İçeriğe atla

Jüpiter'in doğal uyduları

Jüpiter'in bazı uyduları
Galilei uyduları: Io, Europa, Ganymede ve Callisto.

Jüpiter'in bilinen 95 doğal uydusu vardır (2023 (2023) itibarıyla).[1] Bu uydular yörüngeleri, boyut ve fiziksel özellikleri ve bu verilere göre tahmin edilebilecek oluşum mekanizmaları ile çok büyük çeşitlilik göstermektedir. Jüpiter'in, halkaları, manyetik alanı ve uyduları ile birlikte oluşturduğu ve küçük bir güneş sistemini andıran bu karmaşık yapı, Güneş Sistemi'nin evrimini aydınlatabilecek çok sayıda ipuçları barındırmaktadır. İç uyduları olan İo, Europa, Ganymede ve Callisto büyük ve aydın iken diğerleri soluk ve küçüktür.

Liste

Renk Anahtarı
 
İç uydular

Galilei uyduları

Gruplandırılmamış uydular

Himalia grubu

Ananke grubu

Carme grubu

Pasiphae grubu
Sıra
[not 1]
Etiket
[not 2]
Adı
Resim Mut.
parl.
Çap
(km)[not 3]
Kütle
(×1016 kg)
Yarı büyük
eksen
(km)[2]
Yörünge periyodu
(d)[2][not 4]
Yörünge eğikliği
(°)[2]
Dış merkezlik
[3]
Keşif
yılı[4]
Keşfeden[4]Grup
[not 5]
1XVIMetis
10,543
(60 × 40 × 34)
≈ 3.6128852+0.2988
(+7h 10m 16s)
2.2260.00771979Synnott
(Voyager 1)
İç uydu
2XVAdrastea
12,016.4
(20 × 16 × 14)
≈ 0.2129000+0.3023
(+7h 15m 21s)
2.2170.00631979Jewitt
(Voyager 2)
İç uydu
3VAmalthea
7,1167
(250 × 146 × 128)
208181366+0.5012
(+12h 01m 46s)
2.5650.00751892Barnardİç uydu
4XIVThebe
9,098.6
(116 × 98 × 84)
≈ 43222452+0.6778
(+16h 16m 02s)
2.9090.01801979Synnott
(Voyager 1)
İç uydu
5IIo
-1,73643,2
(3660 × 3637 × 3631)
8931900421700+1,76910.050[5]0.00411610GalileiGalilean
6IIEuropa
-1,43121,64799800671034+3,55120.471[5]0.00941610GalileiGalilean
7IIIGanymede
-2,15268,2148190001070412+7,15460.204[5]0.00111610GalileiGalilean
8IVCallisto
-1,24820,6107590001882709+16,6890.205[5]0.00741610GalileiGalilean
9XVIIIThemisto
12,99≈ 0,0697405000+130,1844.5900.25141975/2000Kowal & Roemer/
Sheppard ve diğ.
Themisto
10XIIILeda
12,721.5≈ 0.611196000+242,0227.6410.16481974KowalHimalia
11LXXIErsa
15,93≈ 0,004511348700+246,9931.0280.10432018Sheppard ve diğ.Himalia
12LXVPandia
16,23≈ 0,004511462300+250,7127.0230.20842017Sheppard ve diğ.Himalia
13VIHimalia
7,9139.6
(150 × 120)
42011497400+251,8630.2140.15101904PerrineHimalia
14XLysithea♣
11,242.2≈ 6.311628300+256,1727.0150.13771938NicholsonHimalia
15VIIElara
9,679.9≈ 8711671600+257,6030.2160.20791905PerrineHimalia
16LIIIDia
16,34≈ 0,00912304900+278,8527.4810.26062000Sheppard ve diğ.Himalia
17XLVICarpo†
16,13≈ 0,004517151800+458,9050.1380.49672003Sheppard ve diğ.Carpo
18LXIIValetudo
17,01≈ 0,0001518819000+527,4132.0330.20182016Sheppard ve diğ.Valetudo
19XXXIVEuporie
16,32≈ 0,001519593900−560.32147.8510.14022001Sheppard ve diğ.Ananke
20LXEupheme
16,62≈ 0,001520126300−583.31150.0420.41042003Sheppard ve diğ.Ananke
21LVS/2003 J 18♦
16,52≈ 0,001520348800−593.01142.7830.04652003Gladman ve diğ.Ananke
22LIIS/2010 J 2
17,31≈ 0,0001520436700−596.86148.6970.34032010VeilletAnanke
23XLVHelike
16,04≈ 0,00920479500−598.74155.0670.13312003Sheppard ve diğ.Ananke
24 S/2003 J 16♦
16,32≈ 0,001520512500−600.18151.1630.33312003Gladman ve diğ.Ananke
25 S/2003 J 2♦
16,72≈ 0,001520554400-602.02149.2040.27772003Sheppard ve diğ.Ananke
26XXXIIIEuanthe
16,43≈ 0,004520583300−603.29146.8080.10962001Sheppard ve diğ.Ananke
27LXVIIIS/2017 J 7♦16,62≈ 0,001520600100−604.03146.7390.26262017Sheppard ve diğ.Ananke
28XXXHermippe
15,64≈ 0,00920666200−606.94146.7530.19812001Sheppard ve diğ.Ananke
29XXVIIPraxidike
14,97≈ 0,04320682900−607.68149.6920.29592000Sheppard ve diğ.Ananke
30XXIXThyone
15,84≈ 0,00920712800−609.00147.3280.17702001Sheppard ve diğ.Ananke
31XLIIThelxinoe16,32≈ 0,001520893300−616.97146.9160.17092003Sheppard ve diğ.Ananke
32LXIVS/2017 J 3♦
16,52≈ 0,001520976900−620.68147.9680.19072017Sheppard ve diğ.Ananke
33XIIAnanke
11,729.1≈ 3.021042500−623.59148.6750.17471951NicholsonAnanke
34XLMneme
16,32≈ 0,001521064100−624.55151.0870.34282003Gladman ve diğ.Ananke
35LIVS/2016 J 1♦
16,81≈ 0,0001521154000−628.56143.8240.12942016Sheppard ve diğ.Ananke
36XXXVOrthosie
16,72≈ 0,001521171000−629.31148.4880.48382001Sheppard ve diğ.Ananke
37XXIIHarpalyke
