İçeriğe atla

Irak Savaşına karşı protestolar

2002 yılında Fransa'da yapılan bir savaş karşıtı gösteri
2002 yılında Londra'da yapılan bir savaş karşıtı gösteri

Irak Savaşına karşı protestolar, 2002 yılında başlayarak 2003 yılındaki Irak’ın işgali sırasında ve sonrasında dünya çapında eş zamanlı olarak düzenlenen kitlesel eylemlerdir.

Savaş karşıtı gösteriler savaş karşıtı örgütler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve devletler tarafından düzenlenmiştir. Gösterilerin kitlesel olarak yaşandığı Avrupa'da İtalya'nın başkenti Roma'da yapılan ve 3 milyon kişinin katıldığı gösteri tarihteki en büyük savaş karşıtı eylem olarak tarihe geçmiştir.[1]

Fransız akademisyen Dominique Reynié, 3 Ocak – 12 Nisan 2003 tarihleri arasında dünya çapında düzenlenen 3 bin savaş karşıtı gösteriye 36 milyon insanın katıldığını açıklamıştır.[2]

Irak'ın işgalinde öncü rol oynayan ABD'de savaş karşıtlığı küçümsenmeye çalışılsa da 26 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Gallup anketine göre savaş karşıtlarının savaş yanlılarından çok olduğu ortaya çıkmıştır. Irak'taki muharip birliklerin Irak'tan çekilmesinin ardından Amerikalıların çoğu yeniden Irak'a dönülmesini istememektedir.[3]

İşgal öncesindeki gösteriler

Savaşın başlamasından önce yapılan savaş karşıtı gösteriler büyüklüğü ve kitleselliği ile Vietnam Savaşı döneminde büyük yankı yapan gösterilerle eş değer kabul edilmektedir.

ABD

12 Eylül 2002 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri başkanı George W. Bush Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Irak'a silahlı müdahale edilmesi üzerine konuşma yaparken dışarıda yaklaşık 1000 kişi onu protesto ediyordu. 2 Ekim 2002 tarihinde Bush, ABD Kongresi tarafından savaşı onaylayan kararı imza ederken Chicago'da düzenlenen protestoda Jesse Jackson ve o dönem İllinois eyaleti senatörü olan Barack Obama birer konuşma yapacak ve eylemcilere seslenecektir. Obama'nın bu konuşması 2008 yılı başkanlık seçimlerinde savaş ile ilgili fikirlerinin doğrulanması bakımından kullanılacaktır.[4] 7 Ekim 2002 tarihinde Cincinnati'de Irak'a müdahale edilmesi yönünde konuşma yapan Bush, toplanan 3 bin kişi tarafından protesto edilecek ve ancak atlı polisin müdahalesiyle dağıtılan kalabalık arasında tutuklananlar olacaktır.[5] 26 Ekim 2002 Washington'da 100 bin, San Francisco'da ise 50 bin kişinin katıldığı gösteriler yapılır. 2003 yılı Ocak ayında San Francisco'daki eylemlere 200 bin kişi katılır.

İngiltere

24 Eylül 2002 tarihinde Irak'a askeri müdahale konusunda ABD'nin en yakın ortağı konumunda olan İngiltere Başbakanı Tony Blair Irak konusunda İngiltere'nin tutumunun açıklandığı bir belgeyi kamuoyuna sundu. Üç gün sonra İngiltere hükûmetinin savaş yanlısı tutumuna karşı yapılan Londra'daki eyleme 400 bin kişi katıldı.[6] Londra'daki en büyük savaş karşıtı eylem 15 Şubat 2003 tarihinde yapıldı. 2 milyon kişinin Hyde Park'da toplanmasıyla başlayan eylemde Jesse Jackson'ın yanı sıra Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone da söz aldı. 8 Mart 2003 günü Manchester'da en az 10 bin kişinin katılımıyla yapılan savaş karşıtı protesto eylemi şehirde 1819 yılındaki Peterloo Katliamından bu yana yapılan en kalabalık eylem olur.[7] 19 Mart 2003 günü ise Birmingham'da en az 4 bin orta öğrenim öğrencisi Victoria Meydanında savaş karşıtı bir eylem yapar.[8]

