Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.
Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye kelimesinden geçmiştir.
Oligarşi veya takım erki, küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için oligark terimi kullanılır.
Hükûmet, genellikle bir devlet olan düzenli bir topluluğu yöneten sistem veya insan grubudur.
Atina demokrasisi veya Klasik demokrasi, Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan demokrasi çeşididir. Atina devlet yönetimi, antik çağın bilinen ilk demokrasisi ve belki de en önemlisidir. Diğer Yunan şehirleri de demokrasi yönetimi kurmalarına rağmen ya Atina modelini seçmemişler ya da istikrarı sağlayamamışlardır. Bilinen ilk doğrudan demokrasi denemesidir. Doğrudan demokrasi, Atina'da yaşayan herkesin devlet yönetimine katılma hakkı olduğu anlamına gelmez. Fakat, karar alıcı sistemin içinde yer alanlar için ekonomik düzey gibi herhangi bir ölçüt de yoktur. Atinalı vatandaşlar temsilci seçmezler, onun yerine yasaları ve vergi icralarını oylayarak karar verirlerdi.
Doğrudan demokrasi, halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi türüdür. Doğrudan demokrasi, halkın halk tarafından yönetilmesini öngörmektedir. Dolayısıyla doğrudan demokrasi dizgesi, demokrasinin ülküsel anlamına en yakın olan hâlidir. Siyasi kararların, çoğunluk esasına göre, yurttaşların oy çokluğu ile, doğrudan doğruya şehir halkı tarafından alındığı yönetim şekline, doğrudan doğruya demokrasi denir. Doğrudan demokraside, halk herhangi bir aracı veya temsilci olmadan politikalara karar verirken, temsili bir demokraside insanlar daha sonra politika girişimlerini yürürlüğe koyan temsilcilere oy verirler. Kullanılan belirli bir sisteme bağlı olarak, doğrudan demokrasi yürütme kararlarının geçirilmesini, sıralamanın kullanılmasını, yasaların yapılmasını, yetkililerin doğrudan seçilmesini veya görevden alınmasını ve yargılamaların yapılmasını gerektirebilir. Doğrudan demokrasinin önde gelen iki biçimi katılımcı demokrasi ve müzakereci demokrasidir.
Çoğunlukçu demokrasi veya mutlak demokrasi, çoğunluğun kararlarının uygulandığı ve bu kararların mutlak olduğu demokrasi çeşididir. Yasalar, azınlık hakları, kuvvetler ayrılığı gibi etmenler çoğulcu demokraside alınan kararları sınırlandırırken çoğunlukçu demokraside, çoğunluğun aldığı kararlar sınırsız ve mutlaktır. Ayrıca Yönetilenlerin çoğunluğunun seçim ve yönetim sırasında etkili olması esasına dayanan çoğunlukçu (mejoritarlari) demokrasi ilk uygulama modelini Britanya'da geliştirdiğinden Westminster tipi demokrasi diye anılmaktadır.
Dik açıklık, bir yıldızın gökkürede ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı olarak tanımlanmakta olup, ekvator konsayı dizgesinin ikinci öğesidir. Ekvatora bağlı koordinat sistemine ilişkin iki terimden biridir. Dik açıklık, göksel ekvator ile bir nesnenin arasındaki açıyı belirtir. Bir başka deyişle, dik açıklık gökkürenin enlemidir.
Anayasa hukuku, ulus devletlerin ve diğer siyasi organizasyonların kurucu ve temel yasaları hakkındaki çalışmaları içermektedir. Anayasalar hükûmetler için bir çatı oluşturur, otorite, yeni yasa ve düzenlemelerin yapılmasında siyasi yapıların işlevlerini sınırlandırabilir veya tanımlayabilir.
Devrimci, devrime etkin biçimde katılan ya da onu destekleyen kişidir. Ön ad olarak kullanıldığında ise, toplum ya da insan davranışı üzerinde derin etkiler bırakan olguları belirtir.
Belediye başkanı, bir şehir veya kasabanın belediye hükûmetindeki en üst düzey yetkili olarak görev yapar. Dünya genelinde, bir belediye başkanının yetkileri ve sorumlulukları ile bir belediye başkanının seçimi veya diğer şekillerde görevlendirilmesi konusunda yerel yasalar ve adetler arasında geniş bir farklılık bulunmaktadır. Seçilen sistemlere bağlı olarak, bir belediye başkanı belediye hükûmetinin baş yürütme görevlisi olabilir, sadece bağımsız gücü olmayan çok üyeli bir yönetim kurulunu yönetebilir veya sadece sembolik bir rol oynayabilir. Bir belediye başkanının görev ve sorumlulukları, belediye yöneticilerini ve çalışanlarını atamak ve denetlemek, seçmenlere temel hükûmet hizmetleri sağlamak ve bir belediye yönetim organı tarafından kabul edilen yasaları ve yönetmelikleri uygulamaktır. Bir belediye başkanının seçilme seçenekleri, halk tarafından doğrudan seçilme veya seçilmiş bir yönetim kurulu veya kurul tarafından seçilme gibi seçenekleri içerebilir.
