İçeriğe atla

Irksal hijyen

"Irksal hijyen" terimi 1895'te Alfred Ploetz tarafından ortaya atılmıştır.
Hamburg'daki Hijyen Kongresi Posteri, 1912

Irksal hijyen, 20. yüzyılın başlarında en kapsamlı uygulamasını Nazi Almanyası'nda bulan bir öjenik yaklaşımını tanımlamak için kullanılmıştır.[1] Bu yaklaşım, ırkların karışmasını önlemeye yönelik çabalarla dikkat çekmiş ve safkan hayvanlar elde etmeye çalışan bir hayvan yetiştiricisinin yöntemlerine benzetilmiştir. Bu çabalar, genellikle bir ırksal hiyerarşinin var olduğuna ve "aşağı ırkların" "üstün ırkları" "kirleteceği" endişesine dayanan bir inançla motive edilmiştir. Bu çabalar, genellikle bir ırksal hiyerarşinin var olduğu ve "aşağı ırkların" "üstün ırkları" "kirleteceği" endişesine dayanan bir inançla motive edilmiştir. O dönemdeki çoğu öjenikçi gibi ırksal hijyenistler de öjeni uygulanmadığı takdirde toplumun hızla yozlaşacağına ve medeniyetin, "aşağı" kabul edilen özelliklerin yayılmasıyla çökeceğine inanmışlardır.

Gelişimi

Irksal hijyen(Rassenhygiene) terimi, 1895 yılında Alman öjenist Alfred Ploetz'in Irk Hijyeninin Temelleri (Grundlinien einer Rassenhygiene) adlı eserinde ortaya atılmıştır. Savaş, akraba evliliği, yoksullar için ücretsiz sağlık hizmeti, alkol ve zührevi hastalıklar gibi "karşıt seçici güçlerden" (counterselective forces) kaçınmanın önemini tartışmıştı.[2] İlk ortaya çıktığı dönemde, bu kavram, "Yahudi sorunu" ve 1920'lerden İkinci Dünya Savaşı'na kadar Almanya'da felsefesini şekillendiren "Nordik ırkın dejenerasyonu" (Entnordung) konularından ziyade, Almanya'daki doğum oranlarının düşmesi ve devlet tarafından işletilen kurumlarda bulunan akıl hastası ve engelli insanların sayısının artması (ve bunların devlete getirdiği maliyetler) gibi konularla ilgilenmekteydi.

Nazi Almanyası

Eva Justin, "ırksal çalışmalarının" bir parçası olarak bir Roman kadının yüz hatlarını inceliyor.

1930'lar ve 1940'lar boyunca, Nazi Almanyası'ndaki enstitüler genetik üzerine çalışmalar yapmış, genetik kayıtlar oluşturmuş ve ikizler üzerine araştırmalar yürütmüşlerdir. Ayrıca kan grupları üzerinde çalışan Nazi bilim insanları, kan gruplarının sözde ırksal özgüllüğüne dair Aryan birini bir Yahudi'den kanlarını inceleyerek ayırt etmek amacıyla teoriler geliştirmişlerdir. 1940'larda, Schutzstaffel (SS) doktoru Josef Mengele, Auschwitz'den alınan insan kalıntılarını – kan, uzuvlar ve diğer vücut parçalarını – enstitülerde bilim adamları tarafından incelenmesini sağlamış ve bu bilim insanları, ırksal hijyen kavramını bir gerekçe olarak kullanarak Auschwitz ve diğer toplama kamplarındaki mahkûmları denek olarak kullanmışlardır.[3]

