İçeriğe atla

Junius Bassus Lahdi


Junius Bassus Lahdi, dördüncü yüzyıl Hristiyan lahitleri içinde olağanüstü incelikte bir işçilik gösteren, içinde cesaretli ve gösterişli bir çizimi birleştiren ve kapağında Roma valisi ve ölüm döşeğinde vaftiz olan (359 yılı) Junius Bassus'un adını taşıyan, erken Hristiyan sanatının en önemli örneklerinden birini teşkil eden lahittir.

Stil

Bu lahdin cephesi iki kat halinde beşi altta ve beşi üstte sütunlarla sınırlandırılmış on nişten oluşur. Üstteki nişler yatay çizgiler ile sınırlandırılmış olmasına karşın alttaki nişler bir yarım daire bir üçgen çatı olarak birbirini izler. Her niş içinde tek bir sahne vardır ve her sahne içinde en fazla üç figür bulunur böylece başarılı bir şekilde sıkışıklıktan ve kalabalıktan kaçınılmıştır. Nişlerle oluşturulan mekanlar oldukça hoş ve zarif, kurban düşüncesini ima eden figürler ile işgal edilmiştir. Oymacılıktaki bolluk, zenginlik ve zarif pozlar Helenistik modelleri anımsatır fakat figürlerin yüksek kabartma ile oyulması ve bazılarındaki ağırbaşlı Romalı bakış yerel sanatçının geniş ve cömert sempatisini göstermektedir.

İkonografi

Paneller çift seriler içinde Kutsal Kitap'tan temalar tasvir ederler. İshak’ın kurban edilmesi üstte en solda yer alırken altta her şeyini kaybetmiş olan Eyüp kederli ama imanlı bir şekilde gübre yığının üstünde oturur. Yanındaki nişte Âdem ile Havva utanmış bir yüzle ayakta durmaktadırlar. Onların üstünde Petrus’un tutuklanması, insanların doğuştan gelen günahının affının ancak kilisede bulunduğunu ima etmektedir. Merkezdeki alt panelde zarafet dolu ve hafif gülümser bir edayla İsa tasvir edilmiştir. Bir eşek onu Kudüs’e ve alınyazısına doğru taşımaktadır. Üst panelde henüz Davud'un genç bir kopyası gibi sakin ve tanrısal hükme uygun bir ağırbaşlılıkla iki havari arasında tahtta oturmakta ve altında çömelmiş gökyüzüne basmaktadır. İsa’nın tutuklanması bir kere daha Davud çizgisinde tasvir edilmiştir ve elinde görevinin yazıldığı tomarlar tutmaktadır fakat öne doğru eğilmiş başı ile başına geleceklerden ve kaderinden haberli ve kederli bir şekilde Eski Ahit'teki tahammül örneğine uygun durmaktadır. Son olarak Vali Pilatus, İsa'nın tutuklanmasından dolayı ellerini yıkamaya hazırlanan ikircikli bir havada tasvir edilir. Aşağıdaki Pavlus figürü ile tümüyle zıtlık gösterir. Pavlus ise kararlı fakat kaderine boyun eğmiş bir şekilde celladın kılıcını beklerken başını tevekkülle eğmiş olarak tasvir edilir. Lahdin köşelerindeki süslemeler basmakalıp olmalarına karşın resmi tamamlar. Bağbozumu, mısır hasadı ve diğer figürler birbirini izleyen ve hemen mutluluk ve uysallıkla katılmak gereken ebedi krallığın kutluluğunu göstermeye hizmet eden birbirini izleyen mevsimleri ima etmektedir.

Galeri

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yeni Ahit</span> Kitâb-ı Mukaddesin ikinci kısmı

Yeni Ahit veya Yeni Antlaşma, Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit'in ardından gelen ve Grekçe kaleme alınmış olan ikinci kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Hristiyanlarca kutsal kabul edilen 27 kitapçıktan oluşan bir kitap bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Hristiyanlık</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.

<span class="mw-page-title-main">İshak Paşa Sarayı</span> Tarihî saray

İshak Paşa Sarayı; Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan bir saraydır. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784'te tamamlanan saray; içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmesine karşın genel olarak Selçuklu mimarisinden izler taşıyan İshak Paşa Sarayı'nda; Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir gibi sanat akımlarının etkileri de gözlemlenir. 2000 yılından beri UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Habil ve Kabil</span> Adem ve Havvanın ilk oğulları

Tanah'ta, Habil ve Kabil/Kayin, Adem ve Havva'nın ilk iki oğludur. İlk doğan Kabil bir çiftçi, kardeşi Habil ise bir çobandır. Tanah'a göre Kabil, kardeşi Habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek İnsanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir. Bunun üzerine YHVH (Tanrı), Kabil'i cehennem azabıyla cezalandırmıştır.

