İçeriğe atla

Islanma

Şekil 3: Farklı akışkanların sebep olduğu ıslanma.A çok küçük ıslatabilme kapasitesine sahip bir akışkanı gösterirken, C'nin ise ıslatabilme kapasitesi daha büyüktür.

Islanma (veya ıslaklık[1]), bir sıvının katı bir yüzey ile temas kurabilme becerisidir. Islanma bu ikisi bir araya geldiğinde oluşan moleküller arası etkileşmeden kaynaklanır. Islanma derecesi (ıslanabilirlik) ahezif ve kohezif kuvvetler arasındaki dengeyle belirlenir.

Islanma iki malzemenin bağlanması ve yapışmasında önemlidir. Islanma ve ıslanmayı kontrol eden yüzey kuvvetleri, kapiler olayın da dahil olduğu benzer başka etkilerin de sorumlusudur. Islanma miktarından bağımsız olarak katı bir yüzeye düşen sıvı kabaca kesik küre şeklinde olur. Yandaki şekilde ıslanmanın çeiştli dereceleri tarif edilmiştir. Islanma olayı, herhangi bir sıvının herhangi bir kumaş türünün veya herhangi bir katı yüzeyine yayılmasıdır. Islanmak; tam veya yarım az veya hiç ıslanmama olma üzere 3'e ayrılır.

Islanmama projesi

Yaprak üzerindeki yağmur damlacıkları. Yağmur damlaları, yaprağı ıslatmamıştır. Çünkü yaprak ıslanmaz, üstündeki emici gözenekleri sayesinde ve yüzeyi sayesinde hem ıslanmayıp, hem de bu sıvıları emebilir

Islanma olayında sıvının yoğunluğu ve kumaş türünün mikro yapısı önemlidir. Sıvının yoğunluğu arttıkça, kumaş türüne veya yayılacağı başka bir ortama daha da yayılır (daha da ıslatır). Islanma olayının olması ile kıyafetlerde lekeler de oluşmaktadır. Ayrıca ıslanma olayı yağmurun yağması ile birçok dış yüzeyde gerçekleşir. Bu sayede fotosentez vb. organik olaylar gerçekleşir.

Japon ve Amerikan bilimadamlarının ortak araştırmaları ıslanma olayının üstünedir. Yaptıkları araştırmaların amacı; Islanma olayının imkânsız olduğu kumaş vb. tipleri yapabilmek, leke olmasını önlemektir. Bu tür kumaşlarının yapılması için suyun içinde kayma özelliğine sahip tırtıllar ve böcekler incelenmektedir. Bu canlıların su üstünde kaymalarını sağlayan yapıları vardır. Bu yapılar, canlının tamamını kaplamaktadır. Yapılar mikroskobik bir saç uzantısına benzemektedir. Bu uzantının üstünde daha küçük uzantıları, onların da üstünde çok daha küçük uzantıları yer almaktadır. Bu uzantılar sayesinde süper-hidrofobik bir yüzey oluşur. Bu yüzeyde, yüzeye gelen sıvı öteleme hareketi yapar ve yüzey üzerinde sürekli kayar. Bir müddet sonra kayan sıvı, yüzeyin dışına gider.

Japon ve Amerikan bilimadamları, bu canlılardaki mikroskobik uzantılar yerine kumaş yüzeylerinde mikroskobik balmumu yapıları kullanılabileceğini düşünüyor. Böylece aynı doğadaki olduğu gibi yüzeye sıvının yapışması / yayılması olanaksız hale getirilecektir.

Islanmamanın yararları

Eğer ki bilimadamları bu çalışmayı başarırsa, özellikle giyim ve tekstilde büyük bir devrim yapacaklarını düşünüyorlar. Çünkü yüzeyi ıslatamayan sıvı ötelenerek dışarıya doğru giderken, yüzeydeki tozları da alıyor. Bu sayede kıyafet, kendini temizlemiş oluyor. Yani bilimadamlarının amacı "Islanmayan ve kendini temizleyen kıyafet"tir. Balmumu maddeye bu özelliğin kazandırılıp, mikroskobik halde kumaşın üstüne getirilmesi başarılırsa bu proje sonuç alabilmesi düşünülüyor.

Notlar

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2009. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Triboloji</span>

Triboloji, sürtünme, aşınma ve yağlama konularını inceleyen bilim ve teknoloji dalıdır. Triboloji sözcüğü eski Yunan dilindeki τριβο (tribo) "sürtünme" ile λόγος (logos) "prensip veya mantık" kelimelerinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Levha tektoniği</span> Litosferin yapısını inceleyen jeoloji dalı

Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Cam</span>

Cam ya da sırça, saydam veya yarı saydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme. Antik çağlardan beri gerek inşaat malzemesi, gerekse süs eşyası olarak camdan faydalanılmaktadır. Günümüzde hâlen basit araç gereçlerden iletişime ve uzay teknolojilerine kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır. Örneğin pencere camları, cam ambalaj, ayna, lamba, sofra takımı ve optiklerde yaygın pratik, teknolojik ve dekoratif kullanıma sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Burun</span> koku alma organı

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Kristal</span>

Kristal, billur ya da kesme cam, kimyadaki katı haldeki bir elementin veya bileşiğin, molekül, atom veya iyon yığınlarının (paketinin) kesin geometrik bir yapı göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Difüzyon</span>

Difüzyon, maddelerin çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama doğru kendiliğinden yayılmasıdır. Fiziksel kimyada ise moleküllerin kinetik enerjilerine bağlı olarak rastgele hareketlerine denir.

