İçeriğe atla

Jevons paradoksu

Jevons paradoksu, teknolojik ilerlemenin bir kaynağın kullanım verimliliğini artırarak (her bir kullanım için gerekli miktarı azaltarak) maliyetin düşmesine neden olması ancak bu düşüşün talepte o kadar büyük bir artışa yol açması sonucunda kaynak kullanımının arttığı, dolayısıyla azalacağı yerde arttığı bir durumu ifade eder. Hükûmetler genellikle verimlilik kazanımlarının kaynak tüketimini azaltacağını varsayarlar, ancak paradoksun ortaya çıkma olasılığını göz ardı ederler.

Örneğin, 19. yüzyılda Manchester, İngiltere'deki kömürle çalışan fabrikalar, kömürün Endüstri Devrimi'ni beslemesi için gerekli teknoloji sayesinde kömür tüketiminde büyük bir artışa neden oldu. 1865'te İngiliz ekonomist William Stanley Jevons, kömür kullanım verimliliğini artıran teknolojik iyileştirmelerin, bir dizi endüstride kömür tüketimini artırdığını gözlemledi. Jevons, teknolojik ilerlemenin yakıt tüketimini azaltmak için güvenilemeyeceğini savundu.

Modern ekonomistler, enerji verimliliğindeki iyileştirmelerden kaynaklanan tüketim geri tepme etkilerini incelemiştir. Verimliliğin artması, verilen bir kullanım için gerekli miktarı azaltmanın yanı sıra, bir kaynağın nispi kullanım maliyetini düşürerek talep edilen miktarı artırabilir. Bu, verimlilik iyileştirmelerinden kaynaklanan kullanım azalmasını bazı ölçülerde dengeleyebilir. Ek olarak, artan verimlilik gerçek gelirleri artırır ve ekonomik büyümeyi hızlandırır, bu da kaynaklar için talebi daha da artırır. Jevons paradoksu, artan talebin baskın çıktığı ve iyileştirilmiş verimliliğin kaynak kullanımında daha hızlı bir artışa yol açtığı durumlarda ortaya çıkar.

Enerji verimliliği ve geri tepme etkisi üzerine önemli bir tartışma bulunmaktadır. Bazıları etkiyi küçümserken diğerleri enerji verimliliğini artırarak sürdürülebilirliğe ulaşmanın kendi başına yetersiz olabileceğinden endişe duyarlar. Bazı çevre ekonomistleri, Jevons paradoksunu önlemek için verimlilik kazanımlarının koruma politikalarıyla birleştirilmesi gerektiğini öne sürerler. Koruma politikaları, kullanım maliyetini artırarak (örneğin, kapsam ve ticaret veya yeşil vergiler yoluyla) geri tepme etkisini kontrol etmek için kullanılabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon</span> mal ve hizmetlerin zaman içinde değerinin artması, hayat pahalılığı

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür. Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir. TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır. Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kömür</span> katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaç

Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaçtır. Taşkömürü torkugillerden oluşur. Kömür çoğunlukla diğer elementlerin değişken miktarlarda bulunmasıyla oluşur. Asıl bileşeni karbondur; bunun yanında değişken miktarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot içerir. Isı için yakılan bir fosil yakıt olan kömür dünyanın birincil enerjisinin yaklaşık dörtte birini ve elektriğinin beşte ikisini sağlar. Bazı demir ve çelik üretimi yapan işletmeler ve diğer endüstriyel faaliyetler kömürü yakar. Kömürün ekstraksiyonu ve kullanımı birçok erken ölüme ve çok fazla hastalığa neden olur. Kömür'den her yıl binlerce kişi erken ölüyor.

Singer-Prebisch tezi, uzun dönemde ticaret hadlerinin, tarım ürünü ihraç eden gelişmekte olan ülkeler aleyhine ve sanayi ürünü ihraç eden sanayileşmiş ülkeler lehine değişeceğini savunan tez.

<span class="mw-page-title-main">Fosil yakıt</span> Milyonlarca yıl önce ölmüş bitki ve hayvanlardan oluşan yakıt

Fosil yakıt veya mineral yakıt, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren doğal enerji kaynağı. Kömür, petrol ve doğalgaz; bu türden yakıtlara başlıca örnektir. Ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca çözülmesi ile oluşur. Fosil yakıtlar endüstriyel alanda çok geniş bir kullanım alanı bulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hava kirliliği</span> Atmosferdeki tehlikeli maddelerin varlığı

Hava kirliliği, canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerinde miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır.

