İçeriğe atla

Iustinus

Iustinus
İman Şehidi - Kilise Babası
Doğum100
Flavia Neapolis, Judea, Roma İmparatorluğu
Ölüm165 (65 yaşında)
Roma, Roma İmparatorluğu
KutsayanlarKatolik Kilisesi, Doğu Ortodoks Kilisesi, Lüterciler, Anglikan Komünyonu
TürbeAzize Anna ve Aziz Yoakim Cizvit kilisesi - Valletta - Malta
Yortu1 Haziran (Batı Kilisesi) ve (Doğu Kilisesi)

Iustinus, (Yunanca: Ἰουστῖνος ὁ Μάρτυρ Iustínos ho Mártyr, 100 Shechem, günümüzdeki Nablus - 164, Roma, Roma İmparatorluğu) Patristik felsefenin ilk döneminin adı anılmaya değer apolojistlerinden biridir.[1] Yortusu 1 Hazirandadır.

Pavlus ve Origenes arasında Hristiyan inancının önde gelen yorumcu ve destekleyicilerinden birisi olmuştur. İskenderiyeli Klement, Romalı Hipolit, Tertullianus ve Lyon'lu İreneus’u etkilemiştir.[2]

Hayatı

Samiriye’deki Nabus şehrindendir. Romalı bir aileden gelmektedir ve gençliği hakkında bir bilgimiz yoktur. Felsefe okumuş, Hristiyanlığı yetişkinliğinde kabul etmiştir.[3] Efes’te misyonerlik yaptıktan sonra Roma’da katekümenler ile ilgilendiği ve içinde Sinik Crescens’in de olduğu çeşitli filozoflar ve Yahudi hahamları ile hararetli tartışmalara girdiği bilinmektedir.[4] Dinden dönmeyi reddettiği için 164 yılında idam edilmiştir.

Düşünceleri

Iustinus felsefesi

Onun esas önemi, felsefe kar­şısında takındığı açık ve olumlu tavırdan ve dolayısıyla dinin felsefeye olan ihtiyacını fark etmesinden kaynaklanmaktadır. Felsefenin mahiyeti, değeri ve öneminin, çok sayıda felsefe okulunun varlığından da çıkartılacağı üzere, insanların pek çoğu tarafından fark edilemediğini savunan Iustinus’a göre; felsefe Tanrı’nın insana sunduğu, onu Tanrı yoluna sokan, en değerli armağandır.

Iustinus Felsefesi (1636)

O, felsefeyi önce Stoalılardan öğrenmeye çalışmış, Stoalıların Tanrı anlayışını beğenmeyince, önce bir Peripatetiğin, sonra da bir Pitagorasçının öğrencisi olmuştur. En nihayetinde, Platoncu felsefeye yönelen Iustinus, maddi olmayan gerçeklikler olarak İdealar öğretisinden çok etkilenmiş, bu çerçeve içinde Tanrı’ya, iyi ideasına ilişkin açık bir görüye ulaşmayı beklerken Yunan felsefesinin yetersizliği nedeniyle Hristiyanlığa dönmüştür. Iustinus, bu dönüşün ardından, Tanrı’ya ilişkin sağlam, kesin ve emin bilgiye doğru felsefeye, ancak vahyin kabul edilmesi suretiyle ulaşılabileceğini öne sürmeye başlamış olmakla birlikte, maddi olmayan dünya ve özün ötesindeki varlık öğretisi nedeniyle, Platon’u övmeye devam etmiştir.[5]

O, ayrıca Platon’un fail nedeni olan Demiurgos'u aynı adla kullanmış, ölümden sonraki ödül ve ceza söz konusu olduğunda, Hristiyanlıkla Platon’un öğretisi arasındaki benzerliklere işaret etmiştir. Bununla yetinmeyip, Sokrates’le İsa’nın durumu arasında bir koşutluk kuran Iustinus'a göre, nasıl ki insanları doğru yola getirmeye çalışan Sokrates’e dinsizlik suçlaması yöneltildiyse, İsa da ateizm suçlamasına muhatap olmuştur. Onun gözünde başta Sokrates olmak üzere, Platon ve diğer filozoflar Hristiyan vahyinin yetkin bir tarzda ortaya koyduğu hakikatin tohumlarına sahip olmuşlardır.