İtalya ve İspanya

9 Kasım 2002'de Avrupa Sosyal Forumu toplantılarının yapıldığı İtalya'nın Floransa kenti yoğun gösterilere ev sahipliği yaptı. Eylemlere 500 bin ila 1 milyon kişinin katıldığı düşünülmektedir.[9][10] 15 Mart 2003 tarihinde ise İspanya ve İtalya'da halk hükûmetlerinin savaş yanlısı tutumuna karşı çok güçlü bir şekilde alanlardaydı. Milano'da 400 bin, Barselona'da 300 bin, Madrid'de ise 120 bin kişi sokaklardaydı. Bunun yanı sıra Sevilla, Aranjuez, Palencia ve Kanarya Adaları da yoğun gösterilere sahne oldu.[11]

Dünyadaki gösteriler

16 Ocak 2003 günü Irak'ın işgaline karşı Türkiye, Mısır, Pakistan, Japonya, Belçika, Hollanda ve Arjantin'de kitlesel gösteriler düzenlendi.18 Ocak 2003 tarihinde dünya çapında büyük kentler başta olmak üzere çok sayıda eylem yapıldı. Eylem yapılan şehirler arasında Tokyo, Moskova, Paris, Londra, Dublin, Montreal, Ottawa, Toronto, Köln, Bonn, Göteborg, Floransa, Oslo, Rotterdam, İstanbul ve Kahire sayılabilir.15 Şubat 2003 günü ise İngiltere, İtalya, İspanya, Almanya, İsviçre, İrlanda, ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika, Suriye, Hindistan, Rusya, Güney Kore, Japonya ve Antarktika'daki McMurdo İstasyonunda eylem yapıldı.[12]

Türkiye

Irak'ı işgale hazırlanan ABD Türkiye'den, bölgeye kuzeyden müdahale etmesine izin verecek bir cephe açmak için Türkiye topraklarını üs olarak kullanma izni ister. Bu kapsamda 60 ila 80 bin ABD askerinin Türkiye'ye gelmesi planlanır.[13] Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinde 1 Mart 2003 günü yapılan oylamada kararın onaylanması gerekli çoğunluk sağlanamayınca tezkere reddedilir. Tezkere görüşmelerinde kabul oylarının ret oylarından çok olması Türkiye'nin ABD'ye tesadüfî dikbaşlılığı olarak nitelendirecek ve özellikle dünya kamuoyunda desteklenecektir.[14] Olaydan yıllar sonra açıklama yapan dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve 2006-2008 yılları arasında Genelkurmay Başkanı olan Yaşar Büyükanıt karardan dolayı memnun olmadıklarını dile getirmişlerdir.[15][16]

İşgal sırasındaki gösteriler

ABD

Irak işgalinin başladığı gün ve takip eden ilk günlerde tüm dünyada olduğu gibi ABD'de de yoğun gösteriler yaşanır. Özellikle Seattle, Portland, Chicago, Atlanta, San Francisco ve Los Angeles kentlerinde toplanan protestocular caddeleri ulaşıma kapatırlar. Boston'da Vietnam Savaşı döneminden bu yana düzenlenen en kalabalık gösteriye 50 bin kişi katılır.

2003 yılı Akademi Ödülleri ödül töreni canlı yayını sırasında çeşitli sanatçılar savaşı ve ABD Başkanı Bush'u protesto eder. Oyuncu Susan Sarandon sahnede barış işareti yaparken, yönetmen Michael Moore ise doğrudan Bush'u suçlayıcı bir konuşma yapar.

Kanada

Özellikle işgalin ilk günlerinde Montreal ve Toronto'da yoğun gösteriler yaşanır. Calgary'deki ABD Elçiliği ise eylemlerin hedefi haline gelir.

