaşkınlık, derginin çıkmasına neden oldu. Dergi, olup bitenleri anlamak ve biraz da bu şaşkın çevrenin kendini tanıması, suretini görmesini sağlamak için bir arayış olarak çıktı. Bir anlamda da yararlı oldu.

<span class="mw-page-title-main">Seyahatnâme</span>

Gezi yazısı ya da diğer adıyla seyahatname bir yazarın gezdiği, gördüğü yerleri edebi bir üslûpla anlattığı yazı türü. Genellikle yazılan bu tür yazılarda betimleme tekniği kullanılır. Yazarın kendi düşüncesi çok önemli olan bir faktördür Türk edebiyatındaki ilk örneği Seydi Âli Reis'in Mir'atü'l-memalik adlı eseridir. Bu türün Türk Edebiyatı'ndaki en bilinen örneği ise Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme adlı eseridir.

Sohbet ya da muhabbet; dostça, arkadaşça konuşmak, hasbihal, söyleşi, yârenlik, hasbihal etmek anlamına gelir. Türkçeye Arapçadan geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe ve edebiyat</span>

Felsefe ve edebiyat, filozofların ve felsefi konuların edebiyat ile ilişkilerini ve edebiyat tarafından ortaya atılan konuların felsefe ile ilişkilerini içeren daldır.

Kültür Haftası, Peyami Safa'nın ağabeyi İlhami Safa ile beraber 5 Ocak 1936'da yayımlamaya başladığı düşünce, kültür ve edebiyat dergisidir. Dergiyi çıkaran kişi Peyami Safa olmasına rağmen derginin mülkiyetini ve genel yayın müdürlüğünü Hafta dergisinde olduğu gibi İlhami Safa üstlenmiştir. Derginin ilk sayısı çok sayıda entelektüeli bir araya getirmiştir ve toplamda 21 sayı çıkmıştır. Toplamda dört yüksek lisans tezine de konu olmuştur.

Çağlayan, Orhan Şaik Gökyay'ın Ekim 1925-Mayıs 1926 tarihleri arasında Balıkesir'de çıkardığı dergi. Dil Devrimi öncesine ait harflerle on beş günde bir sayı olmak üzere toplamda on beş sayı çıkmıştır. Dergi kapağında "Edebî, İlmî Mecmua" tabiri vardır. Saman kağıdına Balıkesir Karesi Matbaası tarafından basılmıştır ve arka ve ön kapak dahil edilmeden on altı sayfalık bir içeriğe sahiptir. Çeşitli kütüphanelerde dergi sayıları mevcuttur.