İçeriğe atla

James Churchward

James Churchward
Doğum27 Şubat 1851(1851-02-27)
Okehampton Devon İngiltere
Ölüm04 Ocak 1936 (84 yaşında)
İngiltere
MeslekYazar, kâşif, mühendis, balıkçı
Milliyetİngiliz
VatandaşlıkBirleşik Krallık
Önemli eserThe Lost Continent of Mu (1931)
Akrabalar(kardeşi, yazar) Albert Churchward

James Churchward (d. 27 Şubat 1851 - ö. 4 Ocak 1936), Britanyalı asker, araştırmacı, kâşif, balık uzmanı, maden bilimcisi, tarihçi.[1]

Londra'nın Devon kasabasında doğmuş, yükseköğrenimini Oxford'da tamamlamış maceraperest bir Britanyalıydı. Araştırmacı, sorgulayıcı ve çok meraklı bir yapıya sahipti. Çok genç yaşlarından itibaren farklı disiplinlerle uğraşmaya başlamıştı. Churchward; askerlik, eğitimcilik, ressamlık, mühendislik, balık uzmanlığı, maden bilimciliği, kâşiflik ve tarihçilik gibi niteliklere sahipti. Fakat onun en sevdiği ve en fazla öne çıkan niteliği kâşiflikti.

1930'lu yıllarda yazdığı kayıp kıta Mu ile ilgili Naacal Tabletlerini çözmüş; The Children of Mu (1931), The Lost Continent Mu (1933) ve The Sacred Symbols of Mu (1935) adlı kitapları ile gündeme gelmiştir. Bilinen en ünlü esrarengiz Britanyalı yazarıdır. Aynı zamanda uzman bir balıkçı ve mühendistir.

Churchward'a göre, Mu'nun yerini "kuzeyde Hawaii, güneyinde ise Fiji ve Paskalya Adası olarak verdi." O, Mu kıtasının 64.000.000 nüfusa sahip olduğunu iddia etti. Churchward günümüzden 50.000 yıl önce, Mu kıtasının teknolojik olarak çok gelişmiş olduğunu iddia etti. Bu uygarlığın kolonileri arasında Hindistan, Babil, Pers, Mısır ve Maya uygarlıklarının olduğunu araştırmaları ile tespit etti.

Yazarın bu üç kitabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün okuduğu kitaplar arşivinde de yer almaktadır. Atatürk 1930'lu yıllarda Tahsin Mayakon (Mayatepek) Bey'i araştırma görevlisi olarak Amerika'ya yollamıştır. Tahsin Bey, Mu kavmi hakkında bilgi edinmesi için birçok rapor düzenlemiştir. Bu raporların en ünlüsü 14. rapordur. Ön Türkler ile Mu kavmi arasındaki bağı sorgulamak babında yapılan araştırmalar sonucu, Mu ile Meksika'daki kavimler ve Naacal Tabletleri arasında bir bağ bulunmuştur.

Kayıp uygarlığın izinde

Albay James Churchward, macera ve merak tutkusuyla çok genç yaşlarında, 1883 yıllarında Hindistan'a gitti. Bu gidişin hayatının akışını değiştireceğini ise tahmin bile edemiyordu.

Churchward, hayatını değiştiren o Hindistan günlerini sonradan şöyle anlatacaktı;

"O sıralar bir eğitim mabedinin baş rahibine çalışmalarında yardımcı oluyordum. Önceleri bilmemekle beraber, bir süre sonra onun arkeoloji ve eski kayıtlarla yakından ilgilendiğini, bu konular hakkında tanıdığım herkesten çok daha bilgili olduğunu gördüm.

