İçeriğe atla

Jaffe-Campanacci sendromu

Jaffe-Campanacci sendromu: tibia'da Non-ossifying fibroma

Jaffe-Campanacci sendromu, gen mutasyonuyla ortaya çıkan izole sendromlardandır. Deride café-au-lait (sütlü kahve) pigmentasyonu, uzun kemiklerde non-ossifying fibromalar[1] ile bunların neden olduğu patolojik kırıklar, çenelerde dev hücreli reparatif granülom özelliği taşıyan lezyonlar, hipogonadizm[2] ve zeka geriliği bulgularını içerir. Kalıtsal olgular az sayıdadır ve Nörofibromatoz tip 1 grubu içinde yer alırlar.[3][4][5]

Kaynakça

  1. ^ Mankin HJ, Trahan CA, Fondren G, Mankin CJ. Non-ossifying fibroma, fibrous cortical defect and Jaffe-Campanacci syndrome: a biologic and clinical review. La Chirurgia degli Organi di Movimento, 93(1):1-7, 2009
  2. ^ Choi E mi, Jung N, Shim YJ, et al. Short stature and growth hormone deficiency in a girl with encephalocraniocutaneous lipomatosis and Jaffe-Campanacci syndrome: a case report. Annals of Pediatric Endocrinology & Metabolism, 21(4):240-244, 2016
  3. ^ Kotzot D, Stöss H, Wagner H, Ulmer R. Jaffe-Campanacci syndrome: case report and review of literature. Clinical Dysmorphology, 3(4):328-334, 1994
  4. ^ Hau MA, Fox EJ, Cates JM, et al. Jaffe-Campanacci syndrome. A case report and review of the literature. Journal of Bone & Joint Surgery, 84-A:634–638, 2002
  5. ^ Stewart DR, Brems H, Gomes AG, et al. Jaffe-Campanacci syndrome, revisited: detailed clinical and molecular analyses determine whether patients have neurofibromatosis type 1, coincidental manifestations, or a distinct disorder. Genetics in Medicine, 16:448–459, 2014

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kedi gözü sendromu</span>

Kedi gözü sendromu , ebeveynlerden birinde spontan olarak ortaya çıkan kromozom anomalisinin otosomal dominant yolla aktarıldığı izole bir sendromdur. Kromozomları normal olan bireylerin 2 adet 22p olarak bilinen kısa kolu ve 22q olarak adlandırılan 2 adet uzut kolu olan 2 tane kromozom 22'leri vardır. Fakat, kedi gözü sendromuna sahip bireylerde ise kromozom 22'nin kısa kolu ve uzun kolunun bir bölümü vücudun hücrelerinde ikişer adet bulunacaklarına üç ya da dört adet bulunurlar. Fetüslerin çoğu ölü doğar. "Kedi gözü sendromu" adı hasta bireydeki belirgin göz anomalisinden türetilmiş bir isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Jacobsen sendromu</span> Genetik hastalık

Jacobsen sendromu kromozom anomalisi kökenlidir. Kranyumda trigonosefali ve makrosefali saptanır. Hipertelorizm, kaş ve kirpik anomalileri, kikroftalmi, mikrokornea, epikantus, strabismus, ptozis ve koloboma varlığı önemli göz bulgularıdır. Yüz incelemelerinde biçimsiz kulaklar, küçük burun, mikrognati, ince üst dudak ve balık ağzı görünümü dikkat çekicidir. Konjenital kalp defektleri ve bağışıklık sistemi sorunlarına bağlı yineleyen solunum sistemi infeksiyonları sık görülür. Dış genital organlardaki hipoplaziler ile psikomotor gerilik ve otizm başkaca bulgulardır.

Witkop sendromu, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Ektodermal displazi bulguları görece hafiftir.

EEC sendromu , genellikle kalıtsal nitelik gösteren bir sendrom kümesidir. Bu sendrom kümesinde 3 ana bulgu vardır: (1) Ektodermal displazi bulguları, (2) Istakoz kıskacı parmaklar (ectrodactylia), (3) Yarık dudak ve yarık damak.

KID sendromu (keratitis-ichthyosis-deafness), ektodermal displazi ve sağırlık bulgularını bulgularını içeren, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

GAPO sendromu, ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. Hastalarda genel bir gelişme geriliği vardır. Alın bombesi yüksektir. Saçlar giderek dökülür. Optik atrofi ve glokomun neden olduğu görme sorunları ile göz titremeleri (nistagmus) saptanır.

