İçeriğe atla

Joseph Alois Schumpeter

Joseph Alois Schumpeter
Doğum08 Şubat 1883(1883-02-08)
Triesch, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (günümüzde Třešť, Çekya)
Ölüm08 Ocak 1950 (66 yaşında)
Taconic, Connecticut, ABD
MilliyetAvusturyalı-ABD'li
EğitimViyana Üniversitesi
Kariyeri
DalıEkonomi
Çalıştığı kurumlarHarvard Üniversitesi 1932–1950
Bonn Üniversitesi 1925–1932
Biedermann Bankası 1921–24
Graz Üniversitesi 1912–1914
Çernivtsi Üniversitesi 1909–1911
EtkilendikleriTocqueville, Marx, Spencer, Menger, Böhm-Bawerk, Wieser, Schmoller, Weber, Sombart, Durkheim, Walras, Pareto, Juglar, Kondratyev, Wicksell, Wicksteed
EtkiledikleriC. Freeman, Dahl, Kirzner, Hicks, Friedman, Samuelson, Tobin, Williams, Bergson, Georgescu-Roegen, Heilbroner, Huntington, Wallerstein, Perez, H. G. Johnson, Downs, Sowell, Reinert, Yegorov, Peter Drucker, David Rockefeller

Joseph Alois Schumpeter (d. 8 Şubat 1883 - ö. 8 Ocak 1950), Avusturyalı iktisatçı ve siyaset bilimcidir. Çalışmaları ile siyasi iktisada önemli katkılarda bulunmuştur.

Hayatı

8 Şubat 1883'te o zaman Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde bulunan, günümüzde Çekya topraklarında olan Třešť şehrinde doğdu. Viyana Üniversitesinde hukuk okudu. Sermaye teorisine önemli katkılarda bulunan Eugen von Böhm-Bawerk'in öğrencisi oldu.

1906 yılında doktorasını tamamlayan Schumpeter, 1909 yılında Çernivtsi Üniversitesi'nde (günümüzde Ukrayna sınırları içinde) "iktisat ve devlet" konularında profesör olarak görev yaptı. 1911 yılından I. Dünya Savaşına kadar Graz Üniversitesinde çalıştı.

1919-1920 yılları arasında Avusturya Maliye Bakanlığı'nda çalıştı. 1920-1924 yıllarında Biedermeier Bank adlı özel bir bankada başkanlık görevini yürüttü. 1925 yılında 1932 yılına kadar Bonn Üniversitesinde çalıştı. Almanya'da Nazi hareketinin yükselişi üzerine ABD'ye geçerek, 1927-1928 ve 1930 yıllarında da çalışmış olduğu Harvard Üniversitesi'ne çalışmaya başladı. 1932'den 1950'ye dek burada çalışmıştır.

Harvard yıllarında genellikle iyi bir okutman gibi tanımlandı ancak o zamanda sadık takipçileri olan kendi okulu oluştu. Zamandaşı meslektaşları arasında moda olan Keynesçilik akımının taraftarı olmadığı için pek sevilmemiştir. Zor bir çalışma zamanı olan o aralar, ilerleyen yıllarda gerçekleştireceği önemli çalışmalarının temellerini şekillendirdi.

Schumpeter 1933 yılında, kimi genç matematik iktisatçılar ile Ekonometri Topluluğu'nu kurdu ve bu topluluğun başkanlığını yürüttü. Schumpeter matematik bir iktisat değildi, iktisadi teorilerinin toplum bilimlik açıdan anlaşılması için iktisat ve toplumbilimi bağdaştırmaya çalıştı.

İş çevrimleri ve iktisadi gelişme ile ilgili fikirlerini, "doğrusal olmayan dinamik sistemler" matematiği o zamanlarda oluşmadığından matematiksel temellere oturtamamıştır.

Schumpeter, devrin bilimsel düzeyi ve ömrünün vefa etmemesi nedenleri ile tarihin en etkili iktisatçısı olamamıştır ancak 20. yüzyılın en önemli iktisatçıları arasında yerini almıştır.

Konjonktür Teorisi

Schumpeter'in iktisadi analize en önemli katkısı, kapitalizmdeki konjonktür dalgalanmalarını kötü hasat ve doğal afetler gibi dış faktörlerle açıklamayıp, teknolojik yeniliklere ve işadamlarının girişimlerine bağlamasıdır. Schumpeter sanayinin gelişimini sağlayan gücü sermaye olarak tanımlamıştır. [1]