Bir gün değişik bir kabartmayı çözmeye çabalarken bana gösterdiği yakınlık, en hakiki dostluklarından birinin başlangıcı oldu. Bana bu özgün yazıları nasıl çözümleyebileceğimi gösterdi ve eğer istersem önüme çıkabilecek daha zorları için özel ders verebileceğini söyledi."[1]

Altı Ay sonra

Albay J. Churchward, gecesini gündüzüne katarak aylarca tabletleri deşifre etmeye çalıştı ve pek çok tableti de deşifre etmeyi başardı. Ortaya çıkan sonuç gerçekten şaşırtıcı ve heyecan vericiydi. Tabletlerdeki yazılar dünyanın ve insanın nasıl yaratıldığını ve onun ilk olarak ortaya çıktığı yeri ayrıntılı olarak tanımlıyordu. Tabletlerin çözülen dili adeta "Mu" diye haykırıyordu.[2]

Albay Churchward öğrendikleri karşısında büyülenmiş gibiydi. Eğer bu tabletlerde yazılanlar doğruysa dünya tarihi yeni baştan yazılabilirdi. Gerçeğe ulaşmanın tek bir yolu vardı: Yeni kanıtlar toplamak. Churchward da öyle yaptı. Mabedin dışındaki diğer kayıp tabletlerin peşine düştü, fakat herhangi bir kanıt bulamadı.

Churchward araştırmalarını daha da derinleştirdiğinde elde ettiği bulguları, erken dönem Grek, Kaldea, Babil, Sümer, Pers, Mısır ve Hindu medeniyetlerinin Mu uygarlığının uzantıları olduğu biçiminde yorumladı.

Kitapları

  • St.Lawrence'ın 1000 Adası arasında Balıkçılık (1894)
  • Büyük Oyun ve Kuzeydoğu Maine Balıkçılık Rehberi (1897)
  • Kayıp Kıta MU İnsanın Anavatanı (1926)
  • Mexico City yakınlarındaki Santiago Ahuizoctla'da William Niven tarafından bulunan Taş tabletlerin kopyaları (1927)
  • Altın Çağın Kitapları (1927)
  • MU'nun Çocukları (1931)
  • Kayıp Kıta MU (1931)
  • MU'nun Kutsal Sembolleri (1933)
  • MU'nun Kozmik Güçleri (1934)
  • MU'nun Kozmik Güçleri İkinci Kitabı (1935)

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Sinan Meydan-Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
  2. ^ Sinan Meydan-Atatürk ve Kayıp Kıta Mu Syf.44

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Muazzez İlmiye Çığ</span> Türk Sümeroloji ve Asur uzmanı

Muazzez İlmiye Çığ, Sümer ve Asur uygarlıkları üzerine çalışmalar yapan Türk arkeolog, dilbilimci ve yazardır. Türkiye'de laiklik ve kadın haklarının önde gelen savunucularından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Ahit</span> Kitâb-ı Mukaddesin ilk kısmı

Eski Ahit veya Eski Antlaşma, Kutsal Kitap'ın İbranice kaleme alınmış olan ilk kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. Yahudilerin Tanah ve Müslümanların Tevrat ve Zebur olarak kabul ettikleri kitapları içinde barındırır. Kutsal Kitap'ın birinci yüzyılda Grekçe kaleme alınan yazılarına "Yeni Ahit" adı verildi. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Toplam 39 bölümden oluşur. Eski Ahit; Tevrat, Tarihsel Kitaplar, Şiirsel Kitaplar, Peygamberlik Kitapları olarak 4 temel bölüme ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Atlantis</span> efsanevi kıta

Atlantis, Platon'un Timeos ve Critias diyaloglarında ulusların kibirlerini alegorik bir şekilde anlatmak için kullandığı efsanevi bir ada.

<span class="mw-page-title-main">Kitâb-ı Mukaddes</span> Yahudiliğin ve Hristiyanlığın kutsal metinlerini oluşturan kitapların kanonik bir koleksiyonu

Kitâb-ı Mukaddes, Mukaddes Kitap veya Kutsal Kitap, Eski Ahit ve Yeni Ahit'i kapsayan, Hristiyan inanışının temelini oluşturan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan kitaptır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Tarih Kurumu</span> Devlet kurumu

Türk Tarih Kurumu, Türk tarihinin ilk kaynaklardan araştırılması amacı ile Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifi sonucu 15 Nisan 1931'de kurulmuş bir araştırma kurumudur. 664 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türk Tarih Kurumu ayrı bir kamu tüzel kişiliğe sahip olup 1983 yılında kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun denetim ve gözetimine bağlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Arthur Compton</span> Amerikalı fizikçi (1892 – 1962)