Avrupa

Londra'da göstericiler Parlamento binası önünde kitlesel eylemler yaparken, Alman öğrencileri okulları boykot eder. Barselona'da 150 bin, Londra'da 100 bin, Paris'te 100 bin, Lizbon'da 90 bin, Bern'de 40 bin, Yunanistan'da ise 20 bin kişi savaş karşıtı eylemlerde yer alır. Napoli'deki Bagnoli NATO askeri üssü eylemlerin hedefi olurken, Almanya'daki Munster ve Osnabrueck arasında 40 bin eylemcinin katıldığı insan zinciri oluşturulur. Moskova, Budapeşte, Varşova ve Dublin de yoğun gösterilere sahne olur.[17]

Dünyadaki gösteriler

Yeni Zelanda'da Wellington kentinde, Avustralya'daki Brisbane ve Hobart kentlerinde yapılan eylemlerle şehirde hayat tamamen durur. Endonezya'nın başkenti Cakarta ve Japonya'da Okinawa'da göstericiler ABD üs ve temsilcilikleri önünde protesto gösterileri düzenler. Seul yoğun gösterilere sahne olurken, Kalküta'da ise genel grev hayatı felç eder. Afrika'daki Müslümanların yoğun olduğu bölgelerde de protesto eylemleri görülür. Kenya'da Mombasa, Somali'de başkent Mogadişu protestolara sahne olur. Suriye'deki gösterilerde ise 100 bin kişi ABD, İngiltere ve İsrail'i protesto eder. Bangladeş'te 60 bin savaşa karşı sokaklara çıkar. Pekin, Bahreyn, Cezayir, Şili, Meksika, Kolombiya, Uruguay, Arjantin ve Venezuela'da kitlesel protestolar yaşanır.

Bağdat’ın düşmesinden sonraki dönemde gösteriler

2005 yılında yapılan ve ABD askerlerinin Irak'tan geri çekilmesinin talep edildiği mitingde Cindy Sheehan protestoculara hitap ediyor.(Arkasında insan hakları savunucu Jesse Jackson bulunuyor)

İşgalin tamamlanmasıyla beraber eylemlerin sıklığında azalma yaşansa da protesto gösterileri sürer. Özellikle kimi yıldönümlerinde ve özellikle ABD Başkanı Bush'un yabancı ülke ziyaretlerinde gösteriler yapılır. ABD içinde ise Irak'da süren işgale dair askerlerin ölüm haberleri, işkence skandalları[18] ve sivillerin ölüm haberleri artmaya başlayınca askerlerin geri çekilmesi yönünde şiddetli bir muhalif hareket doğar. ABD'ye dönen Irak gazilerden bazıları da savaş karşıtı gösterilere katılarak Bush yönetimini eleştirecektir.[19] Bu dönemde oğlu Casey'i Irak'da kaybeden asker annesi Cindy Sheehan savaş karşıtı uluslararası bir simge haline gelecektir.[20]

Kaynakça

  1. ^ Guinness Dünya Rekorları sayfasından (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  2. ^ 19 Mart 2005 tarihli Alex Callinicos makalesi 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Socialist Worker (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  3. ^ Gallup anketi 28 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  4. ^ 25 Mart 2008 tarihli npr.org haberi 12 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  5. ^ , 4 Kasım 2002 tarihli The Nuclear Resister haberi 27 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  6. ^ 31 Ekim 2002 tarihli 21 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC haberi (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  7. ^ 8 Mart 2003 tarihli 15 Mart 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC haberi (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  8. ^ 19 Mart 2003 tarihli 23 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC haberi (İngilizce), 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  9. ^ 9 Kasım 2002 tarihli 17 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. CNN haberi (İngilizce) 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  10. ^ 19 Ocak 2007 tarihli 24 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Guardian haberi (İngilizce) 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  11. ^ 15 Mart 2003 protesto günlüğü 11 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  12. ^ Eylem fotoğrafları 25 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce), 29 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  13. ^ 25 Şubat 2010 tarihli Fehmi Koru makalesi 2 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  14. ^ 6 Ocak 2007 tarihli Mensur Akgün makalesi[] 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  15. ^ 6 Mart 2007 tarihli Nevval Sevindik makalesi[] 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  16. ^ 7 Kasım 2009 tarihli açıklama 10 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 27 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  17. ^ 30 Mart 2003 tarihli 6 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. BBC haberi (İngilizce) 29 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
  18. ^ Bakınız: Ebu Gureyb Cezaevi işkenceleri
  19. ^ Bakınız: Camilo Mejía
  20. ^ 30 Nisan 2007 tarihli Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi haberi[] 29 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir

İlgili Araştırma Makaleleri

Irak İslam Yüksek Konseyi veya eski adıyla Irak İslam Devrim Yüksek Konseyi Irak'ta faaliyet gösteren siyasi bir parti. Geleneksek destekçileri Şii görüşüne sahip çıkanlardır. Konseyin lideri 2003 yılı Ağustos ayında suikast sonucu öldürülene dek Ayetullah Muhammed Bekir el-Hakim'di. Ondan sonra kardeşi Abdül Aziz el-Hakim, onun ölümünden sonra ise Abdül Aziz el-Hakim'in oğlu Ammar el-Hakim konsey liderliğinde geçmiştir. Parti 2010 Irak parlamento seçimlerine dek Irak'taki en büyük ve etkili siyasi parti olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bush-Aznar gizli görüşmesi</span>

Bush – Aznar gizli görüşmesi, dönemin ABD Başkanı George W. Bush ile dönemin İspanya Başbakanı José María Aznar arasında 22 Şubat 2003 tarihinde Crawford Teksas ABD'de gerçekleşen görüşme ve bu görüşmenin içeriğidir. Görüşmeye iki liderin yanı sıra dönemin devlet yetkilileri katılmıştır; Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, Daniel Fried, Alberto Carnero ve İspanya'nın ABD Büyükelçisi Javier Rupérez. Görüşmeye ayrıca dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi telefonla katılmıştır. Kamuoyunun görüşmeden ancak yıllar sonra İspanyol El País gazetesinin haberi sayesinde bilgisi olmuştur. Gizli görüşmeye katılan Rupérez gazeteye detaylı aktarımda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Çok Uluslu Güç - Irak</span>

Çokuluslu Güç (Irak) Irak Savaşı’nın ardından Irak’ın işgal edilmesinde görev alan ve komutasının ABD’de olduğu silahlı kuvvet. Kuvvet, 15 Mayıs 2004 tarihinde ülkedeki işgalin denetimini Combined Joint Task Force 7 adlı yapıdan almış ve 1 Ocak 2010 tarihinde de ABD Silahlı Kuvvetlerine teslim etmiştir.

Irak Direnişi ABD Silahlı Kuvvetleri öncülüğündeki yabancı silahlı kuvvetler tarafından gerçekleştirilen Irak’ın işgalinin ardından işgal kuvvetlerine, işgal kuvvetlerinin sayesinde iktidara gelmiş olan yönetime karşı silahlı mücadele yürüten, destek veren Iraklı ve yabancı tüm unsurları kapsar. Direniş, ABD önderliğindeki Çokuluslu Güç birliklerinin yanı sıra, iş birliği yaptığı gerekçesiyle diğer Iraklı gruplarla da savaşmaktadır. Direniş, çeşitli farklı taktikler kullansa da asimetrik savaş gereğince genelde gerilla taktiklerine başvurmaktadır.

Irak ambargosu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından Irak'a yönelik uygulanan ekonomik ve ticarî yaptırımların toplamıdır. Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesinden dört gün sonra 6 Ağustos 1990 tarihinde yürürlüğe konan yaptırımlar Körfez Savaşından sonra da sürmüş, 22 Mayıs 2003 günü Irak Savaşının ardından ülkenin işgal edilip Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ambargonun açıklanan temel amacı Kuveyt'i işgal eden Irak Silahlı Kuvvetlerinin bu ülkeden çekilmesi olsa da, sonradan Kuveyt hükûmetinin talebi gereğince savaş tazminatının ödenmesi ve varolduğu iddia edilen kitlesel imha silahlarının tasfiye edilmesini sağlamak için tehdit unsuru olarak kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kellogg Brown & Root</span> Amerikan mühendislik, tedarik ve inşaat şirketi

Kellogg Brown & Root (KBR), Houston merkezli ABD kökenli mühendislik, inşaat ve güvenlik şirketi. Halliburton'a bağlı bir M. W. Kellogg Co olarak varlığını sürdüren şirket Brown & Root ile birleşerek KBR adını almıştır. Vietnam Savaşı ve Irak Savaşı sırasında ABD Silahlı Kuvvetlerinin önemli ihalelerini almıştır.

