İçeriğe atla

John Christie (seri katil)

John Christie
Doğum adıJohn Reginald Halliday Christie
Diğer ad(lar)ıLondra Canavarı
Doğum8 Nisan 1899(1899-04-08)
Northowram, West Riding of Yorkshire
Ölüm15 Temmuz 1953 (54 yaşında)
HM Pentonville Hapishanesi, Londra
Cezaİdam
Kurbanların sayısı8
Cinayetlerin süresi24 Ağustos 1943-6 Mart 1953
Cinayet yöntemiİple boğma
Tutuklama tarihi31 Mart 1953

John Reginald Halliday Christie, (d. 8 Nisan 1899, Northowram - ö. 15 Temmuz 1953, London) İngiliz seri katil ve tecavüzcüdür. 1940'larda ve 1950'lerin başında eşi Ethel dahil en az sekiz kadını Londra, Notting Hill, 10 Rillington Place adresindeki evinde boğarak öldürdü.

Hayatı

John Christie, 8 Nisan 1899'da Halifax yakınlarındaki Northowram'da yedi çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak doğdu. Babası Ernest John Christie ile sorunlu bir ilişkisi vardı. Babası çocuklarına karşı çok az duygu gösteren, katı ve iletişimsiz bir adamdı. 24 Mart 1911'de, Christie'nin büyükbabası David Halliday, uzun bir hastalığın ardından Christie'nin evinde 75 yaşında öldü. Christie büyükbabasının cesedini bir sehpanın üzerinde yatarken görmenin ona güç ve esenlik hissi verdiğini söyledi.

Christie, 11 yaşındayken Halifax Ortaokulundan burs kazandı ve burada en sevdiği ders matematik, özellikle de cebirdi. Tarih dersinde de iyiydi.[1] Daha sonra IQ'sunun 128 olduğu tespit edildi.[2] 22 Nisan 1913'te okulu bıraktı ve bir sinema salonunda işe girdi.[3]

Daha sonraki yaşamında, Christie'nin çocukluk arkadaşları onun "tuhaf bir çocuk" olduğunu ve "kendi halinde yaşadığını" belirttiler.[4] İktidarsızlık sorunu ergenlik döneminde başladı; ilk seks girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmış ve arkadaşları tarafından "Reggie-No-Dick" ve "Can't-Do-It-Christie" olarak adlandırılmıştır. Christie'nin cinsel sorunları ömür boyu sürdü; çoğu zaman sadece fahişelerle ilişkiye girebiliyordu. (Otopsi raporunda Christie'nin cinsel organlarının fiziksel olarak normal olduğu ortaya çıkmıştır.)[5]

Eylül 1916'da I. Dünya Savaşı sırasında Christie İngiliz Ordusu'na katıldı; 12 Nisan 1917'de piyade olarak hizmet etmek üzere 52. Nottinghamshire ve Derbyshire Alayı'na çağrıldı. Nisan 1918'de alay Fransa'ya gönderildi ve burada Christie, Wellington Dükü Alayı'na işaretçi olarak atandı.

Sonraki Haziran ayında Christie bir hardal gazı saldırısında yaralandı ve Calais'deki bir askerî hastanede 1 ay yattı. Daha sonra bu saldırının kendisini 3 yıl boyunca kör ve dilsiz bıraktığını ve yüksek sesle konuşma yeteneğini kalıcı olarak etkilediğini iddia etti. Ludovic Kennedy, Christie'nin körlüğüne dair hiçbir kayıt bulunmadığını ve hastaneye kaldırıldığında sesini kaybetmiş olabileceğini ancak eğer dilsiz kalmış olsaydı hastaneden taburcu edilmeyeceğini söyledi.[6] Kennedy, yüksek sesle konuşamamasının gazın kalıcı bir toksik etkisinden ziyade gaza karşı psikolojik bir tepki olduğunu öne sürdü.[7] Bu tepki ve Christie'nin saldırının etkilerini abartması, dikkat ve sempati çekme amacıyla hastalık belirtilerini abartma eğiliminde olan histrionik kişilik bozukluğuna sahip olmasından kaynaklanmaktaydı.[8]

Christie, 22 Ekim 1919'da ordudan terhis edildi. 13 Aralık 1923'te Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne katıldı ancak 15 Ağustos 1924'te tekrar terhis edildi.

