İçeriğe atla

James F. Masterson

James F. Masterson (d. 25 Mart 1926 - ö. 12 Nisan 2010), Amerikalı psikiyatrist ve psikoterapist. Masterson Yaklaşımı'nı geliştirmiştir.

Hayatı

Nesne ilişkileri kuramını geliştiren öncülerden biri olan James F. Masterson, 25 Mart 1926'da doğdu. İlerleyen yaşına rağmen uzun yıllar kendi kuramını geliştirmeye ve psikoterapist yetiştirmeye devam etmiştir. Psikiyatrist olarak araştırmalar yaptığı Cornell Üniversitesi'nde Otto Kernberg'in Cornell'e geldiği yıla kadar çalışmıştır.

James F. Masterson, Otto Kernberg ile birlikte nesne ilişkileri teorisi iki Amerikalı öncüsü olarak kabul edilirler. Masterson'ın nesne ilişkileri teorisine önemli katkılar sağlayan kitapları çok sayıda dile tercüme edilmiştir. Gerçek kendilik alanında yazdığı ilk kitapları borderline ve narsisistik bozuklukların tedavisindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Psikanalitik psikoterapiler alanında en önemli kuramcılardandır.

Ödülleri

  • 2003 Amerikan Psikiyatri Birliği: Ömür boyu seçkin üye statüsü
  • 2003 California Psikoloji Birliği: Psikolojiye seçkin katkılar
  • 1996 Ulusal Psikanalitik Hekimler Birliği: Sigmund Freud Ödülü
  • 1989 Amerikan Adolesan Psikiyatrisi Derneği Schonfeld Üstün Başarı Ödülü:
  • 1989 Jefferson Tıp Fakültesi: Yılın Mezunu

Kitapları

  • Psychotherapy of the Borderline Adult: A Developmental Approach. (Brunner/Mazel, 1976)
  • The Search for the Real Self: Unmasking the Personality Disorders of Our Age. (Collier Macmillan, 1988)
  • The Emerging Self: A Developmental Self & Object Relations Approach to the Treatment of the Closet Narcissistic Disorder of the Self (Routledge, 1993)
  • The Personality Disorders Through The Lens of Attachment Theory and the Neurobiologic Development of the Self (Zeig, Tucker & Theisen, 2005)
  • The Search for the Real Self: Unmasking the Personality Disorders of Our Age (Free Press, Simon & Schuster, 1988)
  • The Narcissistic and Borderline Disorders (Brunner/Mazel, 1981)
  • The Psychiatric Dilemma of Adolescence (Little, Brown, 1967)

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Adler</span> psikiyatrist

Alfred Adler, bireysel psikoloji ekolünün kurucusu, Yahudi Avusturyalı psikiyatrist. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biridir. Adler, bireyin yeniden uyum sürecinde sosyal unsurun önemini vurgulayan ve psikiyatriyi topluma taşıyan ilk kişi olmuştur. 2002'de yayınlanan A Review of General Psychology araştırması, Adler'i 20. yüzyılın en seçkin 67. psikoloğu olarak sıraladı.

Psikiyatri ya da ruh hekimliği, ruhsal durumların teşhisi, korunması ve tedavisine adanmış tıbbi uzmanlık alanıdır. Bunlar ruh hali, davranış, bilişsellik ve algılarla ilgili çeşitli konuları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Bipolar bozukluk</span> Depresyon dönemlerine ve anormal derecede yüksek ruh haline neden olan zihinsel bozukluk

Bipolar bozukluk veya İki uçlu duygudurum bozukluğu, her biri günlerden haftalara kadar süren depresif ve manik periyotlar ile karakterize edilen, bireyin tamamıyla sağlıklı bir duygudurum (ötimik) vaziyetine de girebildiği, bir duygudurum bozukluğudur. Yaşanan bu iki dönemin ortak özelliği, kişilerin duygudurumunda olağan seyrinden farklı özellikte ve süreklilik arz eden bir yaşantısı olmasıdır. Bu farklılıklar depresif dönemde yaşanan hüzünlü, özgüveni düşük ruh halindeki artış (disfori) ve bununla birlikte manik dönem olarak nitelendirilen neşedeki artıştır (öfori).