Nazi rejiminin ırksal hijyen teorileri, Nazi'lerin insan ırkına zararlı olarak gördüğü hastalıkları ortadan kaldırma amacı güden geniş kapsamlı bir kısırlaştırma programına yol açmıştır. Nazi'ler, kısırlaştırılmış bireylerin hastalıklarını çocuklarına geçirmeyeceklerine inanmaktaydı. 14 Temmuz 1933'te ise enetik olarak belirlenmiş bir hastalığı olan herhangi bir kişinin kısırlaştırılması amacıyla "Kalıtsal Hastalıklara Sahip Soyların Önlenmesi Yasası" (Law for the Prevention of Hereditarily Diseased Offspring) kabul edilmişti. Bu yasa, Almanya'nın önde gelen ırksal hijyen uzmanları arasında yer alan Fritz Lenz, Alfred Ploetz, Ernst Rudin, Heinrich Himmler, Gerhard Wagner ve Fritz Thyssen tarafından hazırlanmıştır. Robert N. Proctor, yasanın hedef aldığı hastalıklar listesinde "zihinsel gerilik, şizofreni, manik depresyon, epilepsi, Huntington hastalığı, genetik körlük ve 'şiddetli alkolizm'" bulunduğunu göstermiştir. Nazi Almanyası'nda kısırlaştırılan vatandaşların sayısının ise 350.000 ile 400.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Kısırlaştırma Yasası'nın bir sonucu olarak, kısırlaştırma tıbbı ve araştırmaları kısa sürede en büyük tıbbi endüstrilerden biri haline gelmiştir.

Nazi propagandasında "ırk" terimi, genellikle "Aryan" veya Almanik "Übermenschen" (üstün insanlar) anlamında kullanılarak, diğer tüm ırklardan biyolojik olarak üstün olduğu iddia edilen ideal ve saf bir efendi ırkı temsil ettiği söylenmiştir. 1930'larda, öjenikçi Ernst Rüdin'in etkisi altında, Nasyonal Sosyalist ideoloji, Aryan ırksal saflığını talep eden ve ırklar arası evliliği kınayan "ırksal hijyen" kavramını benimsemiştir. Alman ırksal saflığının önemine olan bu inanç, sıklıkla Nazi'lerin ırksal üstünlük ve ardından gelen soykırım politikalarının teorik temelini oluşturdu ve bu politikalar, Nasyonal Sosyalistlerin Aryanlar ve Aryan olmayanlar arasındaki cinsel ilişkileri ve evlilikleri Rassenschande (ırksal utanç) olarak görüp yasaklayan Nürnberg Yasaları'nı yürürlüğe koyduğu 1935 yılında başlamıştır.

Kalıtsal olarak Nazi rejimine uygun olmayan Rhineland'lı bir genç

Irksal hijyenistler, Alman Nasyonal Sosyalistlerinin Avrupa'yı Yahudilerden, Romanlardan, Slavlardan, Siyahlardan, çok ırklı insanlardan ve fiziksel ya da zihinsel engelli insanlardan temizleme çabası olan Holokost'ta kilit rol oynamışlardır. T4 operasyonu kapsamında Hitler, felç ve hastalıklardan ölümler kisvesi altında, akıl hastalarının ötanazi yoluyla öldürülmesi emrini vermiş, binlerce akıl hastasının öldürülmesinde kullanılan yöntemler ve ekipmanlar ise daha sonra toplama kamplarına transfer edilmişti çünkü büyük sayıda insanı verimli bir şekilde öldürmek için gereken malzemeler ve kaynaklar mevcuttu ve başarıyla kullanılmıştı. Bu cinayetlere yardım eden hemşireler ve personel de gaz odalarıyla birlikte, kitlesel cinayetlerin tekrar tekrar uygulanabilmesi için inşa edilen toplama kamplarına taşınmışlardır.

Toplama kamplarındaki mahkûmlar üzerinde deneyler yapan doktorlar, ırksal hijyen konusunda uzmanlaşmışlardı ve sözde bilimi tıbbi deneylerine destek olarak kullandılar. Bazı deneyler, mahkûmlara bilinen hastalıkları enjekte ederek aşıları veya olası tedavi yöntemlerini test etmek gibi genel tıbbi araştırmalar için kullanıldı. Diğer deneyler ise Almanların savaş stratejisini ilerletmek amacıyla yapıldı; örneğin mahkûmları vakum odalarına koyarak pilotların yüksek irtifadan fırlatıldıklarında vücutlarında ne olabileceğini görmek veya mahkûmları buzlu suya daldırarak ne kadar süre hayatta kalabileceklerini ve Manş Denizi üzerinde vurulan Alman pilotlar tarafından giyilirse yaşamı uzatabilecek malzemeleri araştırmak gibi deneyler gerçekleştirildi. Bu kavramın öncüleri, Alman doktorların Herero ve Nama Soykırımı sırasında Namibya’daki savaş esirlerine uyguladığı tıbbi deneylerdi.

