İçeriğe atla

Immanuel Wallerstein

Immanuel Wallerstein
Immanuel Maurice Wallerstein Sankt-Peterburg (24 Mayıs 2008)
Doğum28 Eylül 1930(1930-09-28)
New York, ABD
Ölüm31 Ağustos 2019 (88 yaşında)
MeslekSosyolog
VatandaşlıkAmerikan
KonuDünya-Sistemler teorisi, küreselleşme
Önemli ödülleriN.D. Kondratieff
Altın Madalya 2005
Sorokin Ödülü
1975

Resmî site

Immanuel Maurice Wallerstein (28 Eylül 1930, New York - 31 Ağustos 2019[1]), Amerikalı sosyolog, tarihsel sosyoloji alanında bilim insanı ve dünya sistemler analisti.

Eğitimi ve akademik kariyeri

New York'ta doğan Wallerstein'ın dünya sorunlarına ilgisi henüz küçük yaşlarda başladı. Özellikle Hindistan'da sömürge karşıtı harekete merak duydu. Columbia Üniversitesi’nde eğitimini sürdüren Wallerstein, bu üniversiteden, 1951’de B.A., 1954’te M.A. ve 1959’da Ph.D. derecelerini aldı. 1971 yılında McGill Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü oluncaya dek burada ders verdi. 1976’da Binghamton Üniversitesi’nde (SUNY) sosyoloji alanında önde gelen öğretim üyelerin biri olarak, 1999’daki emekliliğine kadar görev aldı, ayrıca 2005 yılında emekliliğine dek Fernand Braudel Merkezi’nin başkanlığını sürdürdü. Konuk profesör olarak dünya çapında çeşitli üniversitelerde görev alan Wallerstein çeşitli ödüllerle onurlandırıldı. Aralıklarla Directeur d’études associé titri ile Paris’te École des Hautes Études en Sciences Sociales'de görev aldı. 1994 ve 1998 yılları arasında Uluslararası Sosyoloji Birliği’ne başkanlık yaptı. 2000 yılında Yale Üniversitesi sosyoloji bölümüne kıdemli araştırmacı olarak katıldı. Ayrıca Social Evolution & History adlı derginin danışma kurulunda bulundu.

Wallerstein, Türkiye'nin güneydoğu illerinde süregelen sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin bir an önce son bulmasını talep eden akademisyen ve araştırmacılardan oluşan bir inisiyatif olan Barış İçin Akademisyenler inisiyatifinin bildirisine imza atan 1128 akademisyen arasındadır.[2]

Teorileri

Wallerstein akademik kariyerine post-kolonyal Afrika uzmanı olarak başladı. Bu alanı, 1951'de gerçekleştirilen bir uluslararası gençlik konferansı sonrasında seçti ve 1970’lere kadar çalışmalarını sadece bu alanda gerçekleştirdi. Bu tarihten itibaren kendini bir tarihçi ve makro düzeyde küresel kapitalist ekonomi teorisyeni olarak tanımlamaya başladı. Küresel kapitalizme erken dönem eleştirileri ve "sistem karşıtı” hareketlere desteği son dönemde onun, küreselleşme karşıtı hareket içinde bulunan akademik ve diğer muhalif çevrelerde- Noam Chomsky ve Pierre Bourdieu ile birlikte- önemli bir yer edinmesini sağladı.

Dünya Sistemler Teorisi

Wallerstein, “Üçüncü Dünya” teorilerini reddeder ve ekonomik değişim ilişkilerinin oluşturduğu komplex bir ağ ile birbirine bağlı tek bir dünya olduğunu savunur: içinde, kırılmaları açıklayan “sermaye ve emek dikotomisi” ve birbiri ile rekabet içinde olan (tarihsel olarak ulus devletleri kapsayan ama onunla sınırlı olmayan) ajanlarca gerçekleştirilen sonsuz “sermaye birikimi”nin bulunduğu bir “dünya ekonomi” veya “dünya-sistem”. Bu yaklaşım Dünya Sistemler Teorisi adı ile bilinmektedir.