Kritarşi yargıçların egemenliğidir. (Yunanca " krito " ve arkhe kelimelerinden türetilmiştir. Devleti mahkemelerin ve dolayısıyla hakimlerin yönettiği bir yönetim biçimidir.
Yönetim sistemleri veya siyasal sistemler, herhangi bir devletin, mikrodevletin ve mikroulusun yönetimi için, hükmetme gücünün kimin veya kimlerin elinde bulunacağını belirleyerek oluşan ve farklılaşan devlet iktidarı türlerini ifade eder.
Burundi devlet başkanı, Afrika ülkesi Burundi'nin yönetim şeklini krallıktan cumhuriyete değiştirdiği 1966 yılında bu yana ülkenin en üst makamında yer alan kişiye verilen unvandır. Ülkede bu görevde bulunan kişilerin listesi şu şekildedir:
- Parti
Endüstriyel demokrasi, endüstri içindeki sosyal gücün dağılımının, bir azınlığın elinde toplanmasından ziyade iş ile meşgul olan herkes arasında paylaşımını ifade eden uygulama. Diğer bir ifadeyle yurttaşlık hakları çerçevesinde, işçilerin bir sanayi işletmesinin ya da ticari kuruluşun idare edilmesine kısmen veya tamamen katılmalarıdır. Endüstriyel demokrasi kişisel çıkarların keyfi ve kötüye kullanımını önlemek amacıyla sanayide güç birikimini engellemeyi, bunun için de biriken gücü parçalamayı amaçlamaktadır.
Sovyet demokrasisi veya konsey demokrasisi, doğrudan seçilmiş sovyetler tarafından tüm nüfusun otoritesini sağladığı bir doğrudan demokrasiye dayalı siyasi sistemdir. Konseyler seçmenlerden doğrudan sorumludur ve talimatlarına göre bağlanır. Böyle bir zorunlu görev, seçilen delegelerin yalnızca vicdanlarından sorumlu oldukları serbest görevlerine zıtlık teşkil eder. Delegeler, istedikleri zaman görevlerinden alınabilir.
Cumhuriyetçilik, cumhuriyetle yönetilen bir devletin vatandaşlığı etrafında şekillenen bir siyasi ideolojidir. Tarihte, temsili bir azınlığın ya da bir oligarşinin hükûmetinden, halk egemenliğine çeşitli biçimlerde uygulanmıştır. Tarihsel bağlama ve yöntemsel yaklaşıma göre farklı biçimlerde tanımlanır.
Halk demokrasisi, Marksist-Leninist partilerin yönettiği devletlerde yönetim biçimi için kullanılan bir tanımdır. Halk demokrasisi adı, komünist devletler tarafından II. Dünya Savaşı sırasında gelişen ve Avrupa ile Asya'daki bazı ülkelerde sosyalizme yeni bir geçiş biçimi olarak görülüyordu ve "burjuva demokrasisi" olarak adlandırdıkları batılı demokrasilerden ayırmak için kullanılmaktaydı. Yine komünist ideolojiye göre iktidar işçi sınıfınındı.
İlliberal demokrasi veya kısmî demokrasi ya da “düşük yoğunluklu” demokrasi olarak da adlandırılır, rejim terimi olarak kullanılır. “boş demokrasi” ya da “hibrit rejim” anlamına gelir. İlliberal demokrasi terimini ilk kez siyaset bilimci yazar Fareed Zakaria 1997’de yazdığı “İlliberal Demokrasinin Yükselişi” makalesinde kullandı.
Delegatif demokrasi, demokrasiye işlerlik sağlayan kuvvetlerin (yasama, yürütme ve yargı) arasındaki denge mekanizmasının zarar görmesi sonucu oluşan bir yönetim biçimidir. Denge mekanizmasının zarar görmesi sonucu yasama ve yargı kuvvetleri yürütme kuvveti üzerindeki kontrol gücünü yitirmekte ve yürütme diğer kuvvetlere göre daha baskın hale gelmektedir.