Schumpeter, mal sağlanmasında olabilecek; yeni ürünler, üretim yöntemleri, satış yöntemleri, satış piyasaları gibi her tür değişikliği yenilik olarak tanımladı. Ona göre, bu tür yenilikler ancak piyasada kendilerini kabul ettirdikleri ve rakip firmaları buna bağlı olarak yenilikler yapmaya teşvik ettikleri ve böylelikle iktisadı ileri götürdükleri zaman tam olarak iktisadi idiler. Ancak yenilikler düzensiz aralıklarla ortaya çıktıklarından yenilik ile durgunluk arasında karşılıklı bir etkileşim ortaya çıkmaktaydı. Konjonktürdeki bu devri dönüşümler Schumpeter'e göre kapitalizmin doğasında vardı.[2]

Schumpeter, Kondratiev gibi, kapitalist sistemdeki yaklaşık elli yıllık gelişme dönemlerini devreler veya döngüler olarak tanımlamıştır. Bu devrelerle birlikte,  araştırma ve geliştirme (AR-GE) çalışmaları ve yenilikleri (inovasyon) kapsayan teknolojik değişim dalgalarını “ardışık sanayi devrimleri” olarak isimlendirmiştir.

1939 yılında yayınladığı Business Cycles (İş Çevrimleri) adlı kitabında konjonktür dalgaları konusunda geliştirdiği teorisini açıklamıştır. Bu teoriye göre, ekonomik yaşamın canlanması için yenilik (inovasyon) yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomide durgunluk denge haline gelecektir. Bunun sonucunda da, kâr ve faiz oranları düşecek; sermaye birikimi durma noktasına gelecektir. Ancak, [kapitalist sistemin ruhuna uygun olarak] kârını artırmak isteyen girişimci [kapitalist], yenilik (inovasyon) yapılması için ne gerekiyorsa yerine getirecek ve sonuç olarak, ekonomideki durgunluk süreci yerini ekonomik canlanma sürecine bırakacaktır. Yenilik (inovasyon) yapılması için emek ve toprağı yatırıma yönlendiren girişimci ayrıca, bu süreçte yaratılan tasarruf miktarı yeterli olmadığı için kredi kullanmak zorunda kalacaktır. Özetle yenilik (inovasyon), ekonomik sistemin içinde dinamik hareketlilik yaratan bir kaynak olarak ortaya çıkacaktır. (Aydoğuş, vd., 2009)

Schumpeter, ekonomideki dalgalanmaları refah, durgunluk, buhran ve canlanma olarak dört ayrı safhada incelemiştir. Yatırımların artması refah evresine geçişin bir göstergesidir. Ekonominin refah evresinde (yüksek konjonktür noktasında), kredi ile finanse edilen yeniliklerin (inovasyon) faktör fiyatları artar. Ayrıca, teknik yenilikler (inovasyon) nedeniyle piyasaya çıkan üretimin artmasının sonucu olarak [arzın talebe göre aşırı artması durumu] mal fiyatları düşer. Mal fiyatlarının düşmesi, faktör fiyatlarının ise yükselmesi nedeniyle, refah evresinin ilerleyen döneminde finansman sağlamak için yeni talepler olmaz ve giderek ekonomide zararlar ortaya çıkar. Yatırımlar durma noktasına gelir ve ekonomi durgunluk evresine girer. Ekonomideki durgunluk nedeniyle kâr oranları hızla düşer ve ekonomide hemen her sektörde iflaslar görülür. Ekonomi artık buhran evresine girmiştir. Kapitalist, krizden çıkış yollarını arar ve yenilik (inovasyon) yapmak için yatırım yapar. Böylece, başka bir yenilik (inovasyon) dalgası ortaya çıkar; ekonomi canlanma evresine geçer ve devresel dalgalanma yeniden başlar. (Aydoğuş, vd., 2009)

Konjonktür dalgalarında yeniliğin (inovasyon) önemli bir etkisi olduğuna Schumpeter'den önce Kondratiev de değinmiştir: “Uzun dalgaların durgunluk dönemi boyunca, özellikle üretim ve iletişim alanında çok sayıda önemli buluş ve yenilikler (inovasyon) yapılır. Ne var ki, bu buluş ve yeniliklerin (inovasyon) geniş ölçekte uygulanması ancak bir sonraki uzun yükselme döneminde mümkün olur.” (Kondratieff, 1935) Ancak Schumpeter'in farkı, konjonktür dalgaları konusunda bir teori oluşturmasıdır. Schumpeter, Kondratieff Dalgaları adını verdiği 50-60 yıl süren uzun konjonktür dalgaları bulunduğu konusunda Kondratiev'le hemfikirdir. Ona göre, her konjonktür dalgasının kendine özgü özellikleri bulunmaktadır ve birbirinden farklıdır. Bu farklılığın en önemli nedeni, her dalganın kapsadığı dönemdeki teknolojik farklılıklar ve tarihsel olaylardır. Teknolojik yenilik (inovasyon) kapitalist sistemde kalkınmanın itici gücüdür. Yenilik (inovasyon) sayesinde maliyetler azalır ve mamul mal fiyatlarında düşüş yaşanır. Ayrıca, ekonominin canlanmasıyla birlikte reel ücretler yükselir. (Aydoğuş, vd., 2009)