Konjenital kızamıkçık sendromu , gebelerdeki kızamıkçık (rubella) infeksiyonunun bebeklerde oluşan komplikasyonudur. Gebelikten 1 ay öncesinde ve gebeliğin ilk 3 ayında geçirilen rubella infeksiyonunda risk yüksektir; gebelik süresinin 3. ayı geçtiği olgularda geçirilen infeksiyonlarda risk giderek azalır. Klasik ve bunlara ek olarak saptanabilen teratojen bulgular şunlardır:

<span class="mw-page-title-main">Otosefali</span>

Agnati-Otosefali kompleksi, öncelikle mikrognatiye neden olan malformasyonlardan biridir; altçene yokluğu anlamına gelse de, altçenenin tümü değil ancak bir bölümünün eksikliği ya da oldukça aşırı bir hipoplazisi söz konudur. Ender görülen bu kompleksin kalıtsal olabileceği gibi, gen mutasyonlarının ve teratojenlerin etkisini gösteren olgular da bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bosma arini mikroftalmi sendromu</span>

Bosma arini mikroftalmi sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; göz ve burun bulguları ön plandadır.

Femoral-facial sendrom, izole sendromdur; diabetik annelerin bebeklerinde görece sık rastlanır. otosomal dominant yolla aktatılmış az sayıda olgu bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cantu sendromu</span>

Cantu sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Urbach-Wiethe hastalığı</span>

Urbach-Wiethe hastalığı (lipoid proteinosis; hyalinosis cutis et mucosae), otosomal resesif yolla aktarılan kalıtsal bir hastalıktır. Deri ve mukozalarda hyalinsi (glikoprotein) bir maddenin birikmesiyle oluşan plaklar ve minik kabarıklıklar (verrüler) saptanır.

Winchester sendromu, MMP14 genindeki spontan mutasyona bağlı ender görülen bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Zimmermann-Laband sendromu</span>

Zimmermann-Laband sendromu, bir bölümü sporadik, kalan bölümü otosomal dominant yolla aktarılan, dişeti büyümelerinin baskın olduğu ağız bulguları, burun ve kulak kıkırdaklarında yapısal bozukluklar, aşırı kıllanma, omurga eğrilikleri, parmaklarda ve tırnaklarda gelişme aksamaları, karaciğer ve dalak büyümesi (hepatosplenomegali) bulgularının saptandığı, 3 fenotipi olan, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; 2. ve 3. fenotip çok ender görülür.

<span class="mw-page-title-main">Serebrokostomandibular sendrom</span>

Serebrokostomandibular sendrom , otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; çok az sayıda otosomal resesif olgular da vardır. Bebeklerin yarıya yakın bölümü 1 yaşından önce kaybedilir. Doğum ölçümleri normaldir, ancak zamanla gelişme geriliği bulguları belirir.

Larsen sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Ana nitelikleri nedeniyle, osteokondrodisplazi ve OPD sendromu 1 ile benzerlikleri vardır. Kalça, dirsek, bilek, diz gibi büyük eklemlerin çıkıkları, ayak deformasyonları, özellikle el başparmaklarda belirgin olan yassılaşma, skolyoz, boyun omurlarının malformasyonlarından kökenli kifoz, spina bifida, iskelet sistemiyle ilgili başlıca bulgulardır. Ayrıca, fibula, iki tarafta da tibianın önündedir (dislokasyon). El ve ayak parmaklarında çeşitli anomalilere rastlanabilir. Tırnaklar kısa ve küçüktür.

<span class="mw-page-title-main">Popliteal pterygium sendromu</span>

Popliteal pterygium sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Bu sendromun daha hafif türü olan van der Woude sendromu ile ağır türü olan Bartsocas-Papas sendromu tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tetra-amelia sendromu</span>

Tetra-amelia sendromu, kol ve bacakların oluşamadığı, skapula ve klavikula malformasyonlarının saptandığı, otosomal resesif olarak (XLR) aktarılan bir sendromdur. Doğumdan sonraki ilk haftalarda ölüm riski çok yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">Hajdu-Cheney sendromu</span>

Hajdu-Cheney sendromu (arthrodentoosteodysplasia), iskelet sistemindeki defektlerle karakterize otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

IMAGe sendromu, genel gelişme geriliği, genital anomaliler ve konjenital adrenal hipoplazisi ile karakterize, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; otosomal resesif olgular da bilinmektedir.