Nasyonal Sosyalizm’in unsurlarından olan ırksal hijyen kavramı, Alman tıp camiasının birincil felsefesi haline getirildi ve ilk olarak tıp mesleğindeki aktivist doktorlar, özellikle de psikiyatristler tarafından savunuldu. Bu kavram, Nazi'lerin 1933'te iktidara yükselişi sırasında ve sonrasında Gleichschaltung ("koordinasyon" veya "birleştirme") süreciyle kodlanmış ve kurumsallaştırılmıştır; bu süreçte tıp ve ruhsal hijyen (ruh sağlığı) mesleği, en üstte Nasyonal Sosyalist onaylı liderlik olmak üzere katı bir hiyerarşi içine sokulmuştur.

Nazizmin diğer ırklara yönelik tutumunun taslağı, Erwin Baur, Fritz Lenz ve Eugen Fischer tarafından yazılmış ve "İnsan Kalıtım Teorisi ve Irksal Hijyen" (1936) başlığı altında yayımlanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı'ndan Sonra

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra "ırksal hijyen" fikri birçok kişi tarafından bilim dışı olduğu gerekçesiyle kınanmış olsa da öjeni destekçileri ve uygulayıcıları var olmaya devam etmiştir. 1945'ten sonra ki öjeni savunucuları arasında Julian Huxley ve Marie Stopes gibi isimler var olsa da genellikle teorilerinin ırksal yönlerini kaldırmış yahut önemsiz gibi göstermişlerdir.

Kaynakça

  1. ^ "The Biological State: Nazi Racial Hygiene, 1933–1939". encyclopedia.ushmm.org (İngilizce). 13 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2022. 
  2. ^ Turda, Marius; Weindling, Paul (2007). Blood and Homeland": Eugenics and Racial Nationalism In Central and Southeast Europe, 1900–1940. Budapeşte: Central European University Press. s. 1. 
  3. ^ Proctor, Robert N. (1982) "Nazi Doctors, Racial Medicine, and the Human Experimentation", in Annas, George J. and Grodin, Michael A. editors, The Nazi Doctors and the Nuremberg Code: Human Rights in Human Experimentation. New York: Oxford University Press. pp. 17–31.

İlgili Araştırma Makaleleri

Nasyonal sosyalizm ya da Nazizm, kökten Yahudi aleyhtarı, ırkçı, aşırı milliyetçi, völkisch, sosyal Darwinist, anti-komünist, anti-liberal ve anti-demokratik bir ideolojidir. İtalya'da Benito Mussolini önderliğinde kurulan faşizm akımından etkilenerek ortaya çıkmıştır. Meydana gelişi Almanya'da gerçekleşen ve temel ilkeleri Adolf Hitler tarafından ortaya konan nasyonal sosyalizm, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 30 Ocak 1933'ten Almanya'nın II. Dünya Savaşı'nda teslim olduğu 8 Mayıs 1945 tarihine kadar, 12 yıl 3 ay iktidarda olduğu dönem boyunca Almanya'nın resmî ideolojisi olarak uygulanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi</span> Almanyada 1920 ila 1945 arasında var olmuş aşırı sağ siyasi parti

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi veya yaygın kısa adıyla Nazi Partisi, Weimar Cumhuriyeti döneminde kurulmuş ve Weimar Cumhuriyeti'ni Nazi Almanyası'na dönüştürüp 1933-1945 yılları arasında yönetmiş olan bir Alman siyasi partisidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında Alman siyasetinde önemli bir yere sahip olmuş partinin programı ve ideolojisi olan nasyonal sosyalizm, radikal antisemitizm ile birlikte etnik milliyetçiliğe dayanan antiliberal ve antikomünist bir görüşteydi. 1921 senesinden itibaren parti başkanlığını sürdürmüş Adolf Hitler'in 1933 senesinde şansölye olmasının ardından 1945 senesine kadar nasyonal sosyalizm döneminde Almanya'nın tek yasal partisi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Josef Mengele</span> Alman suçlu (1911-1979)