Arthur Holly Compton, 1927'de elektromanyetik radyasyonun parçacık doğasını gösteren Compton etkisinin keşfi ile Nobel Fizik Ödülü kazanmış Amerikalı fizikçidir. Zamanında çok dikkat çeken bir buluştur. Işığın dalga doğası o zamanlarda iyi anlaşılmış olsa da ışığın hem dalga hem parçacık olabileceği fikri kolay kabul görmemiştir. Kendisi ayrıca Manhattan Projesindeki Metallurji Laboratuvarının başı ve 1945 ile 1953 seneleri arasında St. Louis Washington Üniversitesi Rektörüdür.

<span class="mw-page-title-main">Mu</span> 14 bin yıl önce batarak yok olduğu söylenen efsanevi kıta

Mu kıtası veya kısaca Mu, ilk olarak 19. yüzyılda yaşamış yazar ve gezgin Augustus Le Plongeon tarafından Büyük Okyanus'ta yer aldığı ve 14 bin yıl önce batarak yok olduğu ileri sürülmüş, günümüzde bilim çevrelerinde sözdebilimsel bir iddia olduğu kabul gören efsanevi kıtadır. Le Plongeon, kıtada Antik Mısır ve Mezoamerika toplumlarının atalarının yaşadığını iddia etmiştir. Kavram daha sonra, kıtanın bir zamanlar Pasifik Okyanus'unda var olmuş olduğunu iddia etmiş James Churchward tarafından popülarize edilmiştir.

Naacal Tabletleri, önce Augustus Le Plongeon daha sonra ise James Churchward tarafından bir zamanlar varolduğu iddia edilen antik bir halk ve uygarlık. Naacal'ın varlığına dair hiçbir bilimsel ve arkeolojik veri bulunmamış olmasına karşın, hakkında çok sayıda kurgu eserler yazılmıştır.

Babil ve Asur uygarlıkları, Mezopotamya'da, Fırat ve Dicle ırmakları arasındaki bölgede 5.000 yıl önce kurulan en büyük kentlerden Babil ve Asur çevresinde yaratılan uygarlıklardır. Bu kentler, Babil ve Asur ülkelerinin de merkeziydi. Yazı başta olmak üzere burada pek çok buluş gerçekleştirildi. Asur ve Babil'de ortaya çıkan uygarlık doğuda İran ve Hindistan'a; batıda ise Filistin, Yunanistan ve Roma'ya doğru yayıldı. Babil ve Asur böylece doğu ve batı uygarlıklarının da çıkış yeri oldu.

<span class="mw-page-title-main">Türk Tarih Tezi</span> sözdebilimsel çalışma

Türk Tarih Tezi, 1930'lu yıllarda, Mustafa Kemal Atatürk'ün teşvikiyle oluşturulan tarih yorumu. 1930 yılında yüz adet basılan Türk Tarihinin Ana Hatları isimli eser Türk Tarih Tezi'nin bildirgesi sayılır. Bu eser doğrultusunda hazırlanan ve 1931-1941 yılları arasında liselerde okutulan dört ciltlik ders kitabı da Türk Tarih Tezi'nin temel metinlerindendir. İslam ve Hristiyan çatışmasına dayalı Osmanlı tarihi tezine ve Türkler aleyhinde yazılan Batılı tarih tezlerine tepki olarak ortaya konmuştur. Bilimsel çevrelerde Türk Tarih Tezi, siyasi gayeler taşıdığı, hayalci veya romantik milliyetçi yönlerinin olduğu savlarıyla eleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tufan</span>

Tufan, birçok yerel efsaneye ve kutsal kitaplara göre Tanrı tarafından bir kavmi, milleti ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderildiğine inanılan büyük felaket. Tufanın detayları farklı kültürlerde farklılıklar arz etmekle beraber en çok bilinen şekli Nuh Tufanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">İyonya</span> Anadoluda bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağda verilen ad

İyonya, Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır. Dor istilası sonucu Yunanistan'dan kaçan Akalar tarafından Ayvalık, Efes, Foça, İzmir, Kuşadası, Milet ve Milas çevresinde kurulmuşlardır. Dünyanın yedi harikası arasında gösterilen Efes Artemis Tapınağı İyonyalılar döneminde inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yaratılış Kitabı</span> Kutsal Kitapın ilk kitabı

Yaratılış Kitabı, Tanah'ın ve Hristiyan Eski Ahit'inin ilk kitabıdır. Yahudilik ve Hristiyanlık geleneklerinde her şeyin başlangıcını; insanlığın erken tarihini, İsrailoğullarının atalarını ve Yahudi milletinin asıllarını açıklayan bir kitap olarak görülür.