Nijer uranyum iddiaları, Irak'daki Saddam Hüseyin rejiminin nükleer silah geliştirme amacıyla girişimlerde bulunduğuna dair İtalyan İstihbarat Teşkilatı SISMI tarafından ortaya atılan ve sahte belgelere dayandırılan iddiaları kapsar. Buna göre Birleşmiş Milletler ambargosu altındaki Irak'ın Nijer'den toz halinde uranyum almak istediği öne sürülür.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1441 sayılı kararı, 8 Kasım 2002 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan ve Irak'taki Saddam Hüseyin rejiminin daha önce alınan kararların gereği olarak silahsızlanma yükümlülüklerini getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyan karardır.

<span class="mw-page-title-main">Irak Ulusal Müzesi</span>

Irak Ulusal Müzesi Irak'ın başkenti Bağdat'da yer alan bir müzedir. Mezopotamya uygarlıklarına dair çok önemli eserlerin sergilendiği müze 2003 yılında Irak’ın işgalinin ardından ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından yağmalanmıştır. Irak Başbakanı Nuri El Maliki tarafından 23 Şubat 2009 tarihinde yeniden açıldığında bünyesindeki eserlerin yarısından fazlasının çalınmış olduğu ortaya çıkmıştır. Eserlerin yeniden müzeye kazandırılması için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok sayıda kuruluş çalışmalar yürütmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Jessica Lynch</span> Amerikalı Mor Kalp Nişanı sahibi

Jessica Dawn Lynch ABD Silahlı Kuvvetleri İstihkâm Kolordusuna bağlı eski onbaşı. Lynch 2003 yılında Irak’ın işgaline katılmış ve 23 Mart 2003 tarihinde bağlı bulunduğu birlik pusuya düşürüldüğünde Irak Ordusuna bağlı kuvvetler tarafından yaralı ele geçirilmiştir. 1 Nisan günü ABD Özel Kuvvetlerine bağlı askerler tarafından kurtarılmış ve kurtarılışı basında büyük yankı uyandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bağdat Muharebesi (2003)</span>

Bağdat Muharebesi ya da Bağdat'ın işgali, 2003 yılı Nisan ayı başlarında Irak’ın işgali kapsamında başkent Bağdat'ın yoğunluklu olarak ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından askeri olarak işgal edilmesini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Nasıriye Muharebesi</span>

Nasiriye Muharebesi, 2003 yılındaki Irak işgali sırasındaki önemli muharebelerdendir. Irak'ın güneyindeki Nasiriye kentinde Irak Ordusu ile ABD Deniz Kuvvetlerine bağlı birlikler arasındaki muharebede Fırat Nehri üzerindeki önemli köprülerin ve Saddam Kanalının kontrolü için yoğun çatışma yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Felluce Muharebesi</span>

I. Felluce Muharebesi, 2003 yılındaki Irak’ın işgalinin ardından ABD Silahlı Kuvvetlerinin 2004 yılı Nisan ayında Irak Direnişi'nin elinde bulunan Felluce şehrini almaya çalıştığı başarısız askeri girişimdir.

<span class="mw-page-title-main">Tommy Franks</span> Amerikalı general

Tommy Ray Franks ABD Silahlı Kuvvetlerinde emekli general. En son yaptığı görev ABD Merkez Komutanlığı'dır. Bu görevi General Anthony Zinni'den 6 Temmuz 2000 tarihinde devraldı. Bu görevini 7 Temmuz 2003 tarihinde emekli oluncaya kadar görevini sürdürdü. 11 Eylül Saldırılarının ardından 2001 yılında Afganistan'daki Taliban rejimine karşı düzenlenen işgale ve 2003 yılındaki Irak'ın işgaline komuta etti. Pulitzer Ödüllü gazeteci Thomas Ricks'e göre ABD tarihindeki en başarısız 4. komutandır.