Josef Rudolf Mengele, Nazi toplama kampı Auschwitz-Birkenau'da yaptığı acı verici ölümcül deneylerle bilinen bir Alman Nazi doktor. 2 milyon kişinin insanlık suçu işlenerek öldürülmesinden sorumlu tutulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Almanyası</span> 1933ten 1945e dek Nazi Partisi yönetimindeki Almanya

Nazi Almanyası, Almanya’nın 1933 ile 1945 yılları arasında, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) idaresi altında, tek parti rejimine dayalı yönetim sistemiyle “Führer” unvanlı hükûmet (1933-1945) ve devlet başkanı (1934-1945) Adolf Hitler’in liderliğinde egemenlik sürdüğü döneme verilen isim. Alman tarihi içerisinde “Reich”ların üçüncüsüdür; bundan dolayı Üçüncü Reich ismiyle de nitelendirilir.

Ari ırk, 19. yüzyılın sonlarında Proto-Hint-Avrupa mirasına sahip insanları ırksal gruplarla tanımlamak için ortaya çıkmış ve artık kullanılmayan bir tarihsel ırk kavramıdır. Antropolojik, tarihi ve arkeolojik kanıtlar bu kavramın geçerliliğini desteklememektedir. Kavram, Proto-Hint-Avrupa dilini ilk konuşanların insanlığın üstün bir örneğinin belirgin ataları olduğu ve günümüze kadar onların soyundan gelenlerin Sami ve Hamitik ırklarının yanı sıra Kafkas ırkının bir alt ırkını ya da kendine özgü başka bir ırkı oluşturduğu düşüncesinden türemiştir. Günümüzde, bu gruplar arasındaki yakın genetik benzerlik ve karmaşık karşılıklı ilişkiler nedeniyle, insan popülasyon gruplarını kategorize etmeye yönelik bu taksonomik yaklaşımın yanlış yönlendirilmiş ve biyolojik olarak anlamsız olduğu düşünülmektedir. Irk, kültür ve dilin izomorfizmi, modern akademisyenler tarafından hatalı bir anlayış olarak reddedilmiştir. Ari ırk kavramı 19. yüzyıl boyunca Arthur de Gobineau, Richard Wagner ve bilimsel ırkçılığı daha sonra Nazi ırkçı ideolojisini etkileyen Houston Stewart Chamberlain gibi çeşitli ırkçı ve antisemitik yazarlar tarafından benimsenmiştir. 1930'lara gelindiğinde, kavram hem Nazizm hem de Nordizm ile ilişkilendirilmiş ve Aryan ırkını "üstün ırk" olarak tasvir eden, Aryan olmayanları ırksal olarak aşağı ve yok edilmesi gereken varoluşsal bir tehdit olarak gören beyaz üstünlükçü Aryanizm ideolojisini desteklemek için kullanılmıştır. Bu fikirler Nazi Almanyası'nda Holokost'a yol açan devlet ideolojisinin önemli bir parçasını oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ahnenerbe</span> Nazi Almanyasında nasyonal sosyalizm ile birlikte spiritüel, eski Nordik Germen inanışlarını araştıran, Parapsikoloji ile ilgilenen ve medyumlardan oluşan gizli örgüt

Ahnenerbe, Nazi Almanyası'nda nasyonal sosyalizm ile birlikte, spiritüel, eski Nordik Germen inanışlarını araştıran, Parapsikoloji ile ilgilenen ve Nazi Partisini oldukça etkileyen medyumlardan oluşan gizli örgüt.

<span class="mw-page-title-main">Carl Schmitt</span>

Carl Schmitt, siyaset felsefesi alanında da görüşlerine başvurulan, Alman anayasa hukukçusuydu. 20'inci yüzyılın en tanınmış fakat en tartışmalı Alman anayasa hukuku ve uluslararası hukuk uzmanlarından biridir. Schmitt, 1933'ten itibaren Nazi rejimine dahil oldu: 1 Mayıs 1933'te Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne üye oldu ve Nazi rejiminin sonuna kadar partisine sadık kaldı. Schmitt, 1934'te gerçekleşen ve Röhm Darbesi adı verilen darbe hareketini, Führer nizâmı adını verdiği hukuk teorisi ile aklamaya çalıştı. 1935'teki Yahudi düşmanı Nürnberg Yasaları'nı, özgürlük anayasası adıyla nitelendirdi. 1936'da NSDAP çevreleri tarafından oportünizmle de suçlandı. Partideki görevlerine son verildi, ancak NSDAP üyesi olarak kaldı. Hermann Göring'in himayesi sayesinde Schmitt, Prusya Ayan Meclisi'nin bir üyesi olarak kaldı ve Berlin'de üniversite profesörlüğünü de sürdürdü.