Karşılaştırmalı din alanında Hristiyanlık ve İslam arasındaki tarihsel etkileşim, Hristiyanlık ile İslam'ın benzer yönlerini ve temel fikirleri bağlar. İslam ve Hristiyanlık, Yahudilik gibi, semavi gelenekten aldıkları kökenlerini paylaşırlar. Bu kökene rağmen söz konusu iki din arasında derin farklar vardır. Örneğin, İsa’nın kim olduğu konusu bunlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Romalılara Mektup</span>

Romalılara Mektup ya da Pavlus'un Romalılara Mektubu Yunanca Kutsal Yazıların bir kitabıdır. Sadece Romalılar olarak da adlandırılmaktadır. Bu mektup elçi Pavlus'un değişik cemaatlere ya da kişilere yazdığı 14 mektubun biridir. Pavlus bu mektubu Roma İmparatorluğun başkenti olan Roma'da oturan Hristiyanlara yazdı.

<span class="mw-page-title-main">İskender Lahdi</span>

İskender Lahdi, MÖ 4. yüzyıla ait, Sidon Kralı Abdalonymos'a ait olduğu düşünülen kral lahiti. Uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük İskender'in Perslerle yaptığı savaşlara ilişkin rölyefler bulunduğu için "İskender Lahdi" adıyla tanımlanmıştır. Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan en önemli eser olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ağlayan Kadınlar Lahdi</span>

Ağlayan Kadınlar Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, Iskender Lahdi ile aynı mezar odasında bulunmuştur. Roma döneminden önceye ait sütunlu lahitlerden olup, işçiliği ile dünya lahitlerinin en önemlilerinden biri sayılır. Hellenistik dönem eseridir. MÖ 360 yılında ölen Sayda Kralı Straton'a ait olduğu ya da Sayda'lı bir zengin için yapıldığı tahmin edilmektedir. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.

Likya Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından 1877 yılında Sayda'daki kral mezarlarında, 4 nolu mezar odasında bulunmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Yunan heykeltıraşçılığının güzel örnekleri içinde yer alır, paros mermerinden yapılmıştır. Lahdin kimin için yapıldığı bilinmemekle birlikte, MÖ 5. yüzyılın sonlarına ait olduğu tahmin edilmektedir. Lahit, Sayda'da bulunmasına karşın, mimarisi tipik Likya mimarisidir. Bu yüzden heykeltıraşının Likyalı olması muhtemeldir.

<span class="mw-page-title-main">Sidamara Lahdi</span>

Sidamara Lahdi Konya Ereğlisi-Karaman yolu üzerinde, eski adı Sidamara olan Ambar köyünde bulunduğu için bu isimle anılan, MS 3. yüzyıla ait lahit. 32 tonluk ağırlığı ile dünyanın en ağır lahdi olarak bilinen eser 1900'da bulunmuş ve Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul'a getirtilmiştir. Lahdin kapağında ve dört yanında bulunan kabartma heykeller çok çeşitlidir ve bir sanat harikası sayılmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan lahitlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Antakya Lahdi</span>

Antakya Lahdi, Hatay Arkeoloji Müzesinde özel bir bölümde sergilenen MS 3. yüzyıla tarihlendirilen lahit.