Evliliği

Christie, 10 Mayıs 1920'de Bradfordlu Ethel Simpson ile evlendi. Evlenmesinden sonra da fahişelerle ilişkiye girmeye devam etti. Evliliğin başlarında Ethel düşük yaptı. Dört yıllık evlilikten sonra çift ayrıldı. O yıl Ethel ve kardeşleri Sheffield'a taşındı. 1923'te Christie Londra'ya taşındı; Christie sonraki on yılın çoğunu hapishanede geçirirken Ethel, akrabalarıyla birlikte Yorkshire'da kaldı. 1934'te Christie serbest bırakıldı ve çift yeniden bir araya gelip 10 Rillington Place'e taşındı.[9]

İlk suçları

Ethel ile evliliğinin ilk on yılında, Christie birkaç suçtan tutuklandı. 10 Ocak 1921'de Halifax'ta posta memuru olarak çalışmaya başladı ve ilk suçu 20 Şubat ve 26 Mart tarihlerinde posta emirleri çalmak oldu; 12 Nisan 1921'de üç ay hapis cezasına çarptırıldı.[10] Cezasını HM Manchester Hapishanesinde çekti ve 27 Haziran 1921'de serbest bırakıldı. Christie, 15 Ocak 1923'te sahtecilik ve darp suçlarından tutuklandı; bu suçlardan biri için kefaletle serbest bırakıldı ve diğeri için on iki ay denetimli serbestlik aldı. 1924 yılı içinde iki hırsızlık suçundan tekrar tutuklandı ve 22 Eylül 1924'te HM Wandsworth'ta ardışık olarak üç ve altı ay hapis cezası aldı. 13 Mayıs 1929'da, iki yıldan fazla bir süre kamyon şoförü olarak çalıştıktan sonra, 6 Almeric Road, Battersea'de birlikte yaşadığı Maud Cole'a saldırmak suçundan tutuklandı ve altı ay ağır iş cezasına çarptırıldı; Cole'a bir kriket sopası ile vurmuştu ve yargıç bu durumu “ölümcül bir saldırı” olarak nitelendirdi, bu nedenle tekrar HM Wandsworth Hapishanesine gönderildi.[9] Son olarak, araç hırsızlığı suçundan tutuklandı ve 1 Kasım 1933'te üç ay hapis cezasına çarptırıldı ve yine HM Wandsworth Hapishanesine gönderildi.[11]

Cinayetleri

Christie cinayetlerini 1943 ile 1953 arasındaki on yıllık bir süre boyunca, kurbanlarını evdeki karbonmonoksit içeren gazla bayılttıktan sonra boğarak işledi; bazılarına baygınken tecavüz etti.

İlk cinayetler

Christie'nin öldürdüğünü itiraf ettiği ilk kişi, ara sıra masraflarını karşılamak için fuhuş yaparak gelirini artıran 21 yaşındaki Avusturyalı silah fabrikası işçisi Ruth Fuerst'ti.[12] Christie, 24 Ağustos 1943'te Fuerst'i seks yapmak için evine davet etti. Daha sonra Fuerst'ı bir iple boğarak öldürdü. Başlangıçta Fuerst'in cesedini oturma odasının döşeme tahtalarının altına sakladı, ardından ertesi akşam arka bahçeye gömdü.

Ertesi yıl Acton radyo fabrikasında katip olarak yeni bir iş buldu. Orada ikinci kurbanı meslektaşı Muriel Amelia Eady ile tanıştı.[13] 7 Ekim 1944'te Eady'yi bronşitini iyileştirebilecek "özel bir karışım" hazırlayacağı vaadiyle evine davet etti.[14] Eady, karışımı bir tüp aracılığıyla bir kavanozdan soluyacaktı. Karışım aslında Christie'nin evdeki gaz kokusunu gizlemek için kullandığı Friar's Balsam'dı. Eady oturup sırtı dönük olarak tüpten karışımı soluduktan sonra Christie gaz musluğuna bağlı kavanozun içine ikinci bir tüp yerleştirdi. Eady nefes almaya devam ederken evdeki gazı içine çekti ve kısa bir süre sonra bayıldı; 1940'larda evdeki gaz %15 Karbonmonoksit içeriğine sahip Kömür gazıydı. Christie, Eady'yi Fuerst'in yanına gömmeden önce tecavüz etti ve boğdu.

