
Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir. Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.

Meiji dönemi veya Meiji devri, Japonya tarihinde 23 Ekim 1868-30 Temmuz 1912 tarihleri arasında İmparator Meiji'nin saltanatını kapsayan dönemdir. Bu dönem Japon toplumunun soyutlanmış bir feodal toplumdan modern biçimine geçtiği Japon İmparatorluğu'nun ilk yarısını temsil etmektedir. Meiji dönemindeki temel değişimler, sosyal yapı, iç politika, ekonomi, askeri ve dış ilişkileri etkilemiş olup Japonya çağdaşlaşmıştır ve dünyada güçlü bir statüye yükselmiştir. Bu devrin adı "Aydınlanmış Yönetimin Dönemi"dir.

Japon İmparatorluğu, Doğu Asya'da, en geniş sınırlarında bugünkü Japonya, Kuzey Kore, Güney Kore, Tayland, Endonezya, Filipinler, Vietnam, Tayvan ile Çin'in Mançurya bölgesine buyruğu altına almış yıkılmış bir imparatorluktur. 1868'deki Meiji Restorasyonu'ndan II. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri tarafından ele geçirilmesi ve 1947 anayasasının yürürlüğe girmesine kadar varlığını sürdüren bu imparatorluk, Avrupa devletlerinden sonra dünyadaki en büyük sömürge devletiydi. II. Dünya Savaşı'nda Nagazaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombaları ile büyük bir sarsıntıya uğramıştır.

Şova dönemi, Japonya tarihinde 25 Aralık 1926-7 Ocak 1989 tarihleri arasında İmparator Hirohito'nun saltanatını kapsayan dönemdir.

Juche veya Cuçe, hükûmet tarafından "Kim İl-sung'un ulusal ve uluslararası düşünceye özgün, mükemmel ve devrimci katkısı" olarak nitelendirilen Kuzey Kore'nin resmi devlet ideolojisidir. "İnsan kaderinin efendisidir", Kore halkının "devrimin ve inşaatın ustaları" olarak hareket etmeleri ve kendine güvenmek ve güçlü olmak suretiyle bir ulusun gerçek sosyalizmi elde edebileceğini ileri sürmektedir.

Meiji Restorasyonu, Meiji Ishin, Islah, Devrim, Reform ya da Meiji Yenilenmesi olarak da bilinen, 1868 yılında İmparator Meiji idaresi altındaki Japonya'nın imparatorluk yönetimini yenileyen bir olaylar zinciridir. Yeni Meiji hükümdarları, iktidarı o zamanlarda Güneş Tanrıçası Amaterasu'nun soyundan geldiğine inanılan İmparator Meiji'ye iade etmişlerdir. Meiji Restorasyonu'ndan önce de imparatorlar başa gelmiş olsa da bu olaylar uygulamadaki kabiliyetini yenilemiş ve politik sistemi Japonya İmparatorluğu altında birleştirmiştir.
Ulusal Komünizm veya diğer adıyla Galiyevizm, 1917 Ekim Devrimi'nde etkin bir rol oynayan Sultan Galiyev'in ideolojisidir.

Japonya Anayasası, Japonya’nın 1947 yılından itibaren temel kuruluş belgesidir. Anayasa, parlamenter yönetim biçimini kabul eder ve temel insan haklarını garanti altına alır. Buna göre Japon İmparatoru “devletin ve halkın birliğinin simgesidir” ve egemenlik hakkı olmaksızın sadece törensel bir rol oynar. Bu yüzden diğer kraliyet ailelerinde olduğu gibi devletin başı değildir. Anayasaya aynı zamanda “Barış Anayasası” denmesinin sebebi 9.maddesinde açıkça savaşın uluslararası sorunların bir çözüm yolu olarak reddedilmesidir. Anayasa II. Dünya Savaşı'nın ardından ülke ABD işgali altındayken yazılmış ve Japonya’nın önceki askeri monarşi olan yönetim sistemi liberal demokrasiyle değiştirilmiştir. Belge hâlen geçerliliğini korumaktadır ve kabul edilmesinden sonra önemli bir değişiklik yapılmamıştır.

Japon militarizmi, katı Japon milliyetçiliği ve gelenekçilikten oluşan militarizm çeşididir. Faşizmin doğuşu sonrası bu görüşe kanalize olmuştur.

Yasuhiro Nakasone 27 Kasım 1982 ve 6 Kasım 1987 tarihleri arasında Japonya Başbakanlığı görevinde bulunmuş Japon siyaset adamı. Brian Mulroney, Ronald Reagan, Helmut Kohl, François Mitterrand, Margaret Thatcher ve Mikhail Gorbachev gibi önemli Dünya liderleriyle eşzamanlı olarak başbakanlık görevini sürdüren Nakasone, ülkesinde özelleştirme konusunda attığı adımlarla ve gerek başbakanlığı döneminde, gerekse de sonrasında Japon milliyetçiliğini canlandırma konusundaki faaliyetleriyle tanınmaktadır.

