İçeriğe atla

Jeolojik Miras

Göllü Dağ Krater Gölü, Niğde
Kızılcahamam Bazalt Sütunları, Çamlıdere Jeoparkı, Ankara

Jeolojik miras(jeomiras), yok olması durumunda bulunduğu bölgeye ait bilgi ve jeolojik bir belgenin kaybolacağı, nadir bulunan, yok olma tehdidi altındaki jeosittir. Yerkabuğunun evriminin anlaşılmasına yardım eden tipik lokalitelerdir.[1] Bunlar hem yerkürenin öğrenilmesi, hem de yerbilimi eğitimi için gereklidir. Yok olmaları durumunda jeolojik evrimin bir parçası, bir kaydı silinmiş olur. Bunlar olmadan yerküreyi anlamak mümkün değildir.[2]

‘’Sit alanı’’ ilan edilmiş yerler halkın faaliyetlerine kapatılır. Jeosit, bu anlamda jeolojik sit alanı demek değildir. Jeosit, jeolojik bir özelliği temsil eden, bu özelliği görmek, öğrenmek isteyenlerin ziyaret edebilecekleri ilgili oluşumu kolayca anlatmak için kullanılan ‘’yer veya lokalite’’ anlamındadır. Boyut sınırı yoktur. Çok küçük olabileceği gibi çok geniş alanları da kapsayabilir. Jeolojik olay, süreç, ürün en iyi hangisiyle temsil ediliyorsa o lokalite ‘’jeosit’’tir. Bir alanda birden fazla özellik varsa özellik değil ama alan, bölge, yöre ‘’jeosit’’ kabul edilir.[2]

Meyil Obruğu, Obruk Platosu, Konya
Kızıltepe, Skorya(sinder) Konisi, Niğde

Jeositlerden haberdar olmak, varlıklarını ve oluşumlarını bilmek, jeolojik koruma için ön koşuldur. Jeolojik Miras kavramının içinde Jeositlerin jeolojik güzelliklerine ve bilimsel önemine dolaylı yoldan, onların korunması gerektiğine ise doğrudan vurgu vardır. Doğada ender bulunan, çoğu kez görsel güzelliği olan jeositlerin yok olması, aslında yerkürenin geçmişine ait belgelerin yok olması demektir. Kaldı ki Jeosit ve/veya Jeolojik Miras olmadan yerbiliminin yapılması da mümkün olmayacaktır. Marmara denizi kıyısındaki fosilli Pleyistosen oluşukları (Marmara Formasyonu), Kuzey Anadolu Fayı, Tuz Gölü, Meke Maarı ülkemizdeki bazı jeolojik miras örnekleridir.[3]

Jeolojik koruma konusunda milat teşkil eden 13 maddelik ‘’Digne Bildirgesi’’ yayınlanmıştır. Artan tahribata karşı yer bilimcilerin isyanı olan bu bildirge ilk kez, yerkürenin inorganik bölümünün de korunmaya ihtiyacı olduğu, bunların yenilenemeyen, yerine konulamaz oldukları, kayaç, fosil, istif vb. bazı oluşukların yerkürenin geçmişine ait belge nitelikleri vurgulanarak “jeolojik sit - jeosit” ve “jeolojik miras” kavramları yüksek sesle dillendirilmiştir. Yurt içinde Jeolojik Koruma çalışmaları Jeolojik Mirası Koruma Derneği-Jemirko (2000) tarafından sürdürülmeye çalışılmaktadır.[1]

Jeosit

Jeosit, yer kabuğunun oluşumu veya evrimi sırasındaki bir olayı, bir süreci veya bir oluşumu ortaya koyan kayaç-mineral-fosil topluluğu, istif, yer şekli, jeolojik yapı, doku türünden, bilimsel belge niteliği, bazı durumlarda görsel güzelliği bulunan doğal varlıklardır. JEMİRKO’ya önerilmiş ancak kesinleşmemiş jeosit saysı ise 815’tir.  Jeositler ile ilgili yapılan çalışmalar arasında Çatı Liste kategori sistemi bulunur. Çatı Liste, jeositlerin temsil ettiği olayların ifadesi olup, yer adı verilmeksizin onların belirlenmesi işidir. Her ülke için bir tane Çatı Liste bulunur.[1]

Jeolojik Koruma

Jeolojik koruma, jeolojik miras veya jeosit nitelikli bütün jeolojik değerleri gelecek nesillere aktarmak üzere esirgeme, yok olmalarını önleme ve koruma çabalarının tümüdür. Çabalar ve yapılacak işler, kişi düzeyinden, kurum ve ülke çapına kadar geniştir.[1]

