Mısır tanrıları Mısır mitolojisinde adı geçen tanrılardır.

Horus, Antik Mısır mitolojisinde gök tanrısıdır. Osiris ve İsis'in oğludur. Horus, şahin başlı tasvir edilir, bazı tasvirlerde firavunlar İsis'in kucağında sembolize edilmiştir. Bunun sebebi firavunların dünya üzerindeki Horus olduğuna inanılmasındandır. Firavunlar kendilerini Horus'un yeryüzündeki cisimleşmiş hâlleri olarak gördükleri için Horus, Antik Mısır'ın en önemli tanrılarından biridir. Firavunlar, Horus'un ismini kendi isimlerinden biri olarak alırlardı. Aynı zamanda Firavunlar Ra'nın takipçisiydiler, bu yüzden Horus aynı zamanda Güneş ile de ilişkilendirilirdi. Güneş tanrısı olarak gösterilmesi yanında Osiris'in oğluydu. Mısır'ın farklı bölgelerinde farklı Horus varyasyonları konusundaki ihtilafı çözmek için en az on beş farklı Horus formu kullanılmıştır. Bu formlar ait oldukları soy ağacına bağlı olarak güneş ve Osiris tipi olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Eğer İsis'in oğlu olduğu söyleniyorsa, Osiris tipi; yoksa güneş tipi kabul edilmektedir. Güneş tipi Horus, Atum, Ra, Geb ya da Nut çeşitli tanrıların oğlu olarak adlandırılırdı.

Anubis (Anpu), Antik Mısır mitolojisine göre ölüm ve cenaze tanrısıdır. Osiris ve Nephthys'in oğludur. Çakalların mezarlar etrafında dolaşması nedeniyle çakal başlı Anubis ölümle beraber anılır. Daha sonra Set tarafından öldürülen Osiris'i mumyaladığı için mumyalama tanrısı olmuştur. Görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. Bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler Anubis maskesi takarlardı. Ölen kişi diğer dünyada yargılanırken Anubis ona yardım eder. Anubis diğer dünyada ölülerin koruyucusu ve ölüler kentinin efendisidir. Anubis, Antik Mısır tanrıları arasında en saygın olanlarındandır. Ölüleri tekrar hayata döndürme gibi bir özelliği de olduğu sanılmaktadır. Yüzünde bir çakal ısırığı vardır. Kutsal mumyalayıcı olarak da bilinir.

Geb ve Nut'un oğlu yeraltı dünyasının hakimi, ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kardeşi Set'in tam zıddı olarak iyilik tanrısı, kural koyucu, koruyucu; ölülerin yargıcı lahitinin bulunduğu yer Abidos’ta kültünün oluştuğu yerdir. Osiris, Nut ve Geb’in ilk çocuğuydu. Set, Nephthys ve İsis’in kardeşiydi, aynı zamanda İsis’in kocasıydı. Horus, İsis'ten oğluydu. Bir hikâyeye göre Nephthys, İsis gibi davranarak ve Osiris’i baştan çıkarmış ve Anubis’i doğurmuştur. Osiris adı bu tanrıya eski Yunanların verdiği bir addır. Osiris’in eski Mısırcadaki asıl adı “gözün yeri” anlamındaki "As-âr"dır. Bu ad, hiyeroglif yazısı ile yazılırken iki ideogram kullanılarak yazılır; kullanılan iki ideogramdan biri taht, diğeri gözdür.

Set ; Mısır mitolojisinde bir tanrıdır. Nut ve Geb'in oğludur.

İsis, Osiris'in, Seth ve Nephthys'in kardeşidir, Nut ve Geb'in kızları ve çocuk Horus'un annesidir. Bazı kaynaklara göre Anubis de İsis ile Osiris'in oğludur.

'Thoth ( ; Koinē GreekThṓth, Coptic Thōouttan alınmıştır. Eski bir Mısır tanrısıdır. Sanatta, genellikle kutsal olan hayvanlar olan ibis veya babun başlı bir adam olarak tasvir edildi. Dişi muadili Seshat', karısı Ma'at' idi. Ayın, bilgeliğin, bilginin, yazının, hiyerogliflerin, bilimin, sihrin, sanatın ve yargının tanrısıydı. Yunan karşılığı Hermes'tir.

Firavun Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu.

Amenti, Antik Mısır tradisyonlarında ölüm olayı ile bedenlerini terk eden ruhların çeşitli ölüm-ötesi hallerini ve öte-âlem anlamını içeren bir terim olup, eski Mısır yazısında ünlü (sesli) harfler kullanılmadığından günümüzde Amentet, Amentit biçiminde ve diğer farklı biçimlerde de yazılmaktadır.

Mısır Ölüler Kitabı, Antik Mısır cenazelerinde okunan metinleri içeren ve asıl adı Günden Dışarı Gidenler anlamına gelen Ra nu pert em hru olan kitabın, Alman bilim insanı Richard Lepsius tarafından 1842'de bu metinlerin bazı kısımlarının bir araya getirilerek oluşturulduğu kitaptır. Kitabın orijinali Geç Dönem hanedanları döneminde yazılmıştır. Ölüm-ötesi yaşamında kendisine yardımcı olması için ölmekte olan kişinin huzurunda okunan metinlerin ve gömülme yöntemleriyle ilgili metinlerin derlenmesinden oluşmuş bir kitaptır. Kitabın; Heliopolis uyarlaması, Teb uyarlaması ve Sais uyarlaması olmak üzere üç ayrı kaynaktan uyarlanmış biçimleri bulunmaktadır. Mısır Ölüler Kitabı, Işığa Çıkarma Kitabı olarak da bilinir.

