Sanskrit, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı bir dildir. Sanskrit ve lehçeleri, Antik Hindistan'da lingua franca statüsüne sahip olmuştur. Dil aynı zamanda Hititçe ve Miken Grekçesinden sonra kaydedilmiş en eski Hint-Avrupa dili olmaktadır.
İtalik diller, bilinen ilk üyeleri MÖ 1. milenyumda İtalyan Yarımadası'nda konuşulmuş olan bir Hint-Avrupa dil ailesi koludur. Eski dillerinin en önemlisi, milattan önce diğer İtalik halkları fetheden Antik Roma'nın resmi dili olan Latinceydi. Diğer İtalik diller; MS ilk yüzyıllarda, konuşanları Roma İmparatorluğu'nda asimile olduğundan ve Latinceye kaydıklarından dolayı yok oldu. MS 3. ve 8. yy. arasında Halk Latincesi, günümüzde ana dil olarak konuşulan tek İtalik dil grubu olan Latin (Romen) dillerine ayrıldı, ayrıca Edebi Latince de hayatta kaldı. Latincenin yanında bilinen diğer antik İtalik dilleri; Faliskçe, Umbriyaca ve Oskanca ve Güney Pikencedir. Yarımadada konuşulmuş ve sınıflandırması tartışmalı olan diğer İtalik diller Venetçe ve Sikulcadır. Uzun zaman önce yok olmuş bu diller, yalnızca arkeolojik bulgulardaki birkaç yazıttan bilinmektedir.
Ural dilleri, içinde otuz dokuz dil barındıran ve toplamda 25 milyon insan tarafından konuşulan dil ailesidir. Dünya üzerinde en çok konuşanı olan Ural dilleri, sırasıyla Macarca, Fince, Estonca, Marice ve Udmurtçadır. Yine dünyada içinde belirgin olarak Ural dilleri konuşanı barındıran ülkeler Estonya, Finlandiya, Macaristan, Romanya, Rusya, Sırbistan ve Slovakya'dır.
Ermeni hipotezi, Proto-Hint-Avrupa halkının anavatanın "Anadolu'nun doğusu, Kuzey Mezopotamya ve Kafkaslar'ın güney kısımlarında" yer aldığını ve Proto-Hint-Avrupa dilinin (PHA) MÖ 5.-4. milenyum civarında bu bölgelerde konuşulduğunu öne süren bir hipotezdir. Varsayım, Gürcü Tamaz V. Gamkrelidze ile Rus dilbilimci Vyaçeslav İvanov tarafından 1985 yılında öne sürülmüştür. Terimde geçen "Ermeni" ismi, bir toponim olan Ermeni Yaylaları'na atıfta bulunmaktadır.
Aryan, antik Hint-Avrupa dil ailesine bağlı Hint-İran dilleri konuşmuş halkların kendilerini tanımlamak ve bölgedeki diğer halklardan ayırt etmek için kullanmış oldukları bir terimdir. Vedik döneminde Hindistan’ın Āryāvarta olarak adlandırılan bölgesine yerleşmiş, Hint-Aryan dilleri koluna dahil diller konuşan Hint-Aryan etnik grubu ve bu bölgeyi tanımlamak için günümüzde kullanılan bir ifadedir. Bu topluluklar yüzyıllarca bölge toplumları üzerinde aristokratik bir sınıf olarak hüküm sürmüşlerdir. Etnik olarak yakın topluluklardan olan Antik İran halkları, Avesta’da kendilerini tanımlamak için bu etnik tanımı kullandılar. Günümüzde İran adının Aryan sözcüğünden türediği ileri sürülür.
Anadolu dilleri, Hint-Avrupa dil ailesine ait soyu tükenmiş bir dil grubudur. Terim bazen Anadolu'da konuşulmuş ancak bu gruba ait olmayan tarihî dillere atıfta bulunmak için de kullanılabilir. Anadolu dilleri, M.Ö. 2. ve 1. binyıllarda, Asur ticaret kolonileri ile Roma İmparatorluğu'nun 2.-3. yüzyıl arasındaki döneme tarihlenebilir. M.S. 4.-5. yüzyıllar, Anadolu dillerinin son evresi olarak kabul edilir. Tüm Anadolu dilleri, bir proto dil olan ve yazılı örneği bulunmayan farazî Proto Anadolu dilinden türemiştir.
Kurgan hipotezi (teorisi) erken Hint-Avrupa kökenlerinin, Karadeniz-Hazar stepleri'nde bulunan arkeolojik "Kurgan kültürüne" dayandığını öne süren teorilerden biridir. Kurgan Türkçe "korugan" sözcüğünden türetilmiş höyük mezar anlamına gelen bir terimdir.
Georges Dumézil, Fransız tarihçi ve dilbilimci.