Beryl ve Geraldine Evans

1948 yılında Timothy Evans ve eşi Beryl, 10 Rillington Place'in en üst katındaki daireye taşındılar ve Beryl, Ekim ayında kızları Geraldine'i doğurdu. 1949'un sonlarında Evans polise eşinin öldüğünü söyledi. Binada yapılan ilk aramada polis Beryl'ın cesedini bulamadı, ancak daha sonra yapılan aramada Beryl ve Geraldine'in cesetleri açık havadaki bir çamaşırhanede ortaya çıktı. Beryl'in cesedi önce bir battaniyeye, daha sonra da bir masa örtüsüne iki kez sarılmıştı. Otopsi raporu, hem anne hem de kızının boğularak öldüğünü ve Beryl'in ölmeden önce yüzündeki morluklardan da anlaşılacağı üzere fiziksel saldırıya uğradığını ortaya çıkardı. Evans ilk başta, Christie'nin eşini başarısız bir kürtaj operasyonunda öldürdüğünü iddia etti, Suçlandıktan sonra Evans itirafını geri çekti ve bir kez daha Christie'yi bu kez her iki cinayetle de suçladı. 11 Ocak 1950'de Evans, kızını öldürmekten yargılandı, savcılık karısını öldürmekle ilgili ikinci bir suçlamayı takip etmemeye karar verdi.[15] Christie, savcılığın baş tanığıydı: Evans'ın suçlamalarını reddetti ve kendisi ile karısı arasındaki tartışmalara ilişkin ayrıntılı ifadeler verdi.[16] Jüri, Christie'nin hırsızlık ve şiddete ilişkin sabıka kaydının açığa çıkmasına rağmen Evans'ı suçlu buldu. Evans'ın başlangıçta 31 Ocak'ta asılması planlanıyordu ancak itiraz edildi. 20 Şubat'taki itirazı başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra Evans, 9 Mart 1950'de HM Pentonville Hapishanesinde asılarak idam edildi.[17] Evans'ın duruşması sırasında Christie, 21 Mayıs 1946'da Posta Tasarruf Bankası'nda 2. Sınıf Katip olarak bir iş bulmuş ve Kew'de çalışıyordu. Geçmiş sabıka kaydı ortaya çıkınca Nisan 1950'de oradaki görevinden alındı.

Ethel Christie

14 Aralık 1952 sabahı Christie, Ethel'i yatakta boğarak öldürdü. Ethel, en son iki gün önce halkın önünde görülmüştü.[18] Christie, karısının ortadan kaybolmasını açıklamak ve daha fazla soruşturma yapılması olasılığını azaltmak için çeşitli hikayeler uydurdu. Sheffield'deki akrabalarından gelen bir mektuba yanıt olarak Ethel'in romatizma hastası olduğunu ve kendi başına yazamadığını belirtti; komşularından birine Sheffield'deki akrabalarını ziyaret ettiğini anlattı; bir başkasına Birmingham'a gittiğini söyledi.[19] Christie 6 Aralık 1952'de işinden istifa etmişti ve o zamandan beri işsizdi. Kendini geçindirmek için, Ethel'in nikah yüzüğünü, saatini ve aldığı mobilyaları sattı. 23 Ocak'tan 20 Mart'a kadar haftalık işsizlik maaşını aldı. 26 Ocak 1953'te Christie, karısının imzasını taklit etti ve banka hesabını boşalttı.[20] 27 Şubat 1953'te Christie, karısının bazı kıyafetlerini sattı. Ayrıca 7 Mart'ta Bradford Clothing and Supply Company'den 8 sterlinlik bir çek aldı.