15,94≈ 0,00921280200−634.19148.2980.16022000Sheppard ve diğ.Ananke
38XXIVIocaste
15,45≈ 0,01921431800−640.98149.4240.32952000Sheppard ve diğ.Ananke
39LXXS/2017 J 9♦16,13≈ 0,004521492900−643.72155.7750.25242017Sheppard ve diğ.Ananke
40 S/2003 J 12
17,01≈ 0,0001521557700−646.64154.6900.36572003Sheppard ve diğ.Ananke
41 S/2003 J 4‡
16,72≈ 0,001522048600−668.85149.4010.49672003Sheppard ve diğ.Pasiphae
42XXVErinome
16,03≈ 0,004522354300−682.80164.8210.20522000Sheppard ve diğ.Carme
43XXXIAitne♥
16,03≈ 0,004522386500−684.28166.2380.31502001Sheppard ve diğ.Carme
44LHerse♥16,52≈ 0,001522408800−685.30164.3470.18542003Gladman ve diğ.Carme
45XXTaygete♥
15,55≈ 0,01622433500−686.44163.2610.32572000Sheppard ve diğ.Carme
46LXIIIS/2017 J 2♥
16,42≈ 0,001522472900−688.25165.6760.38522017Sheppard ve diğ.Carme
47LXVIIS/2017 J 6‡16,42≈ 0,001522543800−691.51155.1850.32262017Sheppard ve diğ.Pasiphae
48XLVIIEukelade
15,94≈ 0,00922576700−693.02163.8220.27902003Sheppard ve diğ.Carme
49XICarme
10,646.7≈ 1322579900−693.17163.5350.22951938NicholsonCarme
50LXIS/2003 J 19♥16,62≈ 0,001522752500−701.13167.7380.29282003Gladman ve diğ.Carme
51XXVIİsonoe
16,04≈ 0,00922776700−702.25162.8340.21592000Sheppard ve diğ.Carme
52(kayıp)S/2003 J 10
16,82≈ 0,001522896200−707.78163.4810.20662003Sheppard ve diğ.Carme?
53XXVIIIAutonoe‡
15,54≈ 0,00922933400−709.51148.1450.42902001Sheppard ve diğ.Pasiphae
54LVIIIPhilophrosyne‡16,72≈ 0,001522939900−709.81147.9000.30132003Sheppard ve diğ.Pasiphae
55XLVIIICyllene16,32≈ 0,001522965200−710.99150.0470.60792003Sheppard ve diğ.Pasiphae
56XXXVIIIPasithee
16,82≈ 0,001522967800−711.11164.7270.20972001Sheppard ve diğ.Carme
57LIS/2010 J 1♥
16,42≈ 0,001522986900−712.00164.5590.29372010Jacobson ve diğ.Carme
58 S/2003 J 24♥16,63≈ 0,004523088000−715.4162.1050.25452003Sheppard ve diğ.Carme
59VIIIPasiphae
10,157.8≈ 3023119300−718.16151.9980.43621908MelottePasiphae
60XXXVISponde‡
16,72≈ 0,001523146500−719.42144.5630.34552001Sheppard ve diğ.Pasiphae
61LXIXS/2017 J 8♥
17,01≈ 0,0001523173700−720.69166.0710.20392017Sheppard ve diğ.Carme
62XXXIIEurydome
16,23≈ 0,004523214500−722.59150.2890.29752001Sheppard ve diğ.Pasiphae
63LXVIS/2017 J 5♥16,52≈ 0,001523352500−729.05166.5550.24602017Sheppard ve diğ.Carme
64XXIIIKalyke♥
15,46.9≈ 0,0423377400−730.21166.8990.26602000Sheppard ve diğ.Carme
65XXXIXHegemone‡15,93≈ 0,004523422300−732.32154.6750.33582003Sheppard ve diğ.Pasiphae
66XXXVIIKale♥
16,42≈ 0,001523512200−736.54166.1770.28932001Sheppard ve diğ.Carme
67XLIVKallichore16,42≈ 0,001523552900−738.45167.7270.31832003Sheppard ve diğ.Carme
68LXXIIS/2011 J 116,72≈ 0,001523714400−746.06164.7990.31932011Sheppard ve diğ.Carme
69LIXS/2017 J 1‡
16,62≈ 0,001523753600−747.91147.2530.45002017Sheppard ve diğ.Pasiphae
70XXIChaldene♥
16,04≈ 0,00923848300−752.39162.7490.27052000Sheppard ve diğ.Carme
71XLIIIArche
16,23≈ 0,004523926500−756.09166.4080.23672002Sheppard ve diğ.Carme
72LVIIEirene♥15,84≈ 0,00923934500−756.47162.7130.24132003Sheppard ve diğ.Carme
73XLIXKore‡
16,62≈ 0,001523999700−759.56136.6280.23472003Sheppard ve diğ.Pasiphae
74LVIS/2011 J 2‡16,81≈ 0,0001524114700−765.03152.1250.17292011Sheppard ve diğ.Pasiphae
75 S/2003 J 9♥
16,91≈ 0,0001524168700−767.60166.3340.17022003Sheppard ve diğ.Carme
76XIXMegaclite
15,05≈ 0,02124212300−769.68145.5740.31392000Sheppard ve diğ.Pasiphae
77XLIAoede‡15,64≈ 0,00924283000−773.05151.9080.31312003Sheppard ve diğ.Pasiphae
78 S/2003 J 23
16,62≈ 0,001524678200−792.00146.1550.32082003Sheppard ve diğ.Pasiphae
79XVIICallirrhoe‡
13,99.6≈ 0,08724692400−792.69149.7920.35621999Scotti ve diğ.Pasiphae
80IXSinope
11,135≈ 7.524864100−800.97158.5970.16691914NicholsonPasiphae

Yörünge özellikleri

Jüpiter'in uyduları, yarı büyük ekseni 128.000 ile 28,5 milyon km arasında değişen çok geniş bir yörünge yelpazesine dağılmış durumdadırlar. Gezegene bilinen en yakın uydu 1,79 RJ (Jüpiter yarıçapı) uzaklıktaki yörüngesi ile, Jüpiter bulutlarının yalnızca 56.000 km üzerinde yol alan Metis'tir. Bilinen en uzak uydu ise, 200 RJ yarıçapındaki yörüngesi ile henüz resmi olarak adlandırılmamış S/2003 J2 geçici adlı küçük uydudur.