Proto-Hint-Avrupalılar veya Ön Hint-Avrupalılar, dilsel yeniden yapılandırmalara göre Hint-Avrupa dillerinin atası olan Proto-Hint-Avrupa dilini konuşmuş Avrasya'nın tarih öncesi insanları.
İp Baskılı Seramik kültürü, Avrupa'da MÖ 2900 ile 2350 dolaylarında, geç Neolitik dönem, Bakır Çağı ve erken Tunç Çağı'nda var olmuş arkeolojik kültür. İp Baskılı Seramik kültürü, batıda Ren Nehri'nden doğuda Volga Nehri'ne kadar uzanan Kuzey Avrupa, Orta Avrupa ve Doğu Avrupa bölgelerini içine almış geniş bir alanı kapsamaktaydı.
,
Hint-Hitit veya Hint-Anadolu; var olagelmiş tüm Hint-Avrupa dilleri ve de Anadolu dillerini'de içerisine alacak şekilde, bir bütünsel Hint-Avrupa terimine eş değer bir model olarak, ilk defa Amerikalı dilbilimci "Edgar H. Sturtevant" tarafından 1926 yılın da ortaya atılan ve tamamen hipoteze dayalı olan bir dil ailesidir.
Baltık mitolojisi, Baltık paganizminden kaynaklanan ve Hıristiyanlaşmadan sonra Baltık dinine inanmaya devam eden Baltık halkının mitolojisidir. Baltık mitolojisi Proto-Hint-Avrupa mitolojisinin bir parçasıdır. Baltık bölgesi, Avrupa'nın Hristiyanlaştırılan son bölgelerinden biriydi. Pagan döneminde Baltık halklarının mitolojisini açıklayan yerli metinler hayatta kalmazken, mitoloji bilgisi Rus ve Alman kaynaklarından, daha sonra etimoloji ve karşılaştırmalı mitoloji yoluyla elde edilebilir.
Tamaz Valerianis dze Gamkrelidze Gürcü dilbilimci, oryantalist ve Hititolog. Hint-Avrupa dilbilimi, antik diller, teorik dilbilim, yapısal ve uygulamalı dilbilim ve Kartveloloji alanlarında birçok seçkin eserin yazarıdır. 2005-2013 yılları arasında Gürcistan Bilimler Akademisi'nin başkanlığını yapmıştır.
Pitos büyük bir saklama kabının Yunanca adıdır. Terim, Neolitik, Tunç Çağı ve sonraki Demir Çağı'nda Akdeniz'i çevreleyen medeniyetler arasında kullanılan bu tür kaplarda kullanılır. Pitoslar, esas olarak sıvılar ve tahıllar için depolama aracı olarak kullanıldı. Sonraki dönemlerde varil ve fıçılarla kıyaslanabilir durumdaydılar. İsim diğer dillerde farklıydı; örneğin Hititler harsi- kullandı.
Ana Anadoluca, Ön Anadoluca veya Proto-Anadoluca) Anadolu dillerinin türediği en erken ata evresi olan tek bir proto dildir. Hemen hemen diğer tüm proto dillerde olduğu gibi doğrulanmış hiçbir kaydı bulunamamıştır; dil, tüm doğrulanmış olan Anadolu dillerinin yanı sıra diğer tüm Hint-Avrupa dillerine de karşılaştırmalı yöntem uygulanarak yeniden inşa edilmiştir.
Alwin Kloekhorst, Hollandalı bir dilbilimci, Hint-Avrupa araştırmacısı ve Hititologdur.
Clifford Edmund Bosworth FBA, İngiliz tarihçi ve oryantalistti.
Proto-Hint-Avrupa mitolojisi, varsayımsal Proto-Hint-Avrupa dilini konuşan Proto-Hint-Avrupalılarla ilişkilendirilen mitler ve tanrılar bütünüdür. Mitolojik motifler direkt olarak doğrulanmamış olsa da, karşılaştırmalı mitoloji üzerine çalışan bilim insanları, Proto-Hint-Avrupalıların orijinal inanç sistemlerinin bazı kısımlarının sonraki geleneklerde hayatta kaldığı varsayımına dayanarak, Hint-Avrupa dilleri arasında bulunan benzerliklerden miras kalan ayrıntıları yeniden yapılandırdılar.
Milyanca, aynı zamanda Likçe B veya önceki adıyla Likçe 2 olarak bilinen, artık yok olmuş antik bir Anadolu dilidir. Bu dil, üç yazıtla günümüze ulaşmıştır: İlki Ksanthos'ta bulunan Ksanthos stelindeki 34 ve 71 satırlık iki şiirdir. Diğer yazıt ise Antifellos'taki (Habessus) bir lahit üzerinde yer alan dokuz satırlık daha kısa bir metindir. Bu üç şiir de kıtalara bölünmüştür.