Hidrojen ekonomisi, taşıtların ve elektrik dağıtım şebekesinin dengelenmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin, hidrojen (H2) olarak depolandığı, varsayılan bir gelecek ekonomisidir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş enerjisi</span> Güneşten gelen, çeşitli teknolojilerde kullanılan parlak ışık ve ısı

Güneş enerjisi, kaynağı Güneş olan ısı ve parlak ışıktır. Güneş'in çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışınım enerjisidir. Güneşteki hidrojen gazının helyuma dönüşmesi füzyon sürecinden kaynaklanır. Güneş'in yüzeyinde güneş radyasyonunun yoğunluğu yaklaşık 6,33 x 107 W/m2dir. Dünya atmosferinin dışında Güneş ışınımının şiddeti, aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 (Watt/m2) değerindedir; ancak yeryüzünde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösterir. Bu enerjinin Dünya'ya gelen küçük bir bölümü dahi, insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır. Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970'lerden sonra hız kazanmış, Güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiş, Güneş enerjisi çevresel olarak temiz bir birincil enerji kaynağı olarak kendini kabul ettirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Termik santral</span> ısı enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü santral türü

Termik santral, ana işletici makinesi buhar gücüyle çalışan güç santralıdır. Isıtılan su buhara dönüştürülerek bir elektrik üretecini süren buhar türbinini döndürmekte kullanılır. Türbinden geçen buhar Rankine çevrimi denilen yöntemle bir yüzey yoğunlaştırıcıda yoğunlaştırılırak geri suya dönüştürülür. Termik santralların tasarımları arasındaki en büyük farklılık kullandıkları yakıt tiplerine göredir. Bu tesisler ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmekte kullanıldığından bazı kaynaklarda enerji dönüşüm santrali olarak da geçer. Bazı termik santrallar elektrik üretmenin yanı sıra endüstriyel ve ısıtma amaçlı ısı üretimi, deniz suyunun tuzdan arındırılması gibi amaçlarla da kullanılır. İnsan üretimi CO2 emisyonunun büyük kısmını oluşturan fosil yakıtlı termik santralların çıktılarını azaltma yönünde yoğun çabalar harcanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Biyokütle</span> Yaşayan ya da yakın zamanda yaşamış organizmalardan elde edilen biyolojik materyal

Biyokütle, yaşayan ya da yakın zamanda yaşamış canlılardan elde edilen fosilleşmemiş tüm biyolojik malzemenin genel adıdır. Biyokütle, bir enerji kaynağıdır ve endüstriyel anlamda biyokütle, bu biyolojik maddelerden yakıt elde edilmesi ya da diğer endüstriyel amaçlarla kullanılması ile ilgilidir. Yaygın olarak, biyoyakıt elde etmek amacı ile yetiştirilen bitkiler ile lif, ısı ve kimyasal elde etmek üzere kullanılan hayvansal ve bitkisel ürünleri ifade eder. Biyokütleler, bir yakıt olarak yakılabilen organik atıkları da içerir. Buna karşın, fosilleşmiş ve coğrafi etkilerle değişikliğe uğramış, kömür, petrol gibi organik maddeleri içermez. Genellikle kuru ağırlıkları ile ölçülürler.

<span class="mw-page-title-main">Kojenerasyon</span>

Kojenerasyon, tercihen ısı tüketimi olan yerlerde kullanılan ve aynı zamanda bölge ısıtma ağını yararlı ısıyla besleyebilen elektrik enerjisi ve ısı üretebilen modüler yapılı bir sistemdir. Bu sistem kombine ısı ve güç sistemi ilkesine dayanmaktadır.

Bir mal veya bir hizmetin marjinal faydası, ekonomi biliminde neoklasik değer kuramının ana kavramıdır. Bu kavram, eğer diğer her mal ve hizmet tüketiminin ve ilgili verilerin sabit kaldığı varsayılırsa, incelenmekte olan bir mal veya hizmetin tüketiminde bir marjinal çok küçük bir artışının, yani matematik notasyonla xi malının değişmesinin, toplam fayda seviyesine yaptığı etki, yani matematik notasyonla , arasındaki bağlantıya verilen isimdir.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">Karbon ayak izi</span>

Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ve iki ana parçadan oluşur: doğrudan (birincil) ayak izi ve dolaylı (ikincil) ayak izi. Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının, ikincil ayak izi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.