İç yörüngelerde yer alan uydular, Jüpiter'in ekvator düzlemine göre eğikliği yok denecek kadar az ve aynı şekilde dışmerkezliği çok küçük olan yörüngeler çizmeleri nedeniyle 'düzenli uydular' olarak adlandırılır ve bu özellikleri uyduların Jüpiter'in oluşumu sırasında meydana geldiklerini düşündürür.. Yüksek eğiklik ve dışmerkezliğe sahip yörüngelerde ve bazıları da ters yönde hareket eden 'düzensiz uydular'ın ise kendi içlerinde benzer yörünge özelliklerine sahip birkaç grup içinde toplanmaları dikkati çeker. Bu uyduların içinde yer aldıkları gruplara göre değişen ortak ve büyük olasılıkla Jüpiter dışı kökenleri olduğu düşünülür.

  • Düzenli yörüngeye sahip gezegenlerden en içte yer alan dördü, çapı 200 km.yi geçmeyen orta büyüklükte uydulardır. Bu uydular Jüpiter'in halkaları içinde yer alırlar. Metis ve Adrastea Jüpiter'in merkezinden 1,79 ve 1,81 RJ (Jüpiter yarıçapı) uzaklıktaki yörüngeleri ile gezegenin Roche Limiti'nin içinde bulunurlar ve gezegenin çekim gücünden kaynaklanan gel-git etkisi nedeniyle bütünlüklerini uzun süre koruyamama tehlikesi altındadırlar. Jüpiter'in Ana halkası'nın büyük ölçüde bu uydulardan gel-git etkisi ile kopan parçacıkları içermesi olasıdır. Ayrıca bu iki uydu Jüpiter etrafındaki dönüşlerini Jüpiter'in kendi etrafındaki bir dönüşünden daha kısa sürede tamamlar ve bu nedenle gezegen tarafından frenlenerek, giderek alçalan ve uyduların parçalanarak Jüpiter üzerine düşmesine yol açacak bir yörünge izlerler. Halo halka sınırları içinde kalan Amalthea ve Thebe'nin de bu halkadaki materyalin kökeni olduğu düşünülür.
  • Daha dış yörüngelerdeki dört düzenli uydu, Galilei uyduları olarak anılan İo, Europa, Ganymede ve Callisto'dur. Bu dört büyük uydu, güçlü çekimleri ile birbirlerinin yörüngelerini şekillendirmiş ve dolanma periyotları dıştan içe doğru belirginleşen bir rezonans içine girmiştir. İo (1,77 gün), Europa (3,55 gün) ve Ganymede (7,16 gün) kabaca 1:2:4 oranları ile ifade edilebilecek devirlere sahiptir. Callisto'nun 16,69 günlük dolanma süresi diğer Galilei uydularınınkinin tam katı değilse de, gelecekte bu dört uydunun tam anlamıyla birbirine 'çekimsel olarak kilitlenmiş' yörüngeler izleyecekleri tahmin edilebilir.
  • Themisto, Galilei uyduları ve Himalia düzensiz grubu'na ait uyduların arasında yer alan 43° eğimli ve yüksek bir dışmerkezlilik oranına sahip kendine özgü yörüngesi ile Themisto düzensiz grubu'nun bilinen tek üyesidir.
  • Himalia düzensiz grubu, eğimi 26° ile 28° arasında değişen ve yarı büyük eksenleri 11-12 milyon km civarında yörüngelerde kümelenmiş 5 uydudan oluşur. Bu gruba adını veren Himalia, grubun en erken keşfedilen ve en büyük üyesidir.
  • Carpo, 51° eğimli ve çok yüksek dışmerkezliliğe sahip yörüngesi ile kendi başına bir grup oluşturur: Carpo düzensiz grubu
  • Carme ters yörüngeli düzensiz grubu'na ait uydular, 165°'lik eğimi ile düzenli uydulara ve Güneş Sistemi'ndeki gezegenlere göre ters yönde hareket eden yörüngeler izler. Bu gruptaki tüm uyduların yörüngeleri dışmerkezlik açısından birbirine çok benzer oldukları gibi, 23-24 milyon km yarı büyük eksen uzunluğu içinde kümelenmiştir. Bu yörünge özellikleri grup üyelerinin aynı kökeni paylaştıkları görüşünü destekler niteliktedir.
  • Ananke ters yörüngeli düzensiz grubu da 145° - 151° eğimli ters yörüngelerde hareket eden uyduları içine alır. Dışmerkezlilikleri daha değişken olmakla birlikte, yarı büyük eksenleri 19-21 milyon km sınırları arasında toplanmış yörüngeleri ile bu uydular da tutarlı bir grup oluşturur.
  • Pasiphae ters yörüngeli düzensiz grubu ise daha geniş bir yelpazeye yayılmış yörüngeleriyle daha az türdeş bir topluluktur.

Yeni keşfedilen ve henüz resmi ad almamış uyduların büyük çoğunluğu yeterli gözlem süresini geçirmedikleri için yörüngelerine ait bilgiler kesinleşmemiş durumdadır. Tabloda yer alan bu uydulara ait bilgilerin ve gruplandırmanın kesin olmadığını gözönünde tutmak gerekmektedir.

Fiziksel özellikler

Uyduların boyut ve biçimleri

Jüpiter'in uyduları boyutları açısından da büyük bir çeşitlilik gösterirler. Galilei uyduları gezegenlerle boy ölçüşecek büyüklüktedir. Bu dört uydu Plüton'dan daha büyük yarıçapa sahiptir. Güneş Sistemi'ndeki en büyük uydu olan Ganymede, Merkür'den de büyüktür. Galilei uyduları büyük kütleleri ve kuvvetli yerçekimi nedeniyle tam bir küreye yakın biçimler almıştır. Güneş sistemi içinde bulunan çeşitli gök cisimleri üzerinde yapılan gözlemlerden öğrenildiği kadarıyla, 1000 km. civarında bir çap, bir gök cisminin oluşumu sırasında yoğunlaşan maddelerin açığa çıkardığı enerji nedeniyle ısınıp eriyerek tabakalar halinde farklılaşması ve kabaca küresel bir şekil ortaya çıkması için yeterli olmaktadır. Kuramsal hesaplamalar da buna yakın sonuçlar vermektedir. Galilei uydularının Jüpiter ile de çekimsel olarak kilitlenmiş olmaları, yani gezegen çevresinde dolanma süreleri ile kendi eksenleri etrafında dönme sürelerinin eşit olması nedeniyle kusursuz bir küreden biraz farklı biçimde olmaları beklenir. Bu, kuramsal olarak uzun ekseni gezegenin ağırlık merkezinden geçen ve şişkin ucu gezegene dönük olan bir armut şeklidir. Uzay sondalarının yaptığı ölçümler böyle bir yapıyı gösterecek duyarlılıkta olmamakla birlikte, büyük uydulardan gezegene en yakın olan ve gel-git güçlerinin etkisinin en fazla görüldüğü İo'nun üç eksende yapılan çap ölçümlerinde %2'ye varan farklar gözlenmiştir.