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylemler ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ile ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler, insanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler, kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Beş büyük kişilik özelliği</span>

Ruh biliminde "Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş, 5 göze çarpan etmen veya kişilik boyutudur. Bu model hakkında ilk genel ima, 1933 yılında Amerikan Psikoloji Birliği için yapılan başkanlık söylevinde, L. L. Thurstone tarafından yapılmıştır. Thurstone'un yorumları, bir sonraki yıl Psychological Review dergisinde basılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Paranoid kişilik bozukluğu</span>

Paranoid kişilik bozukluğu (PPD), paranoya ve başkalarına karşı yaygın, uzun süreli şüphecilik ve genel güvensizlik ile karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler aşırı duyarlı olabilir, kolayca hakarete uğrayabilir ve korkularını veya önyargılarını doğrulayabilecek ipuçları veya öneriler için çevreyi dikkatli bir şekilde tarayarak dünyayla ilişki kurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Hevesli gözlemcilerdir ve sıklıkla tehlikede olduklarını düşünürler ve bu tehlikenin işaretlerini ve tehditlerini ararlar, potansiyel olarak diğer yorumları veya kanıtları takdir etmezler.

Aleksitimi ya da duygu körlüğü, duyguları tanımlama ve açıklama konusunda subklinik yetersizlik ile karakterize olan bir kişilik oluşumudur. Aleksitiminin temel özellikleri; duygusal farkındalıkta, sosyal bağlılıkta ve kişilerarası ilişkilerde bozukluk olarak sıralanabilir.

Çekingen kişilik bozukluğu, ilk kez 1969 yılında Theodore Millon tarafından tanımlanmıştır. Çekingen Kişilik Bozukluğuna sahip hastalar yetersizlik duygusuna sahiptir ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterirler. Sosyal etkileşimlerden kaçınırlar. ÇKB'li bireyler kendilerini huzursuz, endişeli, yalnız olarak tanımlarlar ve genellikle istenmeyen ve diğer insanlardan dışlanmış hissederler. ÇKB genelde yetişkinlik döneminde fark edilir. Çocukluğunda duygusal olarak ihmal edilmiş ve akranları tarafından dışlanmış çocukların ÇKB olma riski daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Melanie Klein</span>

Melanie Klein Avusturya asıllı İngiliz psikanalist. Çağdaş psikanaliz ve çocuk psikolojisi alanların etkili olan Klein, serbest oyun gözlemleri sayesinde çocuğun bilinçaltına ilişkin içgörüler sahibi olabileciğini göstererek iki ya da üç yaşlarındaki çocuklarına psikanaliz edilmesinin önünü açmıştır. Aynı zamanda Nesne İlişkileri Okulu'nun kurucusu olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Diyalektik davranış terapisi</span>

Diyalektik davranış terapisi (DBT), borderline kişilik bozukluğundan (BPD) muzdarip insanlara yardım etmek için tasarlanmış kanıta dayalı psikoterapidir. Ayrıca, duygudurum bozukluklarının yanı sıra kendini yaralama, intihar düşüncesi ve madde bağımlılığı gibi yardımcı olmayan davranış kalıplarını değiştirmesi gerekenleri tedavi etmek için de kullanılmıştır. Bu yaklaşım, insanların, reaktif durumlara yol açan tetikleyicileri öğrenerek ve istenmeyen reaksiyonlardan kaçınmaya yardımcı olmak için olayların, düşüncelerin, duyguların ve davranışların sırasındaki hangi başa çıkma becerilerinin uygulanacağının değerlendirilmesine yardımcı olarak duygusal ve bilişsel düzenlemelerini arttırmalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

Bu liste dikkate değer psikologları ve psikoloji alanında önemli katkıda bulunan insanları gösterir. Liste söz konusu olan kişilerin soyadlarının alfabetik sıralanması sonucu oluşturulmuştur.