Antik Mısır tanrıları, Antik Mısır'da kendilerine tapınılan tanrı ve tanrıçalardır. Bu tanrılar çevresinde oluşan inançlar ve ritüeller tarihöncesi dönemde ortaya çıkmış ve Antik Mısır dininin özü hâline gelmiştir. Tanrı ve tanrıçalar doğa olaylarının ve fenomenlerinin simgesi olarak görülüyordu ve Mısırlılar doğa olaylarının ma'at'a yani ilahî düzene göre devam edebilmesi için ritüeller ve sunularla tanrı ve tanrıçaları yatıştırıyorlardı. Mısır devletinin MÖ 3100 yılı civarında kurulmasından sonra bu görevleri uygulama yetkisi, kendini tanrıların temsilcisi ilan eden ve ritüellerin yapıldığı tapınakları idare eden firavun tarafından kontrol edilmeye başlandı.

Antik Mısır dini, Antik Mısır toplumunun ayrılmaz bir parçası olan ve çok tanrılı ve ritüelleri karmaşık bir inanç sistemi vardı. Mevcut olduğuna inanılan ve kuvvetler ve doğa unsurları, kontrolünde olan birçok tanrılar ile Mısırlıların etkileşimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Mısırlı din uygulamalarını tanrılar sağlamakta ve halk ise onların beğenisi kazanmak için bir çabaları vardı. Mısır'ı tarihteki kral ile aynı statüsü ile aynı olan ve aynı zamanda tanrı olan Firavunlar yönetirdi. Firavunlar bir insan olmasına rağmen, Firavunların tanrıların soyundan olduğuna inanılıyordu. Firavunlar insanlar ve tanrılar arasında arabulucu olarak görev aldılar, evrendeki düzeni korumak ve tanrıların tekliflerini yerine getirmek zorundaydılar. Mısırlılar tanrılar için muazzam tapınaklar yapmışlardır.

Kanatlı güneş, kanatlı güneş diski veya kanatlı disk, Antik Yakın Doğu'da ilahiyat, kraliyet ve güç ile ilişkilendirilmiştir.
Ennead veya Büyük Ennead, Heliopolis'te tapınılan Mısır mitolojisindeki dokuz tanrıdan oluşan bir gruptu: güneş tanrısı Atum; çocukları Shu ve Tefnut; çocukları Geb ve Nut ve çocukları Osiris, Isis, Seth ve Nephthys. Ennead bazen Osiris ve Isis'in oğlu Horus'u içerir.

Khnum ya da (Khnemu Romalılaştırılmış ), bilinen en eski Mısır tanrılarından biriydi, asıl olarak Nil'in kaynağının tanrısıydı. Nil'in yıllık selinin beraberinde alüvyon ve kil getirmesi ve suyunun çevresine hayat vermesi nedeniyle, çömlekçi çarkında kilden yaptığı ve yerleştirdiği insan çocuklarının bedenlerinin yaratıcısı olduğu düşünülüyordu. Daha sonra diğer tanrıları şekillendirdiği tanımlandı ve "İlahi Potter" ve "Kendinden yaratılan şeylerin Efendisi" unvanlarına sahipti.

Nefertem Mısır mitolojisinde Nefertem, Mısır mavi nilüfer Nymphaea caerulea'nın içindeki ilk sulardan doğan Mısır mavi lotus çiçeğinin hem ilk güneş ışığını hem de hoş kokusunu temsil ediyordu. Nefertem'in bazı başlıkları "Güzel Olan" ve "Güneşin Nilüferleri" idi ve Ölüler Kitabı'nın bir versiyonu şöyle diyor:
Nefertem gibi mavi nilüferden Ra'nın burun deliklerine yükselin ve her gün ufukta öne çıkın.

Seker Mısır mitolojisinde şahin benzeri bir tanrıdır. Sefkhet-Abwy ismi de kullanılabilir.
Duamutef, Eski Mısır dininde Horus'un dört oğlundan biri ve kanopik kavanozların koruma tanrısıydı. Başka bir efsane, Duamutef ve kardeşlerini Osiris'in oğulları olarak tanımlanır. Bu efsaneye göre, ilkel okyanustan doğan bir zambak çiçeğinden doğmuşlardır.

Shai Mısır mitolojisinde kader kavramının tanrısallaştırılmasıydı. Bir cinsiyet ile ilişkilendirmek için neden olmayan bir kavram olarak, Shai bazen daha olağan erkek olma anlayışından ziyade kadın olarak kabul edildi; bu durumda Shai, Shait olarak anılırdı. Adı, emredilen (olan) anlamına geldiği için onun işlevini yansıtır.

Horus'un dört oğlu, Antik Mısır dininde dört tanrıdan oluşan bir gruptu. Esasen mumyalanmış bedenlere eşlik eden dört kanopik kavanozun kişileştirmiş halleridir. Kalp, ruhu cisimleştirdiği düşünüldüğü için bedenin içinde bırakılmıştır. Beyin, sadece mukusun kaynağı olduğu düşünüldüğü için metal kancalarla çıkarılıp atılmıştır. Mide, karaciğer, kalın bağırsaklar ve akciğerler çıkarılıp, mumyalanıp kanopik kavanozlara kondu. Mumyalayıcıların bu ritüelden saptığı zamanlar da oldu: 21. Hanedan döneminde iç organları mumyalayıp sardılar ve onları vücuda geri koyup, kanopik kavanozları boş bıraktılar.