Galilei uydularından sonra büyüklükte beşinci sırayı alan ve düzenli iç uydular grubunun üyesi Amalthea'nın aşırı derecede bakışımsız şekli bu uydunun yapısı ve kökeni konusunda tartışmalara yol açmıştır.

Düzenli iç uydulardan Metis, Adrastea ve Thebe ile düzensiz yörüngeye sahip uydulardan Leda, Himalia, Lysithea, Elara, Ananke, Carme, Pasiphae ve Sinope 20–200 km. arasında değişen çapları ile orta büyüklükte ve genellikle düzensiz şekillerdedir.

Bilinen uydulardan geri kalan tümü düzensiz yörüngelere sahip ve çapları birkaç kilometreyi geçmeyen 'kaya' veya 'buz' parçaları olarak kabul edilir. Bugün için gözlenebilirlik alt sınırı 1 km. kadar olduğundan, Jüpiter'in henüz saptanamamış çok sayıda daha küçük uydusu olması mantıklı görünmektedir.

Dış görünüm ve yüzey özellikleri

Jüpiter sisteminin çeşitli üyelerinin kolaylıkla gözlenebilen temel özellikleri farklı köken ve geçmişlerini ele verir niteliktedir. Galilei uyduları'nın diğer uydulara göre belirgin derecede parlak oldukları ve parlaklıklarının Jüpiter'den uzaklıklarına paralel olarak azaldığı dikkati çeker. İo ve Europa 0,65 düzeyine erişen beyazlık (albedo) dereceleri ile üzerlerine düşen güneş ışınlarının üçte ikisini yansıtırlar. Ganymede ve Callisto'nun beyazlık dereceleri sırasıyla 0,43 ve 0,17 iken, geri kalan uydular 0,05 ile 0,1 arasında değişen beyazlık düzeyleri ile oldukça karanlık yüzeylere sahiptir. Europa, İo ve Amalthea'nın kırmızı renkte olduğu gözlenir. Amalthea (Mars'ı da geride bırakarak Güneş Sistemi'nin en kırmızı üyesi unvanını alır.

Uyduların yüzey sıcaklıkları Jüpiter yörüngesinin güneşten uzaklığı ile uyumlu olarak 105K-110K (yaklaşık -165 °C) civarındadır. Beyazlık derecesi düşük olan uydular güneş ışınlarını büyük oranda soğurdukları için güneş alan yüzeyleri 125K'e kadar ısınabilir. Güçlü gel-git etkileri ve Jüpiter'in manyetik alanının oluşturduğu elektrik akımı nedeniyle ısınan ve üzerinde önemli volkanik etkinliğin gözlendiği İo'da yüzey sıcaklığının yer yer 2000 °C'ye ulaştığı gözlenmiştir.

İo'nun kükürt dioksit, Europa'nın ise oksijen ağırlıklı ince atmosferleri vardır. Bu iki uydunun çekim gücü güneş ışınlarının etkisi altında atmosferlerini oluşturan gazların sürekli olarak uzaya kaçmasına engel olamasa da, uydu yüzeyinden kopan materyal atmosferleri yenilemeye devam eder. Ganymede ve Callisto'nun benzer mekanizma ile korunan çok daha seyrek birer atmosferi olduğu gözlenmiştir.

Galilei uydularının gözlenen yüzey yapıları dış yörüngelerden iç yörüngelere doğru giderek artan jeolojik etkinlikle uyumludur. Bu dört uydudan en dışta yer alan Callisto'nun yüzeyi Güneş Sistemi'nin erken dönemlerindeki yapısını korumaktadır. Ganymede'in yüzeyinde buna benzer yaşlı bölgelere daha genç görünümlü açık renkli alanlar eşlik eder ve Yerküre'dekine benzer bir levha tektoniği aktivitesi ile açıklanabilecek oluşumlar gözlenir. Europa'nın ise son derece kendine özgü ve çok genç yüzey şekilleri çok daha hareketli bir jeolojik yapı ile ilişkilidir. Galilei uydularından en içte kalanı, İo, yoğun bir volkanik etkinlik gösterir. Lav akımları, sıvı ya da akışkan materyalin şekil değiştirdiği havzalar, uzay sondalarının gözlem süresi içinde dahi değişimin izlenebildiği son derece dinamik bir yüzey oluşturur. Bu özellikler, Jüpiter'in dev kütlesi ve uydular arasındaki gel-git etkileşimlerinin iç yörüngelere doğru giderek artan etkilerinin yanı sıra, en azından İo söz konusu olduğunda Jüpiter'in manyetik alan etkinliği ile de ilişkilidir.