Wallerstein, "Dünya sistem teorisi"ni 1974 yılında yayınladığı Modern Dünya Sistem kitabında dile getirdi. Kitabında dünyanın, 16. yüzyıldan beri uluslararası işbölümü ile karakterize edilen bir dünya sistemini yaşadığını savundu. “Modern dünya sistem”in kökeni olarak Wallerstein, 16. yüzyıl Batı Avrupası ve Amerikalar'ını gösterir. Sermaye birikiminde başlangıçta Fransa ve İngiltere’de görülen belirli politik olaylar, aşama aşama bir genişleme sürecini başlattı ve sonucunda bugün, sadece bir küresel değişim ağı kaldı. 19. yüzyılla birlikte yeryüzünün her köşesi kapitalist dünya ekonomiye entegre oldu.

Dünyanın her köşesine uzanan kapitalist dünya-sistem kültürel, siyasal ve ekonomik açıdan homojen olmaktan çok uzak bulunmaktadır- Aksine dünya-sistem medeniyetler arasında gelişme farklılıları ve politik gücün ve sermayenin artışındaki temel farklılıklarla karakterize edilir. Modernleşme ve kapitalizm teorilerinin iddiasının aksine, Wallerstein bu farklılıkları sistemin bir bütün olarak gelişmesi ile bertaraf edilebilecek sırf tortular veya düzensizlikler olarak görmez. Bunlar dünyanın merkez, yarı çevre ve çevre olarak bölünmesinde olduğu gibi dünya-sistem’in kalıtsal bir özelliğidir.

Merkez Çevre

Dünya sistem teorisi, dünyanın merkez ve çevre olarak bölündüğünü savunur ayrıca bunlar arasında yarı çevre olarak adlandırılan ve tanımını diğerleri ile ilişkisine göre kazanan bölgelerde bulunmaktadır. Bu ayrışmada, merkez ve çevre arasında yapısal ve kurumsallaşmış bir “işbölümü” bulunmaktadır: Merkez, yüksek düzeyde teknolojik ilerlemeye sahip ve ileri düzeyde ürünler üretirken; çevrenin rolü, merkezin temsilcilerine ham madde, tarımsal ürün ve ucuz işgücü sağlamaktır. Merkez ve çevre arasındaki değişim eşit olmayan şartlarda gerçekleşir: Çevre ürünlerini ucuz fiyatlardan satmak zorundadır fakat buna karşılık merkezin ürünlerini daha pahalı almak zorundadır. Ayrıca, yarı çevre adı ile adlandırılan merkeze göre çevre, çevreye göre merkez eğilimi gösteren bir bölge vardır. 20. yüzyılın sonlarında bu bölge Doğu Avrupa, Çin, Brezilya gibi alanları kapsayacaktır. Bazı durumlarda, çevre ve merkez bölgeler aynı coğrafi alanda çok yakın işbirliği içinde olabilir.

Dünya-sistemin başlangıcından itibaren sürekli genişlemesinin bir etkisi şeylerin sürekli metalaşmasıdır, buna insan emeği de dahildir. Doğal kaynaklar, toprak, emek ve insan ilişkileri aşama aşama kendi özgün değerinden soyutlanır ve ona bir değişim değeri belirleyen pazarda metaya dönüşür.

Wallerstein'a göre tarif ettiği dünya sistemin 1945'ten beri egemen gücü Amerika Birleşik Devletleri bu özelliğini kaybetmektedir. 11 Eylül ve ardından ortaya çıkan gelişmeler bunun en son ve en belirgin kanıtıdır.

Praksis

İçinde yaşadığımız dünya sisteminin hızla temel bir değişime doğru gittiğini ve tercih ve seçimlerimizle insan iradesine hiç olmadığı kadar açık hale geldiğini savunan Wallerstein ne yapabileceğimiz konusunda şunları söyler: "Hepimizin üçlü bir görevi olduğu yolundaki görüşüme bağlı kalıyorum: Gerçekliği eleştirel ve ayık bir kafayla analiz etmekle ilgili entelektüel görev; bugün öncelik vermemiz gereken değerlerin neler olduğuna karar vermekle ilgili ahlaki görev ve dünyanın, kapitalist dünya sistemimizin şu anki kaotik yapısal krizinden çıkıp, mevcut sistemden gözle görülür ölçüde daha kötü değil de, gözle görülür ölçüde daha iyi olacak farklı bir dünya sistemine geçmesi olasılığına hemen nasıl katkıda bulunabileceğimize karar vermekle ilgili siyasi görev."