Bedir Tugayı veya Bedir Örgütü başkanlığını Hadi el-Emiri'nin yaptığı Iraklı siyasi partidir. Önceden Irak İslam Devrim Konseyi'nin silahlı kolu konumundayken 2003 yılındaki Irak’ın işgalinden sonra ayrı bir siyasi parti olarak örgütlenmiş ve üyeleri yeni Irak ordusuyla polis örgütüne girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">II. Felluce Muharebesi</span>

II. Felluce Muharebesi veya harekât kod adlarıyla Phantom Fury veya Al-Fajr harekâtı, I. Felluce Muharebesinin başarısız olmasının ardından ABD Silahlı Kuvvetlerinin Birleşik Krallık askerlerinin desteğiyle Felluce'deki Irak Direnişine saldırdıkları çarpışmalardır. 8-16 Kasım 2004 tarihleri arasındaki muharebe sırasında ABD tarafından desteklenen Irak Geçici Yönetimi de direnişçilere karşı yapılan harekâtı onaylamıştır. Muharebe 1968 yılında Vietnam Savaşı'ndaki Huế Muharebesi'nden sonra ABD Silahlı Kuvvetlerinin dahil olduğu en kanlı çarpışma olarak değerlendirilir.

Tarık Eyyub Olayı, Irak’ın işgali sırasında 8 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat’taki El Cezire televizyonu merkezine ABD Hava Kuvvetleri tarafından düzenlenen hava saldırısını anlatır. Saldırı sonucu Filistinli gazeteci Tarık Eyyub hayatını kaybedecektir. El Cezire televizyonunun yeri ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından bilinmekte olduğu için olay bir kazadan çok muhalif bir basın kurumuna saldırı olarak tanımlanmaktadır.

Duelfer Raporu, 30 Eylül 2004 tarihinde Iraq Survey Group (ISG) tarafından yayınlanan rapordur. 2003 yılındaki Irak’ın işgalinden sonra ülkede faaliyet göstererek kitle imha silahları arayan grup hazırladığı raporda, ABD Başkanı George W. Bush başta olmak üzere ABD hükûmeti tarafından iddia edilenin aksine Irak'da kitle imha silahı bulunmadığını açıklayacaktır.

Nisur Meydanı Olayı, Irak’ın işgalinin ardından başkent Bağdat'taki Nissour Meydanına ABD kökenli silahlı özel güvenlik şirketi Blackwater mensuplarının Iraklı sivillere saldırarak 17 kişiyi öldürdüğü olaydır. Olay, Bağdat'ın batısındaki bir toplantıya giden ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin konvoyunu koruyan özel güvenlik şirketi üyeleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Olayın ardından silahlı özel güvenlik şirketlerinin varlığı sorgulanmış, Blackwater şirketi kurumsal adını Xe Services olarak değiştirmek zorunda kalmış ve şirketin Irak'ta çalışma izni askıya alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde millî marş protestoları</span> Amerikan sporcular tarafından yapılan protestolar serisi

Amerika Birleşik Devletleri'nde millî marş protestoları, 2016 yılında ABD'de yaşanan polis şiddeti, ırkçılık ve ölümlü olayları protesto etmek için spor karşılaşmaları öncesinde çalınan ABD ulusal marşının protesto edilmesi eylemidir. National Football League bünyesindeki San Francisco 49ers takımında oyun kurucu olarak görev yapan Colin Kaepernick tarafından marşın çalınması sırasında önce oturarak sonra da diz çökerek başlatılmıştır. Yapılan eylem ABD Başkanı Donald Trump tarafından ağır eleştirilere maruz kalınca hem NFL hem de diğer spor branşlarında hızla yayılmıştır. Kaepernick ise adı konulmamış bir şekilde kara listeye alınmış, spor yapmasının olanakları elinden alınmıştır.