<span class="mw-page-title-main">Enerji tasarrufu</span> Enerji tüketiminin azaltılması

Enerji tasarrufu, bir enerji hizmetinin daha az kullanılarak enerji tüketimini azaltma çabasıdır. Enerjiyi daha verimli kullanarak veya kullanılan enerjinin miktarını azaltarak enerji tasarrufu sağlanabilir. Enerji tasarrufu, eko-yeterlilik konseptinin bir parçasıdır. Enerji tasarrufu önlemleri, binalardaki enerji ihtiyacını azaltarak çevre kalitesini, ulusal güvenliği, bireylerin finansal güvenliğini ve kazancı artırabilir. Enerji tasarrufu enerji hiyerarşisinin başında gelmektedir ve gelecekte kaynakların tükenmesini engelleyerek enerji maliyetlerini de düşürür.

<span class="mw-page-title-main">Dünya enerji tüketimi</span> Küresel enerji üretimi ve tüketimi

Dünya enerji tüketimi‭ ‬bütün insan‭ ‬uygarlığı‭ ‬tarafından kullanılan toplam‭ ‬enerji‭yi ‬ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik üretimi</span>

Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir mimari</span> sürdürülebilir mimari

Sürdürülebilir mimarlık, binaların çevresi ve insanlarla olan ilişkisidir. Sürdürebilir mimarinin amacı minimum enerji tüketimi olan, çevreye minimum zarar veren binalar üretmektir. Sürdürülebilir mimarlığın en önemli özelliklerinden biri yenilebilir enerji kaynaklarına öncelik vermesi ve bulunduğu alandaki enerjiyi etkin biçimde kullanmasıdır. Sürdürülebilir mimari, malzeme, enerji, geliştirme alanı ve genel olarak ekosistem kullanımında, binaların çevresel etkilerini en aza indirgemeyi amaçlayan mimaridir. Sürdürülebilir mimari, inşa edilen çevrenin tasarımında enerji ve ekolojik korumaya bilinçli bir yaklaşım kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Enerji verimliliği</span> enerji verimliliği kısıtlı enerji kaynaklarının verimli bir şekilde değerlendirilmesi

Enerji verimliliği ürün ve hizmetlerin sağlanması için gereken enerji miktarını azaltma hedefidir. Örneğin, bir evin yalıtılması, bir binanın rahat bir sıcaklık elde etmek ve korumak için daha az ısıtma ve soğutma enerjisi kullanmasına izin verir. LED aydınlatma, floresan aydınlatma veya doğal ışık için tavan pencerelerinin kullanılması, geleneksel akkor ampullerin kullanımına kıyasla aynı aydınlatma seviyesine ulaşmak için gereken enerji miktarını azaltır. Enerji verimliliğindeki iyileşmeler genellikle daha verimli bir teknoloji veya üretim süreci benimsenerek veya enerji kayıplarını azaltmak için yaygın olarak kabul edilen yöntemlerin uygulanmasıyla elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Akıllı şebeke</span>

Akıllı şebekeler, içlerinde çeşitli işlemlerin yürütüldüğü, akıllı sayaçlar ile enerji ölçümlerinin yapıldığı ve yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte diğer verimli enerji kaynaklarının bulunduğu bir çeşit elektrik şebekeleridir. Elektriksel gücü düzenleme, kontrolü ve dağıtımı akıllı şebekelerin önemli özelliklerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tasarım</span>

Çevresel açıdan sürdürülebilir tasarım, fiziksel nesnelerin, yapılı çevrenin ve hizmetlerin ekolojik sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanması felsefesinden doğmuştur ve aynı zamanda bir binada bina sakinlerinin sağlık ve konforunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir tasarım, çevre, bina sakinlerinin sağlığı ve refahı üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı ve böylece bina performansını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilirliğin temel hedefleri, yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltmak, atıkları en aza indirmek ve sağlıklı, üretken ortamlar yaratmaktır.