Kathleen Maloney, Rita Nelson ve Hectorina MacLennan

19 Ocak ile 6 Mart 1953 tarihleri arasında Christie, 10 Rillington Place'e davet ettiği üç kadını daha öldürdü: Kathleen Maloney, Rita Nelson ve Hectorina MacLennan. Maloney, Ladbroke Grove bölgesinden bir fahişeydi. Nelson Belfast'tan Ladbroke Grove'daki kız kardeşini ziyaret etmek için gelmişti ve Christie ile karşılaştığında altı aylık hamileydi.[21] Christie, erkek arkadaşı Alex Baker ile Londra'da yaşayan MacLennan ile ilk kez bir kafede tanıştı. Üçü de bundan sonra birkaç kez daha buluştu ve Christie, MacLennan ve Baker'ın kalacak yer ararken Rillington Place'de kalmasına izin verdi. Başka bir zaman Christie, MacLennan'la tek başına konuştu, onu kendi dairesine geri dönmeye ikna etti ve MacLennan'ı orada öldürdü. Daha sonra MacLennan'ı aramak için Rillington Place'e gelen Baker'ı onu görmediğine ikna etti. Christie birkaç gün boyunca bu iddiayı sürdürdü ve MacLennan'ın nerede olduğuna dair bir haber olup olmadığını öğrenmek ve onu aramasına yardım etmek için düzenli olarak Baker'la buluştu.[22]

Timothy Evans'ın suçsuzluğu

Christie'nin tutuklanmasının ardından, Evans'ın suçlarını işlediği iddia edilen evde yaşayan Christie'nin ifadesine dayanarak idam edilen Timothy Evans'ın önceki duruşmasıyla ilgili önemli tartışmalar yaşandı. Christie, Beryl'in cinayetini itiraf etti ve Geraldine'in cinayetini itiraf etmemesine rağmen, geniş çapta her iki cinayetten de suçlu kabul edildi. Bu, Evans'ın davasının adaletsizliği konusunda şüphe uyandırdı ve suçsuz bir kişinin asılmış olma olasılığını artırdı.

İçişleri Bakanı David Maxwell-Fyfe Evans'ın suçsuz olup olmadığını ve bir adaletsizlik olup olmadığını belirlemek üzere John Scott Henderson'dan soruşturma yapmasını istedi. Henderson, Evans'ın infazından önce Christie'yi ve polis soruşturmalarına dahil olan diğer 20 tanığı sorgulamıştır. Sonuç olarak, Evans'ın cinayetlerden suçlu olduğuna karar vermiştir.

Bu tartışma, Parlamento'da Evans'ın suçsuzluğuna dair soruların devam etmesine neden oldu; gazetelerde kampanyalar ve benzer iddialar içeren kitaplar yayımlandı. Henderson soruşturmayı çok kısa bir süre zarfında kapatması ve Evans'ın suçsuz olma olasılığına karşı önyargılı olması nedeniyle eleştirildi.[23]

Bu belirsizlik, Yüksek Mahkeme yargıcı Sir Daniel Brabin tarafından başkanlık edilen ikinci bir soruşturmaya yol açtı; bu soruşturma 1965–1966 kışında gerçekleştirildi. Brabin, her iki davadaki birçok delili yeniden inceledi ve Evans'ın suçsuzluğuna dair bazı argümanları değerlendirdi. Sonuç olarak, Evans'ın karısını öldürdüğünün "büyük olasılıkla" doğru olduğunu, ancak kızını öldürmediğini, bu cinayetten Christie'nin sorumlu olduğunu belirtti. Christie'nin Geraldine'i öldürmesinin muhtemel nedeni, Geraldine'in varlığının Beryl'in kaybolmasını dikkat çekici hale getireceği ve bu durumun Christie'nin diğer cinayetlerinin de bulunma riskini artırmasaydı. Evans'ın cesedi daha sonra çıkarıldı ve ailesine geri verildi; aile, onu özel bir mezara yeniden gömdü. Birleşik Krallık'ta idamla ilgili tartışmalar zaten vardı. Evans'ın idamı ve diğer tartışmalı davalar, Birleşik Krallık'ta ölüm cezasının kaldırılmasında önemli bir rol oynadı.

Ocak 2003'te İçişleri Bakanlığı, Evans'ın üvey kız kardeşi Mary Westlake ve kız kardeşi Eileen Ashby'ye duruşmadaki yanlış karar nedeniyle tazminat ödedi.

