
Beyin , sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organıdır. Bütün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan -bazı süngerler, knidliler, tulumlular ve derisi dikenliler gibi omurgasızlar hariç- beyne sahiptir. Baş kısmında; duyma, tatma, görme, denge, koklama gibi duyulara hizmet eden organlara yakın bir noktada bulunan beyin omurgalıların vücudundaki en karmaşık organdır. Normal bir insanda serebral korteksin 15-33 milyar nörondan müteşekkil olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birkaç bin nöronla sinaps denen bağlantılar yardımıyla bağlıdır. Bu nöronlar birbirleriyle akson denen uzun protoplazmik lifler yardımıyla iletişim kurar. Aksonlar bilgiyi beynin diğer kısımlarına yahut vücudun spesifik alıcı hücrelerine taşır.

Vajina, memelilerde dişi genital sisteminin esnek ve kaslı kısmıdır. Vajina, insanlarda vulvadan servikse kadar uzanır. Dış vajinal açıklık normalde kısmen himen adı verilen bir zarla örtülüdür. Dip ucunda serviks vajinaya doğru çıkıntı yapar. Vajina cinsel ilişki ve doğumun gerçekleşmesini sağlar. Aylık âdet döngüsünün bir parçası olarak insanlarda ve insanlara yakın akraba olan primatlarda meydana gelen âdet kanamasını da yönlendirir.

Sürüngenler, omurgalıların soğukkanlı, yumurtlayarak çoğalan, büyük bir sınıftır. Basitçe yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve tuataralardan oluşur.

Memeliler, hayvanlar aleminin insanların da dâhil olduğu, dişilerinde bulunan meme bezleri ve hem dişi hem erkek bireylerinde bulunan ter bezleri, kıl, işitmede kullanılan üç orta kulak kemiği ve beyinde yer alan neokorteks bölgesi ile ayrılan bir omurgalı sınıfıdır.

Etçiller ya da yırtıcı memeliler, memeliler sınıfına ait bir takımdır.

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

Omurgalılar, hayvanlar aleminin kordalılar şubesine ait bir alt şubedir.

Rahim, dölyatağı veya uterus, memelilerde gebelik organıdır. İnsanlarda ve memelilerin çoğunda üreme sisteminin kadınlık hormonuna duyarlı, ikincil cinsel organıdır.

B hücresi, humoral bağışıklık yanıtında büyük bir rol oynayan lenfositlerdir. Bu hücreler ilk defa 1960'larda kuşlarda tespit edilmiştir. 'B' kısaltması, kuşlarda bu hücrelerin olgunlaştığı organ olan Bursa Fabricius'tan gelmektedir. Öte yandan Bursa Fabricus kuşlara ait bir organdır ve memelilerde bulunmaz.

Deri, cilt veya ten, bazı hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası canlının vücudunu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2) oksijen difüzyonla atılır. CO2'de difüzyonla atılır. Bu canlıların gelişmiş organları yoktur. Dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer. Derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir.
Üreme sistemi, bir canlının üremesinde rol alan anatomik yapıların bütününe verilen bir isimdir. Bir organ sistemi olan üreme sistemi, üreme organlarını barındırır. İnsan üreme sistemi, erkek ve dişi organlardan oluşan bir komplekstir. Farklı canlılar farklı şekillerde ürerler ve bu nedenle üreme sistemleri canlıdan canlıya büyük değişiklik gösterir. Üreme sistemleri canlının üreme tipine uyum sağlayacak şekilde gelişmiştir. Memelilerde, erkeklerde sperm ve dişilerdeki yumurta hücrelerinin birleşmesi ile döllenme olur ve yavru oluşur.

Tetrapoda ya da dört üyeliler, Gnathostomata infraşubesine bağlı bir hayvan üstsınıfıdır.

Keliserliler (Chelicerata), eklem bacaklıların büyük bir altşubesini teşkil eder. Merostomata, Arachnida ve Pantopoda diye üç sınıfı vardır. Köken olarak denizde yaşayan ve karada yaşayan canlıları içerir. Bugün bazı türlerinin (Xiphosura) soyu tükenmiştir. 35.000 den fazla türü yaşamaktadır.

Altı bacaklılar (Hexapoda) Eklembacaklılar bölümünün en büyük alt şubesidir. Yaklaşık olarak 30'un üzerinde takım içerir. Böceklerin yanı sıra içtençeneliler adı verilen kanatsız eklembacaklılardan Diplura, Protura ve Collembola'yı da içine alır. Göğüslerinin üç segmentli olması ve her segmentinde bir çift bacağın bulunması ile tanınırlar.

Duyu organı, stimülasyonlar (uyarılmalar) sonucu çevreden aldığı bilgileri elektrik impulslarına çeviren organ. Bilgiler, sinirler aracılığıyla beyne iletilirken filtrelenirler; diğer organlardan gelen bilgilerle ve önceden beyinde depolanmış olanlarla karşılaştırılırlar ve beyinde algıya dönüşürler. Duyu organları bilgileri reseptörler (alıcılar) vasıtasıyla toplarlar. En çok bilinen duyu organları, en basit haliyle, "5 duyu" olarak da adlandırılan; görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma işlevlerini yerine getiren göz, burun, kulak, dil ve deridir.
Duyusal bellek, göz, kulak gibi duyu organlarımızın yapısal özelliklerinden kaynaklanan kısa süreli bellektir. Işık ve ses gibi uyarıcıların geçici bir süre duyu organı tarafından saklanmasıdır.

Meme bezi memelilerde bulunan ve ürettiği süt ile yavruları beslemeye yarayan bir organdır. Memeliler, adını bu organdan alır. İnsanlarda meme bezi göğüste yer alan memelerde bulunur.
Koku alma, koklama veya olfaksiyon, ortamdaki kimyasalların burun vb. duyu organları vasıtasıyla algılanmasıdır. İnsanda koku alma duyusu, omurgasızlara ve alçak seviye omurgalılara nazaran, daha az baskın duyulardandır; zira pek çok alçak seviye omurgalı ortamdaki kimyasalları vücutlarının çok çeşitli bölgelerindeki reseptörler (alıcılar) ile algılar. Omurgasızlarda ise burun deliği gibi kemoreseptif boşluklara rastlanmaz. Bu nedenle pek çok otorite koku almayı 'uzaktan kemoresepsiyon', tat almayı ise 'temaslı kemoresepsiyon' olarak tanımlar.

Ivar Hjalmar Jacobson, UML, Objectory, Rational Unified Process (RUP), görünüm odaklı yazılım geliştirme ve Essence'a büyük katkıda bulunan İsveçli - Amerikalı bir bilgisayar bilimcisi ve yazılım mühendisi.