<span class="mw-page-title-main">Kanat</span> hayvan ya da cansız bir objenin uçmasını sağlayan organ ya da parça

Kanat, uçma veya hareket etme amacıyla kullanılan ve genellikle kuşlar, böcekler veya uçaklar gibi hayvanlar veya araçlar tarafından kullanılan bir yapıdır. Kanatlar, aerodinamik prensiplere dayalı olarak tasarlanmış ve şekillendirilmiştir, böylece hava akışını kontrol ederek uçuş veya hareket sağlayabilirler. Kanat belli bir evrimsel ve biyolojik süreç sonrası oluşabilmesinin yanı sıra beşeri olarak da modellenebilip uçmak veya bir sıvı içerisinde hareket sağlamak için de özelleştirilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tutkal</span>

Tutkal ağaç, mobilya, tekstil, kâğıt ambalaj, plastik, kırtasiye ve dekorasyon işlerinde kullanılan yapıştırıcı maddedir. Çeşitli gereçlerin birbirine yapıştırılmasında kullanılan maddeye tutkal, yapıştırma işlemine tutkallama denir. Merdane, sprey, rulo ile sıcak ve soğuk uygulanabilir. Yapışma, yapıştırıcı tabaka ile birleştirilecek yüzeylerin malzemeleri arasında güçlü bir adezyon bağın oluşması veya yeni moleküller arası bağların ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. Yapıştırıcı eklemin mukavemeti, yapıştırıcının yüzeye kohezyonundan, otohezyondan, homojen malzemelerin teması üzerine bağlantıdan da etkilenir.

<span class="mw-page-title-main">Genleşme</span> Genleşen cisim hacmi artacağından dolayı yüzer.

Genleşme, sıcaklığı artırılan bir cismin uzunluk ya da hacminin değişmesi olayıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dentin</span>

Dentin, dişlerin mezoderma kökenli kemiğe benzer yapıdaki temel tabakasıdır. Kuru ağırlığının %70-75'inin kalsiyum tuzu olması nedeniyle kemikten daha serttir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın dış çekirdeği</span>

Yerkürenin dış çekirdeği yaklaşık 2.260 km kalınlığında demir ve nikelden oluşmuş katı olan iç çekirdeğin üstünde ve mantonun altında yer alan bir tabakadır. Üst sınırı yeryüzünün yaklaşık 2890 km metre altında yer alırken, iç çekirdekle geçiş bölgesi ise yeryüzünün yaklaşık 5.150 km altındadır. Dış sınırı, Dünya yüzeyinin altında 2,890 km bulunur. İç çekirdek ve dış çekirdek arasındaki geçiş, Dünya yüzeyinin altında yaklaşık 5,150 km (3,200 mi) bulunur. İç çekirdeğin aksine, dış çekirdek sıvıdır.

Yansıma, homojen bir ortam içerisinde dalgaların yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön ve doğrultu değiştirip geldiği ortama geri dönmesi olayına denir. Yansımanın genel örnekleri ışık, ses ve su dalgalarıdır. Düzlem aynalarda yansıma, saydam ortamda hareket eden ışığın herhangi bir yüzeye çarpıp geri dönmesi olayıdır. Yansıma olayında ışığın hızı, frekansı, rengi yani hiçbir özelliği değişmez. Sadece hareket yönü değişir.

<span class="mw-page-title-main">Sismik dalga</span> Dünyanın katmanları boyunca dolaşan sismik, volkanik veya patlayıcı enerji

Sismik dalga, Dünya veya başka gezegen gibi bir cisim içinden geçen akustik enerji dalga'sıdır. Deprem, volkanik patlama, magma hareketinden, büyük heyelan ve alçak frekanslı akustik enerji üreten büyük insan yapımı bir patlama'dan kaynaklanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Dökme demir</span>

Dökme demirler, %2'den fazla karbon oranı içeren demir-karbon alaşımlarıdır. İçindeki karbonun grafit şeklinde olanlarına gri dökme demir, sementit şeklinde olanlara ise beyaz dökme demir denir. 1150 °C derece olan erime sıcaklığı çeliğinkinden düşüktür.