Jeopark, aynı veya farklı türden Jeolojik miras veya jeositlerin topluca bulunduğu, yaya gezme mesafesinden küçük olmayan ziyarete açık, idaresi kurulmuş, doğa koruma alanlarıdır. Jeoparklar, yerkabuğunun geçmişine ait çok sayıda belge (jeosit) bulundurdukları için bilimsel değerleri yüksektir. Bu belgeleri görmek isteyeceklerin hedefi ve ziyaret yeri olmaları dolayısıyla da jeoturizm potansiyeli taşırlar. Özetle, jeoparklar araştırma, ekonomi ve eğitim amaçlı olarak kullanılabilen yeryüzü parçalarıdır.[3]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Kazancı,N., Şaroğlu,F., Suludere,Y.,2015, Jeolojik Miras ve Türkiye Jeositleri Çatı Listesi, Maden Tetkik ve Arama Dergisi, Ankara.
  2. ^ a b Kazancı,N., 2001, ‘Jeolojik Miras Üzerine’, Mavi Gezegen Dergisi 4. Sayı, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası.
  3. ^ a b Kazancı,N., 2010, Jeolojik Koruma Kavram ve Terimler. Jeolojik Mirası Koruma Derneği, Ankara.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Stratigrafi</span> Kaya katmanlarının ve oluşumlarının incelenmesi

Stratigrafi, katmanbilim ya da tabakabilim. Yerkabuğunun kısımları olarak ele alınan tabakalı kayaların formasyonlardan, bileşimlerden, istiflenmelerden ve korelasyonlarından söz açan jeoloji koludur. Bir alan veya bölgedeki kayaların nitelik, kalınlık, istiflenme, yaş ve korelasyon yönlerinden ele alan tasvirci jeoloji bölümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ordovisiyen</span> Paleozoyik Zamanın ikinci dönemidir ve 485 ile 444 milyon yıl önce aralığındaki süreyi kapsar

Ordovisiyen, Paleozoyik Zaman'ın ikinci dönemi olarak kabul edilir ve 485,4 milyon yıl önce başlamış ve 443,8 milyon yıl önce sona ermiştir. Ordovisiyen, jeolojik zaman cetvelindeki dönemlerden biridir. Bu dönem boyunca yerküre tarihindeki bazı kayda değer evrimsel olaylar görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sedimantoloji</span>

Jeolojinin bir alt bilimi olan sedimantoloji biliminin konuları, yer kabuğundaki tortulların ve tortul kayaçların tanımlanması, sınıflandırılması ve orijininin araştırılması olarak sıralanabilir. Sedimantoloji, jeoloji içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bunun nedeni yerkürenin yüzeyinin %75'i kadarının tortul (sedimanter) kayaçlardan oluşmuş olması ve şu anda kullanılan karbon bazlı (hidrokarbonik) enerji kaynaklarının tamamına yakınının bu tortul kayaçlardan çıkarılıyor olmasıdır. Ayrıca sedimenter sahalar çok verimli topraklara sahiptir. İklim şartlarının da uygunluğu yanında diğer şartların uygun olması durumunda tarım için çok önemli alanlar olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Fosil</span> Geçmiş bir jeolojik çağa ait organizmaların korunmuş kalıntıları veya izleri

Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.

Jeoloji Mühendisliği, yerkürenin başlangıcından günümüze kadar geçirdiği yapısal değişmeleri, yerkabuğunun yüzeyinin ve altının bugünkü durumunu inceleyen, yerleşim alanlarının ve her türlü mühendislik yapılarının yer seçimi çalışmalarının yürütülmesiyle ilgili eğitim verilen mühendislik dalıdır.

Katastrofizm veya kıyamet kuramı, paleontoloji'yi büyük oranda geliştiren Fransız anatomist Georges Cuvier (1769-1832) tarafından ileri sürülen ve katmanlar arasındaki her bir sınırın, zaman olarak, sel baskınları ve kuraklık gibi felaketlere karşılık geldiğini ve o dönemde yaşayan türlerin çoğunun ortadan kalkmış olduğunu savunan hipotezdir.

Prekambriyen, yerküre tarihinin mevcut Fanerozoyik Üst Zaman'dan önce gelen en eski bölümüdür. Prekambriyen, Fanerozoyik Üst Zaman'ın ilk dönemi olan Kambriyen'den önce geldiği için bu şekilde adlandırılmıştır. Kambriyen adlandırması ise bu çağa ait kayaçların ilk incelendiği yer olan Galler'in Latince ismi Cambria'dan gelmektedir. Prekambriyen, yerkürenin jeolojik zamanının %88'ini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Kuvaterner'de iklim değişimleri</span>

Kuvaterner'de İklim Değişmeleri'ne ve Kuaterner'de görülen iklim bilgilerine paleoklimatoloji verilerini kullanarak ulaşalır. Kuaterner, içinde bulunduğumuz zamandan 2.58 milyon yıl önce başlamış olan ve hala devam eden jeolojik devirdir. Paleoklimatoloji; tüm dünya tarihi ölçeğinde yapılan iklim değişiklikleri çalışmasıdır. Öncelikle kaya tortuları, buz tabakaları, mercan kabukları ve fosillerin içinde korunmuş verileri elde etmek için dünya ve yaşam bilimleri çeşitli yöntemler kullanır; daha sonra bu verileri dünyanın çeşitli iklim bölgelerinde atmosferik sistemin son durumlarını belirlemek için kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Kuvaterner bilimi</span>

