
Karl Marx, 19. yüzyılda yaşamış Alman filozof, politik ekonomist ve bilimsel sosyalizmin kurucusu. Bir müddet gazetecilik de yapan Marx, iktisadi ve beşerî konularda eleştirel fikirler ve tespitler ortaya koymuştur.

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

Malta veya resmî adıyla Malta Cumhuriyeti, Güney Avrupa'da, Orta Akdeniz'de yer alan, Sicilya'nın güneyindeki adalar devleti. Malta takımadaları 3 büyük, 2 küçük adadan oluşur. Büyükleri: Malta, Gozo ve Comino'dur. Takımadalar arasında en büyüğü olan Malta 237 km², Gozo 68 km² ve Comino 2 km² yüz ölçümüne sahiptir.

Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, bazen Birinci Sanayi Devrimi ve İkinci Sanayi Devrimi olarak ayrılan ve insan ekonomisinin Tarım Devrimi'ni takip eden daha yaygın, verimli ve istikrarlı üretim süreçlerine doğru küresel bir geçiş dönemidir. Büyük Britanya'da başlayan Sanayi Devrimi, yaklaşık 1760'tan yaklaşık 1820-1840 yılları arasındaki dönemde Kıta Avrupasına ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yayıldı. Bu geçiş, elle üretim yöntemlerinden makinelere geçişi; yeni kimyasal üretim ve demir üretim süreçlerini; su gücü ve buhar gücünün artan kullanımını; takım tezgâhlarının geliştirilmesini ve makineleşmiş fabrika sisteminin yükselişini içeriyordu. Üretim büyük ölçüde arttı ve bunun sonucunda nüfusta ve nüfus artış hızında benzeri görülmemiş bir artış yaşandı. Tekstil endüstrisi modern üretim yöntemlerini ilk kullanan sektör oldu ve tekstil istihdam, çıktı değeri ve yatırılan sermaye açısından baskın sektör haline geldi.

İstanbul Boğazı ya da tarihî ismiyle Bosporus (Yunanca: Βόσπορος, romanize: Bosporos ), Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran ve Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayan bir boğaz ve uluslararası su yoludur. Boğaz, genel olarak kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanır ve İstanbul şehrini Avrupa Yakası ve Anadolu (Asya) Yakası olarak ikiye böler. Boğazın her iki yakasına yayılan yerleşim bölgesine Boğaziçi adı verilir.
Kardinal Fayda Teorisi, mikroiktisatta, tüketici dengesi analizi için geliştirilmiş analizlerden birisidir. Ordinal Fayda Teorisinden temel farkı, faydanın ölçülebilir olduğu varsayımına dayanmasıdır. Bu durum, faydanın ölçülebilir olduğu varsayımı, uygulamada aksaklıklara neden olduğu için Ordinal Fayda Teorisi kadar kullanım alanı bulamamıştır.

Mikroekonomi teorisinde, arz ve talep arasındaki karşılıklı dengeye dayanan ekonomi modeli, rekabet içindeki piyasalardaki ürünlerin fiyatlarını ve satışlarını tanımlamak, açıklamak ve tahmin etmek için, Alfred Marshall ve Leon Walras tarafından geliştirilmiştir. Bu model sadece önemli görülen stilize edilmiş gerçekleri inceleyip teorinin gelişmesine yardım etmeyen gerçekleri bir kenara iterek bilimsel hipotezlerin nasıl ortaya çıkarıldığına güzel bir örnektir. Bu nedenle belirsiz bir pazarı tanımlamak için kullanılan yaklaşımdır.

Berthold Konrad Hermann Albert Speer, Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı boyunca Silahlanma Bakanı. Modern görüşlere sahip başarılı bir mimar, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne ilk katılanlardan, Hitler'in yakın dostu. Bazı tarihçiler onu "Nazi rejiminin en güçlü ve vicdansız liderlerinden" diye tanımladı. Savaştan sonra, Nazi yönetiminin bizzat içinde yer almış biri olarak kaleme aldığı iki otobiyografik eseri Üçüncü Reich'ın işleyişini açığa çıkaran önemli eserler olarak değerlendirilir.
Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

Joseph Alois Schumpeter, Avusturyalı iktisatçı ve siyaset bilimcidir. Çalışmaları ile siyasi iktisada önemli katkılarda bulunmuştur.
Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.
Bir mal veya bir hizmetin marjinal faydası, ekonomi biliminde neoklasik değer kuramının ana kavramıdır. Bu kavram, eğer diğer her mal ve hizmet tüketiminin ve ilgili verilerin sabit kaldığı varsayılırsa, incelenmekte olan bir mal veya hizmetin tüketiminde bir marjinal çok küçük bir artışının, yani matematik notasyonla xi malının değişmesinin, toplam fayda seviyesine yaptığı etki, yani matematik notasyonla
, arasındaki bağlantıya verilen isimdir.
Klasik iktisat, klasik politik ekonomi ya da Smithyen ekonomi, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarından ortalarına kadar özellikle İngiltere'de gelişen politik ekonomide bir düşünce okuludur. Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir. Bu ekonomistler, üretim ve mübadelenin doğal yasaları tarafından yönetilen, büyük ölçüde kendi kendini düzenleyen sistemler olarak piyasa ekonomilerine dair bir teori üretmişlerdir.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