<span class="mw-page-title-main">T4 operasyonu</span> 1939 doğan engelli Gerhard Krestchmarın Tiergartenstrasse 4 adresinde infazı ismi verdi.

T4 operasyonu, Nazi Almanyası'nda zorla yapılan ötanazi programı. Eylül 1939'dan Ağustos 1941'e kadar yapılan çalışmalar, 1945 ve hatta ötesine de Nazi rejiminin dağılana kadar gayri resmi olarak devam etti. T4 programı "ırk hijyeni"nin Nazi Partisi'nin politikasını geliştirdiği düşünülürse, Alman halkından engelliler dahil "çürük ırk" elementlerinin "temizlenmesi" gerektiği inancı vardı. Bu görüşe göre, ötanazi programı daha sonra Avrupa Yahudilerinin Holokost'a karşı politikasında bir evrimi temsil etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Neo-Nazizm</span> ırkçı ve şiddet kullanan ideoloji

Neo-Nazizm veya yeni Nazizm, II. Dünya Savaşı'ndan sonra nasyonal sosyalizmi yeniden canlandırmak ve bu amaçla nasyonal sosyalist yönetimleri demokratik veya silahlı yollarla başa geçirmeyi hedefleyen veya nasyonal sosyalizmi savunan tüm siyasi hareket ve düşüncelere verilen ortak isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Partisi liderleri ve yetkilileri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu madde, Nazi Partisinin liderleri ve yetkililerinin listesidir.

<i>Untermensch</i> Terim

Untermensch veya alt insan, Naziler tarafından sık sık "Doğu’dan gelen kitleler" olarak adlandırılan, Aryan olmayan kitleleri alt insan olarak betimleyen terim. Yahudiler, Romanlar, Slavlar bu tanımlama içerisine sokulmuştur. Terim aynı zamanda Siyahlar, Mulattolar ve Fin-Asya'ya da uygulandı. Nihai Çözüm ile Yahudilerin Holokost ile Polonyalı ve Romanların, ayrıca fiziksel ve zihinsel engelli insanların yok edilme planları bu fikre dayanır. Generalplan Ost’a göre, Doğu-Orta Avrupa’nın Slav nüfusu kısmen Holokost’taki toplu cinayetlerle azaltılacaktı, çoğunluğu Asya’ya sürüldü ve Almanya'da köle emeği olarak kullanıldı. Bu kavram Nazi ırk politikasının önemli bir parçasıydı.

<span class="mw-page-title-main">Eugen Fischer</span> Alman fizikçi

Eugen Fischer, Alman tıp, antropoloji ve öjenik profesörü ve Nazi Partisi üyesiydi. Kaiser Wilhelm Antropoloji Enstitüsü, İnsan Kalıtım ve Öjenik'in direktörlüğünü yaptı ve aynı zamanda Berlin'deki Frederick William Üniversitesi rektörlüğünü yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Nazi öjeniği</span>

Nazi öjeniği Nazi Almanyası'nda sağlıklı unsurlarının çoğaltılması, sağlıksız unsurlarının ise azaltılması yoluyla insan soyunun geliştirilmesini amaçlayan politikalar toplamıdır. Alman halkının biyolojik gelişimini amaçlayan üstün ve saf Alman ırkı oluşturmayı hedefleyen ırksal bir ideolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Almanyası'nın ırk politikası</span>

Nazi Almanyası'nın ırk politikası, Adolf Hitler'in diktatörlüğü altında Nazi Almanyası'nda uygulanan ve bilimsel meşruiyet iddiasında bulunan Ari ırkın üstünlüğünü savunan belirli bir ırkçı doktrine dayanan bir dizi politika ve yasaydı. Bu, zorunlu kısırlaştırma ve Untermenschen ("alt-insanlar") olarak gördüklerinin imhası yoluyla ırksal hijyeni amaçlayan ve Holokost ile sonuçlanan öjenik programı ile birleştirildi.