Iustinus, Aristeides’in öncülüğünü yaptığı teolojinin kapsamına irade özgürlüğü problemini dahil etmiştir. O, insan eylemlerinin, özellikle determinist Stoalıların düşündüğü gibi, belirlenmiş olmadığını, insanların özgür seçimlerine bağlı olarak, doğru ya da yanlış davranışlarda bulunduklarını öne sürmüştür. İlk günahtan pek söz etmeyen Iustinus'a göre, insan, iradesi özgür olduğu ve Stoalıların iddia etmiş oldukları gibi, değişmez bir yazgıya tâbi olmadığı için, eylemlerinden tamamen sorumludur. Felsefeyle teoloji ya da ilâhiyat arasında bir ayırım yapmayan Iustinus'a göre, tek bir hakikî bilgelik, ifadesini İsa’da bulan ve İsa aracılığıyla vahyedilen tek bir felsefe vardır. Bu felsefede, Hristiyanlıktan başkası değildir; Yunan felsefesinin en iyi ögeleri, özellikle de Platon’un felsefesi, Hristiyanlık için bir hazırlık olmaktan öteye geçemez.

Iustinus teolojisi

Iustinus’un teolojisi Doketizm, Gnostisizm ve Markionizmin reddi üzerine dayalıdır. Kayıp bir incelemesinde Iustinus, Doketizm ve Gnostizmin İncil’in tarihselliğini reddedip (Aksi halde İncil sadece mistik bir kitap olmakta ve tarihsel hiçbir gerçeklik barındırmayacaktır.) bedenin yeniden dirilmesine inanmamalarını (sadece ruh yeniden dirilmektedir) dolayısıyla sadece manevileştirmelerini çürütmüştür.[6]

Iustinus’un Tanrı Algısı

Iustinus’a göre Tanrı’nın başlangıcı yoktur. Bu gerçekten yola çıkara Tanrı’nın bir adı olmadığı sonucuna ulaşılmalıdır. Baba, Yaratıcı, Efendi isimleri değil Tanrı’nın işlevleri ve eylemlerinden ulaşılmışmış unvanlarıdır.[7]

Iustinus Tanrı’nın her yerde olması fikrini reddeder. Tanrı göklerin üstünde bir yerdedir. Olduğu yeri terk edemez ve dolayısıyla dünyada kendini gösteremez. (Tryphon ile Diyalog 127)

Tanrı ve insan arasındaki köprü Logos ile sağlanır. Tanrı kendisini sadece Logos aracılığıyla gösterir ve iletişim kurar. Mesih Logos’tur ve işlevi dünyayı yaratmak ve yönetmektir. Ve eğer Logos sadece Mesih’te bütün olarak var ise, Iustinus’a göre eskinin büyük pagan filozoflarının ruhlarında ve Eski Anlaşma'nın peygamberlerinde Logos’un tohumları vardır.[8]

Eserleri

Eusebios birçok eserinden bahsetse de sadece üç eseri günümüze ulaşmıştır.

  • İlk Apoloji, İmparatora Hristiyanlar için özgürlük ve adalet sağlanması için yazılmış bir çağrıdır. Hristiyanlar sadece Hristiyan oldukları için öldürülmemelidirler. Mantıksız bir nefretten ziyade sadece cezai bir kanıt olduğunda mahkeme önüne çıkmalıdırlar. Dönemin Hristiyanlar Roma tanrılarına inanmadıkları için ateist olmakla, ahlaksızlıkla ve İmparatora tanrı gibi tapınmadıkları için itaatsizlikle suçlanmaktaydılar.
    Iustinus'un şehitliği - Mozaik - 2011
  • İkinci Apoloji, Roma senatosunu yazılmış ve Iustinus’un yakın zamanda kafaları kesilmiş Hristiyanlarla ilgili adaletsizliğe kızgınlığı ile ilgilidir. Bu eser Mesih’in acılarının anlamı üzerinde de bir tefekkür içermektedir. Iustinus, Hristiyanlarını gördükleri zulümde, Hristiyanlar için dinlerinin paganlarınkinden üstün olduğunu göstermek için etkili bir fırsat olduğunu düşünmektedir. Bu kitap Roma senatosunu kızdırmış, tutuklanmasına, işkence görmesine ve kafasının kesilmesine sebep olmuştur.
  • Yahudi Trypho ile Diyalog, Eski Anlaşma üzerine ayrıntılı bir tefsirdir ve Kilise'nin gerçek İsrail (Tanrı’nın gerçek halkı) olduğunu ve Hristiyanlığın tüm insanlık için yeni ve ebedi yasa olduğunu göstermektedir.[9]