Sistina Şapeli tavanı, 1508-1512 yılları arasında Michelangelo tarafından resimlerle süslenmiştir. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışmalar sonucunda, Rönesans döneminin en görkemli ve önemli eserlerinden birisi ortaya çıkmıştır. İsmini IV. Sixtus'tan alan ve 1477-1480 yılları arasında yapımı tamamlanan Sistina Şapeli'nin tavanı, II. Julius'un emriyle yenileme ve görselleştirme projesi kapsamında boyanmıştır. Şapelin tavan süslemelerinde aslında bir hikâye anlatılmış; orta kısımda yer alan 9 sahne ile Tekvin'deki yaratılışın 9 mühim olayına gönderme yapılmıştır. Bu projede Michelangelo'nun yanı sıra Sandro Botticelli, Domenico Ghirlandaio, Pietro Perugino ve Raffaello Sanzio gibi dönemin birçok önde gelen sanatçısı yer almıştır. Şapelin tavanındaki birçok fresk ve Kutsal Duvardaki büyük Kıyamet Günü tasviri Michelangelo tarafından çizilmiştir. Raffaello şapelin goblenlerini işlemiş, diğer sanatçılar ise yaptıkları duvar resimleriyle bu işe katkıda bulunmuşlardır. Özellikle Michelangelo'nun yaptığı fresklerde kullandığı kendine has figürleri, giyinik ve nü insan modelleri onun yaratıcı sanat anlayışının üstünlüğünü ve gelişmişliği kanıtlamış; gelecek kuşaklar için de önemli ve öğretici örnekler haline gelmiştir. Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı'ndaki Tanrı ile Adem'in ellerinin kavuşması detayı, Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa tablosundan sonra dünyada en çok taklit edilen ve reprodüksiyonu yapılan sanat eseridir.

<span class="mw-page-title-main">Surp Hıreşdagabed Kilisesi</span> Türkiyedeki Ermeni Kilisesi

Surp Hıreşdagabed Kilisesi, Türkiye'de İstanbul iline bağlı Fatih ilçesi Ayvansaray mahallesinde bulunan Ermeni kilisesi.

<span class="mw-page-title-main">Aziz Giorgi Kilisesi (Kurbinovo)</span>

Aziz Giorgi Kilisesi Makedonya'da Kurbinovo mercinde Prespa Gölü kenarında, Baba Dağı'nın eteklerinde bulunan bir Bizans kilisesidir. Kazıların gösterdiğine göre kilise 12. yüzyılda bir yerleşim alanı içinde bulunmaktaydı. Ancak bu yerleşim 18. yüzyılda terkedilmiş, halk günümüzde Kurbinovo olarak bilinen, kiliseden yaklaşık 2 km uzaklıkta bulunan köye yerleşmiştir. Kilise 303 yılında Nikomedia'da öldürülen Yorgi'ye adanmıştır. 19. yüzyılda çeşitli restorasyonlar geçiren kiliseye 20. yüzyılın başlarında ahşap bir tavan ve sundurma eklenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dura Europos Kilise Evi</span> Antik İbadethane

Dura Europos Kilise Evi, günümüze arkeolojik olarak buluntuları ulaşan bilinen en eski kilisedir. Milattan sonra 232/233 yıllarına tarihlenen kilise evi, Fırat nehri kıyısındaki Dura Europos şehrinde bulunmuştur. Suriye'nin doğusunda bulunan bu antik şehir bir zamanlar Roma eyaleti olan Syria Coele'nin bir parçasıydı.

<i>Doni Tondo</i> Michelangelo eseri

Doni Tondo veya Doni Madonna, Olgun Michelangelo'nun hayatta kalan tek bitmiş panel resmi. Şimdi İtalya'nın Floransa şehrindeki Uffizi'de hâlâ orijinal çerçevesinde sergilenen Doni Tondo, muhtemelen Agnolo Doni tarafından güçlü bir Toskana ailesinin kızı Maddalena Strozzi ile evliliğini anmak için yaptırılmıştır. Resim, İtalyancada 'yuvarlak' anlamına gelen tondo şeklinde, yani Rönesans sırasında iç fikirlerle sık sık ilişkilendirilen bir şekildedir.

<span class="mw-page-title-main">Yakup'un Mektubu</span>

Yakup'un Mektubu, Yunanca Kutsal Yazıların bir kitabıdır. Sadece Yakup olarak da adlandırılmaktadır. Bu mektup İsa'nın üvey kardeşi Yakup'un tüm Hristiyan cemaatlere yazdığı bir mektuptur. Bunun için o „katolik“ mektup olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Sanatta İsa'nın Doğumu</span>

İsa'nın doğumu, 4. yüzyıldan beri Hristiyan sanatının işlediği başlıca konulardandır.

<span class="mw-page-title-main">İbranilere Mektup</span>

İbranilere Mektup Yunanca Kutsal Yazıların bir kitabıdır. Sadece İbraniler olarak da adlandırılmaktadır. Bu mektup elçi Pavlus'un değişik cemaatlere ya da kişilere yazdığı 14 mektubun biridir.

<span class="mw-page-title-main">İznik Müzesi</span> İznik, Türkiyede arkeoloji müzesi

İznik Müzesi, Bursa ilinin İznik ilçesinde ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müze.