Jelkot, kompozit malzemelerin özellikle cam elyaf takviyeli plastiklerin (CTP), en üst katmanında yer alan ve yüzey görünüm kalitesini artırmanın yanında, CTP ürünün dış ortam performansını sağlayan malzemedir. Genel olarak jelkotlar, epoksi veya doymamış poliester reçinesi esaslıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yoğunlaşma</span>

Yoğunlaşma veya yoğuşma, maddenin fiziksel halinin gaz fazından sıvı faza değişimi ve buharlaşmanın tersidir. En sık su döngüsü anlamında kullanılır. Atmosfer içinde bir sıvı veya katı bir yüzey veya Yoğunlaşma bulutu ile temas ettiğinde, su buharının sıvı suya değişmesi olarak da tanımlanabilir. Doğrudan gaz fazdan katı faza geçiş gerçekleştiğinde, değişime kırağılaşma denir.

<span class="mw-page-title-main">Faz (madde)</span> Fiziksel bilimlerde, bir faz bir malzemenin fiziksel özelliklerini esas olarak eşit bir şekilde madde boyunca dağılan bir sistemdir. Fiziksel özelliklerinin örneklerinden üç tanesi, yoğunluk içermesi , mıknatıslanma ve kimyasal bileşimi inde

Fiziksel bilimlerde faz; bir malzemenin fiziksel özelliklerinin her noktasında aynı olduğu bölgedir/alandır. Fiziksel özelliklerinin örneklerinden üç tanesi, yoğunluk içermesi, mıknatıslanma ve kimyasal bileşimi indeksi. Basit bir açıklama ile bir faz fiziksel olarak ayrı, kimyasal olarak yeknesak ve (genellikle) mekanik ayrılabilir malzemeli bir bölge olmasıdır. Bir cam kavanoz buz ve sudan oluşan bir sistemde, buz küpleri birinci faz, su ikinci faz ve suyun üstünde bulunan nem ise üçüncü fazdır. Cam kavanoz ise başka bir ayrı aşamasıdır. Faz terimi bazen maddenin hali olarak eş anlamlı bir şekilde kullanılabilir. Ancak bir maddenin aynı halde çok sayıda karışmayan fazı olabilir. Ayrıca, faz terimi bazen bir faz diyagramı için üzerinde sınır ile basınç ve sıcaklık gibi durum değişkenler açısından sınırı çizilmiş denge durumunda bir dizi oluşturmak için kullanılır. Faz sınırları gibi katı veya başka bir kristal yapısından daha ince değişikliğine sıvıdan bir değişiklik olarak maddenin organizasyon değişiklikleriyle ilgili olduğundan bu son kullanım durumuna eş anlamlısı olarak "faz" kullanımına benzer. Ancak, madde ve faz diyagramı kullanımların hali yukarıda verilen ve amaçlanan anlam terim kullanıldığı bağlamdan kısmen tespit edilmelidir resmi tanımı ile orantılı değildir. Fazın çeşitleri Farklı fazlar, gaz, sıvı, katı, plazma veya Bose-Einstein yoğuşma ürünü olarak maddenin farklı durumlar olarak tarif edilebilir. Maddenin katı ve sıvı formda diğer haller arasındaki faydalı mezofazlar.

<span class="mw-page-title-main">Faz yüzey bilimi</span>

Faz yüzey bilimi, katı - sıvı arayüzleri, katı - gaz arayüzleri, katı - vakum arayüzleri ve sıvı - gaz arayüzleri dahil olmak üzere iki fazın arayüzünde meydana gelen fiziksel ve kimyasal olayların incelenmesidir. Yüzey kimyası ve yüzey fiziği alanlarını içerir. İlgili bazı pratik uygulamalar yüzey mühendisliği olarak sınıflandırılmaktadır. Bilim heterojen kataliz, yarı iletken cihaz üretimi, yakıt hücreleri, kendi kendine monte edilen tek tabakalar ve yapıştırıcılar gibi kavramları kapsar. Faz yüzey bilimi arayüz ve kolloid bilimi ile yakından ilgilidir. Arayüzey kimyası ve fizik her ikisi için de ortak konulardır. Yöntemler farklı. Buna ek olarak, arayüz ve kolloid bilimleri, arayüzlerin özelliklerinden dolayı heterojen sistemlerde ortaya çıkan makroskopik olayları inceler.

<span class="mw-page-title-main">Polisaj</span> Esli

Polisaj veya parlatma aşındırıcı taş, aşındırıcı pasta ve/ veya sıvılarla yüzey parlatma işlemidir. Polisaj malzemenin parlatılan yüzeyden en az miktarda uzaklaştırılmasıdır. Amaç yüzeyi düzeltmek ve parlaklık sağlamaktır. Bunu yapmak için, parlatıcı tanecikleri belirli bir basınçla parlatılacak yüzeye bastırılır. Bu parlatıcı tanecikler macun, cila vb ortamı içindedirler. Gerçekte işlem taşlamaya karşılık gelir ancak parlatmada yüzeyden mümkün olduğunca az malzeme çıkarılmalıdır. Parlatılan malzemenin kalınlığı çok az miktarda azalır.