
Heykel ya da yontu, sanatsal bakış açısıyla meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir. Heykel temelde mekânın kapsanması, kavranması ve mekân ile ilişki kurulması ile ilgilenir.

Amsterdam, Hollanda'nın başkenti ve ülkenin en yüksek nüfuslu şehridir. Ancak Hollanda, hükûmetin ve meclisin bulunduğu Lahey'den yönetilir. Şehir, ülkenin batısında, Kuzey Hollanda eyaletinde yer almaktadır. 12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, Hollanda'nın kişi sayısı bakımından en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kentidir. Şehir merkezinde 2018 sayımına göre 872.680 kişi yaşasa da, şehir sınırları içinde bu sayı 1.558.755 ve metropoliten bölgede 2.480.394'tür.

Ev, içinde insanların yaşadığı, çevresi duvarlarla çevrili, odalara bölünmüş, kendine ait çatısı ve bazen de bahçesi olan ahşap, toprak veya betonarme yapı. Etrafındaki evlere temas etmeyen ve genellikle kendine has bahçesi olan evlere müstakil ev denir. Ev kavramı mimari bir terimdir ve apartman dairesi gibi diğer barınak türlerinden farklı bir kavramı ifade eder. Bununla birlikte gündelik kullanımda türüne bakılmaksızın her türlü barınak için de kullanılır. Günümüzde tipik bir evde salon, odalar, mutfak, banyo ve tuvalet bulunur.

Avlu, yapıların orta kısmında bulunan, tercihe göre üstü açık ya da kapalı olan geniş bölümdür. Mimarlıkta atriyum olarak da adlandırılır. Türk mimarîsinde avlular genelde üstü açık şekilde bırakılır. Eve giriş kapısı avluya açılır. Özellikle İç Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görülen avlu geleneği genellikle önemli kişilerin evlerinde görülür. Birçok avluda süs havuzu bulunur. Avlular çocukların oyunlar oynadığı, yaz günlerinde yemeklerin yendiği, eğlencelerin düzenlediği yerlerdir. Törenler avluda düzenlenir, dinî bayramlarda kurban, avluda kesilir. Avrupa mimarlığında avluların üzerinin cam ile kapatıldığı da olur.

Serender, genellikle Orta ve Doğu Karadenize özgü, kırsal yörelerde görülen mimari bir yapıdır. Bu bölgelerde bu yapı nalya olarak da bilinir. Nalya adı ise, Gürcüce "nalia"dan (ნალია) gelir.

Ahî Şerafeddin Camii veya halk arasında bilinen adıyla Arslanhane Camii; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Ankara Kalesi'nin güney ucunda bulunan 13. yüzyıla tarihlenen bir camidir.
Mısırlılar, Mısır vatandaşı olan kimse. Antik Mısır'dan beri kullanılmaktadır. Mısır, Osmanlı egemenliğindeyken tüm Mısır vatandaşları Osmanlı vatandaşı olurdu.
Slav mitolojisi, Slavların Hristiyanlığı kabul etmelerinden önce inandıkları çok tanrılı dinin mitolojisidir. Din, Ön Hint-Avrupa dinleriyle bağlantısı olan pek çok dinle ortak özelliklere sahiptir.

Cottage, Britanya Adaları'nda çoğunlukla kırsal alanlarda bulunan eski, çoğunlukla küçük evler için kullanılan bir şemsiye terimdir. Tarihî yapı unsurları ile bir arada kullanılan geleneksel yapı usülleri belirgin özellikleridir. Cottage türü evlerde genellikle sazdan çatılar, arduvaz çatılar, ahşap kapı ve pencereler, taş duvarlar ve daha nadiren kırmızı tuğla veya kireç sıva ana yapı malzemeleridir. Cottage'ın iç mekanının tipik özellikleri ise alçak tavan, açık tavan kirişleri, ahşap zeminler veya açık şöminelerdir. Her Cottage, genellikle bir "cottage garden"a açılır. Bu bahçelerde küçük tarım ile birlikte yöresel, faydalı süs bitkileri yetiştirilir.

Vlkolínec, Slovakya'da, Ružomberok kasabasının yönetimindeki bir köydür. Ancak tarihsel olarak ayrı bir köydü. Köyden ilk yazılı olarak 1376'dan beri bahsedilir ve 1882'den sonra Ružomberok'un bir parçası oldu.