Kaynakça

  1. ^ Hristiyan İlahiyatının Hikayesi – Gelenek ve Reformun Yirmi Yüzyılı. Roger E. Olson. Haberci Basın Yayın Dağıtım Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. 2020. s. 59 ISBN 978-605-4707-62-1. 
  2. ^ Encyclopedia of Early Christianity – Second Edition. Theodore Stylianopoulos (İngilizce). Garland Publishing. 1998. ss. 647 ISBN 0-8153-3319-6. 
  3. ^ The New Catholic Encyclopedia – Second Edition. H. Chadwick (İngilizce). Thomson and Gale. 2003. s. 93 Cilt 8 ISBN 0-7876-4012-3. 
  4. ^ Hıristiyanlık Tarihi. Yeni Yaşam Yayınları. 2004. s. 94. ISBN 975 8318 86 1. 
  5. ^ Ahmet Cevizci, Ortaçağ Felsefesi Tarihi, 2000, s. 36.
  6. ^ Patrology - 1. Volume. Johannes Quasten (İngilizce). Christian Classics INC. 1986. ss. 196-219 ISBN 087061-084-8. 
  7. ^ Philippe Bobichon,"Fonctions et valeurs des noms dans les écrits de Justin Martyr", Apocrypha : Revue internationale des littératures apocryphes 11 (2000), pp. 93-121(p. 110).
  8. ^ Balthasar, Hans Urs von (1986). Les Personnes du drame. 1, L'Homme en Dieu (Fransızca). 2. Yves Claude Gélébart, Camille Dumont, Impr. de "L'Indépendant). Paris: Lethielleux. s. 115. ISBN 2-283-61149-0. OCLC 416636122. 
  9. ^ Tryphon ile Diyalog : Philippe Bobichon, Dialogue avec Tryphon, édition critique. Introduction, Texte grec, Traduction, Editions universitaires de Fribourg, 2003 vol. I 2 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. vol. II 11 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sokrates</span> Antik Yunan filozofu

Sokrates, Antik Yunan filozofudur. Heykeltıraş Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Yunan felsefesinin kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Hristiyanlık</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.

<span class="mw-page-title-main">Augustinus</span> Filozof, yazar ve doktor

Augustinus ya da Aurelius Augustinus, Aziz Augustinus ya da Hippo'lu Augustinus olarak da bilinen Hristiyan filozof ve tanrıbilimci.

Hristiyan teolojisi, Hristiyanlık dini açısından teoloji veya Hristiyanlığın teolojik olarak incelenmesi diye tanımlanabilir. Hristiyan teolojisi, Hristiyanlık ile ilgili her türlü teolojik olgunun incelenmesini içerir.

İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İskenderiyeli Klement</span> Düşünür ve Felsefeci

İskenderiyeli Klement, gerçek adı Titus Flavius Klemens olan Hristiyan düşünür.

Tatianus putperest bir aileden doğan, sonraları Hristiyanlığı seçen bir Hristiyan apolojisti. Tatianus'un bir süre Roma'da yaşayıp daha sonra Edessa'ya döndüğü bilinir. Bardesanes ile çağdaş olan Tatianus Süryani edebiyatına büyük katkılarda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Tertullianus</span> Yazar, filozof ve teolog

Tertullianus, MS 160-225 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası.

Atinalı Athenagoras, MS 2. yüzyılda yaşamış ve Hristiyanları ahlaksızlık ve devlete itaatsizlikle suçlayan putperestlerin iddialarına karşı çıkmak ve Hristiyan inancıyla ibadet ilkelerini Yunan ve Roma dünyasına yaymak için, 177 yılında bir apoloji kaleme almış olan Hristiyan düşünürdür.

<span class="mw-page-title-main">Heraklitos</span> Yunan filozof

Efesli Heraklitos, döneminde Pers toprakları içinde bulunan Efes'te yaşamış Pre-socratik Yunan filozof. Platon ve Aristoteles'in eserleri de dahil olmak üzere Batı felsefesini geniş ölçüde etkilemiştir. Herakleitos’un yaşadığı şehir daha sonra ilk Yunan filozofların yaşadığı Miletos’a yakındır fakat mahut Miletoslu düşünürlerden herhangi biriyle tanıştığına ve hayatı boyunca seyahat edip etmediğine dair bir bilgi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe tarihi</span>

Felsefe tarihi, felsefenin mantık, epistemoloji, ontoloji, etik, estetik gibi alt bölümlerinden birisidir. Genel olarak felsefe derslerinin başlangıcında verilir. Bunun temel nedeni, felsefe tarihinin içeriğiyle ilintilidir. Felsefe tarihi, felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından, çeşitli felsefe ögretilerinin tarihsel yerlerinin ve öğretisel ayrımlarının belirlenmesine ve bu öğretilerin felsefenin alt bölümleri açısından değerlendirilip ortaya konulmasına kadar çok yönlü ve çok boyutlu bir içeriğe sahiptir. Felsefe tarihi bu anlamda sadece bir mevcut felsefelerin ansiklopedik bir araya getirilmesi meselesi değildir; felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından neyin felsefe-içi neyin felsefe-dışı sayılacağına değin bir dizi kuramsal/felsefi sorunla yüz yüzedir. Bu anlamda, felsefenin bir altbölümü olarak felsefe tarihi, hem felsefi çalışmanın başlangıcı hem de en önemli alanıdır. Genelde felsefe tarihi kitapları, bu bakımdan öğretilerin ve bunların felsefi sorunları çözme denemelerinin art arda etkileşimlerle gelişen tarihini ele alır. Bu tarihin hazırlanmasında hem düşünürlerin metinleri hem de bu metinlerin tarihsel toplumsal koşulları iç bağlantıları açısından değerlendirilir, öğretilerin birbirine etkileri ve karşıtlıkları, benzerlikleri ve ayrımları serimlenir. Dolayısıyla, genel anlamda felsefe tarihinin varlık, bilgi ve değerlerle ilgili soruları ve sorunları belirli özgül yöntemlerle değerlendiren ya da inceleyen ve bu incelemeyi sonuçları bakımından da sistemaktikleştirilmesine yönelik çalışan bütün düşünce girişimlerini ortaya koymayı hedeflediği söylenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ felsefesi</span>