Alıntılar

16. yüzyılda Avrupa, tepinen ehlileştirilmemiş bir ata benziyordu. Bazı grupların, özel bir işbölümüne dayalı dünya-sistem kurma, sistemin siyasi ve ekonomik garantörleri olarak merkez alanlarda ulus devletler yaratma ve sadece 'kârın değil ayrıca sistemin sürdürülebilmesi için oluşan maliyetin işçiye kesilmesini sağlama çabalarının gerçekleşmesi kolay değildi. Bunu gerçekleştirme başarısını Avrupa gösterdi, 16. yüzyılın itici gücü olmasaydı, modern dünya doğmamış olacaktı ve tüm gaddarlığına karşı doğmuş olması, olmamasından daha iyidir.

Kaynak: "Modern Dünya-Sistem"

Tarihsel bir sistem olarak kapitalizmin, kendinden önceki tarihsel sistemleri yıkarak ve değiştirerek onların üstünde bir ilerlemeyi temsil ettiği düşüncesi açıkçası doğru değildir. Bunu yazdığım için dahi, tanrılara hakaret gibi bir duyguya eşlik eden bir rahatsızlık hissediyorum. Akranlarım gibi aynı ideolojik atölyede biçimlendirilmiş ve aynı tapınakta ibaded etmiş olmaktan dolayı tanrıların gazabından korkuyorum.

Kaynak: "Tarihsel Kapitalizm"

Eserleri

Türkçeye çevirilen kitapları:

  • Amerikan Gücünün Gerileyişi (2004) ISBN 975-342-440-X
  • Bildiğimiz Dünyanın Sonu / Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Sosyal Bilim (2000)
  • Geçiş Çağı / Dünya Sisteminin Yörüngesi (1945-2025) (2001)
  • Güncel Yorumlar (2001)
  • Irk Ulus Sınıf / Belirsiz Kimlikler (Etienne Balibar ile, 1995)
  • Jeopolitik ve Jeokültür (1993) ISBN 975-355-081-2
  • Küreselleşme ve Terör / 2 Cilt Takım / Terör Kavramı ve Gerçeği / Terörizm, Saldırganlık, Savaş (2001) ISBN 975-8382-67-5
  • Küreselleşme ve Terör / Terör Kavramı ve Gerçeği / 1. Kitap ISBN 9758382683
  • Liberalizmden Sonra (1998) ISBN 975-342-199-0
  • Modern Dünya-Sistemi / Kapitalist Tarım ve 16. Yüzyıl'da Avrupa Dünya-Ekonomisinin Kökenleri / 1. Cilt (2002) ISBN 9789756920183
  • Modern Dünya-Sistemi / Modern Dünya-Sistemi Avrupa Dünya-Ekonomisinin Pekiştirilmesi ve Merkantilizm 1600/1750 / 2. Cilt (2005) ISBN 9789756920121
  • Sistem Karşıtı Hareketler (1995) ISBN 975-342-070-6
  • Sosyal Bilimleri Düşünmemek / 19. Yüzyıl Paradigmasının Sınırları (1999) ISBN 975-7112-42-9
  • Tarihsel Kapitalizm (1992) ISBN 975-7650-90-0
  • Ütopistik ya da 21. Yüzyılın Tarihsel Seçimleri (2001) ISBN 975-7112-86-0
  • Yeni Bir Sosyal Bilim İçin (2003) ISBN 975-8242-64-4
  • Sosyal Bilimleri Açın / Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Gulbenkian Komisyonu Raporu; Gulbenkian Komisyonu (Editör,1998) ISBN 975-342-099-4
  • İki Kültürü Aşmak /Modern Dünya Sisteminde Fen Bilimleri İle Beşeri Blimler Ayrılığı (Richard E. Lee ile birlikte, koordinatör, 2007) ISBN 9789753425858
  • Avrupa Evrenselciliği / Gücün Retoriği ISBN 9789756165416
  • Güncel makaleleri sendika.org [1]4 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. tarafından düzenli olarak Türkçeye çevrilmekte ve yayınlanmaktadır.