Japonya tarihi antik zamanların şehir devletlerinin modern Japon ulus devletine ulaşacak şekilde coğrafi ve sosyal tarihini anlatmaktadır.

Japonya imparatoru, Japonya İmparatorluk Ailesi'nin başı ve Japonya'nın sembolik hükümdarıdır. İmparator, Japonya Anayasası'na göre "ülkenin ve halkın birliğinin sembolü" olup aynı zamanda tarihsel olarak Şinto dininin de en yüksek otoritesidir.

Taişo dönemi, Japonya tarihinde 30 Temmuz 1912-25 Kasım 1926 tarihleri arasında İmparator Taişo'nun saltanatını kapsayan dönemdir. Yeni tahta çıkan imparatorun sağlık durumu zayıf olduğundan siyasi güç yaşlı devlet adamlarından oluşan oligarşik bir gruptan Diet ve demokratik partilere devredilmiştir. Bu nedenle dönem genellikle önceki kaotik Meiji dönemi ile sonrasında militarizmin yükseldiği Şova döneminin ilk bölümünden ayırt edebilmek için "Taişo demokrasisi" olarak bilinen liberal hareketler dönemi olarak adlandırılır.
Dini milliyetçilik, milliyetçiliğin belli bir dini inanç veya dogma ile olan ilişkisidir. Bu ilişki iki yöne ayrılabilir: din siyaseti ve dinin siyaset üzerindeki etkisi. Paylaşılan bir din, ulus vatandaşları arasında ortak bir bağ olan birlik duygusuna katkıda bulunur. Dinin diğer bir siyasi yanı, paylaşılan etnisite, dil veya kültür gibi ulusal bir kimliğin desteklenmesidir. Dinin siyasette etkisi, dini fikirlerin günümüzde yorumlanmasının siyasi aktivizme ve harekete ilham veren daha ideolojik; Örneğin, daha katı dini bağlılığın sağlanması amacıyla kanunlar çıkarılmıştır.
Bu liste Japonya'daki siyasi partilerin listesidir.

Daijō-kan, Japonya'da Nara döneminden Meiji döneminin başlarına kadar Ritsuryō yasal sistemi altında imparatorluk hükûmet organıydı.

Japon felsefesi tarihsel olarak hem yerli Şinto hem de Budizm, Taoizm ve Konfüçyüsçülük gibi kıtasal dinlerin bir birleşimi olmuştur. Eskiden, Mitogaku ve Zen'de olduğu gibi, hem Çin felsefesinden hem de Hint felsefesinden büyük ölçüde etkilenen modern Japon felsefesinin çoğu, artık Batı felsefesinden de etkilenmektedir.

Amerikan milliyetçiliği, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir sivil milliyetçilik, kültürel milliyetçilik, ekonomik milliyetçilik veya etnik milliyetçilik biçimidir. Amerikalılar'in bir millet olduğunu ve Amerikalıların kültürel bütünlüğünü desteklediğini iddia eden milliyetçiliktir. Genel anlamda, Amerikalı kültürüne, diline ve tarihine duyulan sevgiden ve ABD ile Amerikalılar halkından kaynaklı gurur duygusundan esinlenen siyasi ve sosyal hareketler ve düşünceler içerir. Amerikan milliyetçileri genellikle kendilerini Britanyalıdan ziyade ağırlıklı olarak Amerikalılar olarak görüyorlar.

İtalyan milliyetçiliği, İtalyanların tek bir homojen kimliğe sahip bir ulus olduğuna inanan ve bundan sonra İtalya'nın kültürel birliğini ülke olarak desteklemeye çalışan bir harekettir. İtalyan milliyetçisi bir bakış açısıyla İtalyanlık, aslen Latium'da bulunan ve İtalyan yarımadasına ve Avrupa'nın büyük bir kısmına hakim olmak için gelen italik bir kabile olan Latinlerden kültürel ve etnik köken iddia etmek olarak tanımlanır. Bu nedenle, İtalyan milliyetçiliği tarihsel olarak emperyalist teorilere de bağlı kalmıştır. Bu tür görüşlerin romantik versiyonu İtalyan vatanseverliği, ayrılmaz versiyonu ise İtalyan faşizmi olarak bilinir.
Şova devletçiliği veya imparatorluk faşizmi ve Japon faşizmi olarak da bilinir, özellikle Şova Dönemi'nde Japon İmparatorluğu ile ilişkilendirilen milliyetçi bir ideolojidir.