It Might Get Loud
Yönetmen | Davis Guggenheim |
---|---|
Yapımcı | Peter Afterman, Erica Beaney, Michael Birtel |
Oyuncular | Jimmy Page The Edge Jack White |
Görüntü yönetmeni | Guillermo Navarro, Erich Roland |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Belgesel, Biyografi |
Yapım yılı | 2008 |
Süre | 107 Dakika |
Dil | İngilizce |
Resmî sitesi |
It Might Get Loud, ABD yapımı, Davis Guggenheim imzalı bir belgeseldir. Her biri kendi döneminin ünlü gitaristlerinden olan Jimmy Page, The Edge ve Jack White’ı buluşturan film, bu gitaristlerin kariyerlerine ve stillerine odaklanmakta, elektrogitar geçmişlerini konu almaktadır. Film 29. İstanbul Uluslararası Film Festivali 2010 kapsamında Gürültü Ustaları adıyla gösterilmişti
Konusu
Jimmy Page, gitar çalmaya çocukluğunda eline tesadüfen geçen bir gitar ile başlamıştır. Okul yılları boyunca o dönemler çok popüler olan “skiffle” tarzı müzikler çalan bir grupta çalmış ancak daha sonra pop müzikten başka bir şey yapmak istediğine karar vermiştir. Bu dönemde müziği bırakarak sanatın çok sevdiği bir başka dalı olan güzel sanatlara yönelir ve bir sanat okuluna kayıt olur. Daha sonra müzik kariyerine geri döndüğünde ise dönemlik gitarist olarak değişik orkestralarda çalışmaya başlayacaktır. Bu dönemde yeteneği ve nota bilgisi sayesinde dikkat çeken Page, bir süre sonra başkalarının parçalarını çalmaktan sıkıldığı için kendi yaratıclığını kullanabileceği bir alana yönelir ve sırasıyla The Yardbirds ve Led Zeppelin gruplarında çalmaya ve kendi şarkılarını yapmaya başlar. Belgeselin Page ile ilgili sahneleri genellikle Led Zeppelin'in 4. albümünün kayıtlarının da yapıldığı Headley Grange'de geçmekte, bu bölümlerde Jimmy Page, skiffle ve blues başta olmak üzere etkilendiği müzik tarzlarından ve şarkılardan bahsetmektedir.
The Edge’in müzikal kariyeri, ağabeyi Dik ile birlikte bir gitar yapıp çalmaya çalıştıkları çocukluk yıllarına dayanmaktadır. Edge, filmde Mount Temple Ortaokulu’nu ziyaret eder ve U2 grubunun kuruluş aşamasından bahseder. Film boyunca elektrogitar tekniği ile ilgili bilgiler veren Edge, elektrogitarda efekt kullanımına yönelik alışkanlıklarını da anlatmaktadır. Kendisi ile özdeşleşmiş olan Gibson Explorer marka gitarını alışından ve punk müziğin kendisini ne şekilde etkilediğinden de ayrıntılı şekilde bahseden Edge, filmin diğer bölümlerinde gençlik yıllarında içinde bulundukları siyasal ortamın müziklerini üzerindeki etkisinden, Kanlı Pazar’dan bahseden ünlü “Sunday Bloody Sunday” şarkısının yazım sürecinden ve “Where the Streets Have No Name” için yaptığı ilk demo kayıtlarından söz eder.
Jack White, müzikle ilgilenmeye çok küçük yaşlarda başlamıştır. Detroit’in küçük bir kenar mahallesinde yaşayan 10 çocuklu bir ailenin en küçük ferdidir ve kardeşlerinin çoğunun müzikle ilgilenmesinden dolayı küçük yaşlardan beri müzik enstrümanları ile haşır neşir olmuştur. Odasına koymak istediği iki bateri setine ve gitara yer açabilmek için yatağını bile odasının dışına taşıdığından bahseden White belgesel boyunca, müzikal kimliğini bulmak için yaptığı arayışlardan söz eder. White’ın çocukluğunun geçtiği mekân hip hop ve house müziğin çok popüler olduğu bir Detroit mahallesidir ve White’a göre bu mahallede yapılabilecek en “cool” olmayan hareket bir müzik aleti çalmaya çalışmaktır. Blues müziğin meydan okuyan tavrından çok etkilenen White, bir döşemecinin yanında çırak olarak çalıştığı dönemde, patronu ile birlikte “The Upholsterers” (Döşemeciler) isimli iki kişilik bir grup kurma fırsatı bulur ve bir anlamda gelecek yıllarda kuracağı The White Stripes ve The Raconteurs gruplarının da müzikal temellerini atmış olur. White'ın felsefesi, daha önce denenmemiş, yenilikçi ve yaratıcı şeyler üretebilmek için kendini sürekli olarak zorlamaktır.
Filmde, üç gitaristin buluştuğu ve sohbet ettikleri sahneler mevcuttur. Zirve (The Summit) olarak adlandırılan oturumlarda, üç gitarist birlikte birbirlerinin parçalarını da çalarlar. Filmin bu bölümlerde gitaristler, "I Will Follow", "Dead Leaves and the Dirty Ground" ve "In My Time of Dying" parçalarını birlikte çalmaktadır. Film, üç gitaristin "The Band" grubunun “The Weight” isimli parçasını akustik gitarlarla doğaçlama bir şekilde çaldıkları sahne ile sona erer.
Eleştiriler
İlk kez 2008 Toronto Film Festivali'nde gösterilen film, 2009 yılında Sundance Film Festivali'nde ve Berlin Uluslararası Film Festivali'nde de yer almıştır. Film 29. İstanbul Uluslararası Film Festivali 2010 kapsamında, Gürültü Ustaları adıyla gösterilmiştir. Film, eleştirmenler ve izleyenler tarafından genellikle olumlu eleştiriler almıştır.
Box Office
İlk haftasında box office listesine 37. sıradan giren It Might Get Loud'un dünya çapında elde ettiği toplam hasılat miktarı 1,807,506 $'dır.