İç yapılar

Jüpiter uydularının son 30 yıl içinde çeşitli uzay araçları tarafından elde edilen yüzey görüntüleri, kütle ve yoğunluklarına ilişkin ölçümler ve kısmen de tayfölçüm verileri sayesinde iç yapıları hakkında bazı varsayımlarda bulunmak mümkün olmuştur. Galileo uzay sondası 1995-2003 yılları arasında toplam 34 yakın geçişle dört Galilei uydusu ve Amalthea hakkında bilinenlerin büyük ölçüde artmasını sağlamıştır. Bu bilgiler ışığında, Jüpiter uydu sisteminin, Güneş Sistemi'ne benzer biçimde merkezden dışa doğru bir farklılaşma gösterdiği dikkat çekmektedir. Galilei uydularının yoğunluğu en dışta yer alan Callisto için 1,8 g/cm³'ten, en içteki İo için 3,5 g/cm³'e doğru artar. Bu, Güneş Sistemi'nin erken dönemlerinde Jüpiter ve uydu sisteminin Güneş bulutsusunun yoğunlaşması ile oluşmaya başlaması sırasında sistemin merkezinde gerçekleşen sıcaklık artışı ile ilişkilidir. Jüpiter'e en yakın uydular artan sıcaklığın etkisi ile tümüyle sıvı duruma geçerek içerdikleri maddeler tabakalar halinde farklılaşmış, aynı zamanda hafif elementlerden başlayarak sıcaklıkla orantılı bir madde kaybı yaşamışlardır. Böylece uyduların içerdiği 'buz'-'kaya'-metal oranı iç yörüngelerden dışa doğru değişir. 'Buz' tanımına girecek hafif bileşiklerden yoksun İo büyük bir metal çekirdeği çevreleyen silikat ağırlıklı 'kaya' katmanlarından oluşurken, Europa daha küçük bir çekirdeğe ve kaya tabakasının dışında önemli bir su katmanına sahiptir. Bu, dışta donmuş halde su içeren bir kabuk ile onun altında derinliğinin 100 km'ye ulaştığı düşünülen bir sıvı 'okyanus'tan oluşmaktadır. Ganymede'in içerdiği su kütlesi çok daha fazladır ve okyanusu uydunun yarıçapının yarısına kadar varan derinliktedir. Callisto ise düşük yoğunluğundan anlaşılacağı gibi buz oranı yüksek bir uydudur, ancak türdeş bir iç yapıya sahip olması, bileşenlerinin eriyerek tabakalaşmasına yol açacak sıcaklıklara hiçbir zaman ulaşamamış olduğunu düşündürür.

Küçük uyduların çoğunun çap ve kütle ölçümleri duyarlılıkla yapılamamış olduğundan yoğunlukları ve dolayısıyla iç yapılarına ilişkin güvenilir bilgiler yoktur. Bunların önemli bir kısmının Jüpiter sistemi ile birlikte oluşmamış, ancak gezegenin çekim alanına sonradan yakalanmış cisimler olmaları bakımından, kökenlerine göre kuyrukluyıldız ya da değişik asteroid yapılarından biri ile benzer olmaları beklenir. Benzer yörünge özellikleri nedeniyle aynı grup içinde toplanan uyduların aynı gökcisminin parçaları olma olasılığı fazladır.

Uyduların tek tek incelenmesine olanak bulunduğunda çarpıcı bulgularla karşılaşılabilmektedir. Galileo uzay sondası 2002 yılında yaptığı Amalthea yakın geçişinde uydunun yoğunluğunun 0,86 g/cm³ olduğunu saptadı. Uydunun sudan hafif olması ancak birbirine gevşek olarak bağlanmış ve aralarında büyük boşluklar bulunan çok sayıda parçadan oluşması ile açıklanabilir. Bu örnek Jüpiter uyduları hakkında öğrenilecek çok şey olduğunu göstermesi yanı sıra, Güneş sisteminin çeşitli üyelerinin kendilerine özgü beklenmedik özelliklerinin olabileceğine işaret etmesi açısından da önem taşımaktadır.

Jüpiter uydu sisteminin oluşumu ve evrimi

Güneş bulutsusu olarak adlandırılan gaz ve toz kütlesi 4,6 milyar yıl önce bilinmeyen bir nedenle yoğunlaşarak bugünkü şekliyle Güneş Sistemi'ni oluşturmaya başladığında, Jüpiter ve diğer gaz devlerinin 10.000 yıl gibi kısa bir süre içinde bugünkü kütlelerine yakın boyutlara ulaştıkları sanılmaktadır. Galilei uydularının da, Jüpiter'i oluşturan diskin gezegen üzerinde yoğunlaşamamış kalıntılarından bu dönem içinde ortaya çıktıklarına kesin gözüyle bakılır. Bu uyduların dışmerkezlik ve eğiklik oranları çok düşük yörüngeleri bu düşünceyi destekler. İç yörünge grubundaki dört küçük uydu Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe de benzer özelliklere sahip düzenli yörüngeleri ile Jüpiter sistemi içinden köken almış izlenimi verirler, ancak gezegene yakınlıkları nedeniyle çok uzun süreler korunması kuşkulu olan bu yörüngelere bilinmeyen mekanizmalarla daha sonradan yerleşmiş olmaları olasıdır. Özellikle Roche limiti içinde yer alan en iç iki uydunun bu konumda oluşmaları fiziksel açıdan gerçekçi görülmemektedir.

Düzensiz yörüngeye sahip, özellikle de ters hareketli uyduların ise Jüpiter'in çekim alanına yakalanarak sonradan uydusu haline gelmiş asteroid ya da belki de kuyrukluyıldız parçaları oldukları düşünülür. Yakalanma mekanizması, daha önceden Güneş çevresinde Jüpiter yörüngesi ile kesişen bir yörünge üzerinde yol alan bir gökcisminin bir nedenle hız değiştirmesini gerektirir. Bu nedenler günümüzde, bilinen asteroid ve kuyrukluyıldız yörüngelerinde yeterli değişikliği yaratabilecek güçte değildir. Bu nedenle düzensiz yörüngeli uyduların da Jüpiter tarafından yakalanmalarının Güneş Sistemi'nin çok erken dönemlerinde gerçekleşmiş olduğu sanılmaktadır.

İç yörüngelerdeki uydular, Jüpiter'in halkaları ve Jüpiter arasında önemli etkileşimler vardır ve bunlar halkalar ve iç uyduların bugün sahip oldukları özelliklerin bazılarından sorumludurlar. Galilei uyduları büyük kütleleri ile birbirlerinin yörüngelerini şekillendirerek belirli bir rezonans içine girmişlerdir. Gerek bu uydularla gezegen arasındaki gel-git etkileşimleri, gerekse Jüpiter'in manyetik alanından kaynaklanan elektrik akımları, uyduların iç yapıları, yüzey şekilleri ve jeolojik özellikleri ve bunlardan kaynaklanan atmosfer özelliklerini bugün gözlenen şekilde evrimleştirmiştir. En iç yörüngelerde yer alan dört küçük uydu ise halkaların bugün bilinen şekillerini korumasında etkilidir ve halkaların en azından bir kısmının kaynağı olarak da görülmektedir.