Kuvaterner bilimi; son 2,6 milyon yıl olan Kuvaterner dönemini inceleyen bilimdir. Bu alan son buz çağını Holosen dönemi inceleyerek geçmişteki çevreyi ve iklimsel değişimleri anlamaya çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Karapınar Düzlüğü</span> Konyanın Karapınar ilçesinde yer alan volkanik bir arazi

Karapınar Düzlüğü, Konya'nın Karapınar ilçesinde yer alan volkanik bir arazidir. Kül konisi, Meke Krater Gölü ve Acıgöl'ü barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Jeopark</span>

Jeopark, uluslararası öneme sahip farklı veya aynı türden jeolojik miras örneklerinin bir arada bulunduğu, yönetimi planlanmış, özel doğa koruma bölgeleridir.

<span class="mw-page-title-main">Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı</span>

Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı, Ankara ilinin, Kızılcahamam ile Çamlıdere ilçeleri sınırları içinde 2000 km² alanda, 2010 yılında kurulmuş jeoparktır.

<span class="mw-page-title-main">Kula-Salihli Jeoparkı</span> Manisa, Türkiyede jeopark

Kula-Salihli Jeoparkı, Batı Anadolu‐Ege eşiğinde, Manisa ili sınırları içerisinde yer alan jeoparktır. Yaklaşık 300 km² alan kaplayan Kula-Salihli Jeoparkı sahası, ekseriyeti Kula ilçesinde olmakla birlikte kısmen Salihli ilçesi ile Sandal Beldesi, Gökçeören (Menye) Beldesi, Adala Beldesi ve Gökeyüp Beldelerini içine almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan jeolojisi</span>

Azerbaycan'ın arazisi, Kafkasya arazisinin tamamı gibi, Alplerin kıvrımlı kuşağına ait olup karmaşık tektonik yapıya sahiptir. Azerbaycan Cumhuriyeti arazisinde son 13-15 bin yıl içinde yer alan jeolojik ve jeomorfolojik süreçler, iklim şartları ve denizin toplu olarak gerilemesi eşsiz yer şekillerini oluşturmuştur. Kayaçların yaşı, Alt Pliyosenden başlayarak çağdaş döneme kadar tüm zamanlarda insanların dikkatini çekmiştir. Azerbaycan arazisinde en eski kayaçlar, Alt Paleozoik, karmaşık metamorfik şistler çökelimidir. Azerbaycan Cumhuriyetinin arazisi paleontolojik ve mineralojik anıtlarla zengindir. Volkanik-magmatik ve tortul kökenli, paleontolojik koşulları yansıtan zaman ve mekân içinde değişen faktörler, aynı zamanda doğal zenginlikler bu kayaçların yaşını belirlemek için imkân sağlamaktadır. Kabuk içeren sapkın kayalar, onların Kretase ve Kretase sonrası dönemleri için yaşlarının tarihini belirlemeye yardımcı oluyor.

Kuvaterner bilimi; son 2,6 milyon yıl olan Kuvaterner dönemini inceleyen bilimdir. Bu alan son buz çağını Holosen dönemi inceleyerek geçmişteki çevreyi ve iklimsel değişimleri anlamaya çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Jeoloji tarihi</span>

Jeoloji tarihi, bir doğa bilimi olan jeolojinin paleontoloji, mineraloji ve petrografi gibi yer bilimlerinin gelişimi ile paraleller gösteren tarihsel gelişimi.

Tarihsel jeoloji, yeryüzü ve üzerindeki tüm yapıların uzun jeolojik zaman içerisinde geçirdikleri değişim ve dönüşümleri inceleyen bir jeoloji disiplinidir. Tarihsel jeoloji modern bilimsel esasa göre paleontoloji, paleoklimatoloji ve paleosismoloji gibi alt disiplinlere sahiptir. Geniş anlamda tarihsel jeoloji, jeolojik zaman boyunca dünyanın gelişimini anlamlandırabilmek için gerekli bilimsel temeli sunması yanında, geniş iklimsel değişimler, volkanik püskürmeler ve depremler gibi gelecekte yaşanabilecek afetlerin nitelik ve niceliği hakkında yapılacak tahminlerde kullanılacak ipuçları sağlayabilir.

MTA Tabiat Tarihi Müzesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'ne (MTA) bağlı Ankara'da bulunan doğa tarihi, paleontoloji, madencilik, mineroloji ve jeoloji müzesi.

<span class="mw-page-title-main">Kayaçların oluşumu</span>

Kayaç, bir veya birden fazla mineralin birleşmesinden oluşan katı ve doğal bir maddedir. Kayaçları inceleyen bilim dalına Petrografi adı verilir. İnsanlar kayaçları geçmişten bu yana çeşitli alanlarda kullanmış ve ondan yararlanmıştır. Örneğin, eskiden av ve savaş aleti yapmak için obsidyen kullanılırdı. Kayaçlar aynı zamanda mutfak gereçleri, süs eşyası, ulaşım ve enerji üretimi gibi daha birçok farklı alanda kullanılır.