Antik Çağ felsefesi ya da Antik Çağ Yunan felsefesi, MÖ 700'lü yıllardan başlayıp M.S. 500'lü yıllara, yani Orta Çağ'a kadar uzanan tarihsel dönemdeki felsefe tarihini kapsar. Antik Yunan ve Roma kültürlerinde süregelen felsefe eğilimleri ve öğretilerinden oluşur. Klasik İlkçağ felsefesi olarak adlandırılması da söz konusudur. Bu dönem İlk Çağ felsefesinden, Yunan ve Roma kültürlerine bağlı olmalarıyla ayrıştırılır. Böylece bilgi için bilgi gibi bir felsefe geleneğine geçilmiş olduğu varsayılır; bilgi burada gündelik yaşamdaki kullanılabilirliğinin ötesinde kendi başına bir değer ya da sorundur. Bu nedenle Batı felsefesi olarak adlandırılan felsefe geleneği kendisini Antik Çağ felsefesine dayandırır. Çağdaş ya da modern denilen düşünce biçiminin ve felsefe tarzının embriyon halinde bu dönem felsefe geleneğinde ortaya konulduğu varsayılmaktadır. Antik Çağ filozofları, bilginin anlamını, doğruluğun ne olduğunu, erdemin ne anlama geldiğini, evrenin ve yaşamın anlamını sorgulamışlar ve felsefi soruları şekillendirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ felsefesi</span>

Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Skolastik felsefe</span>

Skolastik felsefe/düşünce, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Origenes</span>

Origenes veya Origen, İskenderiye'de Hristiyan bir ailede doğmuş ve kendini hadım etmesine bile neden olacak düzeyde münzevi (sofu) bir kişiliğe sahip olmasıyla tanınan ve Patristik felsefenin en önemli temsilcilerinden sayılan bir Kilise Babası'dır.

Teslisçi Hristiyan ilâhiyatında enkarnasyon ya da hulûl, ezelî ilâhî kelime (logos), üçlü birliğin ikinci kişisi, Baba Tanrı'nın oğlu ve Oğul Tanrı olan İsa'nın, Meryem Ana'nın rahminde insan bedenine bürünmüş olduğu ve insan tabiatı edindiği inancıdır. Meryem'in rahminde bedene büründüğü için Meryem'e Theotokos denmektedir. Teslisçilerin enkarnasyon inancında, İsa Mesih'in tamamen insan ve tamamen tanrı olup bu iki tabiatının hipostatik birlik içinde olduğu kabul edilir. Kadıköy Konsili'ne tabi olan kiliselerin tanımladığı şekliyle enkarnasyonda, Oğul'un ilahi tabiatı, insan tabiatı ile birleşmiş fakat hiç karışmamıştır. Bir ilahi kişilikte İsa Mesih, hem tamamen Tanrı, hem de tamamen insandır. Bu inanca alternatif akideler, Ebiyonitler ve İbrani Kutsal Kitabı'nda olduğu gibi tarih boyunca Hristiyanlıkta zuhur etmiş olmakla birlikte hiçbirisi ana akım Hristiyanlığın enkarnasyon inancını değiştirmemiştir. Günümüzde Tekçilik olarak bilinen alternatif bir akide Pentekostal gruplar arasında yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan felsefesi</span>

Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sienalı Katerina</span>

Sienalı Katerina, Dominiken Tarikatı'nın laik bir üyesi ve mistiktir. 1461 yılında Papa II. Pius tarafından kanonize edilmiş, 1970 yılında Papa VI. Pavlus tarafından Kilise Doktoru ilan edilmiştir. Yortusu 24 Nisandır.

<span class="mw-page-title-main">Romalı Hipolit</span>

Romalı Hipolit,, Hristiyan apolojet ve iman şehidi. Yortusu 13 Ağustos, 30 ocak.