Duruşması ve idamı

Christie başlangıçta polis sorgusu sırasında yalnızca oturma odasındaki döşeme tahtasının altına gömdüğü kadınları ve karısını öldürdüğünü itiraf etti. Arka bahçeye gömdüğü cesetlerin bulunduğunu öğrenince bu cinayetlerin de sorumluluğunu kabul etti. 27 Nisan 1953'te, Timothy Evans'ın 1949'daki polis soruşturması sırasında suçlandığı Beryl Evans cinayetini itiraf etti, ancak Geraldine'i öldürdüğünü reddetti. 5 Haziran 1953'te Christie, Eady ve Fuerst cinayetlerini de itiraf etti ve bu, polisin cesetlerin yerini tespit etmesine yardımcı oldu. Christie yalnızca karısı Ethel'i öldürmekten yargılandı. Duruşması 22 Haziran 1953'te Evans'ın üç yıl önce yargılandığı mahkemede başladı.[24] Christie, savunmasında kendisinin deli olduğunu ve olayları hatırlamadığını iddia etti.[25] Christie'yi değerlendiren HM Brixton Hapishanesi doktoru Dr. Matheson, iddia makamı tarafından tanık olarak çağrıldı. Christie'nin Histrionik kişilik bozukluğuna sahip olduğunu ancak deli olmadığını ifade etti. Jüri Christie'nin savunmasını reddetti ve 85 dakika süren müzakerenin ardından onu suçlu buldu. Yargıç Finnemore tarafından idam cezasına çarptırıldı. 29 Haziran 1953'te Christie, cezaya itiraz etmeyeceğini açıkladı. 2 Temmuz'da Evans'ın annesi Christie'ye bir mektup yazarak ondan "her şeyi itiraf etmesini" istedi. 8 Temmuz 1953'te milletvekili George Rogers, cinayetler hakkında Christie ile 45 dakikalık bir röportaj yaptı. Ertesi gün Christie, Scott Henderson'ın cinayetlerle ilgili yürüttüğü soruşturma hakkında konuştu. Dört gün sonra İçişleri Bakanı David Maxwell-Fyfe, Christie'nin cezasının ertelenmesi için tıbbi veya psikolojik olarak herhangi bir gerekçe bulunmadığını söyledi.

Christie'nin hücredeyken son ziyaretçileri arasında, 13 Temmuz'da eski ordu arkadaşı Dennis Hague, hapishane müdürü ve Christie'nin kız kardeşi Phyllis Clarke da vardı; her ikisi de onu idamından önceki gece ziyaret etti. George Rogers da idamından önceki gece Christie ile ikinci kez konuşmak istedi ancak Christie onunla tekrar görüşmeyi reddetti. Hem Hague hem de Clarke Christie'nin ölmeye razı olduğunu düşündüğünü söyledi.

Christie, 15 Temmuz 1953 sabahı HM Pentonville Hapishanesinde idam edildi. Cellatı, Evans'ı asan Albert Pierrepoint'ti. İnfazın ardından Christie'nin naaşı, Birleşik Krallık'ta idam edilen mahkûmlar için standart uygulama olduğu gibi, hapishanenin yakınındaki isimsiz bir mezara gömüldü.

Bibliyografya

Kaynakça

  1. ^ Kennedy 1961, s. 22.
  2. ^ Kennedy 1961, s. 225.
  3. ^ Kennedy 1961, s. 23, 26.
  4. ^ Kennedy 1961, s. 23-24.
  5. ^ Kennedy 1961, s. 34.
  6. ^ Kennedy 1961, s. 29.
  7. ^ Kennedy 1961, s. 30-32.
  8. ^ Kennedy 1961, s. 33.
  9. ^ a b Kennedy 1961, s. 36.
  10. ^ Kennedy 1961, s. 35.
  11. ^ Kennedy 1961, s. 36-37.
  12. ^ Kennedy 1961, s. 43.
  13. ^ Kennedy 1961, s. 46.
  14. ^ Kennedy 1961, s. 47.
  15. ^ Kennedy 1961, s. 138-139.
  16. ^ Kennedy 1961, s. 143-156.
  17. ^ Kennedy 1961, s. 198-208.
  18. ^ Kennedy 1961, s. 213.
  19. ^ Kennedy 1961, s. 214-215.
  20. ^ Kennedy 1961, s. 215.
  21. ^ Kennedy 1961, s. 215-217.
  22. ^ Kennedy 1961, s. 221.
  23. ^ Kennedy 1961, s. 282-285.
  24. ^ Kennedy 1961, s. 232.
  25. ^ Kennedy 1961, s. 235.