Jüpiter'in uydularının tanınmasının kısa tarihçesi

Başka gezegenlerin de Yer ve Ay örneğini andırır şekilde uydu sistemlerinin bulunabileceğinin farkına ilk kez, kendi yaptığı teleskopu gökyüzüne çeviren İtalyan gök bilimci ve fizikçi Galileo Galilei varmıştır. 1610 yılında Jüpiter'in çevresinde dolanan 4 büyük uyduyu keşfetmiş ve dönemin güçlü ailesinin onuruna 'Medici yıldızları' olarak adlandırmıştır. Yeni uyduları Galilei'den daha önce gözlediğini iddia eden Simon Marius bu buluşu kendine maletmeyi başaramadıysa da önerdiği İo, Europa, Ganymede ve Callisto adları yerleşmiştir. Galilei, uyduları gezegenden uzaklık sırasıyla I'den IV'e kadar Roma rakamları ile adlandırmayı tercih etmiş, Medici yıldızları adı ise daha sonra yerini Galilei uyduları ya da 'Galilei ayları' tanımına bırakmıştır. Gökyüzünde yer alan her varlığın Dünya etrafında döndüğünü varsayan, dönemin yermerkezli görüşü bu buluşla sarsılmış ve Kopernik'in o günlerde yaygın kabul görmeyen güneşmerkezli teorisi yerini sağlamlaştırmıştır.

1892'de Edward Emerson Barnard daha küçük bir yörüngede dolanan ve buluş sırasına göre V numara ile adlandırılan Amalthea'yı keşfetmiştir. 20. yüzyılda astrofotografi tekniklerinin geliştirilmesi sayesinde, aralıklarla çekilen fotoğraflarda yer değiştiren gökcisimleri incelenerek güneş sisteminin çok sayıda yeni üyesi bulunmuştur. 1904-1951 yılları arasında bulunan 7 yeni Jüpiter uydusu, isim verilmeden Jüpiter VI-XII olarak sınıflandırılmış, 1974 yılında Charles Kowal tarafından onüçüncü uydu Leda'nın keşfi sonrasında Uluslararası Gökbilim Birliği'nin bugün de uygulanmakta olan Gezegen Sistemi Adlandırma Kuralları ortaya konmuştur. Bu kurallar doğrultusunda, ilk beş uyduda olduğu gibi yeni aylara da Roma tanrısı Jüpiter veya Yunan mitolojisindeki eşdeğeri Zeus'un eşleri ya da aşıklarının adları verilmiştir.

1979 yılında Voyager 1 uzay sondasının Jüpiter gezegeninin yakınından geçerken kaydettiği görüntülerde üç yeni uydu daha saptanarak bilinen uydu sayısı 16'ya çıkmış, XIV Thebe, XV Adrastea ve XVI Metis adı verilen bu uydular bir uzay aracı yardımı ile keşfedilen ilk gök cisimleri olarak tarihe geçmiştir.

XVII Callirrhoe 1999'da Spacewatch grubu tarafından bulunmuş, 2000 yılında Scott S. Sheppard, David C. Jewitt ve arkadaşları onsekizinci uyduyu saptamışlardır. Bu uydunun 1974'te XIII Leda'yı bulan Charles Kowal tarafından 1975'te saptanarak Themisto adı ile önerilen ancak tekrar gözlenemediği için yörüngesi hesaplanamayan ve resmen tanınmayan 'kayıp uydu' olduğu anlaşılmıştır. Sheppard ve Jewitt'in Hawaii Üniversitesi'ndeki grubu dünyanın çeşitli yörelerinden gök bilimcilerle işbirliği halinde yoğun bir sistematik araştırma başlatmış ve 2000-2003 yılları arasında Jüpiter'in daha önce bilinmeyen 45 yeni uydusu daha saptanmıştır. CCD teknolojisi kullanılarak ve Jüpiter'in Hill küresi olarak adlandırılan çekim alanının tümünü kapsayan tarama ile 1 km çapına kadar en küçük uydularının belirlenebilmesi mümkün olmaktadır. Yeni bulunan uydulardan 15 tanesi henüz yörünge hesaplamaları kesinleşmediği için adlandırılmamış, geçici kodları ile bilinmektedirler.

Görüntüleme tekniklerinin giderek daha duyarlı hale gelmesi ve gelecek yıllarda dış gezegenlere gönderilmesi planlanan yeni uzay sondalarının 1 kilometreden daha küçük gökcisimlerinin saptanmasını olası kılması yeni soruları ortaya çıkarmaktadır. Büyük gezegenlerin çevresinde dolanan astronomik sayıda küçük uydunun tanımlanması ve adlandırılması, hatta halkaları oluşturan sayısız küçük parçacığın birer uydu adayı olarak algılanması olasılığına karşı, Uluslararası Gökbilim Birliği gezegenlerin adlandırılmasında bir boyut alt sınırı getirilebileceğini düşünmektedir. Birliğin 2004 yılında aldığı bir karara göre Jüpiter'in uydularına tanrı Zeus ve Jüpiter'in soyundan gelenlerin adlarının da verilmesine başlanmıştır.

Jüpiter uydularının gözlenmesi

Galilei uyduları, 4, 5 ile 6. kadir dereceleri arasında değişen parlaklıkları ile çıplak gözle görülebilecek ölçüdedirler, ancak Jüpiter'in kuvvetli ışığı buna engel olur. Küçük bir dürbün ya da amatör teleskopla Jüpiter'in her iki yanında kolaylıkla görülürler ve gezegen çevresindeki hızlı hareketleri nedeniyle konumlarındaki değişiklikleri birkaç saatlik bir gözlem süresi içinde izlemek mümkündür. Galilei uydularının Jüpiter'in arkasından geçişleri ile örtülmeleri, gezegenin gölgesinden geçişleri sırasında gerçekleşen tutulmaları ve gezegenin önünden geçişleri esnasında güneş ışınlarını kesmeleri ile Jüpiter üzerine düşen gölgelerini izlemek ilgi çekicidir.

Galilei uyduları dışında kalan uydular küçük ve parlaklığı az olmaları nedeniyle ancak güçlü teleskoplarla gözlenebilirler.

Notlar

  1. ^ Sıra, Jüpiter'e ortalama uzaklıklarına göre pozisyonu belirtmektedir.
  2. ^ Etiket her uydunun isimlendirme sırasına göre verilen Roma rakamı adını belirtmektedir.
  3. ^ "60 × 40 × 34" gibi birden fazla çap belirtilen uydular uydunun küre şeklinde olmadığı ve her boyutun doğru ölçümlendiği durumlarda boyutları belirtmektedir.
  4. ^ Negatif sayılar ters yön yörüngeleri belirtmektedir.
  5. ^ "?" uydunun hangi gruba ait olduğunun henüz kesinlik kazanmadığı durumları belirtmektedir.