İngilizce Eserleri:

  • 1961: Africa, The Politics of Independence. New York: Vintage.
  • 1964: The Road to Independence: Ghana and the Ivory Coast. Paris & The Hague: Mouton.
  • 1967: Africa: The Politics of Unity. New York: Random House.
  • 1969: University in Turmoil: The Politics of Change. New York:Atheneum.
  • 1972 (with Evelyn Jones Rich): Africa: Tradition & Change. New York:Random House.
  • 1974: The Modern World-System, vol. I: Capitalist Agriculture and the Origins of the European World-Economy in the Sixteenth Century. New York/London: Academic Press.
  • 1979: The Capitalist World-Economy. Cambridge: Cambridge University Press.
  • 1980: The Modern World-System, vol. II: Mercantilism and the Consolidation of the European World-Economy, 1600-1750. New York: Academic Press.
  • 1982 (with Terence K. Hopkins et al.): World-Systems Analysis: Theory and Methodology. Beverly Hills: Sage.
  • 1982 (with Samir Amin, Giovanni Arrighi and Andre Gunder Frank): Dynamics of Global Crisis. London: Macmillan.
  • 1983: Historical Capitalism. London: Verso.
  • 1984: The Politics of the World-Economy. The States, the Movements and the Civilizations. Cambridge: Cambridge University Press.
  • 1986: Africa and the Modern World. Trenton, NJ: Africa World Press.
  • 1989: The Modern World-System, vol. III: The Second Great Expansion of the Capitalist World-Economy, 1730-1840's. San Diego: Academic Press.
  • 1989 (with Giovanni Arrighi and Terence K. Hopkins): Antisystemic Movements. London: Verso.
  • 1990 (with Samir Amin, Giovanni Arrighi and Andre Gunder Frank): Transforming the Revolution: Social Movements and the World-System. New York: Monthly Review Press.
  • 1991 (with Étienne Balibar): Race, Nation, Class: Ambiguous Identities. London: Verso.
  • 1991: Geopolitics and Geoculture: Essays on the Changing World-System. Cambridge: Cambridge University Press
  • 1991: Unthinking Social Science: The Limits of Nineteenth Century Paradigms. Cambridge: Polity.
  • 1995: After Liberalism. New York: New Press.
  • 1995: Historical Capitalism, with Capitalist Civilization. London: Verso.
  • 1998: Utopistics: Or, Historical Choices of the Twenty-first Century. New York: New Press.
  • 1999: The End of the World As We Know It: Social Science for the Twenty-first Century. Minneapolis: University of Minnesota Press.
  • 2003: Decline of American Power: The U.S. in a Chaotic World. New York: New Press.
  • 2004: The Uncertainties of Knowledge. Philadelphia: Temple University Press.
  • 2004: World-Systems Analysis: An Introduction. Durham, North Carolina: Duke University Press.
  • 2004: Alternatives: The U.S. Confronts the World. Boulder, Colorado: Paradigm Press.
  • 2006: European Universalism: The Rhetoric of Power. New York: New Press.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 1 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2019. 
  2. ^ "1100’ün üzerinde akademisyenden barış çağrısı: Bu suça ortak olmayacağız". 29 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Diken. 11 Ocak 2016. Erişim tarihi: 23 Ocak 2016.

Dış bağlantılar (İngilizce)

Video

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

<i>Kapital</i> Karl Marxın bir eseri

Kapital, Kapitalist Üretimin Eleştirel Bir Tahlili, Das Kapital veya Kapital, 1867, 1885 ve 1894 yıllarında üç cilt olarak yayınlanan, Karl Marx tarafından yazılmış, politik ekonomi eleştirisi ve tarihsel materyalizm teorisinin kurucu metinlerinden biridir. Marx'ın yaşamı boyunca yaptığı çalışmaların ürünü olan bu metin, Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo ve John Stuart Mill gibi klasik politik iktisatçıların görüşlerini izleyerek, kendi ifadesiyle “modern toplumun ekonomik işleyiş yasasını ortaya koymak amacıyla” tarihsel materyalizm teorisini uygulayarak ortaya koymaya çalıştığı bir kapitalizm analizi ve eleştirisidir. Metnin ikinci ve üçüncü ciltleri, notlarını derleyen meslektaşı Friedrich Engels tarafından Marx'ın ölümünden sonra yayımlanmıştır. Kapital, sosyal bilimler alanında 1950'den önce yayımlanmış olan en çok atıf yapılmış kitaptır.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Peter Ludwig Berger</span> Amerikalı toplumbilimci (1929 – 2017)

Peter Ludwig Berger,, Amerikalı sosyolog ve teolog.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Antikapitalizm</span>

Antikapitalizm ya da kapitalizm karşıtlığı, bugüne kadar genel veya özel bir isim almamışsa da, genellikle sosyalist ya da anarşist politik görüşlü insanların istediği düzen biçiminin bir parçasıdır.

Yeni Çağ veya Erken Modern Çağ, Avrupa tarihinde Orta Çağ'ın sonu ile Yakın Çağ ve Sanayi Devrimi arasındaki dönemdir. Bu bağlamda Erken Modern Dönem, 15. yüzyılın ikinci yarısından 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen yaklaşık üç asırlık dönemi kapsar. Çağın başlangıcı farklı tarih olaylarına bağlanmıştır. Yeni Çağ, 1453 senesinde Fatih Sultan Mehmed liderliğindeki Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in fethi ile başlamıştır. Avrupa'da Rönesans'ın başlaması veya coğrafi keşifler dönemi de çağın başlangıç noktalarından kabul edilmektedir. Çağ, sınıf ayrılılıkları sebebiyle patlak veren ve daha sonra bütün Avrupa ile dünya ülkelerinin tarihini değiştiren Fransız İhtilali ile bitmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız sistemi</span>

Yıldız sistemi, kütleçekim etkisiyle bağlı olarak birbirlerinin yörüngesinde dolanan az sayıdaki yıldızdan oluşan bir sistemdir. Kütleçekimi ile bağlı büyük bir yıldız grubu genellikle bir yıldız kümesi veya gökada olarak adlandırılır, fakat geniş anlamıyla bunlar aynı zamanda yıldız sistemleridir. Yıldız sistemleri; gezegenler ve benzer cisimleri içeren gezegen sistemleriyle karıştırılmamalıdır.

Karma ekonomi, kamu hizmetleri, güvenlik, askeriye, refah ve eğitim gibi hem özel işletmeleri hem de kamulaştırılmış devlet hizmetlerini kabul eden bir ekonomik sistemdir. Karma ekonomi aynı zamanda halkı, çevreyi veya devletin çıkarlarını korumaya yönelik bir tür düzenlemeyi de teşvik eder.

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekonomi</span> üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen ad

Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.

Meritokrasi, yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. Özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar. Osmanlı Devleti'ndeki devşirme sistemi buna benzer bir örnek olarak gösterilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Tarihsel sosyoloji</span>

Sosyoloji ve tarih arasında yer alan bir araştırma disiplinidir. Bu iki kavram arasında sıkı bir ilişki bulunur. En yüzeysel anlamıyla tarihi, geçmişteki olaylara ait bilgilerin keşfedilip, toplanması ve bir araya getirilip sunan bilim olarak tanımlarsak sosyolojiyi de tarih boyunca yaşayan insanların, toplumların çeşitli yönlerini inceleyen bilim olarak kabul etmeliyiz. Bir tarihi olay örneği ile sosyoloji tarih ilişkisini anlayabiliriz. Her tarihi olay bir sosyo-kültürel olaydır. Sosyoloji de bu sosyo-kültürel olayları, sosyal ilişkileri araştırır. Böylece tarih ile sosyoloji birbirleriyle örtüşür.

Modern Dünya Sistemi Teorisi, Immanuel Wallerstein'ın küresel ekonomik yapıyı merkez (center) ve çevre (periphery) kavramları aracılığıyla analiz ederek bağımlılık ilişkileri çerçevesinde yorumladığı bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

Bağımlılık teorisi, Marx ve Lenin'in ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin çatışma odaklı ilişkiler ağı olduğunu ve sistemin ekonomik gücün durumuna göre evrildiğini ileri süren, günümüzdeki küresel eşitsizliği açıklamayı amaçlayan uluslararası politik ekonomi teorisidir.

Jeopolitik teoriler arasında Fransız okulu olarak bilinen çevresel akımın temsilcileri, Lucien Febvre ve Vidal de la Blache, Anglo Amerikan ve Alman jeopolitik kuramların "deterministlik" yaklaşımını reddederek "Posibilist" (olasılıkçı) düşüncenin jeopolitik alanda temsilcileri olmuştur. Çevresel kuramda Fransız okulu olarak bilinen temel akımın ve “Posibilist” düşüncelerinin temsilcisi olan başta Lucien Febvre ve Vidal de la Blache, Angelo Amerikan ve Alman jeopolitik kuramcıların “deterministik” yaklaşımını kabul etmeyip reddetmektedirler. Fransız coğrafya okulunun düşüncesine göre, insan kendi doğal çevresini değiştirilebilen ve kendisine yönelik seçenekleri en sonunda kendisi belirleyebilen bir karaktere sahiptir. XX. Yüzyıl'ın jeopolitiklerinin hemen hemen hepsi, bu iki uç yaklaşım arasında düşüncelerini sergilemekte ve fikirlerini bu çizgide belirtmekte ve yer almaktadırlar. Bu üçüncü gruba göreyse çevre, insan davranışlarının Sınırlarını tek başına belirleyemez, fakat, eylemler üzerinde sınırlı da olsa, “koşullu” bir etkiye sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Posibilist (olasılıklı) düşünceyi savunan ve jeopolitik teorinin önde gelen yazarlarından Harold Hance Sprout ve Margaret Sprout’a göre, coğrafya bize ne yapmamızı emredici bir öge olmayıp, tercihlerimizi oluşturmada yol göstericidir. Coğrafya ve çevresel faktörler bu anlamda insan davranışlarını koşullandırma yerine, diğer politika davranışlarının oluşmasında karar vericinin önündeki seçeneklere işaret etmektedir. Lucien Febvre ve Vidal de la Blache’dan etkilenmişle olan Amerikalı siyaset bilimcilerden, Sprout’lar’n jeopolitiğe getirdikleri bu farklı bakış açısı, 1930’lar ile 1970’ler arası dönemde uluslararası ilişkileri önemli ölçüde etkilenilir. Dolayısıyla olasılık teori, sadece “devlet çevre” ilişkisi üzerinde duran deterministi teoriden göstermektedir. Bu bağlamda, çevresel olasılıkçılar coğrafyanın karar vericinin kararlarını belirlediği ya da kontrol ettiği biçimindeki determinist bir anlayışla karşı çıkarlar. Olasılıklı doktrine göre; çevre ve değil ortam, karar vericiyi bir davranışla zorlayan bir unsuru olmayıp, karar vericinin önündeki imkânlara, seçeneklere ve sınırlamalara dikkat çekmektedir. Çevresel sınırlamalarını, genel ya da dar olabildiği gibi, algıya göre de denilebilir. Star'a göre, varlık çevre iliklisinde, çevrenin varlık tarafından nasıl algılandığının önemli olduğunun kabul edilmesi, determinist modeli sayımına karşı ciddi bir argümandır. Gerçek dünyanın algıladığına bağlı olarak çevrenin birim üzerindeki etkisi de denilebilir. Osterud'a göre; jeopolitik genişlik topoğrafya, konum ve iklimi de içermektedir. Harold South’a göreyse jeopolitik varsayım, güç konfigürasyonu, kara ve denizlerin oranı, doğal kaynakların dağılımı ve iklimin yanı sıra, nüfus, toplumsal ve siyasal kurumlar ve davranış biçimleri gibi çok sayıda toplumsal ögeyi de kapsamaktadır. jeopolitik faktörler, kısıtlamalar ve imkânlara işaret eden çevresel faktörlerdir. Coğrafik yapıyı da içeren jeopolitik yapı, karar vericilerin karşı karşıya oldukları politikaya ilişkin olanak ve sınırlamalar anlamına gelmektedir. Bu çerçevede bazı genellemeler de yapılmıştır; mesela coğrafyanın birinci yasası da denen, “mesafe uzadıkça devletin etkisinin azalacak ya da “devlet ülkesel (alansal) olarak büyüdükçe etkileyeceği mesafenin artacağı gibi yaklaşımlar sayılabilir. Ancak bu düşünceler elbette teknolojinin özellikle de bilgi, iletişim ve ulaştırma teknolojilerinin yüzyılımızda büyük hızla gelişmesi sonucunda denilmektedir. Siyasal coğrafyanın uluslararası› ilişkilere en önemli katkısı, aktörlerin eylemlerini ve hareket alanlarını doğru bir şekilde belirlemede anlamlı çerçeveler sunmasıdır. Uluslararası ilişkilerin boşlukta cereyan etmediğine göre, mekan (yer) unsuru, analizin çerçevesini meydana getirmektedir. Uluslararası ilişkilere yönelik ikinci bir katkısıysa model kurmaya ilişkindir. Coğrafya, dışı politika analizlerinde bir perspektif sağlayarak, araştırmaları daha da kolaylaştırmaktadır. Özellikle ittifak (bloklar) ve komşuluk ilişkilerine yönelik olarak devletlerin davranışlarını analiz etmeyi amaçlayan araştırmalarda, jeopolitik modeller sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Jeopolitikçilerin üzerinde durduğu bir diğer nokta da mekânsal heterojenle ve mekânsal bağımlılıktır.

Barrington Moore Jr. Amerikalı akademisyen, araştırmacı ve siyaset sosyolojisi uzmanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Theda Skocpol</span> Amerikalı sosyolog

Theda Skocpol, Harvard Üniversitesi'nde Victor S. Thomas Yönetim ve Sosyoloji Profesörü olan Amerikalı sosyolog ve siyaset bilimci. Her iki disiplinde de etkili bir figür olan Skocpol, en çok tarihsel-kurumsal ve karşılaştırmalı yaklaşımların yanı sıra "devlet özerkliği teorisi" ile tanınır. Hem popüler hem de akademik kitle için çok sayıda yazı yazdı. Amerikan Siyaset Bilimi Derneği ve Sosyal Bilimler Tarih Derneği Başkanlığı yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji bibliyografyası</span>

Sosyoloji bibliyografyası listesi sosyoloji ve onun alt disiplinlerine ilişkin eserleri içerir. Eserlerin bir kısmı sosyoloji antolojisi; diğer bir kısmı da sosyoloji tarihi ya da kayda değer eserlerden seçilmiştir.

Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı bir ekonomik sistemdir. Genellikle kârın, serbest ticaretin, sermaye birikiminin, gönüllü mübadelenin, ücretli emeğin vb. ahlaki açıdan meşru olduğu anlamına gelir. Ortaya çıkışı, gelişimi ve yayılması kapsamlı araştırma ve tartışmaların konusudur. Tartışmalar bazen temel tarihsel verilerin başlıca sorulara nasıl dayanacağı üzerine odaklanmaktadır. Temel tartışma parametreleri arasında şunlar yer almaktır: kapitalizmin ne ölçüde doğal olduğu, ne ölçüde belirli tarihsel koşullardan kaynaklandığı; kökenlerinin kentlerde ve ticarette mi yoksa kırsal mülkiyet ilişkilerinde mi yattığı; sınıf çatışmasının rolü; devletin rolü; kapitalizmin ne ölçüde Avrupa'ya özgü bir yenilik olduğu; Avrupa emperyalizme ilişkisi; teknolojik değişimin kapitalizmin itici gücü mü yoksa yalnızca ikincil bir yan ürünü mü olduğu; ve insan toplumlarını örgütlemenin en faydalı yolu olup olmadığı mı?