İlgili Araştırma Makaleleri

Nikos Sampson, EOKA-B isimli örgütün komutanıdır. Karpaz'ın Vasili (Gelincik) köyünde doğmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ethel ve Julius Rosenberg</span> Amerikan vatandaşı ve Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi (CPUSA) üyesi

Ethel Greenglass Rosenberg ve Julius Rosenberg, Amerikan vatandaşı ve Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi (CPUSA) üyesiydiler. Sovyetler Birliği adına casusluk yapmakla ve atom bombasıyla ilgili bilgileri Ruslara vermekle suçlanıp yargılandılar, suçlu bulundular ve idam edildiler.

Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.

<i>Suç ve Ceza</i> Dostoyevskinin 1866 tarihli Rusça romanı

Suç ve Ceza, Rus yazar Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan psikolojik ve dram türündeki romandır. İlk olarak 1866 yılı boyunca Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde on iki ayda yayımlandı. Daha sonra ise tek cilt olarak yayımlandı. Dostoyevski'nin beş yıl süren Sibirya sürgününün dönüşünde yazdığı tam uzunluktaki ikinci romanıdır. Suç ve Ceza, yazarın "olgunluk" döneminin ilk büyük romanı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Ceza Mahkemesi</span> hükûmetlerarası örgüt ve uluslararası mahkeme

Uluslararası Ceza Mahkemesi, kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır. Mahkemeye 124 ülke taraf olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sirhan Sirhan</span> Filistinli suikastçı

Sirhan Bishara Sirhan, Amerika Birleşik Devletleri başkanı John F. Kennedy'nin küçük kardeşi ve Amerika Birleşik Devletleri Başsavcısı olan Robert F. Kennedy'i öldürmekten suçlu bulunan Filistinli-Ürdünlü bir adamdır. Sirhan, 5 Haziran 1968'de Robert Kennedy'yi vurarak ölümcül şekilde yaraladı ve Kennedy, ertesi gün hayatını kaybetti. Kardeşinin suikastından beş yıl sonra gerçekleşen bu saldırıyı çevreleyen koşullar, çok sayıda komplo teorisine yol açtı.

<span class="mw-page-title-main">Lev Kamenev</span>

Lev Kamenev, Sovyet komünist lider.

Türkiye Cumhuriyeti'nde ölüm cezası, 1984'ten bu yana uygulanmamaktadır ve 2004'te kaldırılmıştır. Ölüm cezası önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları hâlleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002'de "savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" şartı ile kaldırılmıştır. 7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Kanun ile Anayasa'dan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, 14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, böylece ölüm cezası Türk Hukuku'ndan tamamen kaldırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Asarak idam</span> idam çeşidi

Asarak infaz etme, tarihteki en eski ve en çok uygulanmış idam cezası yöntemlerinden biridir. Asarak infazda, ilk önce idam mahkûmü idam sehpasına çıkar ve cellat idam mahkûmünün boğazından ip geçirir. Sonra cellat idam sehpasını tekmeyle devirir ve idam mahkûmü boşlukta kaldığı için asılır, boynu kırılarak veya boğularak ölür. Ayrıca mahkûm infazdan kaçmasın diye elleri bağlanır. Asılmak, sadece idam yöntemi değil ayrıca bir intihar yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Cesare Beccaria</span>

Cesare Beccaria Bonesana İtalyan hukukçu, filozof, ekonomist ve edebiyatçı, Aydınlanma Çağı'nın önemli isimlerinden. "Suçlar ve Cezalar Hakkında" adlı kitabı ile mevcut çağdaş ceza hukukunu kurmuş ve ölüm cezası karşıtlığını da -ilk savunanlardan birisi olarak- aynı eserde gerekçelendirmiştir.

San Quentin Eyalet Hapisanesi (SQ), Kaliforniya ceza infaz ve rehabilitasyon departmanına bağlı erkek mahkûmların bulunduğu Kuzey San Francisco'daki bir eyalet hapishanesidir.