Parafili, aşağıdaki anlamlara gelebilir:

Psikanalitik teori, psikopatolojiyi tedavi etmek için klinik bir yöntem olan psikanalizi yönlendiren kişilik organizasyonu teorisi ve kişilik gelişiminin dinamiğidir. İlk olarak 19. yüzyılın sonlarında Sigmund Freud tarafından ortaya konan psikanalitik teori, ortaya atılışından bu yana birçok iyileştirme geçirdi. Psikanalitik teori, yirminci yüzyılın son üçte birinde, 1960'lardan sonra psikolojik tedavilerle ilgili eleştirel söylem akışının bir parçası olarak tam olarak öne çıktı. Freud, beyin analizini ve fizyolojik çalışmalarını durdurmuş ve odağını zihni ve zihni oluşturan ilgili psikolojik özellikleri incelemeye, özgür birliktelik ve aktarım olgularını kullanarak tedaviye kaydırmıştı. Çalışması, yetişkinlerin zihinsel işleyişini etkileyebilecek çocukluk olaylarının tanınmasını vurguladı. Genetik ve daha sonra gelişimsel yönleri incelemesi psikanalitik teoriye özelliklerini kazandırdı. 1899'da Rüyaların Yorumu'nu yayınlamasıyla başlayan teorileri öne çıkmaya başladı.

Kendine zarar veren kişilik bozukluğu önerilen bir kişilik bozukluğuydu. Diğer kişilik bozukluğu için bir tanımlayıcı olarak 1980'de DSM-III'te bahsedilmiştir. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı'nın (DSM-III-R) 1987'deki gözden geçirilmiş üçüncü baskısının bir ekinde tartışılmış, ancak hiçbir zaman resmi olarak el kitabına kabul edilmemiştir. Diğer kişilik bozukluklarıyla önemli ölçüde örtüşmesi nedeniyle bu ayrım klinik olarak değerli görülmemiştir. Hem DSM-III hem de DSM-III-R bu durumu cinsel mazoşizmden ayırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Helen Singer Kaplan</span>

Helen Singer Kaplan Avusturyalı-Amerikalı bir cinsel terapisttir. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir tıp fakültesinde kurulan, ilk cinsel terapi kliniğinin kurucusudur. New York Times, Kaplan'ı "bilim odaklı seks terapistleri arasında lider olarak kabul edilen biri" olarak tanımladı. Psikanalizin bazı vizyonlarını ve tekniklerini davranışsal yöntemlerle birleştirme çabalarıyla dikkat çekti." 1960'ların Amerika'sındaki cinsel devrim sırasında cinsel terapi konusundaki önderliği ve cinselliği müstehcen görmenin aksine cinsel aktivitelerden olabildiğince zevk alınması gerektiği fikrini savunduğu için "Seks Kraliçesi" olarak da anıldı. Tezinin temel amacı, psikoseksüel işlev bozukluklarını değerlendirmektir çünkü bu sendromlar modern zamanların en yaygın, endişe verici ve sıkıntı verici tıbbi şikayetleri arasındadır.

Daha yaygın olarak Renfield sendromu olarak bilinen klinik vampirizm, kan içme saplantısıdır. Klinik vampirizmin psikiyatri literatüründeki ilk sunumu, Richard L. Vanden Bergh ve John F. Kelley tarafından katkıda bulunulan iki vakanın psikanalitik bir yorumuydu. Yazarların da belirttiği gibi, 1892'den 2010'a kadar psikiyatri literatüründe kan içmeye bağımlı 50.000'den fazla kişi görülmüştür. Bu durum Avusturyalı adli psikiyatrist Richard von Krafft-Ebing'in çalışmalarında belgelenmiştir. Adli psikiyatri literatüründe klinik vampirlikle ilgili birçok tıbbi yayın bulunabilir ve bu davranış olağanüstü şiddet suçlarının bir yönü olarak rapor edilmiştir.

Duygusal düzensizlik, uyarıcılara rağmen kişinin arzu edilen duygusal tepkisi kapsamı içinde olmayan bir dizi duygusal tepkidir.