Hasan Tahsin Mayatepek, Türk diplomat. Soyadının Mayatepek olmasının nedeni, Maya dilinde tepe sözcüğünün "tepek" olmasından ileri gelir. Diplomat ve iş insanı Osman Mayatepek torunlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Kudüs Tapınağı</span>

Kudüs Tapınağı ya da Kutsal Tapınak, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Moria Tepesi'nde bulunan ve Yahudilerce kutsal sayılan tapınak. Birinci Tapınak, Kral Süleyman tarafından M.Ö. 960 dolaylarında kurulmuş ve Nabukadnesar yönetimindeki Babilliler tarafından M.Ö. 586'da yıkılmıştır. İkinci Tapınak ise, M.Ö. 520 dolaylarında açılmış ve Titus tarafından yönetilen Romalılar tarafından 70'te yıkılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Maya dilleri</span>

Maya dilleri, Kolomb öncesi Mezoamerika uygarlıklarından birini oluşturan Mayalar'ın vaktiyle kullanmış oldukları Klasik Mayaca dahil hepsi ana Proto-Mayacadan türemiş olan dillerdir. SIL International (Ethnologue) verilerine göre 68 dilden oluşur ve 6.038.172 kişi tarafından konuşulur.

<span class="mw-page-title-main">Mayalar</span> Orta Amerikada bulunan yerli halk.

Mayalar ya da Maya halkları, Mezoamerika'da Maya uygarlığını kuran atalarının topraklarında, günümüzdeki Guatemala, Güney Meksika ve Yukatan Yarımadası, Belize, El Salvador ve Batı Honduras'ta yaşayan ve 7 milyon nüfusa sahip olan Orta Amerika'nın en tanınmış yerli Kızılderili halkıdır. Konuştukları anadil Maya dillerine giren dil ve lehçeler olsa da İspanyolca ve İngilizce (Belize) gibi sömürge dilleri de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ur Kraliyet Oyunu</span> Antik Mezopotamya kökenli kutu oyunu

Ur Kraliyet Oyunu, bilinen diğer adıyla Yirmi Kare Oyunu ya da kısaca Ur Oyunu, ilk olarak MÖ 3.000'lerin başlarında antik Mezopotamya'da oynanan iki oyunculu strateji yarış türünde bir masa oyunudur. Döneminde Orta Doğu'da tüm sosyal statüdeki insanlar arasında popüler olmuş ve oyunun tahtaları, Girit ve Sri Lanka gibi Mezopotamya dışındaki yerlerde de bulunmuştur. Popülerliğinin zirvesindeyken manevi bir önem kazanmış ve oyundaki olayların bir oyuncunun geleceğini yansıttığına ve tanrılardan veya diğer doğaüstü varlıklardan mesajlar taşıdığına inanılmıştır. Ur Oyunu, Geç Antik Çağ'a kadar popülerliğini korumuş ve muhtemelen zamanla tavlanın ilk biçimlerinden birine dönüşmüş ya da yerini tavlaya bırakmıştır. Neticede Hindistan'ın Koçi kentindeki Yahudi nüfusu dışında her yerde unutulmuş ve bu halk, İsrail'e göç etmeye başladıkları 1950'lere kadar oyunun bir versiyonunu oynamaya devam etmiştir.

Bu, kısmi bir Asurologlar listesidir. Bir Asurolog, Asur ve antik Mezopotamya'nın (Irak) geri kalanının arkeolojik, tarihsel, kültürel ve dilbilimsel çalışmalarında uzmanlaşmış bir kişidir.