<i>Kriminalpolizei</i>

Norveç]] Polisinin eşdeğer bölünmesi, Norveç'teki benzer bir kısaltmadan türetilen Kripos olarak bilinir.

Reyhane Cebbari, İran'da Murteza Abdulali Serbendi'yi öldürdüğü iddiasıyla suçlu bulunup idam edilen kadın.

Jens Söring Amerika Birleşik Devletleri'nde cinayet suçundan hüküm giyen bir Alman vatandaşı.

<span class="mw-page-title-main">Timothy Evans</span>

Timothy John Evans, Londra'nın Notting Hill semtindeki evinde eşi ve bebeği öldürülen Galli. Ocak 1950'de, kızının öldürülmesinden suçlu bulundu ve asılarak idama mahkûm edildi. Davası sırasında Evans, alt komşusu ve davanın tanığı John Christie'yi cinayetleri işlemekle suçladı.

Florida Eyalet Hapishanesi veya Raiford Hapishanesi olarak da bilinen, Florida'daki Bradford County'de bulunan bir hapishanedir. Eskiden "Florida Eyalet Hapishanesi Doğu Birimi" olarak biliniyordu, çünkü Florida Raiford'daki Florida Eyalet Hapishanesi'nin bir parçasıydı.(şimdi Birlik Islah Kurumu olarak bilinir). Florida Cezalandırma Bölümü'nün bir parçası olan tesis, Union İlçesi sınırının hemen karşısındaki State Road 16'da bulunmaktadır. İnşaat 1968'e kadar tamamlanmamış olmasına rağmen 1961'de açıldı. Maksimum 1.400 üzeri mahkûmun nüfusu ile eyaletteki en büyük hapishanelerden biridir. FSP eyaletin üç ölüm sırasındakilerin hücre bloğundan birine ve eyaletin idam odasına ev sahipliği yapıyor. Union Islah Kurumu erkek ölüm sırası mahkûmlarına ev sahipliği yaparken Lowell Annex kadın ölüm sırası mahkûmlarına ev sahipliği yapar.

<span class="mw-page-title-main">Pedro Rodrigues Filho</span> Pedro Rodrigues Filho, Pedrinho Matador olarak da bilinir, diğer suçluları takip eden ve öldüren Brezilyalı bir seri katildir. Kurbanları arasında, hapsedildiği hapishanelerde öldürdüğü 47 kişi vardı

Pedro Rodrigues Filho (Pedro Rodrigues, Jr.) (17 Temmuz 1954, Brezilya - 5 Mart 2023), Pedrinho Matador (Katil Petey) olarak da bilinir, diğer suçluları takip eden ve öldüren Brezilyalı bir seri katildir. Kurbanları arasında, hapsedildiği hapishanelerde öldürdüğü 47 kişi vardı.

Eş katli kişinin eşi veya kız arkadaşını öldürmesidir. Eylemin kendisine veya onu gerçekleştiren kişiye atıfta bulunabilir.

Hüseyin Üye 12 Mart 1979 gecesi, kan güttüğü ailenin evine gidip, kapıları ve pencereleri içten açılmayacak şekilde kapatıp, damdaki bacadan içeri gaz döküp, gaz bidonunu da içeri atıp evi yaktı ve bir kadınla dört çocuğunun yanarak ölümüne sebep oldu. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

<i>I Want to Live!</i>

I Want to Live!!, Robert Wise tarafından yönetilen ve Susan Hayward, Simon Oakland, Virginia Vincent ve Theodore Bikel'in oynadığı 1958 Amerikan bağımsız biyografik noir drama filmidir. Cinayetten hüküm giyen ve idam cezası ile karşı karşıya kalan fahişe ve alışkanlık suçlusu Barbara Graham'ın hayatını konu alır. Nelson Gidding ve Don Mankiewicz tarafından yazılan senaryo, Graham'ın yazdığı kişisel mektuplardan ve Pulitzer Ödülü kazanan gazeteci Ed Montgomery'nin San Francisco Examinerda yazdığı gazete makalelerinden uyarlanmıştır. Film, Graham'ın masum olma ihtimalini gösteren, davanın oldukça kurgusal bir versiyonunu sunmaktadır.