Japon mimarisi , geleneksel olarak kiremit veya saz çatılı, yerden hafifçe yükseltilmiş ahşap yapılar ile karakterize olmuştur. İç mekânların farklı durumlar için özelleştirilebilmesi amacıyla duvar yerine kayar kapılar (fusuma) kullanılmıştır. Geleneksel olarak insanlarlar genellikle minderlere veya yere oturmuştur; çünkü sandalyeler ve yüksek masalar 20. yüzyıl öncesinde yaygın olarak kullanılmamıştır. Ancak 19. yüzyıldan sonra Japonya; Batılı, modern ve postmodern mimariyi kendi inşaat ve tasarım teknikleriyle birleştirmiştir ve günümüzde en ileri mimari tasarım ve teknolojide bir liderdir.

Tatar mutfağı, başta Rusya içindeki Tataristan olmak üzere farklı ülkelerde ve coğrafi bölgelerde yaşamakta olan Tatarların yemek kültürüdür.

Ahşap karkas ağır ahşaplarla inşa etmenin geleneksel yöntemidir. Büyük ahşap mandallarla tutturulmuş derzlerle kare ve dikkatli bir şekilde birleştirilen ve birleştirilmiş ahşaplar kullanılarak yapılar oluşturulur. 19. yüzyıl boyunca ahşap binalarda yaygındır. Yük taşıyan kerestenin yapısal çerçevesi binanın dışında maruz bırakılırsa yarı ahşap karkas olarak adlandırılabilir ve birçok durumda ahşap arasındaki dolgu dekoratif etki için kullanılacaktır. Bu tür mimariler için en çok bilinen ülke Almanyadır. Ahşap karkas evler güneydoğu hariç tüm ülkeye yayılmıştır.

Església de Sant Miquel de la Mosquera, Encamp, Andorra'da bulunan bir kilisedir. Andorra Kültür Mirası'nda kayıtlı bir miras varlığıdır. 16. yüzyılda inşa edilmiş ve 18. yüzyılda yenilenmiştir.

Laz evleri, Lazların ve Acaralıların yaşadığı ev türlerinden biridir. Çoğunlukla Lazlar tarafından inşa edildiği için bu şekilde isimlendirilmiştir. Yapımında geleneksel olarak taş ve ahşap kullanılan Laz evlerine çoğunlukla serander eşlik eder.

Üzüm presi, üzümleri sıkıp üzüm tanelerinin öz sularını çıkarmak için şarap yapımında kullanılan bir prestir. Çeşitli mekanik mekanizmalarla kas gücü veya elektrik enerjisi kullanılarak üzümlere basınç uygulanır.

Darbazi Gürcistan'da, Anadolu ve Güney Kafkasya'nın geleneksel iç mimarisinde görülen kendine özgü "kırlangıç kubbe" tipi çatı yapısına sahip bir odayı tanımlamak için kullanılan terimdir. Ana özelliği, piramidal bir tonoza (gvirgvini) sahip olmasıdır, sütunlar ile desteklenen kademeli bir dizi kesilmiş kütük ve kirişten oluşur ve tepesinde bir pencere ve duman bacası görevi gören merkezi bir açıklık vardır. Romalı Vitruvius, De Architectura'sında darbazinin eski bir prototipi olan Kolhis konutunu anlatmaktadır. Bu tarz fener tipi çatılar Ermenistan'da harazashen veya glkhatun,Türkiye'de kırlangıç kubbe veya kırlangıç örtü ve Azerbaycan'da karadam olarak adlandırılmaktadır.

Yöresel mimari, genellikle profesyonel mimarların gözetimi olmadan yerel malzemelerin ve bilginin kullanımı ile karakterize edilen mimaridir. Yöresel mimari, endüstriyel toplumlarda yaratılan binaların ve yerleşimlerin çoğunluğunu temsil etmektedir. Çok çeşitli binaların, inşaat geleneklerini ve inşaat yöntemlerini içermektedir. Yerel bölgede inşa edilen binalar, konut evleri veya başka amaçlar için inşa edilmiş olsun, genellikle basit ve pratiktir.

Neolitik mimari, Neolitik dönem olan MÖ 10.000 ila 2.000 yılları arasında konut ve barınmayı kapsayan yapıları ifade etmektedir. Güneybatı Asya'da, Neolitik kültürler M.Ö 10.000'den kısa bir süre sonra, başlangıçta Levant'ta ve oradan doğu ve batıya doğru ortaya çıkmaktadır. MÖ 6.500'e kadar Güneydoğu Avrupa'da ilk kez ortaya çıkan tarım toplumları ile MÖ 8.000'de Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ta ve MÖ 5.500 civarı orta Avrupa'da erken Neolitik yapılar ve yapılar bulunabilmektedir..
Endonezya mimarisi, Endonezya'yı bir bütün olarak şekillendiren kültürel, tarihi ve coğrafi etkilerin çeşitliliğini yansıtır. Endonezya'da istilacılar, sömürgeciler, misyonerler ve tüccarlar, yapı stilleri ve teknikleri üzerinde derin etkisi olan kültürel değişiklikler getirdiler.