İsveç ekonomisi, kereste, hidroelektrik ve demir cevheri ile desteklenen gelişmiş bir ihracat yönlü ekonomidir. Bunlar dış ticarete yönelik bir ekonominin kaynak tabanını oluşturmaktadır. Başlıca endüstri kolları arasında motorlu taşıt üretimi, telekomünikasyon, ilaç sanayisi, endüstriyel makine üretimi, hassas aygıtlar, kimyasal ürünler, ev eşyaları ve aletleri, ormancılık ve demir ve çelik üretimi bulunmaktadır. Alışılagelmiş bir şekilde, yerel işgücünün yarısından fazlasını kullanan çağdaş bir tarım ekonomisi iken, bugün İsveç, Ericsson, ASEA/ABB, SKF, Alfa Laval, AGA, and Dyno Nobel gibi kuruluşların da gösterdiği gibi, uluslararası alanda rekabet gücü yüksek olan mühendislik, maden, çelik, kâğıt ve kâğıt hamuru endüstrilerini daha da geliştirmektedir.

Norveç ekonomisi, stratejik alanlarda devlet mülkiyeti barındıran gelişmiş bir karma ekonomidir. Küresel iş döngülerine duyarlı olmasına rağmen, Norveç ekonomisi sanayi devrinin başlangıcından bu yana sağlam bir büyüme göstermiştir. Ülke, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok yüksek bir yaşam ölçünlerine ve güçlü bir şekilde bütünleşik refah sistemine sahiptir. Norveç'in çağdaş üretim ve refah sistemi, doğal kaynakların, özellikle Kuzey Denizi petrolünün kullanımı ile üretilen bir finansal birikime bağlıdır.

Enerji verimliliği ürün ve hizmetlerin sağlanması için gereken enerji miktarını azaltma hedefidir. Örneğin, bir evin yalıtılması, bir binanın rahat bir sıcaklık elde etmek ve korumak için daha az ısıtma ve soğutma enerjisi kullanmasına izin verir. LED aydınlatma, floresan aydınlatma veya doğal ışık için tavan pencerelerinin kullanılması, geleneksel akkor ampullerin kullanımına kıyasla aynı aydınlatma seviyesine ulaşmak için gereken enerji miktarını azaltır. Enerji verimliliğindeki iyileşmeler genellikle daha verimli bir teknoloji veya üretim süreci benimsenerek veya enerji kayıplarını azaltmak için yaygın olarak kabul edilen yöntemlerin uygulanmasıyla elde edilir.
Cournot rekabeti, şirketlerin üretecekleri çıktı miktarı üzerinde rekabet ettikleri, birbirlerinden bağımsız olarak ve aynı anda karar verdikleri bir endüstri yapısını tanımlamak için kullanılan ekonomik bir modeldir. Adını, bir kaynak suyu ikilisindeki rekabeti gözlemlemekten ilham alan Antoine Augustin Cournot'tan (1801-1877) almıştır. Aşağıdaki özelliklere sahiptir:
- Birden fazla firma var ve tüm firmalar homojen bir ürün üretiyor, yani ürün farklılaştırması yok;
- Firmalar işbirliği yapmaz, yani gizli anlaşma olmaz;
- Firmaların pazar gücü vardır, yani her firmanın üretim kararı malın fiyatını etkiler;
- Firma sayısı sabittir;
- Firmalar fiyatlar yerine miktarlar üzerinden rekabet eder; ve
- Firmalar ekonomik olarak rasyoneldirler ve stratejik olarak hareket ederler, genellikle rakiplerinin kararları göz önüne alındığında karı maksimize etmeye çalışırlar.
Ekonomik gösterge, bir ekonomik faaliyet hakkında istatistik'tir. Ekonomik göstergeler, ekonomik performansın ve gelecekteki performans tahmin analizine olanak sağlar. Ekonomik göstergelerin kullanıldığı uygulamalardan birisi İş döngüsü çalışmalarıdır. Ekonomik göstergeler çeşitli endeksleri, kazanç raporlarını ve ekonomik özetleri kapsar: örneğin işsizlik oranı, işten ayrılma oranı, konut başlangıçları, tüketici fiyat endeksi (enflasyon), Ters verim eğrisi, tüketici kaldıraç oranı, sanayi üretimi, iflaslar, gayri safi yurt içi hasıla, internet erişimi, perakende satışlar, fiyat endeksi ve para arzı değişiklikleri vb.
Neoklasik iktisat, mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve değerlemesinin (fiyatlandırma) arz ve talep modeli tarafından yönlendirildiğinin gözlemlendiği bir ekonomi yaklaşımıdır. Bu düşünceye göre, bir mal veya hizmetin değeri, geliri kısıtlı bireyler tarafından faydanın ve üretim maliyetleriyle karşı karşıya olan ve mevcut bilgi ve üretim faktörlerini kullanan firmalar tarafından kârın varsayımsal maksimizasyonu yoluyla belirlenir. Bu yaklaşım genellikle rasyonel seçim teorisine başvurularak gerekçelendirilmiştir.