Schumpeter kapitalist sistemdeki dalgaları (çevrimleri) uzunlukları bakımından sınıflandırmış ve her birine, dalgayı (çevrimi) onu ilk kez açıklayan ekonomistin adını vermiştir:

a) Kitchin Çevrimleri (Dalgaları): Genellikle 3 1/3 yıl (40 ay) süren kısa devresel çevrimler (dalgalar)  (Bakınız yukarıda yer alan Kitchin Çevrimleri)

b) Juglar Çevrimleri (Dalgaları): Genellikle 7-11 yıl süren devresel çevrimler (dalgalar) (Bakınız yukarıda yer alan Juglar Çevrimleri)

c) Kondratiev Çevrimleri (Dalgaları): Genellikler 50-60 yıl süren uzun devresel çevrimler (dalgalar) (Bakınız yukarıda yer alan Kondratiev Dalgaları)

Schumpeter her bir Kondratiev Dalgası'nın içinde 10 yıllık altı farklı Juglar Çevrimi (Dalgası) olabileceğini belirtmiştir. Ayrıca her bir Juglar Çevrimi (Dalgası) içinde de 3 1/3 yıllık (40 aylık) üç farklı Kitchin Çevrimi (Dalgası) bulunabileceğini vurgulamıştır. (Schumpeter, 1935)

Sonuç olarak, Schumpeter kapitalist sistemde uzun konjonktür dalgaları olduğu görüşünü benimsemiş ve kapitalist sistemin buhran evresinden çıkarak yeniden canlanma evresine geçişinin teknolojik yeniliklerle (inovasyon) gerçekleştiğini belirtmiştir.[1]

Mirası

Ölümünden kısa süre sonra, Schumpeter'ın görüşleri sanayî organizasyon, evrimci teori ve iktisadi kalkınma ile ilgilenen özellikle Avrupalı heterodoks iktisatçılar arasında etkili olmuştur. Robert Heilbroner Schumpeter'ın en tanınmış öğrencilerinden biridir ve İktisat Düşünürleri ("The Worldly Philosophers") kitabında Schumpeter'dan ayrıntılı olarak söz etmiştir. Schumpeter'ın bir diğer göze çarpan öğrencisi de Nicholas Georgescu-Roegen'dır. Bugün, Schumpeter akademik iktisatta ("standart ders kitabı iktisadı ") olmasa da iktisadi siyaset, yönetim çalışmaları, sanayî siyaset ve yenilik (innovation) alanında düşünce önderi konumundadır. Girişimcilik kavramı onun katkıları olmaksızın tam anlamıyla anlaşılamaz. Avrupa Birliği'nin yenilik programı ve temel kalkınma planı, Lizbon Stratejisi, Schumpeter'ın düşünceleri üzerine kuruludur.

Kaynakça

  1. ^ Murat Kaykusuz, İktisadi Kriz Teorileri, Ekin Basım Yayın Dağıtım, 2016.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Jan Tinbergen</span> Hollandalı iktisatçı

Jan Tinbergen, Hollandalı iktisatçı.

<span class="mw-page-title-main">Parasalcılık</span>

Parasalcılık veya monetarizm, 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Amerikalı iktisatçı Milton Friedman tarafından geliştirilmiş bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Milton Friedman</span> Amerikalı ekonomist

Milton Friedman, tüketim analizi, para tarihi ve teorisi ve istikrar politikasının karmaşıklığı üzerine yaptığı araştırmalardan dolayı 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü almış Amerikalı ekonomistti.

Robert L. Heilbroner Amerikan iktisatçı ve iktisadi düşünceler tarihçisi. Yirmiden fazla kitabın yazarı olan Heilbroner, Adam Smith, Karl Marx ve John Maynard Keynes gibi tanınmış iktisatçıların yaşamlarını ve katkılarını konu edindiği İktisat Düşünürleri adlı kitabıyla tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Nikolay Kondratyev</span>

Nikolay Dmitriyeviç Kondratyev,, Rus iktisatçı, Sovyetler Birliği'nde Yeni Ekonomi Politikasının (NEP) taraftarı. Stalin'in Büyük Temizlik uygulamasının doruk döneminde tutuklanmış ve hakları elli yıl sonra iade edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Carl Menger</span>

Carl Menger von Wolfensgrün, Avusturyalı iktisatçıdır. Klasik iktisat eleştirmeni ve Avusturya İktisat Okulu'nun kurucusudur. Marjinal fayda ve sübjektif değer kuramcısıdır.