Kaynakça

  1. ^ Sheppard, Scott S. "Moons of Jupiter". Earth & Planets Laboratory. Carnegie Institution for Science. 24 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2022. 
  2. ^ a b c "Natural Satellites Ephemeris Service". IAU: Minor Planet Center. 31 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2011. Note: some semi-major axis were computed using the µ value, while the eccentricities were taken using the inclination to the local Laplace plane 
  3. ^ Scott S. Sheppard. "Jupiter's Known Satellites". Departament of Terrestrial Magnetism at Carniege Institution for science. 24 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2018. 
  4. ^ a b "Gazetteer of Planetary Nomenclature". Working Group for Planetary System Nomenclature (WGPSN). U.S. Geological Survey. 7 Kasım 2008. 25 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2008. 
  5. ^ a b c d Siedelmann P.K.; Abalakin V.K.; Bursa, M.; Davies, M.E.; de Bergh, C.; Lieske, J.H.; Obrest, J.; Simon, J.L.; Standish, E.M.; Stooke, P.; Thomas, P.C. (2000). The Planets and Satellites 2000. IAU/IAG Working Group on Cartographic Coordinates and Rotational Elements of the Planets and Satellites. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ağustos 2008. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter</span> Güneş Sisteminde yer alan en büyük gezegen

Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devi sınıfına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Satürn'ün doğal uyduları</span> Vikimedya liste maddesi

Satürn'ün doğal uyduları, sadece onlarca metre çapındaki minik uydulardan, Merkür gezegeninden daha büyük olan muazzam Titan'a kadar çok sayıda ve çeşitlidir. Satürn, halkalarında gömülü olmayan ve yörüngeleri doğrulanmış 146 uyduya sahiptir ve ayrıca milyonlarca gömülü küçük uydu ve daha küçük sayısız halka taneciklerini içeren yoğun halkaları vardır. Yedi Satürn uydusu, elips şekline sahip olabilecek kadar büyüktür, ancak bunlardan sadece Titan ve muhtemelen Rhea şu anda hidrostatik dengededir. Satürn'ün uyduları arasında özellikle dikkat çekici olanlar; azot bakımından zengin, Dünya benzeri bir atmosfere, kurumuş nehir ağları ve hidrokarbon göllerinden oluşan bir manzaraya sahip, Güneş Sistemi'ndeki ikinci en büyük uydu olan Titan, güney kutup bölgesinden gaz ve toz jetleri çıkan Enceladus ve tezat oluşturan siyah ve beyaz yarım küreleriyle İapetus'dur.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşağıda Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin Güneş'ten uzaklıklarına göre sıralanmış bir listesi bulunmaktadır. Çapı 500 km'den küçük cisimler listeye alınmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">İo (uydu)</span> Jüpiterin uydusu

İo veya Io, Jüpiter'in Galilei uydularından yörüngesi en içte bulunanı ve üçüncü en büyük olanıdır. Güneş Sisteminin en büyük dördüncü uydusudur. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedilmiştir. Adını Yunan mitolojisinde Zeus'un sevgililerinden biri olan "Io" karakterinden alır. Güneş Sistemi'nde üzerinde sürekli olarak gazlar ve lav püskürten yanardağlar bulunan tek uydudur.

<span class="mw-page-title-main">Europa (uydu)</span> Jüpiterin Uydusu

Europa, Jüpiter'in yörüngesinde bulunan dört Galilei uydusunun en küçüğüdür. Galileo Galilei tarafından keşfedilen dört büyük uydudan gezegene yakınlık açısından ikinci sırada bulunur, bu nedenle Jüpiter'in "II" numaralı uydusu olarak adlandırılmıştır. Jüpiter'in bilinen 80 uydusu arasında gezegene en yakın altıncı uydudur ve ayrıca Ay'dan biraz küçük olan 3.100 kilometrelik çapı ile Güneş Sistemi'ndeki altıncı en büyük uydudur. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedildi ve adını Girit Kralı Minos'un Fenikeli annesi ve Zeus'un sevgilisi olan Europa'dan aldı.

<span class="mw-page-title-main">Ganymede (uydu)</span> Jüpiterin uydusu

Ganymede, Jüpiter'in doğal uydularından biridir. Jüpiter'in ve aynı zamanda Güneş Sistemi'nin en büyük uydusudur. Merkür gezegeninden çap olarak daha büyüktür, ancak kütlesinin yalnızca yarısı kadardır. Ganymede'nin yoğunluğu çok daha azdır. 7 Ocak 1610 tarihinde Galileo Galilei tarafından bulunmuş ve o dönemde tanımlanan 4 Galilei uydusu arasında gezegene yakınlık açısından üçüncü sırada bulunması nedeniyle Jüpiter'in 'III' numaralı uydusu olarak adlandırılmıştır. Galile Uyduları grubuna Io, Europa ve Callisto da dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Galilei uyduları</span> Jüpiterin en büyük 4 uydusu İo, Europa, Ganymede, ve Callistonun ortak adı

Galilei uyduları, Jüpiter'in en büyük dört uydusu olan Io, Europa, Ganymede ve Callisto'dur. Klasik gezegenlerin en sönüğü olan Satürn'den sonra çıplak gözle en kolay görülebilen Güneş Sistemi cisimleridir. Parlak Jüpiter'e olan yakınlıkları çıplak gözle gözlemi çok zorlaştırsa da, yüksek ışık kirliliği olan gece gökyüzü koşullarında bile sıradan dürbünlerle kolayca görülebilirler. Teleskobun icadı, uyduların 1610 yılında keşfedilmesini sağladı. Bu sayede, insanlar klasik gezegenleri takip etmeye başladığından beri keşfedilen ilk Güneş Sistemi cisimleri ve Dünya'nın ötesindeki herhangi bir gezegenin yörüngesinde bulunan ilk cisimler oldular.

<span class="mw-page-title-main">Doğal uydu</span> bir gezegenin yörüngesinde dönen gök cismi

Doğal uydu, en yaygın kullanımıyla, bir gezegenin, cüce gezegenin veya küçük bir Güneş Sistemi cisminin yörüngesinde dönen astronomik bir cisimdir.