<span class="mw-page-title-main">Nasyonal Sosyalist Halkın Refahı</span>

Nasyonal Sosyalist Halkın Refahı, Üçüncü Reich döneminde bir sosyal yardım kuruluşuydu. NSV ilk olarak 1931'de Berlin şehrinde yerel olarak faaliyet gösteren küçük bir Nazi Partisi'ne bağlı yardım kuruluşu olarak kuruldu. 3 Mayıs 1933'te, Nazi Partisi Almanya'da iktidara geldikten kısa bir süre sonra, Adolf Hitler onu ülke çapında faaliyet gösterecek bir parti örgütüne dönüştürdü. NSV'nin yapısı, yerel, ilçe (Kreis) ve ilçe (Gau) yönetimleriyle Nazi Partisi modeline dayanıyordu.

Nazi ırksal teorileri, nazi ırkçılığını meşrulaştırmak amaçlı ortaya atılmış teorilerdir. Nazi Partisi, ırksal olarak aşağı gördüğü insan gruplarının soykırımını meşrulaştırmak için ideolojisinin bir parçası olarak çeşitli sözdebilimsel ırk sınıflandırmalarını benimsemiş ve geliştirmiştir. Naziler, varsayılan "Aryan ırkı"nı üstün bir "Üstün Irk" olarak görüyorlardı ve Siyahileri, Slavları, Çingeneleri, Yahudileri ve diğer etnik grupları ırksal olarak aşağı "insan altı" olarak kabul ediyorlardı. Bu inançlar, 19. yüzyıl antropolojisi, bilimsel ırkçılık ve anti-semitizmin bir karışımından kaynaklandı.

<span class="mw-page-title-main">Yaşamaya değer olmayan hayat</span>

Yaşamaya değer olmayan hayat, Nazi rejimine göre yaşamaya hakkı olmayan halk kesimleri için kullanılan bir Nazi terimi. Terim, ciddi tıbbi sorunları olan ve Nazi Almanya'sının ırk politikasına göre büyük ölçüde aşağı sayılan kişileri içeriyordu. Bu kavram, Nazizm ideolojisinin önemli bir bileşenini oluşturdu ve sonunda Holokost'a yol açtı. Untermensch kavramına benzer, ancak daha kısıtlayıcıdır, alt insanlar, çünkü tüm "alt insanlar" yaşama değmez olarak görülmez.

<span class="mw-page-title-main">Aryan sertifikası</span>

Aryan sertifikası, Nazi Almanyası'nda "Aryan ulusal topluluğundan" ve "tamamen Aryan kökenli" olan belirli gruplar için devlet ve hükûmet yetkilileri tarafından istenen bir kanıt belgesiydi. Bu sertifikaların kullanılmaya başlanmasıyla "Aryan olmayanların", özellikle de Yahudilerin ve Çingenelerin toplumdan dışlanması başladı; bu, sivil haklardan mahrum bırakılma ve dışlanmadan sınır dışı edilmeye, gettolaşmaya ve toplama kamplarında organize edilen toplu katliamlara kadar vardı. Öte yandan, "bir İngiliz ya da İsveçli, bir Fransız ya da Çek, bir Polonyalı ya da İtalyan... akraba ve dolayısıyla Aryan olarak kabul ediliyordu."

Nasyonal sosyalizm ideolojisinde sosyalizmin ne anlama geldiği veya neden bu ismin tercih edildiği, Naziler hakkında yapılan tartışmalara konu olmuştur. Sık görülen bir düşünceye göre; amaç sadece o dönem sosyalizm sözcüğünün popülerliğinden, işçi sınıfını olumlu biçimde etkilemesinden ve alt sınıfı partiye kazandırma isteğinden dolayı ideolojiye ve partinin ismine sosyalizmin entegre edildiğidir.

<span class="mw-page-title-main">Sanitätswesen</span>

Sanitätswesen (Tıbbi hizmetler), Holokost sırasında Nazi toplama veya imha kampı örgütünün beş bölümünden biriydi. Diğer bölümler komuta merkezi, idari departman, Politische Abteilung ve koruyucu gözaltı kampıydı.