1948 Türkiye İktisat Kongresi, 22-27 Kasım 1948'de, Ahmet Hamdi Başar (Limancı Hamdi) 'ın kurduğu İstanbul Tüccar Derneği'nin girişimiyle İstanbul, Taksim Belediye Gazinosu'nda yapılmış; irtibat merkezi olarak, Galata Yolcu Salonu'nun 3. katındaki tarihi Liman Lokantası, sabahtan gece yarısına kadar, kongre üyelerinin emrine amade kılınmıştır.

Avusturya Okulu sosyal olguların yalnızca bireylerin motivasyonlarından ve eylemlerinden kaynaklandığı kavramı olan metodolojik bireyciliğe sıkı sıkıya bağlı kalmayı savunan heterodoks bir ekonomik düşünce okuludur. Avusturya Okulu teorisyenleri, ekonomik teorinin yalnızca insan eyleminin temel ilkelerinden türetilmesi gerektiğini savunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Wassily Leontief</span> Rus ekonomist (1906-1999)

Wassily Leontief, Rus asıllı Amerikalı iktisatçı. 1973 yılında Nobel İktisat Ödülü'nü kazanmıştır. En iyi bilinen çalışmaları girdi-çıktı analizi ve tablolarıdır.

Michał Kalecki, Polonyalı iktisatçı. Hem kapitalist, hem sosyalist ülkelerde çalışmış, her iki sisteme de eleştirici gözle yaklaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekonomi</span> üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen ad

Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.

İş döngüsü, iktisadi döngü veya konjonktür devresi, iktisadi etkinlik veya üretimde birkaç ay veya yılı aşan iktisadi dalgalanmaları belirtmek için kullanılan terim.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik düşünce okulları</span>

İktisadi düşünce okulları, bir "düşünce okulu" olarak tanımlanabilecek kadar önemli iktisat teorilerini kapsamaktadır. Buradaki sınıflandırmada iktisadi düşünce okullarının ve temsilcilerinin bir sınıflandırması yapılmasıyla birlikte günümüzdeki çoğu ekonomistin bir düşünce okulundan bağımsız olarak teoriler öne sürdüğü bilinmektedir. İktisadi düşünce kabaca üç evreye ayrılabilir: Modern dönem öncesi, Erken modern ve Modern dönem Ekonomi sistematik olarak modern dönemde gelişmiştir.

Klasik iktisat, klasik politik ekonomi ya da Smithyen ekonomi, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarından ortalarına kadar özellikle İngiltere'de gelişen politik ekonomide bir düşünce okuludur. Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir. Bu ekonomistler, üretim ve mübadelenin doğal yasaları tarafından yönetilen, büyük ölçüde kendi kendini düzenleyen sistemler olarak piyasa ekonomilerine dair bir teori üretmişlerdir.

Yaratıcı Yıkım, Schumpeter'in fırtınası olarak da bilinir, 1950'li yıllardan itibaren Avusturyalı-Amerikan ekonomist Joseph Schumpeter'in Karl Marx'ın çalışmalarından türettiği ve bir ekonomik inovasyon ve iş döngüsü teorisi olarak popülerize ettiği ekonomideki bir konsepttir.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

<span class="mw-page-title-main">Heterodoks ekonomi</span>

Heterodoks iktisat, ortodoks iktisadi düşünce okullarıyla çelişen veya neoklasik iktisadın ötesinde olabilecek herhangi bir iktisadi düşünce veya teoridir. Bunlar arasında kurumsal, evrimci, feminist, sosyal, post-Keynesyen, ekolojik, Avusturyacı, Marksist, sosyalist ve anarşist iktisat sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Eugen von Boehm-Bawerk</span> Avusturyalı ekonomist (1851-1914)

Eugen Ritter von Böhm-Bawerk, Avusturyalı ekonomisttir. Avusturya Ekonomi Okulu ve neoklasik iktisat gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. 1895 ile 1904 yılları arasında aralıklı olarak Avusturya Maliye Bakanı olarak görev yaptı. Marksizm üzerine kapsamlı eleştiriler de yazdı.

Teknolojik değişim veya teknolojik ilerleme, teknoloji veya süreçlerin genel buluş, inovasyon ve yayılım sürecidir. Özünde teknolojik değişim, süreçler de dahil olmak üzere teknolojilerin icat edilmesini ve bunların araştırma ve geliştirme yoluyla ticarileştirilmesini veya açık kaynak olarak piyasaya sürülmesini, gelişmekte olan teknolojilerin üretilmesini, teknolojilerin sürekli olarak iyileştirilmesini ve genellikle daha ucuz hale gelmesini ve teknolojilerin endüstri veya toplum genelinde yayılmasını kapsamaktadır. Kısacası, teknolojik değişim hem daha iyi hem de daha fazla teknolojiye dayanır.