<span class="mw-page-title-main">Proteus (uydu)</span>

Proteus ya da Neptün VIII, ikinci büyük Neptün ay'ı ya da Neptün'ün en büyük iç uydusu olarak da bilinir. 1989'da Voyager 2 uzay aracı tarafından keşfedilen Proteus, adını Yunan mitolojisindeki şekil değiştiren deniz tanrısından almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Düzensiz uydu</span> Uzak, eğimli ve genellikle eksantrik ve retrograd yörüngeyi takip eden doğal uydu

Astronomide düzensiz uydu veya düzensiz doğal uydu, uzak, eğik ve genellikle dış merkezli, ters yön yörünge izleyen bir doğal uydudur. Bunlar, oluşumunu yörüngelerinde gerçekleştiren düzenli uydulardan farklı olarak ana gezegenleri tarafından yakalanmışlardır. Düzensiz uydular, genellikle benzer şekilde düzensiz yörüngelere sahip olan fakat sonunda uzaklaşarak ayrılacak olan geçici uyduların aksine sabit bir yörüngeye sahiptir. Terim, şekle atıfta bulunmaz; örneğin Triton yuvarlak bir uydudur, fakat yörüngesi nedeniyle düzensiz olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Himalia grubu</span>

Himalia grubu, Himalia'ya benzer yörüngeleri takip eden ve ortak bir kökene sahip olduğu düşünülen Jüpiter'in düzensiz uydular grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter'in halkaları</span> Jüpiter gezegeninin halkaları

Jüpiter'in halkaları ya da Jüpiter halka sistemi, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter'in çevresinde bulunan halka sistemidir. Satürn ve Uranüs sistemlerinden sonra Güneş Sistemi'nde keşfedilen üçüncü halka sistemiydi. İlk olarak 1979'da Voyager 1 uzay aracı tarafından gözlemlendi ve 1990'larda Jüpiter yörüngesine giren Galileo uzay aracı tarafından araştırıldı. Hubble Uzay Teleskobu ve Dünya'dan da uzun süre gözlemlenmiştir. Halkaların Dünya'dan gözlemlenmesi, mevcut en büyük teleskopları gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Pandia (uydu)</span> Jüpiterin Himalia grubundaki uydusu

Pandia,, Scott S. Sheppard ve ekibi tarafından Şili'nin Cerro Tololo Gözlemevi'nde bulunan 4,0 metrelik Víctor M. Blanco Teleskopu kullanılarak keşfedilen, Jüpiter'in küçük dış doğal uydusudur. Uydu, diğer dokuz Jüpiter uydusu ile birlikte 17 Temmuz 2018'de duyurulmuş ve uydunun yörüngesini doğrulamak için yeterince uzun bir zaman aralığında gözlemler toplandıktan sonra Küçük Gezegen Merkezi tarafından geçici olarak S/2017 J 4 adı verilmişti.

S/2018 J 2, Scott S. Sheppard tarafından 12 Mayıs 2018'de Şili'deki Cerro Tololo Inter-American Gözlemevi'nde 4,0 metrelik Víctor M. Blanco Teleskopu kullanılarak keşfedilen, Jüpiter'in küçük bir dış doğal uydusudur. Uydu, yeterli bir süre boyunca gözlem verileri toplandıktan sonra, 20 Aralık 2022 tarihinde Küçük Gezegen Merkezi (MPC) tarafından duyurulmuştur. S/2018 J 2, 27 Mart 2003 tarihinden itibaren yapılan önceden tespit gözlemleriyle bulundu.

S/2011 J 3, Scott S. Sheppard tarafından 27 Eylül 2011'de Şili'deki Las Campanas Gözlemevi'nde 6,5 metrelik Magellan-Baade Teleskopu kullanılarak keşfedilen, Jüpiter'in küçük bir dış doğal uydusudur. Uydu, yeterli bir süre boyunca gözlem verileri toplandıktan sonra, 20 Aralık 2022 tarihinde Küçük Gezegen Merkezi (MPC) tarafından duyurulmuştur.

İç uydu ya da iç doğal uydu, astronomide ana gezegenin büyük doğal uydularından daha iç kısımda, düşük eğimli ters yönlü bir yörünge izleyen doğal uydu anlamına gelir. Genellikle ana gezegenin oluşumuyla aynı zamanda kendi yerlerinde oluştukları düşünülür. Neptün'ün uyduları bu konuda bir istisnadır, çünkü büyük uydu Triton'un yakalanmasından sonra bozulan orijinal cisimlerin parçalarının yeniden bir araya gelmesinden oluşmuş olmaları muhtemeldir. İç uydular ana gezegene yakınlıkları, kısa yörünge periyotları, düşük kütleleri, küçük boyutları ve düzensiz şekilleri ile diğer olağan uydulardan ayrılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Uydu sistemi</span>

Bir uydu sistemi, bir gezegen kütleli cismin veya bir küçük gezegenin etrafında ya da onun çift merkezi üzerindeki bir yörüngede bulunan, kütleçekimsel olarak birbirine bağlı nesneler kümesidir. Genel olarak, uydu sistemi bir doğal uydular kümesidir, ancak bu tür sistemler aynı zamanda gezegen çöküntü çemberleri, halka sistemleri, uyducuklar, küçük gezegen uyduları ve yapay uydular gibi cisimlerden oluşabileceği gibi bunların her biri kendi uydu sistemlerine de sahip olabilir.. Bazı cisimler birincil yörüngelerinden yerçekimsel olarak etkilenen yörüngelere sahip olan yarı uydulara da sahiptir, ancak bunlar genellikle uydu sisteminin bir parçası olarak kabul edilmezler. Uydu sistemleri, manyetik, gelgit, atmosferik, yörünge rezonansları ve librasyon gibi yörüngesel etkileşimleri içeren karmaşık ilişki biçimlerine sahip olabilir. Büyük uydu nesnelerinin her biri Roma rakamlarıyla gösterilir. Uydu sistemleri ya ana cismin iyelik sıfatlarıyla veya daha az yaygın olarak birincil cisimlerin adıyla anılır. Yalnızca bir uydunun bilindiği veya ortak bir ağırlık merkezine sahip ikili sistem olduğu durumlarda, birincil cisim ve büyük uydunun isimleri tire ile bağlanarak ifade edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin ana hatları</span> genel bakış ve başlık listesi

Aşağıda yer alan ana hat, Güneş Sistemi'ne genel bir bakış ve güncel bir rehber olarak hazırlanmıştır: