
Antik Mısır, Antik Çağ'daki medeniyetlerden biridir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" ve "Yukarı Mısır" olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 yılında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.
Çağ, başlangıcı ve sonu belli olan, tarihte ayrı bir özelliğe sahip zaman bölümüdür.

II. Ramses, Mısır'ın 19. Hanedanının üçüncü firavunuydu. Genellikle Eski Mısır'ın en güçlü dönemi olan Yeni Krallık'ın en büyük, en ünlü ve en güçlü firavunu olarak kabul edilir.

Uksur ya da Luksor, Güney Mısır'da Uksur ilinin başkenti olan şehirdir. Nüfusu yaklaşık 200.000 kadar olan şehir, antik Mısır şehri Teb'in harabelerinin üstüne kurulmuş olduğundan dolayı dünyanın en büyük açık müzesi olarak da adlandırılır. Bu sebepten dolayı her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilir.

Ebu Simbel, Güney Mısır'da bulunan antik tapınak.

Kadeş Antlaşması, aynı zamanda Mısır-Hitit barış antlaşması, Ebedi Antlaşma veya Gümüş Antlaşma olarak da bilinir, her iki tarafın da versiyonlarının günümüze ulaştığı tek Antik Yakın Doğu antlaşmasıdır. Aynı zamanda bilinen en eski barış antlaşmasıdır.

Kadeş Muharebesi, Hitit Krallığı ile Yeni Mısır Krallığı arasında yapılan ve o döneme dek toplanan en büyük iki ordunun karşı karşıya geldiği savaş.

Kavimler Göçü, MS 350-800 yılları arasında Avrupa'ya yapılan şiddetli insan göçüdür. İlk dönem ve ikinci dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. İlk dönemki kavimler göçü Batı Roma İmparatorluğu ve Hunlar arasındaki yoğun sınır değişikliklerini kapsar. İkinci dönem kavimler göçüyse ilk dönemkinin devamı niteliğindedir. İlk gelen göçmenler Hunlar, Slavlar, Ön Bulgarlar, Alanlar tarafından Batı'ya doğru sürülen Gotlar, Anglo-Saksonlar, Vandallar ve Franklar gibi Cermen kabileleriydi. İkinci dönem göçleri de Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa'da derin değişimlere sebep olmuştur.

Deniz savaşı, denizlerde en az iki devletin mevcut donanmaları arasında gerçekleşen savaşlara verilen isim. Deniz savaşları, eski çağlardan günümüze bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak yapılış şekli bakımından çok büyük değişiklikler geçirmiştir.

Üçüncü Yüzyıl Krizi, 235 ve 284 yılları arasında Roma İmparatorluğu'nun aynı anda gerçekleşen üç krizin sonucunda harap olduğu ve neredeyse yıkılmanın eşiğine geldiği döneme verilen addır. Bu krizler dış istilalar, iç savaş ve ekonomik çöküştür. Kurumlar, toplum, ekonomik hayat ve en son olarak da dinde yaşanan değişimler o kadar derin ve temeldendi ki "Üçüncü Yüzyıl Krizi" giderek klasik antikite ile Orta Çağ ya da Geç Antik Çağı birbirinden ayıran dönem olarak görülmektedir.

Medinet Habu, III. Ramses'in mezarının da yer aldığı tapınağa verilen genel addır. Mısır'ın Luksor kentinin Batı yakasında Medinet Habu kompleksinde yer alan önemli bir Yeni Krallık dönemi tapınağıdır. Mimari ve sanatsal öneminin yanında tapınak III. Ramses'in zamanında Deniz Kavimleri ve diğer halkların Mısır'a saldırılarını ve onların yenilgiye uğratılışını betimleyen röliyeflerle ve yazıtlarla donatılmıştır. Mısır tarihinin bu dönemiyle ilgili çok değerli bir bilgi kaynağı sağlayan kompleks aynı zamanda dönemin Antik Yakın Doğusu yönünden de değerlidir.

Geç Hititler veya Geç Hitit Devletleri, Anadolu'nun Demir Çağı'ndaki Luvice, Aramice ve Fenikece konuşan siyasi varlıklarıdır. MÖ 1200'lerde batıdan gelen Ege Göçleri'nin saldırılarından kurtulabilen Hititler güney ve güney - doğu Toroslar'ın dağlık bölgelerine çekilerek yaşamışlar ve her biri bağımsız beylikler kurmuşlardır. Geç Hitit Devletleri MÖ 11. yüzyıldan itibaren hem siyasal hem de kültürel anlamda Arami etkisi altına girdiler ve zamanla Aramileştiler. Geç Hitit Devletleri Urartu ve Asurlular'a bağımlı olarak yaşadılar. MÖ 7. yüzyılda ise Asurlular bu devletlerin siyasal varlığına son verdi. Bu tarihten sonra bu devletlerin her biri Asur eyaleti oldu. Karkamış, Pattin(Unqi), Sam'al, Gurgum, Kummuhu, Milid, Keveh, Hilakku ve Tabal devletleri; Geç Hitit Devletleridir.

Deniz Kavimleri ya da Deniz Halkları Tunç Çağı’nın sonlarına doğru, özellikle MÖ 13. yüzyılda, MÖ 1276 – 1178 yılları arasında Anadolu, Suriye, Filistin, Kıbrıs ve Mısır'a yönelen istila hareketlerinden sorumlu görülen, savaşçı ve denizci halklardır. Bu yıkıcı saldırılar, Bronz Çağı Çöküşü’ne yol açan istilaların bir bölümü olarak Doğu Akdeniz’de tüm krallıkların ve Anadolu’da Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasında belirleyici olmuştur. Antik Mısır ise hem denizde, hem de karada verdiği savaşlarla bu saldırıları püskürtmeyi başarmıştır. Bu istilalar sonucu konuya ilişkin kayıtlar yok olduğundan, olayların kesin kapsamı ve istilacıların kimlikleri, geldikleri bölgeler halen kesin bir biçimde belirlenememiştir. Günümüze ulaşabilen belgeler, Mısır yazıtları ve kabartmaları, Hitit belgeleri, Ugarit belge ve mektupları ile arkeolojik buluntulardır.

III. Hattuşili (Hattušili), yaklaşık MÖ 1267-1237 tarihleri arasında hüküm sürmüş Hitit kralıdır. II. Murşili'nin bilinen dördüncü ve en küçük oğludur. Daha kral olmadan önce Kizzuvatna orijinli bir rahibe olan, Puduhepa ile evlenmiş ve Puduhepa en söz sahibi Hitit kraliçelerinden biri olmuştur. Günümüzde Hititlerin başkenti Hattuşaş'ta yapılan kazılarda, III. Hattuşili'ye ait 200'ün üzerinde doküman bulunmuştur.

Arzava, antik çağda Batı Anadolu’da Göller Bölgesi’nden Ege Denizi’ne uzanan kuşakta kurulmuş olan bir devlettir. Adının Ormanlar Yurdu anlamına geldiği ileri sürülmüştür Doğusunda Hitit Krallığı, kuzeyinde hakkında çok az bilgi bulunan Assuva federasyonu yer almaktaydı.

II. Muvatalli, yıllarında hüküm sürmüş ve Mısır kralı II. Ramses'le Kadeş Savaşı'nı yapmış olan Hitit kralıdır.

Bronz Çağı Çöküşü Güneybatı Asya’da ve Doğu Akdeniz’de, Bronz Çağı sonları, Demir Çağı başlarında yaşanan hızlı, yıkıcı ve kültürel dağılmalara, çözülmelere yol açan bir dizi toplumsal çöküştür. Doğu Akdeniz’deki Bronz Çağının yüzyıllar içinde oluşan tüm kurumları yerle bir olmuştur, şehir hayatı çok büyük ölçüde gerilemiştir, geriye yalıtılmış köy toplumları kalmıştır. Miken Yunanistanı’nda saray ekonomileri çökmüştür. Yıkımların ardından Kıta Yunanistan’ı, Ege Adaları ve Anadolu 400 yıl sürecek bir karanlık çağa girecektir. Bu dönemden günümüze Mısır kaynakları hariç hiçbir yazılı belge kalmamıştır. Akdeniz’in tüm doğu yarısında, Antik Mısır hariç, neredeyse tüm büyük ve orta ölçekli kentler, çoğunlukla yağmalanıp ateşe verilmiş, diğerleri bu akıbete uğramamak için boşaltılmıştır. Bronz Çağı boyunca gelişip serpilen tüm krallıklar, yine Mısır hariç yıkılmış ve bir daha varlık gösterememiştir.

Mısır tarihi, verimli Nil Nehri kıyıları ve deltası ile Mısır'ın yerli halkının başarıları ile uzun ve zengin olmuştur. Mısır hiyeroglifleri Rosetta Taşı'nın keşfi ve yardımıyla deşifre edilene kadar Mısır'ın eski tarihinin çoğu bir gizemdi. Antik Dünyanın Yedi Harikası arasında yer alan Keops Piramidi bu coğrafyada bulunmaktadır.
Mısır'ın Yirminci Hanedanı, MÖ 1189'dan MÖ 1077'ye kadar süren Eski Mısır Yeni Krallık döneminin üçüncü ve son hanedanıdır. 19. ve 20. Hanedanlar ayrıca Ramsesler dönemi olarak bilinen bir çağı oluşturur.

VI. Ramses Nebmaatre-Meryamun Mısır'ın Yirminci Hanedanlığının beşinci hükümdarıydı. MÖ 12. yüzyılın ortalarından sonlarına kadar yaklaşık sekiz yıl hüküm sürdü ve III. Ramses ile kraliçe Iset Ta-Hemdjert'in oğluydu. Bir prens olarak, Ramses Amunherkhepeshef olarak biliniyordu ve kraliyet katibi ve süvari generali unvanlarını elinde tutuyordu. Yerine, VII. Ramses Itamun geçti.